باب:
الرجل يكون له
ممر أو شرب في
حائط أو في نخل.
17. (BAŞKASINA AİT) BAHÇE VEYA HURMALIKTA GEÇME (MURÜR) VE
SULAMA HAKKI
قال النبي
صلى الله عليه
وسلم: (من باع
نخلا بعد أن
تؤبر فثمرتها
للبائع).
فللبائع
الممر والسقي
حتى يرفع،
وكذلك رب
العرية.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Bir kimse, hurmaları aşıladıktan sonra
ağaçlarını satarsa, meyveleri satıcıya ait olur. Satıcının, meyveleri
toplayıncaya kadar, bahçeye girme ve ağaçları sulama hakkı vardır. Ariyyede de mal sahibi aynı durumdadır."
أخبرنا
عبد الله بن
يوسف: حدثنا
الليث: حدثني ابن
شهاب، عن سالم
بن عبد الله،
عن أبيه رضي الله
عنه قال: سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول: (من
ابتاع نخلا
بعد أن تؤبر
فثمرتها
للبائع إلا أن
يشترط
المبتاع، ومن
ابتاع عبدا
وله مال فماله
للذي باعه إلا
أن يشترط
المبتاع).وعن
مالك، عن
نافع، عن ابن
عمر، عن عمر:
في العبد.
[-2379-] Salim İbn Abdullah'ın naklettiğine göre babası şöyle demiştir:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken işittim: "Bir
kimse, hurmaları aşıladıktan sonra ağaçlarını satarsa, müşteri ayrıca kendisine
ait olmasını şart koşmadıkça, meyveleri satıcıya ait olur. Bir kimse köle
sattığı zaman, müşteri şart koşmadıkça köleye ait olan mallar da satıcıya ait
olur."
حدثنا
محمد بن يوسف:
حدثنا سفيان،
عن يحيى بن سعيد،
عن نافع، عن
ابن عمر، عن
زيد بن ثابت
رضي الله عنهم
قال: رخص
النبي صلى
الله عليه
وسلم أن تباع
العرايا
بخرصها تمرا.
[-2380-] İbn Ömer'in, Zeyd İbn Sabit'ten naklettiğine göre, Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ariyyelerin, ne kadar meyve vereceğini tahmin
suretiyle satılmasına izin vermiştir.
AÇIKLAMA: Ariyye, bir
kimsenin diğerine, bahçesindeki hurma ağacının (meyvelerini) hibe ettikten
sonra, bahçesine girmesinden rahatsız olduğu için ona, kuru hurma vererek, daha
önce hibe etmiş olduğu yaş hurmaları satın alması işlemidir. Bkz. Alım-Satım Bölümü, 84. konu.
حدثنا
عبد الله بن
محمد: حدثنا
ابن عيينة، عن
ابن جريج، عن
عطاء: سمع
جابر بن عبد
الله رضي الله
عنهما: نهى
النبي صلى
الله عليه
وسلم عن
المخابرة
والمحاقلة،
وعن
المزابنة،
وعن بيع الثمر
حتى يبدو
صلاحها، وأن
لا تباع إلا
بالدينار
والدرهم إلا
العرايا.
[-2381-] Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
muhabera, muhakale, müzabene yoluyla satışı ve kızarıp tatlanmadan önce
meyvelerin satımını yasaklamıştır. Bunların, ancak dinar ya da dirhem
karşılığında satılmasını emretmiştir. Fakat bu hükümden sadece ariyye satışı
müstesnadır.
AÇIKLAMA: Muhabera, tohumun, araziye emeğini verecek
tarafça karşılandığı müzaraa akdidir.
Muhakale, ekinin, safi buğday karşılığında satılmasıdır.
حدثنا
يحيى بن قزعة:
أخبرنا مالك،
عن داود بن حصين،
عن أبي سفيان
مولى أبي
أحمد، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه قال: رخص النبي
صلى الله عليه
وسلم في بيع
العرايا بخرصها
من التمر،
فيما دون خمسة
أوسق، أو في
خمسة أوسق. شك
داود في ذلك.
[-2382-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, beş veskten aşağı olmak şartıyla, tahmin yöntemiyle ariyye satışı
yapılmasına izin vermiştir.
Ravi Davud, ifadenin, "beş veskte" şeklinde olabileceği
konusunda şek (şüphe) etmiştir.
حدثنا
زكرياء بن
يحيى: أخبرنا
أبو أسامة
قال: أخبرني
الوليد بن
كثير قال:
أخبرني بشير
بن يسار، مولى
بني حارثة، أن
رافع بن خديج
وسهل بن أبي
حثمة حدثاه:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
المزابنة،
بيع الثمر
بالتمر، إلا
أصحاب
العرايا، فإنه
أذن لهم.
قال
أبو عبد الله:
وقال ابن
إسحاق: حدثني
بشير، مثله.
[-2383 - 2384-] Rafi' İbn Hadlc ve Sehl İbn Ebi Hasme r.a. şöyle demiştir:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, müzabene satışını ve meyvenin kuru
hurma karşılığında satılmasını yasaklamıştır. Ancak ariyye uygulamasında
bulunanlara bu konuda izin vermiştir.
AÇIKLAMA: İbnü'l-Müneyyir
şöyle demiştir: Ağacını satan kimsenin,
belirli şartlarda, söz konusu bahçeye girme ve ağaçlarını sulama hakkı
bulunduğunu ifade eden hadisin, bu başlık altında ele alınması ile, bir malda,
birden çok hakkın bir arada bulunabileceğine dikkat çekilmek istenmiştir. Malı
satın alan kişinin mülkiyet hakkı, diğerinin ise yararlanma (intifa') hakkı
bulunmaktadır. Bu hak, satıcının, ağacın aslına sahip olmadığı halde meyvede
hak sahibi olmasından neş'et etmektedir. Satıcı, böylece başkasının
mülkiyetinde bulunan bir arazideki hurmaları toplama hakkına sahiptir. İşte
ariyye satışındaki durum da böyledir.
İbn Dakıki’l-İyd şöyle demiştir: "Köleye ait malların
satıcıya ait olduğuna hükmedilmiştir. Çünkü söz konusu mala kendisi efendisinin
mülkiyetinde iken sahip olmuştur."
Bazı alimler de, "Efendi, mülkiyetine geçmek üzere kölesine
bir şey verdiği zaman artık o mal kölenin olur" demişlerdir. Malik ve
(eski görüşüne göre) Şafii bu görüştedir. Fakat efendi kölesine mal verdikten
sonra satarsa, müşteri şart koşmadığı sürece mal efendiye geri döner.
Ebu Hanife ve (yeni görüşüne göre) Şafii şöyle demiştir: Köle
hiçbir şekilde bir mülke sahip olamaz. Bir malın köleye ait olduğunu söylemek
sadece onun faydalanması için tahsis edildiğini ifade eder. Nitekim eğer’in
at’a ait olması da böyledir.
Bu hadisten anlaşıldığına göre, bir kimse kölesini sattığı
zaman, müşteri köleye ait olan malların da kendisine ait olmasını şart koşarsa
satım akdi sahih olur. Fakat söz konusu malın, riba gerçekleşen mallardan
olmaması şarttır. Çünkü dirhemleri bulunan bir kölenin, dirhem karşılığında
satılması caiz değildir. Şafii bu görüştedir. Malik'e göre böyle bir işlem
yasak değildir. Çünkü hadiste, herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Diğer yandan
satım akdinin konusu sadece köledir. Kölenin yanında bulunan dirhem akdin
konusuna girmez.
Malın elbise olması durumunda alimler ihtilaf etmiştir. Sağlam
olan görüşe göre elbise de mal ile aynı hükümdedir. Bir görüşe göre bu durumda
örfe göre hareket edilir. Bir görüşe göre ise, sadece av ret yerlerini örten
elbiseler akdin konusuna girer.
Yukarıdaki hadise göre, akdin muktezasına (gereklerine) aykırı
olmayan şartlar caizdir.