باب: الصلاة
على الشهيد.
72. ŞEHİD İÇİN CENAZE NAMAZI KILMAK
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: حدثنا
الليث قال:
حدثني ابن
شهاب، عن عبد
الرحمن بن كعب
بن مالك، عن
جابر بن عبد
الله رضي الله
عنهما قال:
كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم يجمع بين
الرجلين من قتلى
أحد في ثوب
واحد، ثم
يقول: (أيهم
أكثر أخذا
للقرآن). فإذا
أشير له إلى
أحدهما قدمه
في اللحد،
وقال: (أنا
شهيد على
هؤلاء يوم
القيامة). وأمر
بدفنهم في
دمائهم، ولم
يغسلوا، ولم
يصل عليهم.
[-1343-] Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle anlatır: Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Uhud şehitlerinden ikişer kişiyi bir elbise ile kefenliyor sonra
"Bunların hangisi Kur'an'ı daha çok öğrenmiştir?" diye soruyordu.
Onlardan birine işaret edilirse onu lahde daha önce koyardı. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem daha sonra şöyle
buyurdu: "Ben kıyamet gününde bunlara şahidim."
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Uhud şehitlerinin kanları ile
gömülmesini emretti. Onlar yıkanmadı, namazları da kılınmadı.
Tekrar: 1345, 1346, 1347, 1348, 1353, 4079
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: حدثنا
الليث: حدثني
يزيد بن أبي
حبيب، عن أبي
الخير، عن
عقبة بن عامر:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم خرج
يوما، فصلى على
أهل أحد صلاته
على الميت، ثم
انصرف إلى المنبر
فقال: (إني فرط
لكم، وأنا
شهيد عليكم،
وإني والله
لأنظر إلى
حوضي الآن،
وإني أعطيت
مفاتيح خزائن
الأرض، أو
مفاتيح
الأرض، وإني
والله ما أخاف
عليكم أن
تشركوا بعدي،
ولكن أخاف
عليكم أن
تنافسوا فيها).
[-1344-] Ukbe İbn Amir r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bir gün çıkarak (Uhud dağına gidip), Uhud şehitleri için cenaze namazı
gibi namaz kıldı. Sonra (Medine'ye gelerek) minbere çıktı ve şöyle buyurdu:
"Ben sizin öncünüzüm (ahirete sizden önce gideninizim). Ben sizin için
şahidim. Vallahi ben şu an havuzuma bakıyorum. Bana yeryüzünün hazineleri
(yahut anahtarları) verildi. Vallahi ben sizin benden sonra şirk'e
düşeceğinizden korkmuyorum, ancak sizin (dünya için) birbiriniz ile rekabet
etmenizden korkarım.
Tekrar: 3596, 4085, 6590
AÇIKLAMA: Zeyn
İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: Buharî konu başlığı ile "şehit için cenaze
namazı kılmanın hükmü"nü kasdetmiştir. Bu sebeple bu konuda, şehit için
cenaze namazı kılınmayacağını gösteren Cabir hadisi ile, cenaze namazı
kılınacağını gösteren Ukbe hadisini rivayet etmiştir. Buharî burada şunu da
kasdetmiş olabilir: İki hadisten de ilk anda anlaşılan anlama göre amel etmek
suretiyle, şehitlerin namazı onların defninden önce değil, kabirlerinde iken
kılınır. Yıkanmayan ve namazı kılınmayan şehitten kasıt, kafirlerle yapılan
savaşta, savaş meydanında ölen müslümandır.
Buharî'nin daha sonraki "şehidin yıkanacağını kabul
etmeyenler" ifadesinde kasdedilen şehit de böyledir. Bu konuda kadın -
erkek, küçük-büyük, hür-köle, salih olan ile olmayan arasında bir fark yoktur.
Şehid Kim’e
Denir:
Şehit, kafirlerle yapılan savaşta, savaş meydanında ölen
müslümandır. Bu tarifteki "savaş meydanında ölen" ifadesi ile, savaş
sırasında yaralanan, bundan sonra bir süre yaşayan kimseler, "kafirlerle
yapılan savaşta" ifadesi ile isyankar Müslümanlarla yapılan savaşta ölen
Müslüman kimseler tarifin dışında bırakılmıştır. Bu tarif, belirtilen şekilde
ölmediği halde şehit sayılan kişileri de hükmün dışında bırakmaktadır. Söz
konusu kişilere ahiretteki sevap açısından şehit denilmektedir. Bu
söylediklerimiz, alimlerden nakledilen sahih görüşlere uygun olan
açıklamalardır.
Şehidin Cenaze Namazı
Kılınır mı?
Savaş meydanında ölen şehidin cenaze namazının kılınıp
kılınmamasi konusundaki görüş ayrılığı meşhurdur. Bu konuda Tirmizî şöyle der:
Bazıları şehidin cenaze namazının kılınacağını kabul etmişlerdir ki, bunlar
Kufeliler ve İshak'tır. Bazıları da şehidin cenaze namazının kılınmayacağı
görüşünü kabul etmişlerdir. Bunlar da Medineliler ile Şafıî ve Ahmed İbn
Hanbel'dir.
Şafiî el-Ümm'de şöyle demektedir: "Mütevatİr yollarla gelen
haberler, bizlere gözümüzle görme ölçüsündeki kesinlikle Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'in Uhud şehitleri için cenaze namazı kılmadığını göstermektedir. Nebi
s.a.v.'in onların cenaze namazını kıldığı ve Hz. Hamza için yetmiş tekbir
aldığına dair rivayet sahih değildir. Böyle bir rivayete dayanarak
belirttiğimiz şekildeki sahih hadislere muhalefet edenin haya etmesi gerekir.
Ukbe hadisine gelince, bizzat hadiste Nebi s.a.v.'in bu fiili sekiz yıl sonra
yaptığı söylenmektedir. Oysa muhalif görüşte olanlar, ölünün gömülmesinin
üzerinden uzun süre geçtiğinde onun cenaze namazının kılınmayacağı görüşünü
benimsiyorlar. Nebi bu fiili ile sanki ecelinin yaklaştığını öğrenince onlara
veda eder tarzda onlar için dua ve istiğfar etmiştir. Bu, daha önceki sabit hükmün
neshedildİğinİ göstermez. Şafiî'nin söz ettiği "sekiz yıl" geçmesi ve
"Hz. Nebi'in veda etmesi" konusunu Buharî de rivayet etmektedir.
"Şafıîlerdeki en sahih görüşe göre bu konudaki görüş ayrılığı onların
cenaze namazının kılınmasının yasak olması ile ilgilidir. Diğer bir görüşe göre
ise görüş ayrılığı onların cenaze namazını kılmanın müstehap olup olmadığı İle
İlgilidir. Hanbelîler'den nakledilen de budur.
Maverdî, İmam Ahmed'in şu sözünü nakletmiştir: "Şehidin
cenaze namazını kılmak daha iyidir. Bununla birlikte insanlar onun cenaze
namazını kılmazlarsa bu da yeterli olur."
Yukarıdaki Cabir hadisi ile İlgili ele alınması gereken pek çok
mesele bulunmaktadır. Biz bunları Megazî bölümünde ele alacağız.(4079. hadis.)
Hadisten Çıkan
Sonuçlar
1- İki erkeğin zaruret sebebiyle bir kefenle kefenlenmesi
caizdir. Bu ya onları bir arada kefenlemek, yahut da elbiseyi ikiye kesmek
suretiyle olur.
2- İki kişiyi bir lahde defnetmek caizdir.
3- Lahde koyarken iki kişiden daha faziletli olanın önce
konulması müstehaptır.
4- Savaş meydanında şehit olan kişi yıkanmaz.
5- Bu hadis, şehidin cenaze namazının kılınmasının meşru
olduğuna delil getirilmiştir. Şafiî'nin buna cevabı yıkarıda geçmişti.
6- Tahavî şöyle der: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Uhud şehitleri için cenaze namazı kılmasında
şu üç ihtimalden biri söz konusudur:
a. Bu fiil, Hz. Nebi'in daha önceki"şehitlerin cenaze
namazını kılmama" fiilini neshetmıştir (yürürlükten kaldırmıştır).
b. Şehitler için geçerli uygulama, ancak gömülmelerinin
üzerinden bu kadar bir zaman geçtikten sonra cenaze namazlarının kılınmasıdır.
c. Başkalarının cenaze namazını kılmak farz olduğu halde
şehitlerin cenaze namazını kılmak
caizdir. Zamanımızda bu konuda tartışanlar, şehidin gömülmesinden önce
namazının kılınıp kılınmamasını
tartışmaktadırlar. Şehitlerin gömülmesinden sonra cenaze namazlarını kılmak
sabit olunca, gömülmeden önce namazlarını kılmak haydi haydi caiz olur.
Tahavî'nin zikrettiği bu ihtimallerin yanı sıra şu ihtimaller de
bulunmaktadır:
a. Hz. Nebi'in şehitler İçin cenaze namazı kılması ona özgü bir
özelliktir.
b. Bu, onlar için bir dua mahiyetindedir.
c. Bu, yalnızca bir defa gerçekleşmiş muayyen bir fiildir, genel
bir uygulama değildir. Yerleşik bir hükmü def etme konusunda bu nasıl delil
teşkil edebilir?
Alimlerden hiç kimse Tahavî'nin zikrettiği ikinci ihtimali kabul
etmemiştir.
Nevevî ise bu konuda şunları kaydeder: Buradaki
"salat" sözcüğünden kasıt namaz değil, duadır. Bu duanın, ölüler için
yapılana benzemesinin anlamı, Hz. Nebi'in şehitlere, ölüler için yaptığı
dualara benzer şekilde dua etmesidir.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "Vallahi ben şu an
havuzuma bakıyorum" ifadesi ile bu sözden ilk anda anlaşılan anlam
kasdedilmiştir. Sanki o bu sözü söylerken, havuz kendisine keşfolunmuştur.
Havuz konusunda detaylı açıklama ileride gelecektir.[6575. hadis.]
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "Ben sizin şirk koşmanızdan korkmuyorum"
ifadesi, sizin tümünüzün şirke düşmesinden korkmuyorum anlamındadır. Çünkü
ümmet içinden bazıları şirke düşmüştür.
Bu hadis Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mucizelerindendir. Bu sebeple Buharîbu hadisi
Peygamberlik Alametleri bölümünde de rivayet etmiştir. Bu hadisle ilgili diğer
açıklamalar orada gelecektir.[3596. hadis]
باب: دفن
الرجلين
والثلاثة في
قبر.
73. İki, Üç Erkeği Bir Kabre Gömmek
حدثنا
سعيد بن
سليمان: حدثنا
الليث: حدثنا
ابن شهاب، عن
عبد الرحمن بن
كعب:
أن
جابر بن عبد
الله رضي الله
عنهما: أخبره
أن النبي صلى
الله عليه
وسلم كان يجمع
بين الرجلين
من قتلى أحد.
[-1345-] Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Uhud şehitlerinden ikişer kişiyi bir kabre koydurdu.
AÇIKLAMA: Bu hadis, iki
kadının bir kabre konulmasının da caiz olduğunu gösterir. Bir erkek ve kadının
aynı kabre gömülmesine gelince, Abdürrezzak, Vasile ibn Eska'dan hasen bir
senetle şunu rivayet etmiştir: "Erkek ve kadın bir kabre gömülür, önce
erkek sonra da kadın konulurdu." Bu durumda aralarına topraktan bir engel
yapılır. Özellikle de kadın ile erkek birbirine yabancı ise engel kesin olarak
konulur.
باب: من لم ير
غسل الشهداء.
74. Şehitlerin Yıkanması Görüşünü Kabul Etmeyenler
حدثنا
أبو الوليد:
حدثنا ليث، عن
ابن شهاب، عن
عبد الرحمن بن
كعب، عن جابر
قال:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم:
(ادفنوهم في
دمائهم). يعني
يوم أحد، ولم
يغسلهم.
[-1346-] Cabir r.a., Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (Uhud şehitleri
hakkında) şöyle dediğini söylemiştir: "Onları (şehitleri) kanları ile
defnediniz." Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onları yıkattırmadı.
AÇIKLAMA: İmam Ahmed İbn
Hanbel, bir başka yolla Cabir'den Uhud şehitleri ile ilgili olarak şunu rivayet
etmiştir: "Onları yıkamayın. Çünkü onların her bir yarasından kıyamet günü
misk fışkıracak." Onların namazı da kılınmadı. Bu rivayette şehitlerin
yıkanmamasının hikmeti de açıklanmıştır.
Buharî, Cabir hadisini muhtasar olarak "onları
yıkattırmadı" şeklinde rivayet etmiştir.
Cünüp ve Adetli Olarak Ölen Şehidin Yıkanması Meselesi
Bu hadisin genel ifadesi şehidin cünüp ve adetli bile olsa
yıkanmayacağına delil getirilmiştir. Şafiîler'deki en doğru görüş de budur.
Diğer bir görüşe göre cünüp olan şehit, ölüyü yıkama niyetiyle değil cünüplüğü
sebebiyle yıkanır. Çünkü Hanzala ibnü'r-Rahib'le ilgili olayda, Uhud savaşında
cünüp olarak şehit olması sebebiyle onu meleklerin yıkadığı söylenmiştir.
Hanzala'nın olayı meşhur olup İbn İshak ve diğer alimler tarafından rivayet
edilmiştir. Buna şu şekilde itiraz edilmiştir; "Şayet cünüp olan şehidi
yıkamak farz olsaydı, meleklerin yıkaması ile yetinilmezdi. Bu, şehidi yıkama
yükümlülüğünün onu defnetmekle uğraşan kişiden düştüğünü gösterir."
باب: من يقدم
في اللحد.
75. Lahde Kim Önce Konulur?
-وسمي
اللحد لأنه في
ناحية، وكل
جائر ملحد،
{ملتحدا} /الكهف:
27/: معدلا، ولو
كان مستقيما
كان ضريحا.
Ölü, kabrin bir yönüne konduğu için buraya lahid denilmiştir.
Bir yerden sapan kişiye "mülhid" denir. Sapma yerine
"mültehad" denir. Şayet kabir düz olsaydı buna "darîh"
denirdi.
حدثنا
ابن مقاتل:
(أخبرنا عبد
الله:) أخبرنا
ليث بن سعد:
حدثني ابن
شهاب، عن عبد الرحمن
بن كعب بن
مالك، عن جابر
بن عبد الله رضي
الله عنهما:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كان يجمع
بين الرجلين
من قتلى أحد
قي ثوب واحد،
ثم يقول: (أيهم
أكثر أخذا
للقرآن). فإذا
أشير له إلى
أحدهما قدمه
في اللحد،
وقال: (أنا
شهيد على
هؤلاء). وأمر
بدفنهم في دمائهم،
ولم يصل
عليهم، ولم
يغسلهم.
[-1347-] Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Uhud şehitlerinden ikişer kişiyi bir elbise ile kefenliyor sonra
"Bunların hangisi Kur'an'ı daha çok öğrenmiştir?" diye soruyordu.
Onlardan birine işaret edilirse onu lahde daha önce koyardı. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem daha sonra şöyle buyurdu: "Ben kıyamet gününde bunlara
şahidim."
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Uhud şehitlerinin kanları ile
gömülmesini emretti. Onların namazını kılmadı, onları yıkattırmadı.
وأخبرنا
الأوزاعي، عن
الزهري، عن
جابر بن عبد
الله رضي الله
عنهما: كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول
لقتلى أحد: (أي
هؤلاء أكثر
أخذا للقرآن).
فإذا أشير له إلى
رجل قدمه في
اللحد قبل
صاحبه. قال
جابر: فكفن
أبي وعمي في
نمرة واحدة. وقال
سليمان بن
كثير: حدثني
الزهري: حدثني
من سمع جابر
رضي الله عنه.
[-1348-] Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem (birlikte kabre koyacağı) Uhud şehitleri hakkında: "Bunların
hangisi Kur'an'ı daha çok öğrenmiştir?" diye sorar, kendisine birisi
gösterildiği zaman onu diğerinden önce kabre koydururdu.
Cabir r.a. şöyle demiştir: "Babam ve amcam yünden bir bürde
ile birlikte kefenlendiler."
AÇIKLAMA: Bu bölümde bir
kabre birden fazla kimse konulacağında hangisinin lahde önce konulacağı ele
alınmaktadır. Hadisler, Kur'an'ı daha çok öğrenmiş olanın lahde daha önce
konulacağını göstermektedir. Bu, imamlık konusunda Kur'an'ı daha çok bilenin
öne geçmesi gibidir.
Dilciler şöyle demişlerdir: "Lahid" kelimesi aslen bir
şeyden meyletmek ve sapmak anlamına gelir. Dinden meyleden kişiye de
"mülhid" denilir. Mezar içinde ölünün konduğu yere "lahid"
isminin verilmesi, kabrin bir yönüne doğru yarılması, kabrin ortasından kıble
yönüne doğru sapılması sebebiyledir. Kıble tarafına doğru ölünün sığacağı kadar
bir oyuk açılır ve ölü buraya konulur, buranın kenarı tuğla ile örülür.
Buharî'nin "Şayet kabir düz olsaydı buna darîh
denilirdi" sözü göstermek-dedir ki, darîh kabrin düz olarak yarılması ve
Ölünün buraya defnedilmesidir. Bu hadisle ilgili diğer açıklamalar Megazî
bölümünde gelecektir.[4079. hadis]
Hadis, Kur'an okuyan kişinin üstünlüğünü açık olarak
göstermektedir. Fıkıh ve zühd ehli ile diğer fazilet sahipleri de Kur'an okuyan
kimseler gibi değerlendirilir ve aynı hükümdedir.
باب: الإذخر
والحشيش في
القبر.
76. Kabirlere Ot Ve Izhır Koymak
حدثنا
محمد بن عبد
الله بن حوشب:
حدثنا عبد الوهاب:
حدثنا خالد،
عن عكرمة، عن
ابن عباس رضي الله
عنهما، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (حرم
الله مكة، فلم
تحل لأحد قبلي
ولا لأحد بعدي،
أحلت لي ساعة
من نهار، لا
يختلى خلاها،
ولا يعضد
شجرها، ولا
ينفر صيدها،
ولا تلتقط
لقطتها إلا
لمعرف). فقال
العباس رضي
الله عنه: إلا
الإذخر
لصاغتنا
وقبورنا؟
فقال: (إلا
الإذخر).
وقال
أبو هريرة رضي
الله عنه، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم: لقبورنا
وبيوتنا؟وقال
أبان بن صالح،
عن الحسن بن
مسلم، عن صفية
بنت شيبة:
سمعت النبي
صلى الله عليه
وسلم: مثله.وقال
مجاهد، عن
طاوس، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما: لقينهم
وبيوتهم.
[-1349-] İbn Abbas r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet
etmiştir: "Allah Mekke'yi haram kıldı. Ne benden önce ne de benden sonra
hiç kimse için helal kılmadı. Benim için de yalnızca günün bir anında helal
kıldı. Mekke'nin otu koparılmaz, ağacı kesilmez, avı ürkütülmez. Bulunan bir
eşyası alınmaz, ancak tanıtmak için alınır."
Bunları duyan Abbas: "Dökümcülerin kullandığı ve kabirlerde
kullandığımız izhir otu hariç" dedi. Nebi de: "İzhir otu hariç"
buyurdu. Ebu Hureyre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den
naklen"Kabirlerimiz ve evlerimiz için kullandığımız izhir otu hariç"
demiştir.
İbn Abbas r.a.: "Demircilerin kullandığı ve evlerde
kullanılan izhir otu hariç" diye rivayet etmiştir.
Tekrar: 1587, 1833, 1834, 2090, 2433, 2783, 2825, 3077, 3189,
4313
AÇIKLAMA: Buharî, Mekke'nin
haram kılınması ile ilgili rivayet ettiği İbn Abbas hadisinde şöyle demiştir:
"Abbas, bizim dökümcülerimizin işlerinde kullandığı ve kabirlerimiz için
kullanılan ızhır otu hariç, dedi." Bu hadisten çıkan hükümlerle ilgili
açıklamalar Hac bölümünde gelecektir.[1833. hadis]