SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEZALİM

<< 1090 >>

باب: من كانت له مظلمة عند الرجل فحللها له، هل يبين مظلمته.

10. BİRİNE HAKSIZLIK EDEN KİŞİ HAKSIZLIK ETTİĞİNDEN HELALLİK DİLEDİĞİ ZAMAN YAPTlĞI HAKSIZLIĞI AÇIKLAR MI

 

حدثنا آدم بن أبي إياس: حدثنا ابن أبي ذئب: حدثنا سعيد المقبري، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (من كانت له مظلمة لأحد من عرضه أو شيء فليتحلله منه اليوم، قبل أن لا يكون دينار ولا درهم، إن كان له عمل صالح أخذ منه بقدر مظلمته، وإن لم تكن له حسنات أخذ من سيئات صاحبه فحمل عليه).

قال أبو عبد الله: قال إسماعيل بن أبي أويس: إنما سمي المقبري لأنه كان نزل ناحية المقابر. قال أبو عبد الله: وسعيد المقبري هو مولى بني ليث، وهو سعيد بن أبي سعيد، واسم أبي سعيد كيسان.

 

[-2449-] Said el-Makburi kanalıyla Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Biriniz, namus veya herhangi bir konuda kardeşine haksızlık yaptıysa altının ve gümüşün fayda etmeyeceği gün gelmeden önce ondan helallik dilesin. O gün geldiğinde iyiliği varsa yaptığı haksızlık kadar iyilik ondan alınır. İyiliği yoksa haksızlık ettiği kardeşinin kötülüklerinden alınıp ona yüklenir. "

 

Tekrar: 6534

 

 

AÇIKLAMA:     "Altının ve gümüşün fayda etmeyeceği gün"den maksat kıyamet günüdür. Bu hadis ile "Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez"[En'am 164] ayeti arasında çelişki yoktur. Çünkü ona kendi fiili ve haksızlığı sebebiyle ceza verilmektedir Başkasının suçundan dolayı değil, kendi suçundan dolayı ceza görecektir. Dolayısıyla Allah'ın kulları üzerindeki adaletinin bir gereği olarak iyiliklerle kötülükler dengelenmiştir. Bu konu Rikak bölümünde daha ayrıntılı olarak ele alınacaktır.(6534. hadis)

 

 

باب: إذا حلله من ظلمه فلا رجوع فيه.

11. KİŞİ BİR HAKSIZLIĞI HELAL ETTİKTEN SONRA ARTIK DÖNÜŞ YOKTUR

 

حدثنا محمد: أخبرنا عبد الله: أخبرنا هشام بن عروة، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها: {وإن امرأة خافت من بعلها نشوزا أو إعراضا}. قالت: الرجل تكون عنده المرأة، ليس بمستكثر منها، يريد أن يفارقها، فتقول: أجعلك من شأني في حل، فنزلت هذه الآية في ذلك:

 

[-2450-] Aişe r.anha'dan nakledilmiştir: Hz. Aişe, "Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden veya kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse aralarında bir sulh yapmalarında onlara bir günah yoktur" (Nisa 128) ayetinin iniş sebebi hakkında şöyle demiştir:

 

Evli bir erkek eşiyle aynı evde oturuyordu. Ancak onunla çokça cinsel ilişkiye girmiyor ve ondan ayrılmak istiyordu. Bunun üzerine eşi "Sana kendimle ilgili bütün haklarımı helal ediyorum" demişti. Bunun üzerine bu ayet indi.

 

Tekrar: 2694, 4601, 5206

 

AÇIKLAMA:     Bazı alimler hakkın helal edilmesi için bilinmesini şart koşmuşlardır. Bazı alimlere göre ise ister bilsin, ister bilmesin hakkını helal edebilir.

 

Sonra musannif Buhari bu hadisi, kocasından hulu' yoluyla ayrılan kadının olayını naklederken tekrar zikretmiştir. Nisa Suresi'nin tefsirinde bu konu ele alınacaktır. (4601.hadiste) (Çok evli bir kocanın) eşlerinden birinin kendi gününü bağışlaması konusu da Nikah bölümünde ele alınacaktır. (5212.hadiste)

 

 

باب: إذا أذن له وأحله، ولم يبين كم هو.

12. NE KADAR OLDUĞUNU AÇıKLAMAKSIZIN İZİN VERDİĞİNDE VEYA HELAL ETTİĞİNDE

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن أبي حازم بن دينار، عن سهل بن سعد الساعدي رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أتي بشراب فشرب منه، وعن يمينه غلام، وعن يساره الأشياخ، فقال للغلام: (أتأذن لي أن أعطي هؤلاء). فقال الغلام: والله يا رسول الله، لا أوثر بنصيبي منك أحدا. قال: فتله رسول الله صلى الله عليه وسلم في يده.

 

[-2451-] Sa'd es-Saidı'den rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir su getirildi. O da sudan içti. Sağında (suyu getiren) delikanlı; solunda ise yaşlılar vardı. Hz. Nebi delikanlıya: "Bunlara da su vermeme izin verir misin?" buyurdu. Delikanlı "Hayır, Allah'a yemin olsun ki, senden gelecek nasibimi kimseye değişmem" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem suyu çocuğun eline bıraktı.

 

 

Not:     Başlıkta geçen "izin verdiğinde" ifadesi "hakkını başkasının almasına izin verdiğinde" anlamındadır. Bu konu Müsakat bölümünde (2366. hadiste) ele alınmıştır. 

 

 

SONRAKİ