SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L İLİM

<< 69 >>

DEVAM: 18. Küçük Çocuğun Hadis Dinlemesi Ne Zaman Sahih Olur?

 

حدثني محمد بن يوسف قال: حدثنا أبو مسهر قال: حدثني محمد بن حرب: حدثني الزبيدي، عن الزهري، عن محمود بن الربيع قال:

 عقلت من النبي صلى الله عليه وسلم مجة مجها في وجهي، وأنا ابن خمس سنين، من دلو.

 

[-77-] Mahmûd İbnü'r-Rebi' şöyle demiştir: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ben beş yaşında iken bir kova daki su'dan ağzına alarak yüzüme püskürttüğünü hatırlıyorum.

 

Tekrar: 189, 839, 1185, 6354, 6422.

 

 

AÇIKLAMA:     Nebi s.a.v.'in bunu yapması ya Mahmud'la şakalaş­mak ya da diğer sahabe çocuklarına yaptığı gibi onu mübarek  kılmak içindir.

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

Bu hadisten yukarıdakinden farklı bazı sonuçlar çıkar: Çocukların hadis meclislerine getirilmesi caizdir.

 

Devlet başkanının, idaresi altında bulunanların evlerini ziyaret etmesi ve onların çocukları ile şakalaşması caizdir.

 

Bazıları bu hadisi beş yaşındaki çocuğa hadis dinletme, beş yaşından kü­çükler İçin orada bulunanların hadisleri yazmasına delil getirmiştir. Oysa hadiste ve Buhârî'nin koyduğu başlıkta bunu gösteren bir şey yoktur. Bu konuda asıl dikkate alınması gereken (yaş değil) anlayıştır. Beş yaşından küçük olsa bile dinlediği sözü anlayan kişiye hadîs dinletilir.

 

 

باب: الخروج في طلب العلم.

19. İlim Talep Etmek İçin Yola Çıkmak

 

-ورحل جابر بن عبد الله مسيرة شهر، إلى عبد الله بن أنيس، في حديث واحد.

Câbir İbn Abdullah bir hadis öğrenmek için bir aylık mesafede olan Abdullah İbn Uneys'in yanına gitmiştir.

 

78 - حدثنا أبو القاسم خالد بن خلي قال: حدثنا محمد بن حرب قال: قال الأوزاعي: أخبرنا الزهري، عن عبيد الله بن عتبة بن مسعود، عن ابن عباس: أنه تمارى هو والحر بن قيس بن حصن الفزاري في صاحب موسى، قال ابن عباس: هو خضر، فمر بهما أبي بن كعب، فدعاه ابن عباس فقال: إني تماريت أنا وصاحبي هذا في صاحب موسى الذي سأل السبيل إلى لقيه، هل سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يذكر شأنه؟ قال أبي: نعم، سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يذكر شأنه يقول: (بينما موسى في ملأ من بني إسرائيل، إذ جاءه رجل فقال: هل تعلم أحد أعلم منك؟ قال موسى: لا، فأوحى الله عز وجل إلى موسى: بلى: عبدنا خضر، فسأل السبيل إلى لقيه، فجعل الله له الحوت آية، وقيل له: إذا فقدت الحوت فارجع، فإنك سلتقاه، فكان موسى صلى الله عليه وسلم يتبع أثر الحوت في البحر، فقال فتى موسى لموسى: أرأيت إذ أوينا إلى الصخرة، فإني نسيت الحوت، وما أنسانيه إلا الشيطان أن أذكره، قال موسى: ذلك ما كنا نبغي، فارتدا على آثارهما قصصا، فوجدا خضرا، فكان من شأنهما الذي قص الله في كتابه).

 

[-78-] Rivayet edildiğine göre İbn Abbas ile Hur İbn Kays İbn Hısn el-Fezârî Hz. Musa'nın (Kur'an'da buluştuğu bahsedilen) arkadaşı / bilge kişi hakkında görüş ayrılığına düştüler. İbn Abbas bunun Hızır olduğunu söyledi. Onların yanından Ubey İbn Ka'b geçiyordu. İbn Abbas onu çağırarak sordu: "Ben ve bu arkadaşım, Hz. Musa'nın kendisi ile buluşmak için yol sorduğu kişi hakkında tartıştık. Onunla ilgili olarak Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bir şey söylediğini işitmiş miydin?" dedi. Ubey şöyle dedi: "Evet, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle dediğini işittim: "Hz. Musa, İsrailoğulhrından bir grup ile birlikte iken bir adam ona gelerek: -Senden daha bilgili bir kimse biliyor musun? Diye sordu.

 

Hz. Musa "hayır" diye cevap verdi. Bunun üzerine Yüce Allah Hz. Musa'ya vahyederek şöyle dedi: "Evet senden daha bilgili bir kimse var. O da kulumuz Hızır'dır" dedi. Musa onun yanına nasıl gideceğini sordu. Yüce Allah balığı onun için bir alâmet kıldı. Musa'ya "Balığı kaybettiğinde dön, çünkü onunla buluşacaksın" denildi. Hz. Musa denizde balığın izini sürerdi.

 

(Musa (a.s.)'ın yanındaki yol arkadaşı olan genç adam:) 'Gördün mü?" dedi, 'Kayaya sığındığımız sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı." O, şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti. Musa: 'işte aradığımız o idi' dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler". Ardından buldular. Daha sonra Hızır ile Musa arasında Allah ın kitabında haber verdiği olaylar yaşandı.

 

 

AÇIKLAMA:     Câbir'in hadisi, ali senedi araştırmaya delildir. Çünkü bu hadis kendisine Abdullah İbn Üneys'ten ulaştığı halde o bununla yetinmemiş, arada aracı olmak­sızın bu hadisi kendisinden almıştı. Kur'an’ın Faziletleri bölümünde İbn Mesud'un şu sözü gelecektir: "Allah'ın kitabını benden daha İyi bilen birini bilsem onunla buluşmak için yolculuğa çıkardım".

 

İmam Ahmed bin Hanbel'e "İlim öğrenmek isteyen bir kişi, pek çok ilim bi­len bir kimsenin yanında kalsa yine de (İlim için) seyahat yapmalı mı?" diye soruldu. O şöyle cevap verdi: "Seyahat yapar. Farklı şehirlerdeki âlimlerden elde ettiği ilmi yazar, pek çok insanla yüz yüze konuşarak onlardan İlim öğrenir".

 

Bu hadis, sahabenin Nebi s.a.v.'in konusunda ne kadar hırslı olduğunu göstermektedir.

 

Bu hadis, bir şüphe doğurmayacaksa gelen kişi ile kucaklaşmanın caiz ol­duğunu gösterir.

 

Yine ilim elde etmek için yapılan yolculukta zorluk ve yorgunluk çekilse bile ilmi arttırmanın faziletini gösterir.

 

Büyük bir kimsenin kendisinden ilim öğrenen kişiye karşı tevazu göster­mesi de bu hadiste yer almaktadır. Zira Yüce Allah "Bunlar Allah'ın kendilerine hidayet ettiği kimselerdir. Öyleyse sen de onların yoluna [En'am, 90] buyurmuştur. Hz. Musa da bu âyette sözü edilen kimselerdendir, öyleyse yürürlükten kaldırıl­dığı bilinen hükümler dışında bu emrin kapsamına Nebi s.a.v.'in ümmeti de girer.

 

 

Ali isnad aramak: Hadis senedindeki ravi zincirini daha kısa tutmak için, hadisi daha üst ravilerden almaya, öğrenmeye çalışmak. Geniş bilgi Hadis sözlüğünde.

 

 

SONRAKİ