DEVAM: 48.Kadının Kocasına Ve Kişinin Himayesi Altındaki Yetime
Zekat Vermesi
حدثنا
عثمان بن أبي
شيبة: حدثنا
عبدة، عن هشام،
عن أبيه، عن
زينب، ابنة أم
سلمة، عن أم
سلمة قالت:
قلت:
يا رسول الله،
ألي أجر أن
أنفق على بني
أبي سلمة،
إنما هم بني؟ فقال:
(أنفقي عليهم،
فلك أجر ما
أنفقت عليهم).
[-1467-] Ümmü Seleme şöyle anlatır: Resuiullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e, "Ey Allah'ın Resulü! Ebu Seleme'nin çocuklarına yaptığım
infaktan dolayı bana sevap var mı? Onlar benim de çocuklarım" diye sordum.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "İnfak et Onlara harcadığın şeylerin
sevabını alacaksın" buyurdu.
Tekrar: 5369
AÇIKLAMA: İki sevaptan biri, akrabalık bağlarını güçlü
tuttuğu için, diğeri de sadaka verdiği içindir. Bu hadis, kadının, kocasına
zekat verebileceğine dair bir delil olarak getirilmiştir. Bu görüş, Şafiî,
Sevrî ve İmam Muhammed, Ebu Yusuf, bir rivayete göre İmam Malik ve Ahmed'e
aittir.
İbnü'l-Müneyyir Şöyle der: Kadının kocasına
zekat veremeyeceğini savunanlar, verdiği zekatın, kendisine nafaka olarak
döneceğini dolayısıyla sanki hiç vermemiş gibi olacağını ileri sürerek karşı
çıkarlar.
Buna şöyle cevap verilebilir: Sadakanın,
verene dönme ihtimali nafile olan sadakada da geçerlidir. Diğer yandan hadiste
bu konuda detay verilmemesi de (hem farz olan hem de nafile olan sadakayı
kapsayacak şekilde) genel bir anlam taşıdığını gösterir ki bu da ilk görüşü
destekler niteliktedir. Hadiste sadaka'dan bahsedilip, farz ya da nafile
olmasından bahsedilmeyince sanki, "farz ya da nafile ikisi de
geçerlidir" denilmiş olur.
Hadiste, çocuğuna verip vermediğine dair bir
kayıt bulunmamaktadır. Belki de hadisteki ifade, "kadın kocasına zekat
verince kocası da onu çocuklara harcayacaktır. Dolayısıyla zekata, üçüncü
şahıslardan daha fazla hak sahibi olmaktadırlar" anlamındadır. Çünkü
kocaya zekat verilince zekat yükümlülüğü yerine gelmiş, olmaktadır. Çocuğa
ulaşması ise bundan daha sonradır.
Bana göre burada iki mesele bulunmaktadır: Birincisi,
ziynet eşyaları ile kocasına ve çocuğuna sadaka verme konusunu sormasında;
ikincisi ise, nafaka ile ilgili sorudadır. Allah (c.c) en iyisini bilir.
Hadis, akrabaya sadaka vermeyi teşvik
etmektedir. Bu durum, "nafakasını zorunda olmayan kimselere" yorulmuştur.
Zekatın, nafakası karşılanmak zorunda olunan kimselere verilememesinin illeti
şu şekillerde açıklanmıştır:
Bu kimselere zekat verilince ihtiyaçları
karşılanmış olduğu için, zekat verenden nafaka borcu düşmektedir.
Kişi onlara zekat verince zengin olur. Zekat
zengine verilmez.
Hasan ve Tavus'un, akrabalarına zekat
vermediği nakledilmiştir. Bir rivayete göre İmam Malik de böyle yapmıştır.
Ibnü'l-Münzir şöyle der:"Kişinin,
hanımına zekat veremeyeceği konusunda icma bulunmaktadır. Çünkü, koca,
karısının nafakasını karşılamakla yükümlüdür. Bu nedenle kadının zekata
ihtiyacı yoktur. Kadının kocasına zekat vermesi ise-daha önce geçtiği üzere-
ihtilaflı bir konudur.
Hadisten Çıkarılan Diğer Hükümler
1- Akrabalık bağlarını gözetmeye teşvik
etmektedir.
2- Kadının, kocasının iznini almadan teberruda
bulunması caizdir.
3- Kadınlar, büyük ve değerli varlıklardır.
4- Devlet başkanının, erkekleri ve kadınları
hayırlı İşlerde bulunmaya teşvik etmesi gerekir.
5- Fitneden emin olunması halinde kadınlar
kendilerine yabancı olan (dinen nikah düşen) erkeklerle konuşabilir.
6- Zekat vermeme sebebiyle alınacak günah ve
bunun sonunda karşılaşılacak azaptan korkutulmaktadır.
7- Bir alim, kendisinden daha bilgili başka
bir alim bulunsa'bile fetva verebilir.
8- Daha çok ilim sahibi olma talep
edilmelidir. Kurtubî şöyle der:
Bilal'ın, soruyu sordurtan iki kadının ismini
vermesi sırrı gizlememek ve emanete riayetsizlik olarak değerlendirilemez.
Çünkü kadınlar Bilal'e böyle bir zorunluluk getirmemiştir. Dolayısıyla o,
bunun, mutlaka gizlenmesi gereken bir husus olduğu sonucunu çıkarmamıştır.
Diğer yandan soruyu soranın kim olduğunu Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem sormuştur. Resulullah'a itaat, kadınların,
kendilerini gizleme isteğinden daha fazla uyulması gerekli olan bir husustur.
Bu söylediklerimiz, Bilal'in, söylememeye söz vermesi halinde geçerli olurdu.
Belki de kadınlar böyle bir talepte bulundu, fakat Bilal onlara söz
vermedi..Her isteyenin isteğini karşılamak mutlaka gereklidir diye bir kural
yoktur.