باب: من أجرى
أمر الأمصار
على ما
يتعارفون بينهم:
في البيوع
والإجارة
والمكيال
والوزن، وسنتهم
على نياتهم
ومذاهبهم
المشهورة.
95. Alım-satım ve diğer muamelelerin toplumda yerleşen örf’e
göre yapılması
Alım satım, kiralama, ölçü ve tartı aletleri ve bir takım
kurallarını, halkın, niyetlerine ve yaygınlık kazanmış olan görüşlerine göre
gerçekleştirmeleri hakkındadır.
وقال شريح
للغزالين:
سنتكم بينكم
ربحا، وقال عبد
الوهاب، عن
أيوب، عن
محمد: لا بأس،
العشرة بأحد
عشرة، ويأخذ
للنفقة ربحا.وقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم لهند:
(خذي ما يكفيك
وولدك
بالمعروف) وقال
تعالى: {ومن
كان فقيرا
فليأكل
بالمعروف}. /النساء:
6/.واكترى
الحسن من عبد
الله بن مرداس
حمارا، فقال:
بكم؟. قال:
بدانقين،
فركبه ثم جاء
مرة أخرى،
فقال: الحمار
الحمار،
فركبه ولم
يشارطه، فبعث
إليه بنصف
درهم.
Kadi Şureyh iplikçilere "Kendi aranızdaki örf sizin için
muteberdir" demiştir. Abdülvehhab, Eyyub yoluyla, Muhammed'in şöyle
dediğini nakletmiştir: "Bir
kimsenin, on kuruşa aldığı bir şeyi onbir kuruşa satmasında, yaptığı masraflardan
dolayı kar almasında bir beis yoktur."
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hind'e, "Kendine ve çocuğuna örfe
göre yetecek kadar al" buyurmuştur. Rabbimiz Kur'an'da, "Yoksul olan
da örfe göre 'yesin" [Nisa 6] buyurmuştur. Bir defasında Hasan, Abdullah İbn Mirdas'tan
bir merkep kiralamış ve "Bu kaça?" diye sormuştu. Abdullah, "iki
danik" diye cevap verdi. Hasan, merkebe bindi gitti. Daha sonra Hasan bir
daha geldi ve "merkebi istiyorum, merkebi" dedi ve merkebi alıp bindi
gitti. Herhangi bir pazarlık falan etmedi. Daha sonra Abdullah'a yarım dirhem
gönderdi. (Danik: Bir dirhem'in altıda biridir. )
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن حميد
الطويل، عن
أنس بن مالك
رضي الله عنه
قال: حجم
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أبو
طيبة، فأمر له
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بصاع من
تمر، وأمر
أهله أن
يخففوا عنه من
خراجه.
[-2210-] Enes İbn Malik r.a. şöyle anlatır: Ebu Taybe, Resulullah'a hacamat
yaptı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona bir sa' kuru hurma verilmesini
emretti. Ebu Taybe'nin efendisine de, onun ödemekle yükümlü olduğu haracı bir
miktar azaltmalarını emretti.
حدثنا
أبو نعيم:
حدثنا سفيان،
عن هشام، عن
عروة، عن
عائشة رضي
الله عنها:
قالت
هند أم معاوية
لرسول الله
صلى الله عليه
وسلم: إن أبا
سفيان رجل
شحيح، فهل علي
جناح أن آخذ
ماله سرا؟.
قال: (خذي أنت
وبنوك ما
يكفيك
بالمعروف).
[-2211-] Aişe r.anha şöyle anlatır: Muaviye'nin annesi Hind, Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: "Kocam Ebu Süfyan cimri bir adamdır. O'nun
malından gizlice alsam bana günah olur mu?" diye sordu. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona: "Kendine ve çocuklarına örf'e göre
yetecek kadar al" buyurdu
Tekrar. 2460, 3825, 5359, 5364, 5370, 6641, 7161, 7180
حدثني
إسحاق: حدثنا
ابن نمير:
أخبرنا هشام.
وحدثني محمد
قال: سمعت
عثمان بن فرقد
قال: سمعت هشام
بن عروة يحدث،
عن أبيه: أنه
سمع عائشة رضي
الله عنها
تقول: {ومن كان
غنيا
فليستعفف ومن
كان فقيرا
فليأكل
بالمعروف}.
أنزلت في والي
اليتيم الذي
يقيم عليه
ويصلح في
ماله، إن كان
فقيرا أكل منه
بالمعروف.
[-2212-] Aişe r.anha şöyle demiştir: "Zengin olan (veli) iffetli
olmaya çalışsın, yoksul oları da örfe göre yesin" [Nisa 6] ayeti yetimi
gözeten ve malını idare eden veli hakkında nazil olmuştur. Veli eğer fakirse,
örfe uygun olarak yetimin malından yiyecektir.
Tekrar: 2765,4575.
AÇIKLAMA: İbnü'l-Müneyyir ve
diğer bazı alimler şöyle demiştir: "Buhari bu konu başlığı ile, örfün
hüküm vermede bir dayanak olduğunu ispat etmeyi amaçlamıştır. Lafızların zahir
(ilk anda akla gelen) anlamları örfe göre belirlenir.
Bir kimse bir başkasını, kendisi adına bir mal satın alması için
vekil tayin etse o da, genel halk kitlesinin örfünde bulunmayan bir para ile
satın alsa bu işlem caiz değildir. Tartılarak ya da ölçülerek satılan bir malı,
genel uygulamadaki ölçek ya da tartı dışında başka bir şeyle satın alırsa yine
aynı hükme tabi olup caiz değildir."
Şafiilerden Kadı Hüseyin şöyle der: Örfe müracaat, fıkhın
dayandığı beş temelden biridir. Orfe şu hususlarda başvurulur:
a. Hükümlerin sebeplerini anlamak için örfe başvurulur. Örneğin
kişiden kişiye değişen izafi sıfatların belirlenmesi buna göredir. Gümüş
kilidin küçük veya büyük olması; sakalın sık veya seyrek olması; evin uzak veya
yakın olması; namazda yapılan bir fiil ya da söylenen sözün az veya çok olması;
emsal bedel; emsal mehir; evlenecek kadın erkek arasındaki denklik, vergi,
nafaka, giyim, mesken ve kişinin durumuna uygun olan diğer şeylerin tayini hep
örfe göre belirlenir.
b. Hayız, temizlik (tuhr), en uzun hamilelik süresi, menapoz
yaşı gibi sürelerin tayininde de örfe müracaat edilir.
c. Duruma göre farklılık arzeden (gayr-i munzabit), ölü
arazilerin ihyası, ziyafete gitmek için gerekli olan izin, yakın (komşu) evine
girme, arkadaşlık ilişkilerindeki mesafe, kabz, emanet, hediye, gasp, emaneti
koruma, ariyet olarak bırakılan maldan yararlanma gibi hususlarda yine örfe
başvurulur.
d. Yemin, vakıf, vasıyet, teMz (yetki verme), ölçü, tartı, para
ve diğer şeylerin miktarlarını belirlemede kullanılan "özel
kelimelerin" tayininde yine örfe müracaat edilir.
Bir kimsenin, örneğin yüz dinara satın aldığı bir malı, her on
dinarı onbir dinara gelecek şekilde satmasında bir beis yoktur. Bu durumda on
dinar ana para, bir dinar ise kar olur.
Alimler çoğunluğu, murabaha satışında satıcının yaptığı tüm
masrafları maliyette) hesap etme hakkına sahip olduğu görüşündedir. Bu durumda
satıcı, Bana bu kadara mal oldu" der.
Bu hadisin, yukarıdaki konu başlığı altında zikredilmesinin
sebebi, eğer bir beldede on dinara alınan bir şey, onbir dinara satılıyor ise,
müşteri de bu örfe göre satmış ise bunda bir beis yoktur.
Bahsi geçen Hind, Utbe'nin kızı, Ebu Süfyan'ın hanımı Hind'dir.
Hasan, Hasan-ı Basri'dir. Rivayetin burada zikredilmesinin
sebebi, Hasan'ın, daha önceki ücrete dayanarak, ücret pazarlığı yapmamış
olmasıdır. O, iyilik olsun diye, daha önceki ücretten biraz fazlasını
ödemiştir.
Buhari burada üç hadis zikretmiş bulunmaktadır:
Birincisi, Ebu Taybe ile ilgili Enes'in rivayet ettiği hadistir.
İkincisi, Hind'le ilgili olayı anlatan Hz. Aişe'nin rivayet ettiği hadistir.
Geniş açıklama "Nafakalar" bölümünde gelecektir. Burada konuyla
ilgili bölüm, Nebi s.a.v.'in, "Yetecek kadar örfe göre onun malından
al" sözüdür. O s.a.v., şer'i bir sınırlama bulunmayan bu konuda işi örfe
havale etmiştir. Üçüncüsü ise. Hz. Aişe'nin naklettiği, "Zengin olan
(velI) iffetli olmaya çalışsın" (Nisa 6). ayetidir. Bu konuyla ilgili
açıklamalar, inşaaIlah, Nisa suresinin tefsiri yapılırken gelecektir.