DEVAM:
89. Medine Yollarındaki Mescidler Ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin Namaz
Kıldığı Yerler
حدثنا
إبراهيم بن
المنذر قال:
حدثنا أنس بن
عياض قال:
حدثنا موسى بن
عقبة: عن نافع:
أن عبد الله
أخبره: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، كان
ينزل بذي
الحليفة حين
يعتمر، وفي
حجته حين حج،
تحت سمرة، في
موضع المسجد
الذي بذي
الحليفة،
وكان إذا رجع
من غزو، كان
في تلك
الطريق، أو حج
أو عمرة، هبط
من بطن واد،
فإذا ظهر من
بطن واد، أناخ
بالبطحاء
التي على شفير
الوادي
الشرقية،
فعرس ثم حتى
يصبح، ليس عند
المسجد الذي
بحجارة، ولا
على الأكمة
التي عليها
المسجد، كان
ثم خليج يصلي
عبد الله
عنده، في بطنه
كثب، كان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ثم
يصلي، فدحا
السيل فيه
بالبطحاء،
حتى دفن ذلك
المكان، الذي
كان عبد الله
يصلي فيه.
[-484-] Nâfi'den şöyle nakledilmiştir: "Abdullah'ın bana haber
verdiğine göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem umre yapacağı zaman
Zülhuleyfe'de konaklardı. Veda haccında da, burada konaklamıştı. Bugün Zülhuleyfe'deki
mescidin bulunduğu yerde Semura/Mugaylân/böğürtlen ağacının altında dururdu. Bu
güzergahta bir gazveden veya hacdan ya da umreden dönerken vadinin
(Vâdi'l-akîk) iç kısmında konaklardı. Vadiden çıkınca devesini vadinin doğu
kesimindeki uç tarafında yer alan Bathâ'ya (kumlu alan) çökertirdi. Sabaha
çıkıncaya kadar gecenin son kısmını burada geçirirdi, taş caminin bulunduğu
yerde ya da üzerinde cami bulunan tepede değil. Abdullah'ın namaz kıldığı
içinde kum birikintilerinin olduğu vadi girintisinde namaz kılardı, Nitekim
Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem burada namaz kılardı. Sonraları sel,
Bathâ'daki kumları sürükleyip buraya getirdi. Nihayet Abdullah'ın namaz kıldığı
yeri belirsiz hale getirdi.
Tekrar: 1532, 1533, 1799.
وأن
عبد الله حدثه:
أن النبي صلى
الله عليه
وسلم صلى حيث
المسجد
الصغير، الذي
دون المسجد
الذي بشرف الروحاء،
وقد كان عبد
الله يعلم
المكان الذي
كان صلى فيه
النبي صلى
الله عليه
وسلم، يقول:
ثم عن يمينك،
حين تقوم في
المسجد تصلي،
وذلك المسجد
على حافة
الطريق
اليمنى، وأنت
ذاهب إلى مكة،
بينه وبين
المسجد
الأكبر رمية
بحجر، أو نحو
ذلك.
[-485-] Ravi der ki: "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı:
Şerefu'r-ravhâ'daki mescidin dışında küçük bir mescid daha var. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem işte o mescidin yerinde namaz kıldı." Abdullah, Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namaz kıldığı yeri biliyordu. Orayı şöyle tarif
ederdi: "Mescidde namaz kılmak için ayağa kalktığın zaman, sağ tarafında
kalır. Burası Mekke'ye giderken yolun sağına düşer. Onunla büyük mescid
arasında bir taş atımlık veya buna yakın bir mesafe vardır."
وأن
ابن عمر كان
يصلي إلى
العرق الذي
عند منتصف
الروحاء،
وذلك العرق
انتهاء طرفه
على حافة الطريق،
دون المسجد
الذي بينه
وبين المنصرف،
وأنت ذاهب إلى
مكة، وقد
ابتني ثم
مسجد، فلم يكن
عبد الله يصلي
في ذلك
المسجد، كان
يتركه عن يساره
ووراءه،
ويصلي أمامه
إلى العرق
نفسه. وكان عبد
الله بروح من
الروحاء، فلا
يصلي الظهر حتى
يأتي ذلك
المكان،
فيصلي فيه
الظهر، وإذا
أقبل من مكة،
فإن مر به قبل
الصبح بساعة،
أو من آخر
السحر، عرس
حتى يصلي بها
الصبح.
[-486-] Ravi der ki: "İbn Ömer, Munsarafu'r-ravhâ yakınlarında Irk
adındaki tepeye doğru namaz kılardı. Bu tepenin ucu, Mekke istikametine
giderken Munsaraf ile kendisi arasında inşa edilen camiye varmadan yolun
kenarında biterdi. Buraya bir cami yapılmıştı. Ancak Abdullah, burada namaz
kılmazdı. Bu camiyi sol tarafına alırdı. Ya da arkasına alıp Irk tepesine doğru
önünde kılardı. Abdullah Ravhâ'dan hareket ettikten sonra, buraya gelinceye
kadar öğle namazını kılmazdı. Ama buraya vardığında namazını burada kılardı.
Mekke'den dönerken de, eğer sabahtan kısa süre Önce veya seher vaktinin
sonlarına doğru buraya varmışsa, gecenin geri kalan kısmını sabah namazını
kılmak için bu mekanda geçirirdi."
وأن
عبد الله
حدثه: أن
النبي صلى
الله عليه وسلم،
كان ينزل تحت
سرحة ضخمة،
دون الرويثة،
عن يمين
الطريق ووجاه
الطريق، في
مكان بطح سهل،
حتى يفضي من
أكمة دوين
بريد الوريثة
بميلين، وقد
انكسر أعلاها
فانثنى في
جوفها، وهي
قائمة على
ساق، وفي
ساقها كثب
كثيرة.
[-487-] Ravi der ki: "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Rüveyse'ye varmadan yolun sağında ve ön kısmına
gelen tarafta Rüveyse'deki konaklama yerinin iki mil kadar berisinde bir
tepeciğe kadar uzanan geniş ve düz bir yerde koca bir ağacın altında
konaklardı. Ağacın üst dalları kırılmış, içi boşalmıştı. Ancak gövdesi
duruyordu. Oyuk kısmı ise kumlarla dolmuştu."
وأن
عبد الله بن
عمر حدثه: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، صلى في
طرف تلعة من
وراء العرج،
وأنت ذاهب إلى
هضبة، عند ذلك
المسجد قبران
أو ثلاثة، على
القبور ضم من
حجارة عن يمين
الطريق، عند
سلمات
الطريق، بين
أولئك
السلمات، كان
عبد الله يروح
من العرج، بعد
أن تميل الشمس
بالهاجرة، فيصلي
الظهر في ذلك
المسجد.
[-488-] Ravi der ki: "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem tepeye doğru giderken Arc'ın arka tarafına düşen yokuş aşağı İnen sel
yatağında namaz kıldı. Namaz kıldığı yerin kenarında iki ya da üç mezar vardı.
Mezarların üstünde de taş yığını vardı. Burası yoldaki işaret taşlarının yakınında
yolun sağ tarafına düşüyordu. Öğlenin kavurucu sıcağı azalmaya meyledince
Abdullah, Arc'dan yola çıkardı. Öğle namazını ise işte burada kılardı."
وأن
عبد الله
حدثه: أن
النبي صلى
الله عليه وسلم،
نزل عند سرحات
عن يسار
الطريق، في
مسيل دون
هرشي، ذلك
المسيل لاصق
بكراع هرشي،
بينه وبين
الطريق قريب
من غلوة. وكان
عبد الله يصلي
إلى سرحة، هي
أقرب السرحات
إلى الطريق،
وهي أطولهن.
[-489-] Ravi der ki: "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Herşâ dağının ilerisindeki dere yatağında, yolun
solunda bulunan büyük ağaçların altında konaklardı. Söz konusu dere yatağı,
Herşâ dağının tepesine bitişikti. Yol ile buranın arasında bir ok atımlık
mesafe vardı. Abdullah buradaki ağaçların yola en yakın ve en büyük olanına
doğru namaz kılardı."
وأن
عبد الله
حدثه: أن
النبي صلى
الله عليه وسلم،
كان ينزل في
المسيل الذي
في أدنى مر
الظهران، قبل
المدينة، حين
يهبط من
الصفراوات،
ينزل في بطن
ذلك المسيل عن
يسار الطريق،
وأنت ذاهب إلى
مكة، ليس بين
منزل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
وبين الطريق
إلا رمية بحجر.
[-490-] Ravi der ki:"Abdul!ah İbn Ömer şöyle anlattı: Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Merru'z-zahrân'ın Medine istikametine en yakın dere yatağında
konaklardı. Safravât'tan inince Mekke'ye giderken yolun solunda kalan dere yatağının
ortasında dururdu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin konakladığı yer ile yol
arasında bir taş atımlık mesafe vardı."
وأن
عبد الله
حدثه: أن النبي
صلى الله عليه
وسلم، كان
ينزل بذي طوى،
ويبيت حتى
يصبح، يصلي
الصبح حين
يقدم مكة،
ومصلى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ذلك
على أكمة غليظة،
ليس في المسجد
الذي بني ثم،
ولكن أسفل من
ذلك على أكمة
غليظة.
[-491-] Ravi der ki: "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Allah Resulü
Zu Tuvâ'da konaklardı. Sabaha kadar geceyi burada geçirirdi. Mekke'ye girmeden
önce sabah namazını burada kılardı. Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
namaz kıldığı yer sert bir kayadan oluşan tepenin üstüydü. Sonraları cami yapılan
tepede değildi. Onun namaz kıldığı yer, buranın biraz aşağı kesiminde sert
kayadan oluşan tepenin üstüydü.
Tekrar: 1767, 1769.
وأن
عبد الله
حدثه: أن
النبي صلى
الله عليه وسلم
استقبل فرضتي
الجبل، الذي
بينه وبين
الجبل الطويل
نحو الكعبة،
فجعل المسجد
الذي بني ثم
يسار المسجد
بطرف الأكمة،
ومصلى النبي
صلى الله عليه
وسلم أسفل منه
على الأكمة
السوداء، تدع
من الأكمة
عشرة أذرع أو
نحوها، ثم
تصلي مستقبل
الفرضتين من
الجبل الذي
بينك وبين
الكعبة.
[-492-] Ravi der ki; "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Allah Resulü
kendisiyle Kabe istikametine doğru uzanan dağın iki gediğine yönelip namaz
kıldı." Abdullah İbn Ömer, daha sonraları buraya inşa edilen camiyi, taş
tepenin üzerine yapılan caminin soluna alarak namaza dururdu. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in namazgahı ise, buranın altında siyah kayaların bulunduğu
yerde İdi. Buraya yaklaşık 10 zira uzunlukta idi. İbn Ömer Mekke'ye doğru giden
yolcu ile Kabe arasında kalan dağ’ın iki gediğine yönelerek namaz
kılardı."
AÇIKLAMA: (Medine Yollarındaki
Mescidler) Başlığın bu kısmı, Medine ile Mekke arasındaki yollarda bulunan
camileri ifade eder.
Özetle ifade edecek olursak, İbn Ömer, Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in namaz kıldığı bu mekanlardan bereket ummuştur. Onun Allah Resûlü'nü
takip etmede ne kadar titiz olduğu herkesçe malumdur. Onun bu davranışı,
babasından nakledilen şu rivayetle çelişmez: "Hz. Ömer, bir sefer esnasında
Müslümanların bir mekana doğru hücum ettiklerini gördü. Çevresindekilere bunun
nedenini sordu. Onlar da, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem burada namaz
kıldığı için, insanlar koşarak oraya gidiyor' diye cevap verdi. Bunun üzerine
Hz. Ömer şöyle dedi: Kim namazını kılmamışsa kılsın, yoksa yola devam etsin.
Çünkü ehl-i kitap, peygamberlerini bu şekilde takip ettikleri ve onların ibadet
ettikleri yerleri havra ve kilise edindikleri için helak oldu."
Hz. Ömer'in bu sözleri, insanların bu tür yerleri namaz kılmadan
gezmelerini hoş karşılamadığı şeklinde anlaşılır. Ya da, bu durumun, işin aslını
bilmeyenler tarafından bir farz olarak anlaşılmasından endişe ettiğini
gösterir. Her iki durum da, İbn Ömer için söz konusu olamaz. Ayrıca Itbân
hadisi daha önce geçmişti. Itbân, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den kendi
evinde namaz kılmasını istemişti. Onun namaz kıldığı yeri, namazgah olarak
kullanmayı hedefliyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de, ona olumlu cevap
vermişti. İşte bunlar, salihlerin yolunu izleyerek, bereket ummanın delilidir.
Dikenleri olan bir ağaçtır. Ümmü Ğaylan adıyla tanınır.
(Büğürtlen ağacı olduğu tahmin edilir).
Hattâbî şöyle demiştir: "İkamet için değil de, dinlenmek
için konaklamayı ifade eder. Genellikle gecenin son kısmındaki dinlenmeler
için kullanılır." Medine'ye iki gecede kat edilecek mesafede bulunan büyük
bir köyün adıdır.
Hadislerde geçen namaz kılınan yerlerden, Zü'1-Huleyfe mescidi
dışında kalanlar günümüzde bilinmemektedir. Ravhâ'daki namazgahları ise, o
bölgede yaşayan insanlar bilmektedir. Tirmizî'nin Amr İbn Avftan naklettiği
hadise göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ravhâ vadisinde namaz kılıp şöyle
buyurmuştur: "Bu vadide yetmiş Peygamber namaz kılmıştır."
İbn Ömer'in davranışlarından Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'
aynen takip edip onun fiilleriyle bereket umması, Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem’in yaptıklarının aynen yapılmasının müstehab olduğunu gösterir.
Şafiilerden Beğavî şöyle demiştir: "Bir insan, Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem’in namaz kıldığı sabit olan namazgahlarda namaz kılmayı adasa, Mescid-i
Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksâ'da namaz kılmayı adayan kimseye farz
olduğu gibi ona da adağını yerine getirmek farz olur.
İmam Buhârî Medine yollarında, bulunan mescid ve namazgahlara
işaret etmiştir. Medine'deki camilerden ise bahsetmemiştir. Çünkü Medine'deki
cami ve namazgahları konu edinen hadisler, onun şartlarına uygun değildir. Ömer
İbn Şeybe "Ahbâru Medine" adlı eserinde, Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellemin Medine'de namaz kıldığı cami ve yerleri tam olarak zikretmiştir. Ebu
Gassân ve diğer ilim ehlinden, Medine ve civarındaki camilerin nakışlı ve
birbirine uygun taştan yapıldığı nakledilmektedir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem buralarda namaz kılmıştır. Ömer İbn Abdülaziz Medine'deki mescidi
yaptığı zaman Müslümanlara, bu mescidin ne şekilde yapıldığını sormuş, sonra
kendisi de, nakışlı ve birbirine uygun taşlarla bu mescidi yeniden İnşa
etmiştir."
Ömer İbn Şeybe, Medine'deki camilerin birçoğunun yerini
belirtmiştir. Ancak günümüzde bunların çoğunun eseri kalmamıştır. Şu an hâlâ
varlığını sürdüren meşhur camileri şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Kubâ Mescidi
2- Fadîh Mescidi. Kubâ Mescidinin doğusuna düşer.
3- Benû Kurayza Mescidi
4- Meşrabetu Ümmİ İbrahim. Benû Kurayza Mescidinin kuzeyine
düşer.
5- Benû Zafer Mescidi.
Bakî mezarlığının doğusuna düşer ve el-Bağla Mescidi olarak bilinir.
6- Benû Muâviye Mescidi. İcâbe Mescidi olarak bilinir.
7- Fetih Mescidi. Sel' dağına yakın bir yerde bulunur.
8- Kıbleteyn Mescidi. Benû Seleme kabilesinin bulunduğu
yerdedir.
Alimlerimiz, camilerin yerini bu şekilde tespit etmişlerdir.
Bunun faydası İse biraz önce Beğavî'nin ifade ettiği hususta görülür. Doğrusunu
en iyi Allah bilir.