DEVAM: 24. Münafığın Alameti
حدثنا
قبيصة بن عقبة
قال: حدثنا
سفيان، عن الأعمش،
عن عبد الله
بن مرة، عن
مسروق، عن عبد
الله بن عمرو:
أن النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
(أربع من
كن فيه كان
منافقا
خالصا، ومن
كانت فيه خصلة
منهن كانت فيه
خصلة من النفاق
حتى يدعها:
إذا اؤتمن
خان، وإذا حدث
كذب، وإذا
عاهد غدر،
وإذا خاصم فجر).تابعه
شعبة عن
الأعمش.
[-34-] Abdullah bin Amr r.a. şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem sallallahu
aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Dört şey kimde bulunursa o kişi halis
münafık olur. Kimde bu özelliklerden biri bulunursa bunu terk edinceye kadar
kendisinde nifak özelliklerinden biri bulunmuş olur: Kendisine bir şey emanet
edilince ihanet eder, Konuştuğunda yalan söyler, Antlaşma yaptığında antlaşmaya
vefa göstermez, Düşmanlık yaptığında haddi aşar.
Tekrar: 2459, 3178.
Diğer tahric edenler: Tirmizî, İman; Müslim, İman
AÇIKLAMA: "Münafığın
alameti": Buharî küfür ve zulmün farklı mertebeleri bulunduğunu ifade
ettikten sonra münafıklığın da böyle olduğunu bildirmiştir.
Muhyiddin (en-Nevevî) şöyle demiştir: Buharî'nin bu başlıkta
kasdettigi, taatlerin imanı arttırması gibi, günahların da imanı azaltmasıdır.
Kirmanı şöyle demiştir: Bu konunun îman bölümü ile ilişkisi
şudur: Nifak (münafıklık), imanın olmadığının delilidir. Yahut da nifakın bir
kısmının küfür olup, bir kısmının olmadığını açıklamaktır.
Nifak sözlükte için dışa uymamasıdır. Şayet bu iman konusunda
ise bu "küfür nifakı"dır. Değilse "amel nifakıdır. Fiil ve terk
amel nifakına girer. Farklı mertebeleri vardır.
Münafığın
Alameti Olarak Niçin Üç Şey Zikredilmiştir?
Hadiste zikredilen üç alametle yetinilmesinin nedeni, bu üçünün
geri kalanlara işaret ediyor olmasıdır. Çünkü dinle ilgili şeyler üç unsurda
toplanır: Söz, fiil ve niyet. Yalan söyleme ifadesi ile sözün bozukluğuna,
hıyanet ifadesi ile. fiilin bozukluğuna, sözde durmamak ifadesi ile de niyetin
bozukluğuna -çünkü söz verildiği sırada sözde durmama kastı yoksa bunun bir
zararı olmaz, ancak kişi sözde durmamayı kasdetmiş sonra bir engel çıkmış veya
karar değiştirmiş ise bu durumda kişide nifakın sureti bulunmamış olur- işaret
edilmiştir. Bu anlamda şu hadis rivayet edilmiştir: "Kişi verdiği sözü
yerine getirme niyeti ile kardeşine söz verir de yerine getiremezse günaha
girmiş olmaz". Hadiste zikredilen vaadden kasıt, hayır vaadidir. Kötü
vaadin (yani tehdidin) ise yerine getirilmemesi müstehaptır. Uygulanmamasından
bir kötülük doğmadıkça tehdidi terk etmek farz olabilir.
Yalan
Hadiste geçen yalan sözcüğüne gelince; İbni Tin'in naklettiğine
göre Malik'e yalan söylediği görülen kişiden bahsedilmiş, o "Hangi tür
yalan?" diye sormuştur. Kişi daha önce yaşamış olduğu şeyleri anlatmış,
onu nitelemekte aşırıya kaçmış olabilir. Bu zarar vermez. Yalnızca, yalan
amacıyla bir şey hakkında olduğundan farklı olarak konuşmak zarar verir.
Hadiste
Sayılan Özellikleri Taşıyan Kişi
Nevevi şöyle demiştir: "Bu hadisi alimlerden bir grup
problemli görmüştür. Çünkü bu hadiste belirtilen özellikler, küfrüne
hükmedilmeyeceği konusunda icma edilen bir müslümanda da bulunabilir. Oysa bu
hadiste bir problem söz konusu değildir, hadisin anlamı sahihtir. Tahkik ehli
alimler hadisin şu anlama geldiğini söylemişlerdir: Bu özellikler nifak
özellikleridir. Bu özelliği taşıyan kişi de bu özellikler bakımından münafığa
benzemekte, onların ahlakını taşımaktadır."
Ben (İbn Hacer) derim ki: Nevevî'nin bu cevabı, nifak sözcüğünün
burada mecaz olarak kullanıldığını kabul etme anlamına gelmektedir. Yani hadis
"bu özellikleri taşıyanlar münafık gibi olurlar" anlamına
gelmektedir. Bu, nifak sözcüğü ile küfür nifakının kasdedilmesi halindedir.
Buna cevap olarak şu da söylenmiştir: Hadiste kasdedilen nifak, daha önce
zikrettiğimiz amel nifakıdır.
Kurtubî bu yorumu kabul etmiş ve Hz. Ömer'in Huzeyfe'ye
söylediği "Bende münafıklıktan herhangi bir şey görüyor musun?"
sözünü de buna delil olarak getirmiştir. Hz. Ömer bununla küfür nifakını değil,
amel nifakını kasdetmiştir. İkinci hadiste münafığın "halis" sözcüğü
ile nitelenmesi de bunu desteklemektedir.
Şu da söylenmiştir: "Burada nifak sözcüğü bu özelliklerin
işlenmesi konusunda insanları korkutmak ve sakındırmak amacıyla kullanılmıştır.
Yoksa nifak sözcüğünden zahir olan anlam kasdedilmemiştir. "Hattabî bu
görüşü tercih etmiş, şunu da belirtmiştir: "Bu Özellikle nitelenen kişi,
bunu adet edinen ve benimseyen kişi olabilir."
Bir diğer görüşe göre hadis, bu özellikler tamamen kendisine
hakim olmuş, bunları hafife alan, küçümseyen kişiler hakkındadır. Bu şekilde
olan kişiler genelde inancı bozuk kişilerdir.
Bu konuda en güzel cevap Kurtubî'nin tercih ettiği cevaptır.