DEVAM: 96. Nebi'in Kabri İle Ebu Bekir Ve Ömer'in Kabirleri
حدثنا
قتيبة: حدثنا
جرير بن عبد
الحميد: حدثنا
حصين بن عبد
الرحمن، عن
عمرو بن ميمون
الأودي قال:
رأيت
عمر بن الخطاب
رضي الله عنه
قال: يا عبد
الله بن عمر،
اذهب إلى أم
المؤمنين،
عائشة رضي
الله عنها،
فقل: يقرأ عمر
بن الخطاب عليك
السلام، ثم
سلها أن أدفن
مع صاحبي،
قالت: كنت
أريده لنفسي،
فلأوثرنه
اليوم على
نفسب، فلما
أقبل، قال له:
ما لديك؟ قال:
أذنت لك يا أمير
المؤمنين،
قال: ما كان
شيء أهم إلي
من ذلك
المضجع، فإذا
قبضت
فاحملوني ثم
سلموا، ثم قل:
يستأذن عمر بن
الخطاب، فإن
أذنت لي فادفنوني،
وإلا فردوني
إلى مقابر
المسلمين.
إني
لا أعلم أحدا
أحق بهاذ
الأمر من
هؤلاء النفر،
الذين توفي
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وهو عنهم
راض، فمن
استخلفوا
بعدي فهو
الخليفة،
فاسمعوا له
وأطيعوا،
فسمى: عثمان،
وعليا، وطلحة،
والزبير،
وعبد الرحمن
بن عوف، وسعد
بن أبي وقاص.
وولج
عليه شاب من
الأنصار،
فقال: أبشر يا
أمير
المؤمنين
ببشرى الله،
كان لك من
القدم في الإسلام
ما قد علمت،
ثم استخلفت
فعدلت، ثم
الشهادة بعد
هذا كله. فقال:
ليتني يا ابن
أخي وذلك
كفافا، لا علي
ولا لي، أوصي
الخليفة من
بعدي
بالمهاجرين
الأولين
خيرا، أن يعرف
لهم حقهم، وأن
يحفظ لهم
حرمتهم،
وأوصيه بالأنصار
خير، الذين
تبوؤوا الدار
والإيمان، أن
يقبل من
محسنهم،
ويعفى عن
مسيئهم، وأوصيه
بذمة الله
وذمة رسوله
صلى الله عليه
وسلم، أن يوفي
لهم بعهدهم،
وأن يقاتل من
وراءهم، وأن
لا يكلفوا فوق
طاقتهم.
[-1392-] Amr İbn Meymun el-Evdî şöyle demiştir: Ömer İbnü'l-Hattab r.a.
oğluna şöyle dedi: "Ey Ömer'in oğlu Abdullah! Mu'minlerin anası Aişe'ye git
ve şöyle de: 'Ömer İbnü'l-Hattab sana selam söylüyor. 'Sonra ondan iki
arkadaşım (Hz.Nebi ve Hz. Ebu Bekir) ile birlikte gömülmek istediğimi söyle.
Hz. Aişe şöyle dedi: "Ben Hz. Nebi ve Ebu Bekir'in
kabirlerinin yanını kendim için istiyordum. Ben bugün onu (Ömer'i) kendime
tercih edeceğim."
Abdullah, babası Ömer'in yanına dönünce Ömer: "Ne oldu?"
diye sordu. Abdullah: "Sana izin verdi ey mu'minlerin emiri!" dedi.
Ömer şöyle dedi; "Benim için oraya gömülmekten daha önemli
bir şey yoktu. Ben ölünce cenazemi taşıyıp Aişe'nin yanına götürün. Sonra ona:
Ömer İbn Hattab buraya gömülmek için izin istiyor deyin. Şayet izin verirse
beni oraya gömün. İzin vermezse Müslümanların kabirlerine gömün. Ben bu iş
(halifelik) için, Resulullah'ın kendilerinden razı olarak vefat ettiği
kişilerden daha layık kimseler bilmiyorum. Şayet onlar birini halife seçerlerse
halife odur. Onun emirlerini dinleyip ona itaat edin. (Ömer Halife seçilmek
üzere şura'ya katılacak kişiler arasında: Osman, Ali, Talha, Zübeyr,
Abdurrahman İbn Avf ve Sa'd İbn Ebî Vakkas'ın adını zikretti.
Ensardan bir genç Hz. Ömer'in huzuruna girerek: "Allah'ın
müjdesi ile sevin ey Mu'minlerin emiri! Senin Müslümanlıkta kendince de malum
olan bir öncelik ve hayrın vardır. Sen daha sonra halife tayin edildin ve
adaletle hükmettin. Bunların tümünden sonra da sana şehitlik nasip oldu."
Dedi.
Ömer şöyle dedi: "Ey yeğenim, keşke bu söylediklerin benim
için eşit çıksa, ne aleyhime ne lehime olsa (keşke bu söylediğin faziletler ile
hilafetteki uygulamalarım birbirini eşitlese, sorumluluğum olmasa).
Benden sonra halife olacak kişiye; ilk muhacirlere İyi
davranmasını, onların hakkını bilmesini, onların saygınlığını korumasını, daha
önceden Medine'yi yurt edinen ve iman etmiş olan ensara da iyi davranmasını,
onların İyilerini kabul etmesini, kötülerini affetmesini, Allah'ın ve
Resulü'nün zimmeti ile onların ahdine vefa göstermesini, onların ardında
savaşılmasın!, onlara güçlerinin yetmeyeceği bir şeyin yüklenilmemesini tavsiye
ederim.
Tekrar: 3052, 3162, 3700, 4888, 7207
AÇIKLAMA: Bu hadis,
kabirlerin üstündeki toprağın deve hörgücü şeklinde yükseltilmesinin müstehap
olduğuna delil getirilmiştir. Bu, Ebu Hanife, Malik, Ahmed İbn Hanbel, Müzeni
ve Şafiîler'den pek çoğunun görüşüdür.
Ebu Bekr el-Acurrî, Şuayb İbn Ishak aracılığıyla Hişam İbn
Urve'den şunu nakletmîştir: Babam bana şunu anlattı: Cemaat namaz kılarken
kabre doğru namaz kılıyorlardı. Ömer İbn Abdülaziz cemaatin kabre doğru namaz
kılmamalarını istedi ve kabrin yükseltilmesini emretti. Ancak bir müddet sonra
kabrin duvarı yıkılınca kabirden diz kapağına kadar bir bacak göründü. Ömer İbn
Abdülaziz bundan korktu. Urve kendisine gelerek: 'Bu Ömer İbn Hattab'ın bacağı
ve dizidir' dedi. Bunun üzerine Ömer İbn Abdülaziz rahatladı.
Hz. Aişe'nin Hz. Ömer'e söylediği "Burayı kendim için
istiyordum" sözünün aksine "Böylece ebedî olarak tezkiye edilmemiş
olurum" sözü tevazu ve nefsi kırmak amacıyla söylenmiştir. Öyle
anlaşılıyor ki Hz. aişe'nin bu konuda içtihadı değişmiştir, yahut bunu Ömer'e
söylediği sırada Cemel vakasında yaşadığı olayları yaşamamıştı, bu olaydan
sonra burada defnedilmekten utanmıştı. Ona karşı Cemel savaşında savaşanlardan
biri olan Ammar İbn Yasir "O dünyada da ahirette de Peygamberiniz'in
eşidir" demiştir. Bu konu Fitneler/(sınamalar) bölümünde ayrıntılı olarak
gelecektir.[7100 nolu hadis.]
Hz. Ömer'in oğluna söylediği sözün yer aldığı hadis uzun bir
hadisin bir bölümüdür. Bu hadisin tamamı "Osman'ın fazileti"
konusunda gelecektir. Orada fazladan şu ifadeler yer almaktadır: Ömer, oğlu
Abdullah'a şöyle dedi: Aişe'ye "Ömer sana selam söylüyor" de,
"Müminlerin emiri" deme.
İbnü't-Tîn şöyle demiştir: Hz. aişe'nin "Orayı kendim için
istiyordum" sözü, geride yalnızca bir kabirlik yer kaldığını
göstermektedir. Bu, Hz. aişe'nin ölürken söylediği "Benî onların yanına
gömmeyin" sözü ile çelişmektedir. Zira bu, evde defin için bir yerin
varoidoğunu gösteriyor. Bu iki bilgiyi şu şekilde uzlaştırmak mümkündür: Hz.
Aişe r.a. önceleri odasındaki yerin bir kişinin defni için ancak yeterli
olacağını zannediyordu. Hz. Ömer'in gömülmesinden sonra orada bir başka
kimsenin de defni İçin daha yer bulunduğunu gördü.
İbn Battal bu konuda şöyle der: Hz. Ömer, Hz. Aişe'den r.a. izin
istedi, çünkü orası Hz. Aişe'nin odası idi, onun orada hakkı vardı. Aişe,
kendisini ! tercih edebilecekken Ömer'i kendisine tercih etti.
Hadisten Çıkan
Sonuçlar
1- Salihlere inecek rahmetin ve onları ziyaret eden hayır ehli
kimselerin duasının kendisine isabet etmesi isteğiyle kişinin salih kimselerin
yanında gömülme konusunda arzulu olması caizdir.
2- Hz. Ömer'in "De ki: Ömer izin İstiyor, şayet izin
verirse..." sözü söz veren kişinin sözünden dönebileceğini, buna uymasının
gerekli olmadığını göstermektedir.
3- Mühim bir ihtiyacı için elçi gönderen kişinin, elçi kendisine
gelmeden önce ona durumu sorması caizdir. Bu sabırsızlık sayılmaz, aksine hayır
konusunda hırslı olmaktır.