باب: من لم
يتطوع في
السفر دبر
الصلاة
وقبلها.
11.Yolculuk Sırasında Farz Namazların Öncesindeki Ve
Sonrasındaki Nafile Namazları Kılmamak
حدثنا
يحيى بن
سليمان قال:
حدثني ابن وهب
قال: حدثني
عمر بن محمد:
أن حفص بن
عاصم حدثه قال: سافر
ابن عمر رضي
الله عنهما
فقال: صحبت
النبي صلى
الله عليه
وسلم، فلم
أراه يسبح في
السفر، وقال
الله جل ذكره: {لقد
كان لكم في
رسول الله
أسوة حسنة}.
[-1101-] Hafs İbn Asım anlatıyor: "Abdullah İbn Ömer (r.a.) ile bir yolculukta
beraberdim. Şunları söylemişti; Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile
birlikte bulundum ve O'nun Sallallahu Aleyhi ve Sellem yolculuk sırasında
nafile namaz kıldığını görmedim. Zaten Allah (O'na uymamızı emrederek)
"Şüphesiz Allah'ın Resulünde sizler için en güzel bir örnek vardır [Ahzab
21] buyurmuştur.
حدثنا
مسدد قال:
حدثنا يحيى،
ععن عيسى بن
حفص بن عاصم
قال: حدثني
أبي: أنه سمع
ابن عمر يقول: صحبت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، فكان لا
يزيد في السفر
على ركعتين،
وأبا بكر وعمر
وعثمان كذلك
رضي الله عنهم.
[-1102-] Abdullah İbn Ömer (radiyallahu anh) şöyle der: "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte bulundum. O, yolculuk sırasında iki
rekat farz namaz dışında namaz kılmazdı. Ebu Bekir, Ömer ve Osman (r.anhum) da
aynı şekilde hareket ederdi.
AÇIKLAMA: Abdullah İbn
Ömer'in "Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte bulundum. O
yolculuk sırasında iki rekat farz namaz dışında namaz kılmazdı" şeklindeki
ifadesi mutlak olarak kullanılmıştır. İşte İmam Buharî bu mutlak ifadenin
kayıtlı olduğunu açıklamak için yukarıdaki başlığı kullanmıştır. Buna göre
Abdullah İbn Ömer'in sözü şu anlama gelir: "O, yolculuk sırasında farz
namazların öncesinde ve sonrasında kılınan nafile namazları (revatib)
kılmazdı."
İbn Dakîki'l-İyd şöyle demiştir: "İbn Ömer'in bu sözü Nebi
(s.a.v.)'in yolculuk sırasında namazları devamlı olarak kısaltarak kıldığını
vurgulamaktadır; asıl anlatılmak istenen de budur. Dolayısıyla bu ifade’den
Nebi (s.a.v.)'in İki rekat farz dışında nafile namaz kılmadığı anlaşılabileceği
gibi, daha genel bir anlam yani namazları tam olarak (dört rekat) kılmadığı da
anlaşılabilir."
İmam Müslim'in naklettiği şu rivayet de bu ikinci ihtimali
desteklemektedir: 'Ben Abdullah İbn Ömer ile birlikte Mekke yolunda bulundum.
Bize öğle namazını iki rekat olarak kıldırdı. Sonra döndü ve biz de onunla
birlikte bineğinin bulunduğu yere gidip oturduk. Bu sırada başını çevirdiğinde
yolculardan bir kısmının ayakta durduğunu gördü. Bize, bunlar ne yapıyor, diye
sordu. Ben nafile namaz kıldıklarını söylediğimde şöyle cevap verdi:
"Nafile namaz kılacak olsaydım namazı tam olarak kılardım."
İmam Nevevî konuyla ilgili olarak bazı alimlerin verdiği cevabı
şöyle nakleder: "Bazı alimler Abdullah İbn Ömer'in bu sözüne şu şekilde
cevap vermişlerdir: Farz namazların kılınması zorunludur. Şayet yolculuk
sırasında da tam olarak kılınması emredilseydi kısaltmadan kılınması zorunlu
olacaktı. Halbuki nafile namazlar böyle değildir; kaç rekat kılacağı hususu
kişinin isteğine bırakılmıştır. dolayısıyla nafile namaz kılan kişiye kolaylık
ve merhamet olması bakımından yolculuk halinde söz konusu namazların kılınması
da meşru olmalıdır." Fakat İmam Nevevî'nin naklettiği bu görüşe şu şekilde
karşılık verilmiştir: "Abdullah İbn Ömer "Nafile namaz kılacak
olsaydım namazı tam olarak kılardım" derken şunu kasdetmiştir: Eğer nafile
namaz kılmak ile farz namazların öncesindeki ve sonrasındaki nafile namazları
(revatib) kılmak arasında muhayyer olsaydım, namazları tam kılma yolunu tercih
ederdim." Ancak İbn Ömer namazların kısaltılarak kılınması hükmünün bir
hafifletme amacı taşıdığını düşündüğü için yolculuk sırasında farz namazların
öncesindeki ve sonrasındaki nafile namazları kılmadığı gibi öğle, ikindi ve
yatsı namazlarını da tam olarak kılmazdı.