MECMAU

ZEVAİD

ZİKİR

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Namazdan Sonra Yapılacak Zikirler

 

16911- Ali b. Ebi Talib anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Fatıma'yı onunla evlendirdiği zaman, çeyiz olarak onunla bir yaygı, deriden yapılmış ve içi liflerle doldurulmuş bir yastık, bir değirmen ve iki testi yollamıştı. Hz. Ali, bir gün Fatıma'ya: "Su çekmekten göğsümde ağrı oluştu. Allah, babana (ganimet olarak) köleler nasib etti. Git ve onlardan bir tanesini sana vermesini söyle" dedi. Fatıma: "Ben de el değirmeni çevirmekten ellerim nasırlaştı" dedi. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey kızım neden geldin?" diye sordu. Fatıma: "Halini sormak için geldim" deyip geliş sebebini söylemeye utanarak geri göndü. Ali: "Ne yaptın?" diye sorunca, Fatıma:

"İstemekten utandım" dedi.

İkisi birden Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittiler. Ali: "Ya Resulallah! Kuyudan su çekmekten göğsümde ağrı oluştu" dedi. Fatıma da: "El değirmeni çevirmekten ellerim nasırlaştı. Allah sana köleler gönderdi birisini bize hizmet etmesi için ver" dedi.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vallahi, Suffe ehlini karınları açlıktan iki büklüm ve onlara infak edecek bir şey bulamazken kölelerden birini size verip onları bu halde bırakamam. Ben bu köleleri satıp parasını onlara dağıtacağım" buyurdu. Bunun üzerine, Ali ve Fatıma geri döndüler. (Daha sonra) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarına gittiğinde onları yorganın altına girmiş bir şekilde gördü. Yorgan o kadar kısaydı ki; başlarını örttüklerinde, ayakları, ayaklarını örttüklerinde ise başları açıkta kalıyordu. Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) görünce ikisi de ayaklandılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yerinizde kalınız" deyip şöyle devam etti:

 

"Size, benden istediğiniz şeyden daha hayırlısını haber vereyim mi?" İkisi de: "Evet" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cibril, bana iki kelime öğretti. Her namazdan sonra onar defa ‘‘Sübhanallah, Elhamdulillah ve Allahu ekber’‘ deyiniz. Yatağınıza girdiğiniz zaman da, otuz üçer defa: ‘‘Sübhanallah ve Elhamdulillah’‘ otuz dört defa da ‘‘Allahu ekber deyiniz’‘" buyurdu.

Ali: "Vallahi! Bunları Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duyduğum zamandan beri hiç terk etmedim" dedi.

İbnu'l-Kevva, Hz. Ali'ye: "Sıffin gecesi de mi?" diye sorunca; Ali:

"Allah sizin belanızı versin ey Irak halkı! Evet, o gün de terk etmedim" dedi.

 

*Derim ki; Sahih'te bir kısmı vardır. *Ahmed rivayet etti, Ravilerden Ata b. es-Saib'den, ez beri bozulmadan önce önce Hammad b. Seleme hadis dinlemiştir. Diğer ravileri güvenilirdir. 

 

 

 

16912- Ümmü'd-Derda bildiriyor: Ebu'd-Derda'nın yanında bir adam misafir olunca, Ebu'd-Derda, adama: "İkamet edeceksen bineğini otlağa bırakalım, yerleşmeyip yoluna devam edeceksen bineğini yemleyelim" dedi. Adam: "Yoluma devam edeceğim" deyince, Ebu'd-Derda: "Sana öyle bir azık hazırlayacağım ki; eğer ondan daha hayırlısını bilseydim, sana onu hazırlardım. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip: "Ya Resulallah! Zenginler dünyada ve ahirette bizi geçtiler. Biz de namaz kılıyoruz, onlar da kılıyor. Biz de oruç tutuyoruz, onlar da tutuyor. Onlar sadaka veriyor, ama biz veremiyoruz" dedim.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Senin yaptığını yapanlar hariç, sana, senden önce gelenlerin geçemeyeceği ve senden sonra geleceklerin yetişemeyeceği bir şeyi haber vereyim mi? Her namazdan sonra, Otuz üç defa ‘‘Sübhanallah ve Elhamdulillah’‘ otuz dört defa da ‘‘Allahu ekber’‘ de".

 

*Ahmed, Bezzar ve Taberani, değişik isnadlarla rivayet ettiler. Taberani'nin isnadlarından birinin ravileri, Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

16913- Ebu'd-Derda'dan nakledilir: O'nun yanına bazı kimseler gelip konuşmaya başladılar. Ebu'd-Derda: "Size, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana öğrettiği bir şeyi öğreteceğim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Namaz kıldığın zaman, her namazdan sonra otuz üç defa ‘‘Sübhanallah ve Elhamdulillah’‘ otuz dört defa da ‘‘Allahu ekber’‘ de. Sonra, ‘‘La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdu ve huve ala kÜlli şey'in kadir. (= Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk Onundur, hamd Ona aittir. O, her şeye kadirdir)'' de."

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden Mes'ud b. Süleyman mechuldur.

 

 

 

16914- Ebu'd-Derda, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: " Namazlardan sonra otuz üç defa ‘‘Sübhanallah ve Elhamdulillah’‘ otuz dört defa da ‘‘Allahu ekber’‘ demekle emrolunduk."

 

*Taberani iki isnadla rivayet etti. Ravileri Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

16915- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kim, her namazdan sonra, otuz üç defa "Sübhanallah, Elhamdulillah ve Allahu ekber" derse bu, doksan dokuz eder. Yüzüncü olarak ta ‘‘La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdu ve huve ala külli şey'in kadir. (= Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk Onundur, hamd Ona aittir. O, her şeye kadirdir)" derse, günahları denizdeki köpükler kadar çok olsa bile affedilir." 

 

*Derim ki; Bu hadis Sahih'te muhtasar bir şekilde yer almıştır. *Ahmed rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

16916- Beni Haşim'in azatlısı Ebu Kesir anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabisi Ebu Zer el-Gifari dedi ki: "Kim her namazdan sonra yüz defa ‘‘Allahu ekber, Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh ve La havle ve la kuvvete illa billah’‘ derse, günahları denizdeki köpükler kadar çok olsa, bu kelimeler onları siler."

 

*Ahmed, mevkuf olarak rivayet etti. Ebu Kesir'i tanımıyorum. Diğer ravilerin hadisleri hasendir.

 

 

 

16917- İbn Ömer bildiriyor: Fakir olan Müslümanlar, zenginlerin (servet bakımından ve sevap kazanma hususunda) kendilerini geçtiğini söyleyerek şöyle dediler: "Ya Resulallah! Zengin kardeşlerimiz, seni tasdik edip iman ettiler, oruç tuttular, onların sadaka verecek, akrabalarını gözetecek ve Allah yolunda infak edecek malları var. Biz fakir kimselerin buna gücümüz yetmez."

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Size bir şey öğreteyim mi? Bunu yaptığmız takdirde, onların yaptıkları sevaba yetişirsiniz. Her namazdan sonra, on bir defa ‘‘La ilahe illallahu vahdehu la şerfke leh, lehu'lmülkü ve lehu'l-hamdu ve huve ala külli şey'in kadir. Allahu Ekber. Elhamdulillah, La ilahe illallah ve Sübhanallah’‘ deyiniz. Onların aldığı sevaba yetişirsiniz. " Sahabe böyle yapıp zenginlere bunu söylediklerinde, zenginler de onlar gibi yapmaya başladılar. Fakir Müslümanlar, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına dönerek durumu ona anlattılar ve şöyle dediler: "Zengin kardeşlerimiz de bizim yaptığımızı yapmaya başladılar." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu Allah'ın bir fazlü keremidir. Onu dilediğine ihsan eder. Ey fakirler! Size bir müjde vereyim mi? Fakir Müslümanlar, zenginlerden (dünya zamanıyla) yarım gün (ahirette ise) beş yüz yıl önce cennete girerler" buyurdu. Musa b. Ubeyde, şu ayeti okudu: "Rabbinin katında bir gün, saydıklarınızdan bin yıl gibidir." (Hac, 47)

 

*Bezzar rivayet etti. Ravilerden Musa b. Ubeyde er-Rebezı zayıftır.

 

 

 

16918- Enes bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ümmü Süleym'i evinde namaz kılarken gördü ve şöyle dedi: "Ey Ümmü Süleym! Farz namazı kıldığın zaman, onar defa ‘‘Sübhanallah, Elhamdulillah ve Allahu ekber’‘ de. Sonra Allah'tan dilediğini iste. Sana: ‘‘Evet, evet, evet’‘ denilecektir."

 

*Bezzar ve şu ifadelerle Ebu Ya'la rivayette bulundu: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evimizde nafile namaz kılıp: "Ey Ümmü Süleymf" diye çağırdı. Ravilerden Abdurrahman b. ishak Ebu Şeybe el-Vasitı zayıftır.

 

 

 

16919- Ümmü Malik el-Ensariyye'den nakledildiğine göre o, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tulumun içerisinde yağ getirdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bilal'e yağı boşaltmasını emretti. Bilal, tulumu sıkıp yağı boşaltarak, tulumu Ümmü Malik'e verdi. Ümmü Malik, eve döndüğünde tulumun yağla dolu olduğunu gördü ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geri dönüp: "Ya Resulallah! Hakkımda bir şey mi nazil oldu?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne oldu?" diye sorunca, Ümmü Malik: "Hediyemi neden geri çevirdin?" dedi.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bilal'i çağırarak durumu sorunca, Bilal: "Seni hak olarak gönderene yemin ederim ki; tulumu o kadar sıktım ki, içinde bir şey bırakmadım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne mutlu sana, ey Ümmü Malik! Bu, Allah'ın sana sevabını hemen verdiği bir berekettir" buyurdu. Sonra kendisine, her namazdan sonra, onar defa "Sübhanallah, Elhamdulillah ve Allahu ekber" demesini söyledi.

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden Ata b. es-Saib güvenilirdir, ama ahir ömründe ezberi bozulmuştur. Senette ismi verilmeyen bir ravi vardır. Diğer ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

16920- Avn b. Abdillah b. Utbe bildiriyor: Bir kişi, Abdullah b. Amr b. el-As'ın yanında namaz kıldı. Adam, Abdullah'ın selam verdiği zaman: "Allahümme ente's-selam ve minke's-selam, tebarekte ya zelcelali ve'likram (= Allahım! Selam sensin. Selamet sendendir. Ey celal (azamet) ve ikram sahibi (Allahım)! Sen yüceler yücesisin)" dediğini duydu.

 

Adam, sonra gidip Abdullah b. Ömer'in yanında namaz kıldı. O'nun da selam verince aynı şeyi söylediğini duydu ve adam güldü. İbn Ömer: "Neden gülüyorsun?" diye sorunca, adam: "Abdullah b. Amr'ın yanında namaz kıldım, senin dediğini, onun da söylediğini duydum" dedi. İbn Ömer: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de böyle söylerdi" dedi.

 

*Taberani rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

16921- Abdullah b. Ebi'l-Huzeyl bildiriyor: (Sahabe) kişinin namazdan sonra: "Allahumme ente's-selam ve minke's-selam, tebarekte ya zelcelali ve'l-ikram (= Allahım! Selam sensin. Selamet sendendir. Ey celal (azamet) ve ikram sahibi (Allahım)! Sen yüceler yücesisin)" demesini müstehap sayarlardı.

 

*Ebu Ya'la rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

16922- Ebu Umame, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kim, her farz namazın sonunda, Ayetu'l-Kürsi'yi okursa, ölümden başka bir şey, Cennete girmesine mani olamaz."

 

 

 

16923- Bir rivayette ibare şöyledir: "Kim, her farz namazın sonunda, Ayetu'l-Kürsi'yi ve Kul huvallahu ehad'ı (İhlas suresini) okursa, ölümden başka bir şeyonun Cennete girmesine engelolamaz."

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir ve el-Mu'cemu'l-evsat'ında, birisi ceyyid olan, değişik isnadlarla rivayet etti.

 

 

 

16924- Hasan b. Ali, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kim, her farz namazın sonunda, Ayetu'l-Kürsi'yi okursa, diğer namaza kadar Allah'ın zimmetinde (korumasında) olur."

 

*Taberani rivayet etti. isnadı hasendir.

 

 

 

16925- Cabir b. Abdillah, Resulunah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Üç şey vardır ki; imanla beraber bir kimse bunlara sahib olarak gelirse, cennetin dilediği kapısından girer ve dilediği kadar huri ile evlendirilir: Katilini affeden, gizlice (birinin) borcunu ödeyen ve her farz namazdan sonra on kez İhlas suresini okuyan. "

(Cabir b. Abdillah) der ki: Hz. Ebu Bekir: "Ya bunlardan birisi ile gelirse?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Veya bunlardan birisi ile gelirse" buyurdu.

 

*Ebu Ya'la rivayet etti. Ravilerden Ömer b. Nebhan metruktur.

 

 

 

16926- Abdullah b. Zeyd b. Erkam, babasından, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: ''Kim, her namazın ardından üç defa ‘‘Sübhane rabbike Rabbi'l-izzeti amma yesifUn ve selfimün alel-mürselin vel-hamdu lillahi Rabbi'l-Alemin (= Senin izzet sahibi Rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir. Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun! Alemlerin Rabbi olan Allah'a da hamd olsun)'' derse, sevabını tam ölçen bir ölçekle almış olur.''

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden Abdulmun'im b. Beşır çok zayıftır.

 

 

 

16927- İbn Abbas der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (namazından) çıktığını: "Sübhane rabbike Rabbi'l-izzeti amma yesifun ve selamün alel mürselin vel-hamdu lillahi Rabbi'l-Alemin (= Senin izzet sahibi Rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir. Gönderilen bütün peygamberlere selam olsım! Alemlerin rabbi olan Allah'a da hamd olsun)'' demesinden anlardık.''

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden Muhammed b. Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr metruktur.

 

 

 

16928- Enes, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kim, namazdan sonra: ‘‘Sübhanallahi'l-Azim ve bihamdihi. La havle ve la kuvvete illa billah’‘ derse affedilmiş bir şekilde yerinden kalkar. "

 

*Taberani, Ebu'z-Zehra'nın Enes'ten olan rivayetinden nakletti. Ebu'z-Zehra'yı tanımıyorum, diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

16929- Cabir, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılarken şöyle buyurduğunu söyler: "La ilahe illallahu vahdehu la şerike lehu, lehul-mülkü ve lehul-hamdu yuhyi ve yumitu ve huve ala külli şey'in kadir. Allahumme la mania lima a'tayt ve la mu'tiye lima mena'te ve la yenfa'u ze'l-ceddi minke'l-ceddu" (= Allah'tan başka ilah yoktur. Birdir. Ortağı yoktur. Mülk (hakimiyet) O'nundur. Hamd (övgü) O'nadır. Dirilten ve öldüren O'dur ve her şeye kadir olan O'dur. Ey Allahım! Senin verdiğine kimse mani olamaz. Mahrum ettiğine de hiç kimse bir şey veremez. Servet ve şevket sahibinin varlığı, senin inayetin olmadıkça ona fayda vermez.)

 

*Bezzar rivayet etti. isnadı ceyyiddir.

 

 

 

16930- İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazdan çıkınca şöyle derdi: "La ilahe illallahu vahdehu la şerike lehu, lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdu biyedihi'l-hayru ve huve ala kulli şey'in kadir. Allahumme la mania lima a'tayt ve la mu'tiye lima mena'te ve la yenfa'u ze'l-ceddi minke'l-ceddu" (= Allah'tan başka ilah yoktur. Birdir. Ortağı yoktur. Mülk (hakimiyet) O'nundur. Hamd (övgÜ) O'nadır. Hayrın hepsi O'nun elindedir. Ve her şeye kadir olan O'dur. Ey Allahım! Senin verdiğine kimse mani olamaz. Mahrum ettiğine de hiç kimse bir şey veremez. Servet ve şevket sahibinin varlığı, senin inayetin olmadıkça ona fayda vermez.)

 

*Bezzar ve yakın metinle "Hayrın hepsi O'nun elindedir" ifadesi yerine "O diriltir ve öldürür" ibaresiyle Taberani rivayette bulundu. ikisinin de senedi hasendir.

 

 

 

16931- Muğire b. Şu'be, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazdan sonra şöyle dediğini bildiriyor: "La ilahe illallahu vahdehu la şerike lehu, lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdu yuhyi ve yumitu ve huve hayyun la yemutu biyedihi'l-hayru ve huve ala külli şey'in kadir." (= Allah'tan başka ilah yoktur. Birdir. Ortağı yoktur. MÜlk (hakimiyet) O'nundur. Hamd (övgÜ) O'nadır. Dirilten ve öldÜren, diri olan ve ölmeyen O'dur. Ve her şeye kadir olan O'dur.)

 

*Bu hadis, Sahih'te muhtasar bir şekilde yer almıştır. ,*Taberani rivayet etti. Ravileri Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

16932- Mekhul bildiriyor: Muaviye'nin minberde iken şöyle dediğini duydum: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirince şöyle derdi: "La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdu ve huve ala külli şey'in kadır. Allahumme la mania lima a'tayt ve la mu'tiye lima mena'te ve Iii yenfa'u ze'l-ceddi minke'l-ceddu" (= Allah'tan başka ilah yoktur. Birdir. Ortağı yoktur. Mülk O'nundur. Hamd (övgü) O'na aittir. Her şeye gücü yeten O'dur. Ey Allahım! Senin verdiğine kimse mani olamaz. Mahrum ettiğine de hiç kimse bir şey veremez. Servet ve şevket sahibinin varlığı, senin inayetin olmadıkça ona fayda vermez.)

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden Abdulazız b. Ubeydillah zayıftır.

 

 

 

16933- Ebu Eyyub, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kim namaz kıldıktan sonra şu on şeyi: ‘‘La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdu ve huve ala külli şey'in kadır’‘ (= Allah'tan başka ilah yoktur. Birdir. Ortağı yoktur. Mülk O'nundur. Hamd (övgü) O'nadır. Her şeye kadir olan O'dur) söylerse, Allah o kişiye bunun karşılığında on sevap yazar, on günahını siler, derecesini on kat arttırır, on köleyi azad etmiş gibi sevap alır ki, bu kelimeler, akşama kadar şeytana karşı kendisini korur. Bunu akşam söyleyen de aynı şeyi elde eder."

 

*Taberani rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

************

Namazdan Sonra Istiğfar

************

 

16934- Bera b. Azib, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Kim, namazdan sonra ‘‘Estağfirullah ellezi la ilahe illa huve'l-hayyu'l-kayyum ve etubu ileyh’‘ (= Kendisinden başka ilah olmayan, ezeli ve ebedi olan, yarattıklarının bütün işlerini düzenleyen Allah'tan günahlarımı örtmesini diler, ona tövbe ederim)" derse savaş meydanından kaçmış olsa bile günahları affedilir."

 

*Taberani, M. es-Sağır ve el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Amr b. Ferkad zayıftır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Sabah Namazının Sünnetinden Sonra Söylenecek Dua