DEVAM: 49. Bir Kimsenin İlmi Yalnız (Onu Anlayabilecek) Bazı
Kimselere Öğretmesi, Anlayamamaları Korkusuyla Başkalarına Öğretmemesi
حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم قال:
حدثنا معاذ بن
هشام قال:
حدثني أبي، عن
قتادة قال:
حدثنا أنس بن
مالك: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، ومعاذ
رديفه على
الراحل، قال:
(يا معاذ بن
جبل). قال: لبيك
يا رسول الله
وسعديك، قال:
(يا معاذ). قال:
لبيك يا رسول الله
وسعديك،
ثلاثا، قال:
(ما من أحد
يشهد أن لا
إله إلا الله
وأن محمدا
رسول الله، صدقا
من قلبه إلا
حرمه الله على
النار). قال: يا
رسول الله،
أفلا أخبر به
الناس
فيستبشروا؟
قال: (إذا
يتكلوا).
وأخبر بها
معاذ عند موته
تأثما.
[-128-] Ebu Katade şöyle demiştir: Enes'in bize bildirdiğine göre Muaz deve
üstünde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in terkisinde idi. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Muaz'a: ’’£y Muaz bin Cebel!'' dedi. Muaz: "Emret ey
Allah'ın Resulü!" dedi.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem tekrar: "Ey Muaz' dedi.
Muaz: "Emret ey Allah'ın Resulü!" dedi. Bu üç kere tekrarlandı.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Allah'tan
başka ilah olmadığına ve Muhammed'in
onun Resulü olduğuna samimi kalple şahitlik eden herkesi Allah ateşe
haram kılar".
Muaz: "Ey Allah'ın Resulü! Bunu insanlara bildireyim de
insanlar sevinsinler" dedi.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Hayır. O zaman insanlar buna
güvenirler (de ameli terk ederler)" buyurdu.
Muaz vefatına yakın günaha düşmekten korktuğu için bunu
etrafındakilere anlatarak, onları bu hadisten haberdar etti.
Tekrar: 129.
Diğer Tahric: Müslim
İman, Tirmizi İman da tahric ettiler
AÇIKLAMA: "Samimi kalple
şahitlik eden" sözü ile münafığın şahitliği reddedilmiş olmaktadır. Bu
söz; sözü ile şahitlik eder, kalbi ile tasdik eder anlamına da gelebilir.
Tibi şöyle demiştir: Hadisin Arapça aslında yer alan
"sıdk" kelimesi istikamet anlamındadır. Çünkü doğruluk denildiği
zaman, sözün gerçeğe uygun olması kasdedildiği gibi, razı olunacak ahlâka uyma
da anlaşılır. Nitekim Yüce Allah "Doğruyu getirene ve bunu tasdik edene
yemin ederim [Zümer, 33] buyurmuştur. Bu "sözü ile söylediğini fiili ile
gerçekleştiren" anlamına gelir.
Tîbî bu sözü ile hadisten ilk anda anlaşılan anlamdaki karışıklığı
gidermek istemiştir. Çünkü hadisteki genel ifade ve vurgu sebebiyle, hadisten
ilk anda, kelime-i şehadeti söyleyen hiç kimsenin cehenneme girmeyeceği
anlaşılmaktadır. Ehl-i sünnete göre kesin deliller Mu'minlerden bir grup
isyankârın cehennemde azap göreceğini, sonra şefaat ile ateşten çıkacağını
göstermektedir. Demek ki hadisten ilk anda anlaşılan anlam kasdedilmemektedir.
Hadiste sanki "Bu, salih ameller işleyenlerle sınırlıdır" denilmiş
gibidir.
"O zaman insanlar buna güvenirler": Yani bundan ilk
anlaşılana güvenerek amel etmekten kaçınırlar.
"Günahtan korktuğu için etrafındakilere anlatarak onları bu
hadisten haberdar etti" ifadesinde kasdedilen günah, ilmin saklanmasından
doğacak olan günahtır. Muaz'ın bu hareketi, Nebi s.a.v.'in müjdeyi başkasına
duyurma yasağının haramlık değil, tenzih ifade ettiğini göstermektedir. Çünkü
bu, haramlık ifade etseydi Muaz bunu hiçbir zaman bildirmezdi.
Hadis, binek hayvanının terkisine başkasını bindirmenin caiz
olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu hadis Nebi s.a.v.'in tevazuunu da
göstermektedir.
Yine bu hadis, Muaz İbn Cebel'in İlmi seviyesini göstermektedir.
Çünkü yukarıdaki sözü Nebi s.a.v. yalnızca ona söylemiştir.
Öğrenci, tereddüt ettiği bir şey hakkında açıklama isteyebilir,
yalnızca kendisinin bildiği bir şeyi başkasına yayma konusunda hocadan İzin
İsteyebilir.
129 - حدثنا
مسدد قال:
حدثنا معتمر
قال: سمعت أبي
قال: سمعت
أنسا قال: ذكر
لي النبي صلى
الله عليه
وسلم قال
لمعاذ: (من لقي
الله لا يشرك
به شيئا دخل
الجنة). قال:
ألا أبشر
الناس؟ قال:
(لا، إني أخاف
أن يتكلوا).
[-129-] Enes şöyle demiştir: Bana belirtildiğine göre Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Muaz'a şöyle söylemiştir: "Kim, hiçbir şeyi ortak
koşmaksızın Allah'a kavuşursa cennete girer.
Muaz Nebi s.a.v.'e ''İnsanları müjdeleyeyim mî?" dîye sordu.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayır ameli terk etmelerinden
korkuyorum" buyurdu.
AÇIKLAMA: "Kim
...Allah'a kavuşursa": Yani Allah'ın takdir ettiği ecele kavuşursa. Hadis
yorumcularından bir grup böyle söylemiştir. Bundan kasıt, yeniden dirilme veya
âhirette Allah'ı görme de olabilir.
(Allah'a) hiçbir şeyi ortak koşmaksızın: Şirki reddetmekle
yetinmiştir. Çünkü bu tevhidi gerektirir. Bu ise peygamberliği ispat etmeyi
gerektirir. Çünkü Allah'ın elçisini yalanlayan, Allah'ı yalanlamış olur,
Allah'ı yalanlayan ise müşriktir