MECMAU

ZEVAİD

ZÜHD

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Infak ve Cimrilik

 

17750- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Sema kapılarının birinde bir melek der ki: ‘‘Kim bu gün ödünç verirse yarın mükafatını alır.’‘ Başka bir kapıda ise diğer bir melek der ki: ‘‘Allahım! İnfak edene karşılığını ver; cimrilik edenin malını telef et. '' "

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında iki isnadla rivayet etti. Birinde Mikdam b. Davad zayıftır. ibn Dakık el-İyd, onu güvenilir bulunduğunu söylemiştir.

 

 

 

17751- Ebu'l-Bahteri Hz. Ali'den nakleder: Hz. Ömer halka:

"Yanımızda artan bu malı ne yapmamızı önerirsiniz?" diye sorunca, halk: "Ey müminlerin emiri! Seni ailenden, malından ve ticaretinden alıkoyduk. Bu mal senindir" dedi. Ömer, bana: "Sen ne diyorsun be?" deyince, ben: "Halk sana görüşünü söyledi" dedim. Ömer: "Sen kendi görüşünü söyle" deyince, ben: "Kesin bildiğin bir konuda neden şüpheye düşüyorsun?" dedim. Ömer: "Bu söylediğinden vazgeçeceksin" deyince, ben: "Evet, vallahi vazgeçerim. Ama sen şunu hatırlıyor musun? Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) seni Abbas'a zekat malını alman için göndermişti. Abbas ile aranda bir kırgınlık vardı ve bu sebeple Abbas sana zekatını vermemişti. Sen bana: "Benimle Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gel" demiştin. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittiğimizde, onu sıkıntılı bulup geri dönmüştük. İkinci günün sabahında yanına gittiğimizde kendisini neşeli görmüştük. Sen Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abbas'ın yaptığını anlattığında, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sana: "Kişinin amcasının, baba yarısı olduğunu bilmiyor musun? 11 demişti. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dün kendisini sıkıntılı, bu gün ise neşeli gördüğümüzü söyleyince: "Bana birinci gün geldiğinizde; bende zekat malından iki dinar kalmıştı. Sıkıntım bu sebepleydi. Bugün geldiğinizde ise onları dağıtmıştım. Bu sebeple beni neşeli gördünüz" buyurmuştu.

Bunun üzerine Ömer: "Doğru söyledin. Vallahi! Hem görüşünü söylediğin, hem de uyarıp doğrulttuğun için sana teşekkür ederim" dedi.

 

*Ahmed rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir. Sadece Ebu'I-Bahterl ne Ali, ne de Ömer'den dinlememiştir. Hadis mürsel ve sahihtir.

Ebu Ya'la rivayet etti ve şunu ekledi: Dedim ki: "Kesin bildiğin bir konuda neden şüpheye düşüyorsun ve bildiğin bir konuyu bilmez gibi davranıyorsun?" Ömer: "Ya söylediğinden vazgeçersin veya seni cezalandırırım" dedi. .. Ömer şöyle dedi: "Hem görüşünü söylediğin, hem de uyarıp doğrulttuğun için sana teşekkür ederim." Ben: "Neden ceza vermede acele davranıp teşekkürü geciktiriyorsun?" dedim.

Bezzar ise şu ifadelerle rivayet etti: "Bana geldiğinizde yanımda bir miktar dinar vardı. Bunları dağıtmıştım ve yanımda yedi dinar kalmıştı. "

 

 

 

17752- Ümmü Seleme bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma yüzü sararmış bir şekilde girdi. Ben bunun bir hastalıktan dolayı olduğunu zannettim ve: "Ya Resulallah! Neyin var; yüzün solmuş?" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dün bize verilen yedi dinar sebebiyle; bu yedi dinar yatağımızm kenannda olduğu halde akşamladık" buyurdu.

 

 

 

17753- Bir rivayette ise ibare: "Onları infak etmeden akşamladık" buyurdu.

 

*Ahmed ve Ebu Ya'la rivayet ettiler. Ravileri Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

17754- Talha b. Ubeydillah bildiriyor: Hz. Ömer'e bir miktar mal geldi; Ömer de bunu Müslümanlar arasında taksim etti ve ondan bir miktar arttı. Bunun ne yapılması hususunda istişare edince: "Bu malı dar günler için bıraksan" dediler. Hz. Ali ise susmuş bir şey söylemiyordu. Ömer: "Neyin var ey Ebu'I-Hasan! Konuşmuyorsun?" deyince, Ali: "Halk ne yapman gerektiğini söyledi" cevabını verdi. Ömer: "Bana kendi görüşünü söyleyeceksin" deyince Ali: "Bu mal hakkında Allah'ın hükmü gerçekleşmiştir." Ve (şu) hadisi zikretti:

Bahreyn'den gelen mal, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna getirilince, onu taksim etmeden gece oldu. Akşam ve yatsı namazlarını Mescid'de kıldı. Malı taksim edene kadar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünden (sıkıntılı) olduğunu gördüm. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu malı şimdi paylaştırmanda bir sakınca yok" dedi ve malı (Ali) paylaştırdı. Benim payıma sekiz yüz dirhem düştü.

 

*Bezzar rivayet etti. Ravilerden Haccac b. Erta'a müdellistir.

 

 

 

17755- Ebu Said el-Hudrlı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Uhud dağı kadar altınım olsa, üçüncü sabah gelirken, üzerimdeki bir borç için muhafaza ettiğim hariç, ondan yanımda bir şeyin kalması beni sevindirmez. " 

 

*Bezzar rivayet etti. Senedinde Atiyye vardır ve onu birden çok kişi zayıf bulmuştur.

 

 

 

17756- Semura b. Cündüb der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle derdi: "Uhud'un tamamının benim için altın olması beni memnun etmez."

 

*Bezzar rivayet etti. Senedinde Yusuf b. Halid es-Semti vardır ve zayıftır.

 

 

 

17757- Ubeydullah b. Abbas, Ebu Zer'in kendisine şöyle dediğini nakleder: "Ey yeğenim! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında ve elini tutmuşken bana şöyle dedi: "Ey Ebu Zer! Şayet öldüğüm gün yanımda bir kırat kalacaksa; infak etmem için, Uhud dağı kadar altın ve gümüşümün olmasını istemem." Ben: "Ya Resulallah! Bir kantar mı?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Zer! Ben az olana gidiyorum, sen çok olana gidiyorsun. Ben ahireti istiyorum, sen dünyayı istiyorsun. Bir kırat." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kırat sözünü üç defa tekrar etti.

 

*Bezzar ve yakın metinle şu ifadelerır Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayette bulundu: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Ebu Zer! Bu dağ hangi dağdır?" ben: "Uhud" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Vallahi! Bu dağın, tek bir parça altın olarak benim olmasını istemem." Hadis yukarıdaki gibi devam ediyor. Bezzar'ın senedi hasendir.

 

 

 

17758- Ebu Zer, elinde bir as ayla Osman b. Affan'ın yanına geldi.

Osman: "Ey Ka'b! Abdurrahman vefat etti ve geriye mal bıraktı, bu konuda ne dersin?" Ka'b: "Eğer Allah'ın mal üzerindeki hakkını eda etmişse (zekatını vermişse) zararı yoktur" dedi. Ebu Zer asasını kaldırıp Ka'b'a vurarak şöyle dedi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini duydum: ‘‘Şayet öldüğümde ondan geriye altı ukiyye bırakacaksam; infak edip benden kabul edilecek bile olsa Uhud dağı kadar altınımın olmasını istemem.’‘ Allah için söyle ey Osman! Sen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu söylediğini duydun mu?" Ebu Zer bunu üç defa sordu. Osman: "Evet" dedi.

 

*Ahmed rivayet etti. Ravilerden ibn Lehia'yı birden çok kişi zayıf bulmuştur.

Ebu Ya'la el-Mu'cemu'l-kebir'inde rivayet etti ve şunu ekledi: Ka'b dedi ki: "Size söylediğimi Tevrat'ta görmüştüm. Ancak Allah şöyle buyurur: ‘‘Allah dilediğini siler, dilediğini bırakır; Ana Kitap O'nun katındadır.’‘ (Ra'd, 39) Allah da Tevrat'taki bu hükmü silmiştir. Ben de Allah'tan bağışlanma dilerim."

 

 

 

17759- İbn Abbas, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)i Uhud'a dönerek şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Canım elinde olana yemin ederim ki; Uhud dağı, Muhammed ailesi için onu sadaka olarak dağıtacağım biçimde altına dönüşse, öldüğüm zaman üzerimdeki bir borç için muhafaza ettiğim iki dinar hariç, ondan yanımda bir şeyin kalması beni sevindirmez."

 

*Ahmed ve Ebu Ya'la rivayet ettiler. Hilal b. Habbab dışındaki ravileri Sahih'in ravileridir. O da güvenilirdir.

 

 

 

17760- Hz. Aişe der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana (yammızda bulunan) altınları tasadduk etmemi emretti." (Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalandığı zaman Aişe'nin yanındaydı. Aişe anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendine geldiğinde: "(Altınları) ne yaptın?" diye sordu. Ben: "Hastalığın beni meşgul etti" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onları bana getir" dedi. Aişe, yedi veya dokuz -ravi Ebu Hazım sayıdan emin değil- dinarı getirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Aişe dinarları getirince: "Muhammed, bunlar yanındayken, Allah'a kavuşacak olsa (hayır namına) ne bekler? Bunlar yanındayken Allah'a kavuşacak olsa Muhammed'den geriye (hayır namına) bir şey bırakırlar mı?" buyurdu.

 

 

 

 

17761- Bir rivayette: Beş dinarla yedi dinar veya sekizle dokuz dinar arasında altını vardı ve onları infak etti.

 

*Hepsini Ahmed değişik isnadlarla rivayet etti. Birinin ravileri Sahlh'in ravileridir.

 

 

 

17762- Abdullah b. es-Samİt anlatıyor: Ebu Zer'in yanındayken, Beytülmal'den hakkı verildi. Ebu Zer'in yanında bir cariye vardı. Cariye Ebu Zer'e verilen parayla onun ihtiyacı olan şeyleri aldı ve paradan geriye yedi dinar kaldı. Ebu Zer, cariyeye o parayla (süs için kendine) pul almasını istedi. Cariye: "Bu parayı ihtiyacın olduğu bir zamana veya ağırladığın bir misafir için ayırsan" karşılığını verince, Ebu Zer şöyle dedi: "Dostum (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle demişti: "Kişinin sahip olduğu altın veya gümüş, Allah yolunda harcayıncaya kadar kendisi için kor ateşi gibidir."

 

*Ahmed rivayet etti. Ravileri Sahıh'in ravileridir. 

 

 

 

17763- Ümmü Seleme der ki: "Bildiğim kadarıyla Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en fazla getirdiği para, bir çanta içinde olan sekiz yüz dirhemdi."

 

*Ahmed rivayet etti. Musa b. Cubeyr dışındaki ravileri Sahıh'in ravileridir. O da güvenilirdir.

 

 

 

17764- Hz. Ali der ki: "Suffe ashabından bir adam geriye iki dinar veya iki dirhem bırakarak öldü. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Bu ikisiyle (kıyamet gününde) dağlanacaktır. Onun namazını siz kılın."

 

*Ahmed ve "Bir dinar veya dirhem" ibaresiyle oğlu Abdullah ve yakın metinle Bezzar rivayet etti. Ravilerden Uteybe ed-Darir meçhuldür. Diğer ravileri güvenilir bulunmuştur.

 

 

 

17765- Abdullah b. Mes'ud der ki: Suffe ashabından biri öldüğünde kesesinde iki dinar buldular. Bunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirdiklerinde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Bunlarla (kıyamet gününde) iki defa dağlanacaktır. Onun namazını siz kılın."

 

*Ahmed, Ebu Ya'la ve Bezzar rivayet ettiler. Ravilerden Asım b. Behdele'yi birden çok kişi güvenilir bulmuştur. Diğer ravileri Sahlh'in ravileridir.

 

 

 

17766- Yine Abdullah b. Mes'ud der ki: Siyahi bir köle Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yetişip ona iman ettikten sonra vefat etti. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haber verdiklerinde: "Bakınız, geriye bir şey bıraktı mı?" buyurdu. Ashab: "İki dinar bıraktı" dediklerinde: "Bu ikisiyle (kıyamet gününde) dağlanacaktır" buyurdu.

 

*Ahmed ve Ebu Ya'la rivayet ettiler. Asım b. Behdele dışındaki ravileri, Salıfh'in ravileridir. O da güvenilir bulunmuştur.

 

 

 

17767- Seleme b. el-Ekva' bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında otururken, bir cenaze getirildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Geriye borç bıraktı mı?" diye sordu. Sahabe: "Hayır" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını kıldırdı. Sonra bir başka cenaze getirildiğinde ise: "Geriye bir şey bıraktı mı?" diye sordu. Sahabe: "Evet, üç dinar bıraktı" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) parmağıyla işaret ederek: "Bu üçüyle (kıyamet gününde) dağlanacaktır" buyurdu.

 

*Ahmed uzun bir hadis içinde rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

17768- Cabir, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kim geriye bir dinar bırakırsa, (kıyamet gününde) onunla dağlanacaktır. "

 

*Ravilerden ibn Lehia vardır ve hadisi daha önce başka yollarla gelen hadislerle desteklenmektedir. Diğer ravileri Sahih'in ravileridir. 

 

 

 

17769- Ebu Umame el-Hımsı bildiriyor: Suffe ashabından biri öldüğünde izarında bir dinar buldular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bununla (kıyamet gününde) dağlanacaktır" buyurdu.

 

Sonra birisi daha öldüğünde izarında iki dinar buldular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu ikisiyle (kıyamet gününde) dağlanacaktır" buyurdu.

 

 

 

17770- Yine Ebu Umame el-Hımsı, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), geriye bir veya iki dinar bırakarak vefat eden birisi hakkında aynı şeyi söylediğini, yani: ''Bununla veya bu ikisiyle (kıyamet gününde) dağlanacaktır" dediğini nakleder.

 

*Tümünü Ahmed, değişik isnadlarla rivayet etti. Bazılarının, Şehr b. Havşeb dışındaki ravileri, Sahlh'in ravileridir ki, o da güvenilirdir.

 

 

 

17771- Ebu Hureyre nakleder: Bir bedevi, Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber savaşına katıldı ve ganimetten payına iki dinar düştü. Bedevi dinarları alıp (bir şeye) sararak abasının içine koydu. Bedevi öldüğünde, dinarlar bedevinin üzerinde bulunup Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirilince, şöyle buyurdu: "Bu ikisiyle (kıyamet gününde) dağlanacaktır. "

 

*Ahmed rivayet etti. Ravilerden ibn Lehia vardır ve bu rivayeti güvenilir bir ravinin rivayetiyle desteklenmiştir. Diğer ravileri, Sahih'in ravileridir.

 

 

 

17772- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geriye iki veya üç dinar bırakarak vefat eden bir kişi hakkında: "Bu ikisiyle veya üçüyle (kıyamet gününde) dağlanacaktır" buyurduğunu bildiriyor.

 

*Ahmed rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir. Bezzar hasen isnadla rivayet etti.

 

 

 

17773- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelinip: "Falan kişi vefat etti ve geriye iki dinar veya dirhem bıraktı" denildi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu ikisiyle (kıyamet gününde) dağlanacaktır" buyurdu.

 

*Ahmed rivayet etti. Ravilerden Şerık b. Abdullah en-Nehal'yi birden çok kişi güvenilir bulmuştur. Diğer ravileri Sahih'in ravileridir.

Zekat kitabının sonunda, sadaka bölümünde bununla ilgili hadisler geçmişti.

 

 

 

17774- Enes b. Malik bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç kuş hediye edildi. Birini yemesi için hizmetçisine verdi. Sabah olunca, hizmetçi kuşu (pişirip) Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmetçiye şöyle buyurdu: "Ben, yarın için bir şey saklamaktan seni menetmedim mi? Çünkü Allah her yeni güne kendi rızkını gönderir. "

 

*Ebu Ya'la rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

17775- Bilal bildiriyor: Yanımda bir miktar hurma varken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma girdi ve: "Bu nedir?': diye sordu. Ben: "Kış için sakladık" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bunlardan dolayı, Cehennem ateşinin dumanını görmekten korkmuyor musun?"

 

 

 

17776- Başka bir rivayette ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Bilal! Bize hurma yedir" buyurdu. Ben birkaç avuç hurma getirdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çoğalt ey BildI" buyurunca, ben üç avuç daha koydum ve: "Sadece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için saklamış olduğum bir miktar kaldı" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Bilal! Onları infak et ve Arş sahibi yüce Allah'tan yana yoksulluktan bir endişen olmasın" buyurdu.

 

*Taberani ve kısa metinle "Yanında bir miktar mal vardı" ibaresiyle Bezzar rivayet etti.

Taberani'nin birinci rivayetinde ve Bezzar'da Muhammed b. el-Hasan b. Zebale, ikinci rivayette ise Talha b. Zeyd el-Kureşı vardır ve ikisi de zayıftır. Bezzar dedi ki:

"Hadisin doğru olan senedi: Mesruk bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bilal'in yanına girdi ... " şeklindedir."

 

 

 

17777- Abdullah b. Mes'ud anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bilal'ın yanına girdi. Yanında bir hurma yığını gördüğünde ona: "Ey Bilal! Bunlar da ne?" diye sordu. Bilal: "Bunları misafirlerin için kaldırınıştım" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunlardan dolayı, Cehennem ateşinin dumanına maruz kalmaktan korkmuyar musun? Ey Bilal! Bunları hayır için dağıt ve Arş sahibi varken kıtlıktan yana bir korkun olmasın!" buyurdu.

 

*Bezzar ve Taberani rivayet ettiler. isnadları hasendir, ancak Taberani hadisinde:

"Bunun dumanının (Kıyamet gÜnÜ sana doğru) yÜkselmesinden korkmuyor musun?" ibaresi yer almıştır.

 

 

 

17778- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bilal'in yanına girdi. Yanında bir hurma yığını gördüğünde ona: "Bunlar da ne?" diye sordu. Bilal: "Azık olarak kaldırdım" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunlardan dolayı, Cehennem ateşinin dumanını görmekten korkmuyor musun? Ey Bilal! Bunları infak et ve Arş sahibi varken kıtlıktan yana bir korkun olmasın!" buyurdu.

 

*Bezzar, Ebu Ya'la ve Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir ve el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Senedi hasendir.

 

 

 

17779- Ömer b. el-Hattab anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına bir kişi geldi (ve bir şey istedi). Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yanımda sana verebileceğim bir şey yoktur; ama sen, bize bir şeyler gelene kadar ödünç al, biz o zaman sana veririz" buyurdu. Ömer, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah sana bunu yüklemedi. Yanındakini verdin, eğer yanında bir şey yoksa (buna rağmen vermekle) mükellef değilsin" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ömer'in bu sözünden rahatsız oldu; hatta bu, yüzünden belli oluyordu. Adam: "Ya Resulallah! Annem babam sana feda olsun. İnfak et ve Arş sahibi varken kıtlıktan yana bir korkun olmasm!" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tebessüm ederek: "Bununla emredildim (zaten)" buyurdu

 

*Bezzar rivayet etti. Ravilerden ishak b. ibrahım el-Huneynı'yi çoğunluk zayıf bulmuş, ibn Hibban ise güvenilir olduğunu söylemiş ve: "Hata ederdi" demiştir.

 

 

 

17780- İbn Abbas bildiriyor: Hz. Ömer, her namazdan sonra halkla oturur ve ihtiyacı olan varsa onunla konuşur, eğer ihtiyacı olan yoksa kalkıp giderdi. Bir gün Ömer'in kapısına gidip: "Ey Yerfa!" diye seslendim. (Hizmetçisi) Yerfa dışarı çıkınca, Osman'ı da kapıda gördü ve: "Ey İbn Affan, ey İbn Abbas! Kalkınız" dedi. Ömer'in yanına girdiğimizde yanında bir yığın mal gördük. Ömer: "Medine halkına baktığımda, en kalabalık olarak sizi gördüm. Bunu alınız ve aranızda taksim ediniz. Eğer artarsa, artan kısmını iade ediniz" dedi. Ben: "Eğer yetmeyecek olursa, sen buna ilavede bulunacak mısın?" diye sorduğumda, Ömer: "Çok kurnazsın! Biliyorsun ki, Muhammed ve ailesi kurutulmuş hurma yiyorlardı" karşılığını verdi. Ben: "Evet Vallahi! Eğer Allah bunu Muhammed'e gönderseydi; o senin yaptığın gibi yapmazdı" dedim. Ömer sinirinden titreyerek: "Ya ne yapardı?" diye sordu. Ben: "Hem kendisi yiyip hem de bize yedirdiği zaman ancak rahat ederdi" dedim.

 

*Bezzar rivayet etti. Senedi ceyyiddir.

 

 

 

17781- Hasan bildiriyor: Kays b. Asım, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğinde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu Veber halkının efendisidir" buyurdu. Ben: "Ya Resulallah! Çok olsa bile misafirle veya çocuklarımla paylaşmadığım mal hakkında ne dersin?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Malın en iyisi kırk tane alanıdır. Eğer daha çoksa altmış tane alanıdır. Yüz tanesi olana yazıklar olsun. Ancak, bolluk ve sıkıntılı zamanında infak eden, binek olarak veren, damızlık olarak veren, besili alanını kurban eden, sağmaZını başkasının kullanımına veren, hizmetçilerini ve yakınlarını doyuran kişiler hariç.''

 

Ben: "Ya Resulallah! Bu ne yüce ve güzel bir davranıştır" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nasıl bir bağışta bulunacaksın?'' diye sordu. Ben: "Her yıl yüz tane bağışlayacağım" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Binekler konusunda ne yapacaksın?" diye sorunca ise:

"Süt vermeyenleri ve kaçıp gidenleri vermeyeceğim" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Damızlık olanları ne yapacaksın?'' diye sorunca, ben:

"Develer ve insanlar geldiği zaman dileyen damızlık devenin yularından çekip götürsün" dedim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Senin için, malın mı, yoksa azatlıların malı mı daha sevgilidir?" diye sorunca, ben: "Malım benim için daha sevgilidir" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Malından, sadece yiyip bitirdiğin, giyip eskittiğin veya sadaka verip ahiretin için gönderdiğin kısmı senindir. "

Ben: "Ya Resulallah! Öyle mi?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" buyurdu.

Hasan ekledi: "Vallahi! Eğer malım kalırsa, sayısını azaltacağım."

 

*Bezzar mürselolarak ve çok kısa metinle muttasıl olarak ta rivayet etti.

Menkıbelerinde muhtasar olan rivayet zikredilmiştir.

 

 

 

17782- Enes, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Hiçbir şey, cimrilik kadar İslam'a zarar vermemiştir."

 

*Ebu Ya'la ve Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Amr b. elHusayn'ın zayıflığında icma vardır.

 

 

 

17783- Ebu'l-Kayn, yükünde hurma olduğu halde Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rastladI. Amcası, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önüne koymak üzere bir avuç hurma almak için kalkınca, Ebu'l-Kayn, hurmaların üzerine kapandı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Bunun cimriliğini arttır" diye dua etti. (Ravi) dedi ki: Ebu'l-Kayn insanların en cimrisiydi.

 

*Bezzar, biri muttasıl olan iki isnadla rivayet etti. Muttasıl olanın metni budur. Diğer metin ise Said b. Cumhan'dan nakledilmiştir ve şöyledir: "Said b. Cumhan'ın efendisi Ebu'I-Kayn, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rastladı."

Taberani rivayet etti; ifadesi şöyledir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ashabına dağıtmak üzere bir avuç (hurma) almak için yanına yaklaştı."

Mürsel ve müsned olan rivayetlerin Said b. Cumhan dışındaki ravileri, Sahih'in ravileridir. Onu da birden çok kişi güvenilir bulmuştur. Hakkında ihtilaf vardır.

Sadaka (Zekat) kitabında, cömertlik ve cimrilik bölümünde konuyla ilgili hadisler geçmişti.

 

 

 

17784- Nafi' der ki: İbn Ömer, adamın birinin: "Cimri olan, zalim olandan daha fazla mazur görülecektir" dediğini işitince, şöyle karşılık verdi: "Yalan söyledin! Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Cimri olan Cennete giremez’‘ dediğini duydum."

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Yahya b. Mesleme elKa'nebı zayıftır.

 

 

 

***************

Dünyadan Gözü Doymayanlar

****************

 

17785- Abdullah b. Amr, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kendisini emzirip doyuran birçok koyunun içinde bulunan bir kuzu vardı. Bir gün bu kuzu ipini koparıp bütün koyunları emdikten sonra yine doymadı." Buyurdu ki: "Bu şuna benzer: Sizden sonra öyle bir topluluk gelecek ki; onlardan birine kabilenin tümüne veya ümmete yetecek kadar mal verilecek, ama o yine de doymayacak. "

 

*Bezzar ve Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında ve el-Mu'cemu'l-kebır'inde rivayet etti.

Ravileri güvenilir bulunmuştur. Sadece Ata b. es-Saib'in ölümünden önce ezberi bozulmuştur.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Insanın Gözünü Ancak Toprak Doldurur