MECMAU

ZEVAİD

DİRİLİŞ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

(Hesap Günündeki) Kısas

 

18401- Abdullah b. Uneys, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işitmiştir: "Allah kıyamet günü insanları haşreder" veya şöyle dedi: "Yalınayak, çıplak ve hiçbir şeysiz bir şekilde diriltir."

Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hiçbir şeysiz ne demek?" diye sorunca şöyle buyurdu: "Yanlarında hiç bir şey yoktur. Sonra onlara uzakta olanın da, yakında olanın da aynı şekilde duyacağı bir şekilde seslenir ve şöyle buyurur: "Ben Melik'im, Ben Deyyan'ım; Cehennemlik olanlardan hiç kimseyi, cennetlik olanlardan birinde olan hakkını kendisine almadıkça cehenneme sokmam. Yine Cennetlik olanlardan hiç kimseyi, Cehennemlik olanlardan birinde olan hakkını, o hak bir tokat olsa bile kendisine almadıkça Cennete sokmam." 

 

Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çıplak ve sünnetsiz bir şekilde (yanımızda hiç bir şeyolmadığı halde) geldiğimiz halde bu nasıl olacak?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sevap ve günahlarla" buyurdu.

 

*Ahmed ve Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında hasen isnadla rivayet etti.

 

 

 

18402- Hz. Aişe ile sahabeden birisi bildiriyorlar: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir kişi, O'nun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde oturarak: "Ya Resulallah! Benim kölelerim var, bana yalan söylüyorlar ve bana ihanet ediyorlar, bana isyan ediyorlar, Ben de onlara sövüyor ve dövüyorum. Onlar yüzünden (Allah'ın katında) durumum ne olacak?" diye sordu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kıyamet günü onlar, sana olan ihanetleri, isyanları ve yalanları sebebiyle muhasebe olacaktır. Senin onlara verdiğin ceza, onların suçlarından az ise bu senin için bir fazilet olur. Onlara verdiğin ceza, eğer onların günahları nisbetinde ise, başabaştır; ne lehine ne de aleyhine olur. Eğer onlara verdiğin ceza, onların suçlarından çok olursa, bu fazla kısım sebebiyle onlar lehine sana kısas yapılır" buyurdu. Bunun üzerine adam ağlamaya ve dövünmeye başladı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dedi ki: "Sen Allah'ın Kitab'ını okumuyor musun? (Yüce Allah şöyle buyurur): ‘‘Biz Kıyamet gününe mahsus adalet terazileri koyacağız. Artık hiçbir kimse hiçbir şeyle haksızlığa uğratılmayacaktır. (O şey) bir hardal tanesi kadar bile olsa, onu getiririz (Mizan'a koyarız). Hesapçılar olarak da Biz yeteriz’‘ (Enbiya, 47). Adam tekrar: "Allah'a yemin olsun, ey Allah'ın Resulü! Ben hem kendim ve hem de onlar için, ayrılmalarından daha hayırlı bir şey göremiyorum. Hepsini azad ettiğime seni şahid kılıyorum" dedi.

Sadece Aişe'nin hadisi olarak Tirmizı rivayet etti.

 

*Ahmed rivayet etti, ismi verilmeyen bir sahabiden yapılan rivayetin senedinde adı verilmeyen bir ravi de vardır. ikisinin de diğer ravileri Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

18403- Ebu Zer bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturmuşken, yem yemekte olan iki koyundan birinin diğerini süsüp yanından uzaklaştırdığını görünce güldü. Kendisine: "Ya Resulallah! Neden gülüyorsun?" denince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu koyuna şaştım. Nefsim elinde olana yemin ederim ki, Kıyamet günü Allah uzaklaştırılan koyunun hakkını diğerinden alacaktır.

 

 

 

18404- Bir rivayette ifade şöyledir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) toslaşmakta olan iki koyun gördü ve: "Ey Ebu Zer! Bunların neden toslaştığını biliyor musun?" diye sordu. Ebu Zer: "Hayır" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Fakat Allah biliyor ve (Kıyamet günü) aralarında hüküm verecektir. "

 

*Hepsini Ahmed ve birinci rivayeti Bezzar rivayet etti. Taberani de el-Mu'cemu'levsat'ta birinci rivayeti nakletti. Ravilerden Leys b. Ebi Süleym müdellistir. Ahmed'in, hocası ibn Aişe dışındaki ravileri Sahlh'in ravileridir. O da güvenilirdir.

ikinci rivayetin ravileri Sahih'in ravileridir. Raviler arasında adı verilmeyen birisi vardır.

 

 

 

18405- Hz. Osman, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kıyamet günü, boynuzsuz olan (koyun) boynuzlu olandan hakkını alacaktır. "

 

*Ebu Ya'la el-Müsnedu'l-kebir'inde, Bezzar ve Abdullah b. Ahmed rivayet ettiler.

Ravilerden Haccac b. Nusayr kendisinde bulunan zayıflığa rağmen güvenilir bulunmuştur. Bezzar'ın güvenilir bir ravi olan Avvam b. Muzahim dışındaki diğer ravileri Sahlh'in ravileridir.

 

 

 

18406- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kıyamet günü yaratılmışların birbirindeki hakları alınacaktır. Hatta boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundaki hakkı alınacaktır. Hatta küçük karıncanın küçük karıncadaki hakkı bile alınacaktır."

 

*Ahmed rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

18407- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kıyamet günü aralarında ilk hüküm verilecekler; biri boynuzsuzı diğeri boynuzlu olan iki keçidir. "

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Cabir b. Yezıd el-Cu'fi zayıftır.

 

 

 

18408- Abdullah b. Ebi Evfa, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kıyamet gününde Yüce Allah'ın adaleti öyle bir şekilde tecelli edecek ki, boynuzu kırık hayvan bile boynuzlu olandan hakkını alacaktır. "

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden tanımadıklarım vardır. Ata b. es-Saib'in sonradan ezberi bozulmuştur.

 

 

 

18409- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Ümmü Seleme bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evimdeydi ve elinde bir misvak vardı. Bir hizmetçisini - veya Ümmü Seleme'nin hizmetçisini- çağırdı. (Hizmetçi gelmeyince) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o kadar kızdı ki kızgınlığı yüzünden belli oluyordu. Ümmü Seleme çıkıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarının odalarına gitti ve hizmetçiyi bir hayvanla oynarken görünce: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) seni çağırırken senin hala bu hayvanla oynadığını mı görüyorum?" dedi. (Hizmetçi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip): "Seni hak olarak gönderene yemin ederim ki seni duymadım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şayet hesabının sorulmasından korkmasaydım, bu misvakla (çubukla) canını acıtırdım" buyurdu.

 

 

 

18410- Bir rivayette ifade şöyledir: "Eğer kısas olmasaydı, sana bu misvakla vururdum. "

 

 

 

18411- Bir rivayette ifade şöyledir: "Şayet kısas uygulanmasından korkum olmasaydı, bu kamçıyla canını acıtırdım."

 

*Bunların hepsini Ebu Ya'la ve "Kendisine ait bir hizmetçiyi çağırdı" ve "Kıyamet günü hesabının sorulmasından korkmasaydım" ifadesiyle Taberani rivayette bulundu.

 

 

 

18412- Ammar b. Yasir, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kölesine vuran hiç kimse yoktur ki; kıyamet günü ona kısas uygulanmasın."

 

*Bezzar rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

18413- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kim haksız yere birine bir kamçı vurursa kıyamet günü ona kısas uygulanır. "

 

*Bezzar ve Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Senetleri hasendir.

 

 

 

18414- Sevban, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Yüce Allah, Kıyamet günü ayağını Sırat köprüsüne koyup şöyle buyurur: ‘‘İzzetim ve Celalime yemin olsun ki; hiçbir zalimin zulmü Beni aşıp geçemez.’‘ Yüce Allah yarattıklarının birbirlerinde olan haklarını alır. Hatta boynuzsuz koyunun, kendisini süsmüş olan boynuzlu koyundan hakkını alır."

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden Yezıd b. Rabia'yı bazıları zayıf bulmuş, ibn Adiy: "Umarım ki fena sayılmaz" demiştir. Diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

18415- Selman, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kıyamet günü kişi kendini kurtaracağını zannettiği miktarda sevaplarla gelir. Hesapta kendilerine zulmettiği kişiler gelirler ve sevaplarından onlara verilir. Bu durum hiçbir sevabı kalmayıncaya kadar devam eder. Sonra onda hakkı olan birisi daha gelir ve adamda hiçbir sevap kalmadığı için zulmetmiş olduğu kişinin günahlarından alınıp onun günahlarına eklenir.''

 

*Taberanirivayet etti. Bezzar, Abdullah b. ishak el-Attar kanalıyla Halid b. Hamza'dan rivayet etti, Onları tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

18416- Süleyman b. Habib el-Muharibi anlatıyor: Yolculuğa çıktığımda Humus'a uğradım ve çarşıya çıkıp bir yolcu için gerekli şeyleri aldım. Mescidin kapısına baktığımda: "Girip iki rekat namaz kılsam" diyerek mescide girdim. Girdiğimde Sabit b. Ma'bed, İbn Zekeriyya ve Mekhul'un Dımaşk (Şam) halkından bir grupla beraber olduklarını gördüm. Onları görünce yanlarına oturdum. Bir müddet konuştular ve: "Ebu Umame el-Bahili'nin yanına gidelim" diyerek kalktılar. Ben de onlarla kalktım ve Ebu Umame el-Bahili'nin yanına girdik. Ebu Umame yaşı ilerlemiş ve yaşlanmıştı. Aklı ve konuşması ise göründüğünden daha iyiydi. Bize söylediği ilk şey:

"Sizin bu meclisiniz, Allah'ın size bir ihsanıdır ve bu meclis size (lehinize veya aleyhinize) şahitlik edecektir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisiyle gönderildiği şeyi tebliğ etti. Ashabı da duyduklarını tebliğ ettiler. Siz de duyduğunuzu tebliğ ediniz. Şu üç sınıfın hepsi Allah'ın koruması altındadır. Allah rızası için cihada çıkan kişi, Cennete girene veya onu elde ettiği sevap veya ganimetlerle geri döndürene kadar Allah'ın koruması altındadır. Evine selametle giren kişi de Allah'ın koruması altındadır."

Ebu Umame şöyle devam etti: "Cehennemin üzerinde yedi tane kemeri olan bir köprü vardır. Köprünün ortasında Allah'a asi olanlar durur. Kul getirilir ve ortadaki kemere yetişince: ‘‘Ne borcun vardır?’‘ denir." Sonra Ebu Umame şu ayeti okudu: "Allah'tan bir söz gizleyemezler." (Nisa, 42) Kul: ‘‘Ya Rabbi! Şu şu borcum var’‘ der. Kula: ‘‘Borcunu öde’‘ denince kul: ‘‘Hiçbirşeyim yok, neyle borcumu ödeyeceğimi de bilmiyorum’‘ der. O zaman: ‘‘Bunun sevaplarından alınız’‘ denir ve hiçbir sevabı kalmayıncaya kadar sevaplarından alınır. SevapIarı bitince: ‘‘Sevapları bitti’‘ denir. O zaman: ‘‘Alacaklının günahlarından alıp buna yükleyin’‘ denir. Duydum ki; kimi adamlar dağlar gibi sevaplarla gelir. Hiç sevabı kalmayıncaya kadar, sevaplarından alınıp zulmetmiş olduğu kişilere verilir."

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden Külsum b. Ziyad ve Bekr b. Sehl ed-Dimyati vardır ve ikisi de güvenilir bulunmuştur, ama kendilerinde zayıflık vardır. Diğer ravileri Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

18417- Ebu Umame, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kıyamet günü zalim gelir ve Cehennem köprülerinden karanlık ve sarp bir yere gelince mazlum onunla karşılaşır. Zalim, mazlumu tanır ve kendisine yapmış olduğu zulmü de hatırlar. Zulme uğrayanlar zalimlerden ellerinden bütün sevapları almadan oradan ayrılmazlar. Eğer sevapları yoksa Cehennem'in en alt tabakasına varana kadar mazlumların günahlarından zalimlere verilir. "

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravileri güvenilir bulunmuştur.

 

 

 

18418- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kıyamet gününde, insanların aralarındaki dağlar kadar olan zulüm ve haksızlıklar huzura getirilir. Yüce Allah bunlardan hiçbir şey kalmayıncaya kadar herkese hakkını verir. "

 

*Taberani. el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Cabir b. Yezıd el-Cu'fi zayıftır.

 

 

 

18419- Ebu Burde b. Niyarı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Yüce Allah bir şeyi başka bir şeyden dolayı en ağır bir şekilde nasıl durdurursa, borçluyu da alacaklısının hakkını verene kadar öyle durdurur. Kul: ‘‘ Ya Rabbi! Beni çıplak ve yalınayak dirilttiğin halde zulmettiğim kişiye hakkını nasıl ve nereden vereyim?’‘ der. Yüce Allah: ‘‘Bunun hakkını senin sevaplarından vereceğim. Senin sevapIarını alıp zulmettiklerinin sevapIarına katacağım. Eğer sevapIarın yetersiz kalırsa onların günahlarından alıp senin günahlarına katacağım’‘ buyurur."

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Hammad b. Şu'ayb çok zayıftır.

 

 

 

18420- İbn Abbası Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem)ı o da (Cibril) Ruhu'l-Emin'den nakleder: "Yüce Allah şöyle buyurur: "Kulun günahları ve sevapIarı getirilir ve (zulmetmiş olduklarıyla) davalaşır. Eğer sevapIarı kalırsa Cennetteki yeri genişletilir."

 

*Bezzar rivayet etti. Bazılarında bulunan zayıflığa rağmen ravileri güvenilir bulunmuştur.

 

 

 

18421- Zadan der ki: Abdullah b. Mes'ud'un yanına girdim. Benden önce yün ve ipek elbiseler giyen kişiler yanına gelmişti. Ben: "İnsanları yanına yaklaştırıp beni uzak tuttun" dedim. İbn Mes'ud bana: "Yaklaş!" dedi ve beni yanına yaklaştırarak kendi kiliminin üzerine oturttuktan sonra dedi ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu duydum: "Anne babanın çocuklarından alacağı olacak ve Kıyamet günü olduğunda (haklarını almak için) ona tutunacaklar. Çocuk: ‘‘Ben sizin oğlunuzum’‘ diyecek. Anne ve baba, (çocuklarından olan alacaklarının) bundan daha fazla olmasını isteyecek veya temenni edeceklerdir."

 

*Taberani, Amr b. Mahled kanalıyla Zekeriyya b. Yahya el-Ensarı'den rivayet etti.

Onları tanımıyorum. Diğer ravileri bazılarında bulunan zayıflığa rağmen güvenilir bulunmuşlardır.

 

 

 

18422- Cehm b. Evs der ki: Abdullah b. Ebi Meryem'in yanına, maiyetiyle beraber Abdullah b. Rüstüm uğradı. İbn Ebi Meryem'e:

"Seninle oturmayı ve seninle sohbet etmeyi çok isterim" dediğini duydum. Gittikten sonra da İbn Ebi Meryem dedi ki: "Ebu Hureyre'den duydum: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Facire, kendisindeki herhangi bir nimetten dolayı imrenmeyin, zira öldükten sonra ne ile karşılaşacağını bilemezsiniz. Kıyamet günü Allah'ın katında onun için ölümsüz bir katil (azab meleği) hazırlanmıştır."

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

18423- Enes b. Malik, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kendisinde kardeşine yapmış olduğu bir zulmü veya ondan haksız olarak aldığı bir malı bulunup da kıyamet kopmadan (ölmeden) önce gidip onunla helalleşen kula, Allah da merhamet etsin. Zira o güngeldikten sonra dinar ve dirhem yoktur. Orada sevaplar geçerlidir."

Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ya Resulallah! Eğer bu kişinin sevapIarı yoksa?" diye sorulunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hakkı olan kişinin günahlarından alınıp, haksızlık edenin günahlarına yüklenir. "

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Haşim b. isa el-Yeznl'yi tanımıyorum. Diğer ravileri bazılarında bulunan zayıflığa rağmen güvenilir bulunmuştur.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Allah'ın, Hatalarını Örttüğü Kişiler