EK SAYFA – 597-2
باب:
المداومة على
ركعتي الفجر.
22. Sabahın İki Rekat Sünnetine Devam Etmek
حدثنا
عبد الله بن
يزيد: حدثنا
سعيد، هو ابن
أبي أيوب،
قال: حدثني
جعفر بن
ربيعة، عن
عراك بن مالك،
عن أبي سلمة،
عن عائشة رضي
الله عنها
قالت: صلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم العشاء،
ثم صلى ثماني
ركعات،
وركعتين
جالسا،
وركعتين بين النداءين،
ولم يكن
يدعهما أبدا.
[-1159-] Aişe radıyallahu anha şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem yatsıyı kıldı. Sonra sekiz rek'at kıldı, ardından oturarak iki rekat
kıldı. Sonra ezan ile kamet arasında iki rekat kıldı. Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bu iki rekatı kılmayı asla bırakmazdı."
AÇIKLAMA: Bu konu yolculukta ve hazarda sabah namazının
iki rekatlık sünnetine devam etme ile ilgilidir.
Sabah namazının iki rekatının vacip olduğunu söyleyenler, bu
hadisi delil getirmişlerdir. Bu görüş Hasan-ı Basrî'den rivayet edilmiş olup,
İbn Ebî Şeybe tarafından şu şekilde rivayet edilmiştir: "Hasan, sabah
namazından önce iki rekat namazı vacip görürdü".
باب: الضجعة
على الشق
الأيمن بعد
ركعتي الفجر.
23. Sabah Namazının İki Rekatından Sonra Sağ Yanına Uzanmak
حدثنا
عبد الله بن
يزيد: حدثنا
سعيد بن أبي
أيوب قال:
حدثني أبو
الأسود، عن
عروة بن
الزبير، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت: كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم إذا صلى
ركعتي الفجر
اضطجع على شقه
الأيمن.
[-1160-] Aişe radıyallahu anha şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem sabah namazının iki rekatını kılınca sağ yanı üzerine yatardı."
AÇIKLAMA: Bunun hikmeti
hakkında şu söylenmiştir: Kalp insanın sol yanındadır. Sol yanına yatsaydı,
bunda rahatlık daha fazla olduğu İçin uykuya dalabilirdi. Sağ yana yatmak böyle
değildir. Bu yatışta kalp havada askıda durur, dolayısıyla kişi uykuya dalmaz.
Hadis, yatmanın sağ taraf üzerine tamamlanacağını
göstermektedir. İbn Ebî Şeybe'nin rivayet ettiğine göre İbn Mes'ud'un bu
uzanmayı reddetmesi ve İbrahim en-Nahaî'nin buna şeytanın yatması adını vermesine
gelince, bu onlara bu konuda haberin ulaşmadığına yorulur. İbn Mesud'un sözü,
onun bunu vacip görmeyi reddettiğini göstermektedir. Nitekim sözünün sonunda
şöyle demiştir: "Kişi selam verdiğinde (namazın sünneti ile farzının
arasını) ayırmış olur", İbn Ömer'den bunun bid'at olduğuna dair rivayet de
bu şekilde yorumlanır. O bu görüşünde tek kalmış ve hatta onun yatan kimseyi
uyandırmayı emrettiği rivayet edilmiştir. İbn Ebî Şeybe Hasan'ın bu yatmayı
sevmediğini rivayet etmiştir. Bu konudaki tercihe şayan görüş bunun (namazın
sünneti ile farzını ayırt etmek için) meşru olduğudur.
باب: من تحدث
بعد ركعتين
ولم يضطجع.
24. Sabah Namazının İki Rekatından Sonra Yatmayıp Konuşan Kişi
حدثنا
بشر بن الحكم:
حدثنا سفيان
قال: حدثني سالم
أبو النضر، عن
أبي سلمة، عن
عائشة رضي
الله عنها:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم كان إذا
صلى: فإن كنت
مستيقظة
حدثني، وإلا
اضطجع حتى
يؤذن بالصلاة.
[-1161-] Aişe radıyallahu anha Şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem sabah namazının sünnetini kılar, ben uyanık olursam benimle konuşur,
uyanık olmazsam namaz için ezan okununcaya kadar uzanırdı."
AÇIKLAMA: Buharî bu konu
başlığı ile Nebi'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem
buna devam etmediğine işaret etmiştir. İmamlar bunun vacip (farz)
olmadığına da bu şekilde delil getirmişlerdir. Bu konuda Ebu Davud ve
diğerlerinin kitaplarındaki Ebu Hüreyre hadisinde yer alan emri de müstehaplığa
yormuşlardır.
Sabah namazının sünnetinden sonra uzanmanın yararı dinlenmek,
sabah namazı için daha dinç olmaktır. Buna göre sabah namazının sünnetinden
sonra uzanmak yalnızca teheccüd namazına kalkan için müstehabtır. İbnü'l-Arabî
böyle söylemiştir.
Bir görüşe göre bunun yararı sabahın iki rek'at sünneti ile
farzının arasını ayırmaktır. Bu, yalnızca uzanmaya özgü değildir. Bu sebeple
Şafiî "sabahın sünneti İle farzının arasını ayırmak yürüme, konuşma vb.
fiillerle de yerine getirilir". demiştir. Bunu Beyhakî nakletmiştir.
Nevevî şöyle der: Ebu Hüreyre hadisinden ilk anlaşılan anlam
esas alınarak bunun sünnet olduğu görüşü tercih edilir. Hadisi rivayet eden Ebu
Hureyre ise şöyle demiştir: "Mescide yürümek suretiyle sünnet ile farzın
arasını ayırmak yeterli değildir."
ibn Hazm ifrat’a kaçarak sabah namazının sünnetinden sonra
uzanmanın herkese farz olduğunu söylemiş ve bunu sabah namazının sıhhat
şartlarından kabul etmiştir. Kendisinden sonra gelen alimler onun bu görüşünü
reddetmişlerdir.
Seleften bazı alimler bunun mescit değil evde müstehap olduğu
görüşünü kabul etmiştir. Bu görüş İbn Ömer'den rivayet edilmektedir. Bazı
hocalarımızın "Nebi'in (s.a.v.) bunu mescitte yaptığı rivayet
edilmemiştir" İfadeleri de bunu desteklemektedir.