DEVAM-2:
88. Camide Ve Diğer Yerlerde Parmakları Kenetlemek
حدثنا
إسحق قال:
حدثنا ابن
شميل: أخبرنا
ابن عون، عن
ابن سيرين، عن
أبي هريرة قال: صلى
بنا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم إحدى صلاتي
العشي - قال
ابن سيرين:
سماها أبو
هريرة، ولكن
نسيت أنا - قال:
فصلى بنا
ركعتين ثم
سلم، فقام إلى
خشبة معروضة
في المسجد،
فاتكأ عليها
كأنه غضبان،
ووضع يده
اليمنى على
اليسرى، وشبك
بين أصابعه،
ووضع خده
الأيمن على
ظهر كفه
اليسرى، وخرجت
السرعان من
أبواب
المسجد،
فقالوا: قصرت
الصلاة؟ وفي
القوم أبو بكر
وعمر، فهابا
أن يكلماه،
وفي القوم رجل
في يديه طول،
يقال له ذو
اليدين، قال:
يا رسول الله،
أنسيت أم قصرت
الصلاة؟ قال:
(لم أنس ولم
تقصر). فقال:
(أكما يقول ذو
اليدين).
فقالوا: نعم،
فتقدم فصلى ما
ترك، ثم سلم،
ثم كبر وسجد مثل
سجوده أو
أطول، ثم رفع
رأسه وكبر، ثم
كبر وسجد مثل
سجوده أو
أطول، ثم رفع
رأسه وكبر.
فربما سألوه:
ثم سلم؟
فيقول: نبئت
أن عمران بن
حصين قال: ثم
سلم.
[-482-] Ebu Hureyre'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem bize öğle veya ikindi namazlarından birini kıldırdı. (İbn Sîrîn Ebu
Hureyre'nin bunun hangi namaz olduğunu belirttiğini, ama kendisinin bunu unuttuğunu
söylemiştir) İki rekattan sonra selam verdi. Sonra Mescid'in (ön tarafına)
konmuş kütüğe yöneldi ve ona yaslandı. Kızgın gibi görünüyordu. Sağ elini sol
elinin üstüne koydu sonra parmaklarını birleştirdi. Daha sonra sağ yanağını,
sol elinin sırtına koydu. Bu esnada camiden çıkmak için acele davrananlar
Mescİd-i Nebevî'nin kapılarından çıkarken 'Namaz kısaldı' deyip duruyordu.
Cemaatin içinde Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Ama onlar da Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem ile konuşmaya cesaret edemiyorlardı. Cemaat arasında kollaro uzun
olduğu için kendisine Zül-Yedeyn denen biri daha vardı. (Onlardan önce): 'Ey
Allah'ın elçisi, namaz mı kısaldı, yoksa unuttun mu?' diye sordu. Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): Ne namaz kısaldı, ne de unuttum' diye cevap
verdi. Sonra 'Zül-yedeyn'in dediği gibi mi oldu?' diye sordu. Cemaat: 'Evet'
deyince, biraz öne geçti ve namaz'ın geri kalan kısmını kıldırıp selam verdi.
Daha sonra tekbir getirip önceki secdesi gibi belki de ondan daha uzun secde
etti. Sonra başını kaldırıp tekrar tekbir getirdi. Sonra yeniden tekbir getirip
önceki secdesi gibi belki de ondan daha uzun secde etti. Daha sonra başını
kaldırıp tekbir getirdi.
(Ravi der ki: Muhtemelen, bundan sonra ne yaptığını İbn Sîrîn'e
sordular o da şöyle cevap verdi): En sonunda selam verdi. (Ravi der ki) Bana
haber verildiğine göre, İmrân İbn Husayn 'En sonunda selam verdi' demiştir.
Tekrar: 714, 715, 1227, 1228, 1229, 6051, 7250.
AÇIKLAMA: (Camide ve Diğer
Yerlerde Parmakları Kenetlemek) Bu başlık, parmakları birbirine kenetlemenin
nerede olursa olsun caiz olduğu anlamına gelir. Ebu Hureyre'den nakledilen
hadis, bunun camide yapılmasının caiz olduğunu gösterir. Eğer camide böyle
yapmak caizse, diğer yerlerde evveliyetle caizdir. Son iki hadisten daha önce
geçen İbn Ömer veya İbn Amr hadisinde Peygamber Efendimiz'in parmaklarını
birbirine kenetlediği sabittir. Ayrıca o hadiste Allah Resulü şöyle buyurmuştu:
"Ey Abdullah İbn Amr! Ne oluyor sana! Neden basit kimselerle bu şekilde
bir arada kaldın!" Humeydî bu rivayeti "el-Cem'
beyne's-Sahîhayn" adlı eserinde Ebu Mes'ud'dan nakletmiştir. Ayrıca söz
konusu rivayette şöyle bir ilave de mevcuttur: "Zira onlar ahitlerine ve
sözlerine sadık kalmamış ve birbiriyle anlaşmazlık içine düşüp şu şekle
gelmişlerdir. (Bu esnada parmaklarını bîr birine kenetlemişti)."
İbn Battal şöyle demiştir: "Fıkıh konuları arasında böyle
bir başlığın kullanılması, camide parmakları kenetlemenin yasak olduğuna dair
varid olan rivayetlere muhalefet etme anlamına gelir. Zira bunun yasak olduğu
konusunda sahih olmayan yollarla hem müsned, hem de mürsel şekilde rivayetler
nakledilmiştir."
İbn Battal, bu konudaki müsned rivayet ile, Ka'b İbn Ucre
hadisine işaret etmiştir. Söz konusu hadise göre Rasûlullah şöyle buyurmuştur:
'Sizden biri abdest alıp camiye gitmek niyetiyle evinden çıkarsa, ellerini
birbirine geçirmesin! Çünkü bu esnada o, namazdadır." Bu hadisin müsned
olup olmadığı konusunda İhtilaf vardır. Bazıları gerekçesiyle birlikte bu
hadisin zayıf olduğunu göstermiştir.
İbnu'l-Müneyyir şöyle demiştir: "Doğrusu bu hadisler
arasında bir çelişki söz konusu değildir. Parmakların birbirine geçirilmesi,
abes bir görüntü oluşturması durumunda yasaklanmıştır. Bu konuda zikredilen
hadiste ise, temsil yöntemi söz konusudur. Burada soyut bir konu somut bir
şekilde anlatılmıştır." Bizce de, İbn Ömer ve Ebu Musa hadislerinde bu
durum söz konusudur. Ancak Ebu Hureyre hadisinde bunu söyleyemeyiz.
İsmâîlî ise rivayetleri şu şekilde uzlaştırmıştır: Bu nehiy,
namazda veya namaza yönelindiği bir sırada geçerlidir. Çünkü namazı bekleyen,
namaz kılan hükmündedir. Bu konuda zikredilen hadisler ise namaz dışında
parmakları kenetlemenin caiz olduğunu gösterir. Bu durum, ilk iki hadiste son
derece açıktır. Ebu Hureyre'den nakledilen hadis ise, Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in namazın bitmesinden sonra parmaklarını kenetlediğini gösterir. Bu
durumda Allah Resulü namazı bitirmiş hükmündedir. Kişinin camide bulunduğu
sürece parmaklarını kenetlemesini yasaklayan rivayet ise daha önce ifade
ettiğimiz gibi zayıftır."
Parmakları kenetlemenin neden yasaklandığı konusunda ihtilaf
edilmiştir. Bazılarına göre bu şeytandan olduğu, bazılarına göre abdesti bozma
ihtimali olan uykuya neden olduğu için-yasaklanmıştır. "Parmakları
kenetlemek, insanlar arasındaki görüş farklılıklarına ve ihtilafa benzer, bu
yüzden namaz kılan hükmünde olan kimselerin bunu yapması hoş karşılanmamış
diyenler de vardır. Bu görüşü ileri sürenler, böyle yapanların Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in namaz kılanlara getirdiği şu yasağa düşmemesini hedefler:
"İhtilaf etmeyin! Yoksa kalpleriniz de ihtilafa düşer! (Ayrı durmayın!
Yoksa kalpleriniz birbirinize ısınmaz) "
(Öğle veya ikindi) kelimesi zeval anı ile başlar gün batana
kadar sürer." Nitekim bu konuya ileride döneceğiz.