SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’Z-ZEKAT

<< 747 >>

باب: قول الله تعالى: {والعاملين عليها} /التوبة: 60/. ومحاسبة المصدقين مع الإمام.

67. Tevbe / 60 Ayetındeki Zekat Memurlarına İfadesi Ve Zekât Memurlarının Devlet Başkanına Hesap Vermesi

 

حدثنا يوسف بن موسى: حدثنا أبو أسامة: أخبرنا هشام بن عروة، عن أبيه، عن أبي حميد الساعدي رضي الله عنه قال:

 استعمل رسول الله صلى الله عليه وسلم رجلا من الأسد على صدقات بني سليم، يدعى ابن اللتبية، فلما جاء حاسبه.

 

[-1500-] Ebu Humeyd es-Sâİdî r.a. şöyle anlatır: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Esed" kabilesinden, İbnü'l-Lüteybiyye diye bilinen bir kimseyi Benî Süleym kabilesine ait zekâtları toplamak üzere görevlendirdi. Döndüğü zaman ona hesapları sordu.

 

AÇIKLMA’DAN SONRA DA HADİS VAR

AÇIKLAMA:     İbn Battal şöyle demiştir: "Zekât memurlarının, zekâtı teslim alma görevi verilmiş olan kimseler olduğu konusunda âlimlerin görüş birliği bulunmaktadır."

 

el-Mühelleb şöyle der: "Buradaki hadis, emîn olan kimseye hesap sorulması konusunda bir delildir. Onun hesaba çekilmesi bir anlamda, eminlik özelliğini doğrultmaktır."

 

İbnü'l-Müneyyir "Haşiye’’de şöyle demiştir: "Bu olayda, söz konusu memurun, zekât malından kendisi için harcamış olması ve bundan dolayı ne kadar topladığı ve ne kadar harcadığını ortaya koymak için hesaba çekilmiş olması muhtemeldir."

 

Bu görüşe şöyle cevap verdim: Hadisin diğer varyantları dikkate alınırsa, hesaba çekilmesinin sebebi şudur: Memurda, zekât mallarından bir şey bulun­muş, o da bunun, kendisine hediye olarak verildiğini iddia etmiştir.

 

 

باب: استعمال إبل الصدقة وألبانها لأبناء السبيل.

68. Zekât Olarak Verilen Develerin Ve Sütlerinin Yolda Kalmış Olanlar İçin Kullanılması

 

حدثنا مسدد: حدثنا يحيى، عن شعبة: حدثنا قتادة، عن أنس رضي الله عنه:

 أن ناسا من عرينة، اجتووا المدينة، فرخص لهم رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يأتوا إبل الصدقة، فيشربوا من ألبانها وأبوالها، فقتلوا الراعي واستاقوا الذود، فأرسل رسول الله صلى الله عليه وسلم، فأتي بهم، فقطع أيديهم وأرجلهم، وسمر أعينهم، وتركهم بالحرة يعضون الحجارة.تابعه أبو قلابة، وحميد، وثابت، عن أنس.

 

[-1501-] Enes r.a. şöyle anlatır: "Ureyne kabilesinden bir grup Medine'de, veba'dan kaynaklanan bir hastalığa yakalandı. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların zekât develerinin bulunduğu yere gitmelerine izin verdi. Oraya gidip zekât develerinin sütünü ve idrarını içtiler. Daha sonra çobanı öldürüp develeri götürdüler. Bunun üzerine Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir grup gönderdi. Onları yakalayıp getirdiler. Onların ellerini, ayaklarını kestirdi. Gözlerini oydurdu. Onları Harre adlı bölgeye terketti. Orada taşları kemirip durdular."

 

 

AÇIKLAMA:     İbn Battal şöyle demiştir: "Buhârî'nin buradaki amacı, zekâtın, bilinen sekiz sınıfın tamamına verilmesinin gerekli olduğu yönündeki görüşün aksine, sadece bir sınıfa verilebileceğini ortaya koymaktır." Fakat bu görüş tartışmaya açıktır. Çünkü Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem belki onlara, sadece onların payına düşecek miktar için izin vermiştir. Üstelik bu malların mülkiyetini onlara verdiğine dair bir bilgi de mevcut değildir. Sadece, tedavi olmaları için deve sütünden içmelerine izin vermiştir.

 

Buhari, buradan yola çıkarak deveden diğer yönlerden de istifade edilmesinin caiz olduğu hükmünü   çıkarmıştır. Deve sütünü içmenin caiz olduğunu, bu zaten apaçık bir durum olduğu için söylememiştir.

 

Bu hadise yer verilmesindeki amaç şu hükmü ortaya koymaktır: Devlet başkanı, zekât malının mülkiyetini vermeden, ihtiyaca göre, zekât verilebilecek sınıflardan birinin onlardan yararlanmasına izin verebilir. Diğer yandan hadiste, Hz. Nebi'in Urayneliler dışında başkalarına söz konusu zekâtlardan vermediğine dair açık bir bilgi yoktur. Her ne kadar İbn Battal bunun kesin bir delil olduğunu iddia etse bile, bizce dalaleti açık değildir.

 

 

SONRAKİ