MECMAU

ZEVAİD

MENKIBELER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Hüseyin b. Ali'nin Menkıbeleri

 

15102- Bişr b. Galib bildiriyor: Ebu Hureyre ile beraberkenı Hüseyin b. Ali'yi gördü ve ona dedi ki: "Ey Ebu Abdillah! Seni Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinde gördüm. Doğduğun zaman seni Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirmişlerdi ve göbeğin kesildiğinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini kana bulamıştm. Seni bir bezle sardı. Ağzına tükürüğünden koydu ve bilmediğim bir şeyler söyledi. Fatıma, Hasan'ın göbeğini kesmede ise Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önce davranmıştı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunun göbeğini ben gelmeden önce kesmeyin" buyurdu.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Dırar b. Surad metruktur.

 

 

 

15103- Muhammed b. ed-Dahhak b. Osman el-Hizami dedi ki:

"Hüseyin'in vücudu, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vücuduna benziyordu."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir. Bu konuda hadisler daha önce geçmişti.

 

 

 

15104- Cafer b. Muhammed, babasından bildiriyor: Hz. Hasan ile Hüseyin'in arasında sadece bir temizlik dönemi vardı. (Hasan'ın doğumundan sonra bir temizlik müddeti geçince Hüseyin anne rahmine düştü.)"

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri Sahlh'in ravileridir. Fakat Muhammed b. Ali, bu zamana yetişmemiştir.

 

 

 

15105- Ali b. Ebi Talib, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hüseyin b. Ali hakkında şöyle dediğini bildiriyor: "Bunu seven beni sevmiş olur."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Haris el-A'ver zayıftır.

 

 

 

15106- Ebu Hureyre şöyle der: Hüseyin b. Ali, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındaydı ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu çok seviyordu. Hz. Peygamber, Hüseyn'e: "Annene git!" deyince ben; "Ben de onunla gideyim mi?" dedim. (O sırada) gökyüzünde bir şimşek çaktı. Hüseyin (annesine) varıncaya kadar şimşeğin ışığı devam etti.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Musa b. Osman metruktur.

 

 

 

15107- Ebu Said dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılarken, Hüseyin koşarak geldi ve O'nun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) boynuna sarıldı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (kıyama kalkarken) onun elini tutarak kalktı. Rükuya varana kadar da elini bırakmadı.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerinin güvenilirlikleri konusunda ihtilaf vardır.

 

 

 

15108- İbn Abbas der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hüseyin'in bacaklarını açarak pipisini öptüğünü gördüm."

 

*Taberanı rivayet etti. Senedi hasendir.

 

 

 

15109- Reca, b. Rabia bildiriyor: Resulullah'ın Mescid'indeyken, Hüseyin b. Ali geçti. Selam verince halk selamına karşılık verdi. Abdullah b. Amr ise sustu. Halk sustuktan sonra Abdullah b. Amr yüksek bir sesle: "Allah'ın selamı ve bereketi senin de üzerine olsun" diyerek selamını aldı. Sonra halka dönerek dedi ki: "Size yeryüzü halkının gökyüzü ahalisine en sevgili olanını söyleyeyim mi?" Halk:

"Evet" karşılığını verince, dedi ki: "Bu giden kişidir. Vallahi Sıffin gününden bu zamana kadar ne ben onunla bir kelime konuştum, ne de o benimle bir kelime konuştu. Vallahi benden razı olması yanımda Uhud dağı kadar altınımın olmasından daha hayırlıdır."

 

Ebu Said (el-Hudri) dedi ki: "Yanına gitsen olmaz mı?" İbn Amr:

"Olur, giderim" karşılığını verince gitmek için anlaştılar. Ben de onlarla beraber gittim. Ebu Said girmek için izin istedi. İzin verilince İbn Amr dışında hepimiz girdik. (Ebu Said) Hüseyin, İbn Amr'ın girmesi için izin verene kadar ısrar etti. İbn Amr girince Hüseyn'in yanında oturan Ebu Said ona yer açtı. Hüseyin, İbn Amr'ı yanına çağırdı. İbn Amr ayağa kalktı ve oturmadı. Hüseyin bunu görünce Ebu Said'den uzaklaşıp, Ebu Said'le arasında, İbn Amr'a yer açtı. İbn Amr da aralarına oturdu.

Ebu Said (daha önce geçen) olayı anlattı. Hüseyin: "Öyle mi ey İbn Amr! Gökyüzü ahalisinin yeryüzünde en çok sevdiği kişi olduğumu biliyor musun?" dedi. İbn Amr: "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki gökyüzü halkının yeryüzünde en çok sevdiği kişi sensin" dedi. Hüseyin:

"O zaman Sıffin'de ben ve babamla neden savaştın? Vallahi babam benden daha hayırlıdır" deyince, İbn Amr şöyle karşılık verdi: Evet! Fakat babam beni Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şikayet ederek: "Abdullah, her zaman gündüzü oruçla geceyi namazIa geçiriyor" diye şikayette bulununca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Hem namaz kıZ, hem uyu. Hem oruç tut, hem tutma ve Amr'a (babana) itaat et" buyurdu. Sıffin günü olunca babam kendisiyle beraber gitmem için and verdi. Vallahi ne onların sayısını çoğalttım (destek oldum) ne onlarla kılıç salladım, ne mızrak kullandım, ne de onlarla bir ok attım."

 

Hüseyin ona: "Allah'a isyan olan yerde kula itaat olmadığını bilmiyor musun?" diye sorunca İbn Amr: "Evet biliyorum" dedi. Ebu Said ekledi: "Sanki Hüseyin, İbn Amr'ın özrünü kabul etmiş gibiydi."

 

*Taberanı, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden aynı zamanda hadis hafızı da olan Ali b. Said b. Beşir'de gevşeklik vardır. Diğer ravileri güvenilirdir.

Hz. Hasan'ın menkıbeleri anlatılırken Bezzar'ın rivayeti daha önce geçmişti. Allah en doğrusunu bilendir.

 

 

 

15110- Ccibir dedi ki: "Cennet halkından birisine bakmak isteyen, Hüseyin b. Ali'ye baksın." Bu sözü Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylediğini duydum.

 

*Ebu Ya'la rivayet etti. Ravileri, güvenilir bir ravi olan Rabı b. Sa'd veya b. Said dışında Sahih'in ravileridir.

 

 

 

15111- Enes b. Malik bildiriyor: Yağmur meleği Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ziyaret etmek için izin istedi. (Ziyarete gelince) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ümmü Seleme'ye: "Kapıyı tut, kimse yanımıza ginnesin" dedi. Hüseyin b. Ali geldi ve girmek istedi. Ümmü Seleme ona mani oldu, ama ondan kurtularak içeriye girdi ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sırtına, omuzlarına ve boynuna oturmaya başladı. Melek: "Onu seviyor musun?" diye sordu. Resulullah: "Evet" deyince, melek: "Ümmetin bunu öldürecektir. Eğer istersen sana öldürüleceği yeri gösteririm" dedi ve elini uzatarak kırmızı renkli bir çamur parçası getirdi. çamuru Ümmü Seleme aldı ve onu başörtüsüne sardı.

(Ravi) Sabit "O toprağın alındığı yerin Kerbela olduğu haberi bize gelmişti" dedi.

 

*Ahmed, Ebu Ya'la, Bezzar ve Taberanı değişik isnadlarla rivayet ettiler. Ravilerden Umara b. Zadan'ı bazıları güvenilir bulmuştur. Ama kendisinde zayıflık vardır. Ebu Ya'la'nın diğer ravileri, Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

15112- Nucey el-Hadrami anlatıyor: (Ali'nin temizlik malzemelerini taşıyan kişi) Nucey, Hz. Ali ile Sıffin'e giderken, Ninova'ya vardıklarında Ali: "Bekle ey Ebu Abdullah! Fırat'ın kıyısında bekle!" dedi. Ben: "Neden?" diye sorduğumda, dedi ki: "Bir gün Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdim, gözlerinden yaş akıyordu. Ben: ‘‘Ey Allah'ın Resulü! Seni birisi mi kızdırdı, neden gözlerinin yaşı akıyor?’‘ dedim. Dedi ki: "Cibril az önce yanımdan kalktı. Hüseyin'in Fırat kıyısında öldürüleceğini söyledi." Devamla: ‘‘Sana toprağını koklatmamı ister misin?’‘ deyince ben: "Olur" dedim. Elini uzatıp bir avuç toprak aldı ve bana verdi. Ben de gözlerimin yaş la dolmasına mani olamadım. "

 

*Ahmed, Ebu Ya'la, Bezzar ve Taberanı rivayet ettiler. Ahmed'in ravileri güvenilirdir. Nucey bu rivayette yalnız kalmamıştır.

 

 

 

15113- Hz. Aişe veya Ümmü Seleme, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikisinden birine şöyle dediğini nakleder: "Daha önce yanıma hiç gelmeyen bir melek evime gelerek: ‘‘Senin bu oğlun Hüseyin öldürülecektir. Eğer istersen sana öldürüleceği yerin toprağını gösteririm’‘ dedi ve bana kırmızı bir toprak çıkarıp gösterdi."

 

*Ahmed rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir,

 

 

 

15114- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy gelirken, Hüseyin b. Ali yanına girdi ve Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) omuzlarına ve sırtına sıçramaya başladı. Cibril: "Ey Muhammed! Onu seviyor musun?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Cibril! Oğlumu niye sevmeyeyim?" karşılığını verdi. Cibril dedi ki:

 

"Senden sonra, ümmetin bunu öldürecektir." Cibril elini uzatıp beyaz bir toprak alarak Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gösterdi ve: "Senin bu oğlun bu toprakta öldürülecektir. Yerin ismi de Tuf'tur" dedi. Cibril, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından ayrıldığı zaman, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıktı. Toprağı elinde tutmuş ağlayarak: "Ey Aişe! Cibril, bana oğlum HÜseyin'in Tuf denilen yerde öldÜrüleceğini ve Ümmetimin benden sonra fitneye dÜşeceğini söyledi" buyurdu.

 

Sonra ağlayarak içlerinde Ali, Ebu Bekr, Ömer, Huzeyfe, Ammar ve Ebu Zer'in de bulunduğu ashabının yanına çıktı. Onlar: "Neden ağlıyorsun, ey Allah'ın Resulü?" diye sorunca şu cevabı verdi: "Cibril bana oğlum HÜseyin'in benden sonra Tuf denilen yerde öldÜrÜleceğini söyledi. Bana bu toprağı getirdi ve: ‘‘Burası birçok kişiye yatak olacaktır (birçok kişi burada ölecektir)'' dedi. "

 

*Taberanı, el-MlI'cemu'l-kebir'inde ve kısa metinle el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. el-Mu'cemu'l-evsat'taki başlangıç kısmı şöyledir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hüseyin'i ayaklarının üzerine oturttu ve Ona Cibril geldi." el-Mu'cemu'l-kebir'in isnadında ibn Lehia vardır. el-Mu'cemu'l-evsat'ın isnadında tanımadığım biri yer almıştır.

 

 

 

15115- Zeyneb binti Cahş anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Zeyneb'in evinde uyurken, Hz. Hüseyin evin içinde emekliyordu. Zeyneb bir an onu (gözetmeyi) unutunca emekleyip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karnının üzerine çıktı ve pipisini O'nun göbeğine koyup idrarını yaptı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyandı. Ben kalkıp çocuğu Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karnından indirdim. Hz. Peygamber: "Oğlumu bırak" dedi. İdrarını yapmayı bitirince, su dolu bir kulplu bardak alıp üzerine (idrar yapılan yere) döktü ve dedi ki: "Çocuktan dökülen, üzerinden su akmayla temizlendi (çocuğun idrarı üzerine su serpmeyle temizlenir.)"

 

Sonra onu kucağına alıp namaz kılmak için kalktı. Rüku ve secdeye varacağı zaman onu bırakıyor, kıyama kalkınca tekrar kucağına alıyordu. Oturduğu zaman dua edip ellerini açmaya ve bir şeyler söylemeye başladı. Namazı bitirince dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bu gün, daha önce yaptığını görmediğim bir şey yaptın." Buyurdu ki: "Cibril gelip,. oğlumun öldüyüleceğini bana haber verdi. ‘‘Bana öldürüleceği yeri göster’‘ dediğimde, bana kırmızı bir toprak getirdi."

 

*Taberani iki isnadla rivayet etti. ikisinde de tanımadığım biri vardır.

 

 

 

15116- Ümmü Seleme anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir gün evimde otururken: "Yamma kimse girmesin" dedi. Ben (kimse girmesin diye kapıda) bekledim. Hüseyin (dalgınlığımdan faydalanıp) girdi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hıçkırık seslerini duyuyordum, ağlıyordu. Baktım, Hüseyin kucağında, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağlarken alnını siliyordu. Dedim ki: "Vallahi ne zaman girdiğini bilmiyorum." Buyurdu ki: "Cibril evde yanımızdaydı. Bana: ‘‘Onu seviyor musun?’‘ diye sordu. Ben: ‘‘DÜnyada, evet seviyorum’‘ diye karşılık verince, dedi ki: ‘‘Ümmetin bunu Kerbela denilen yerde öldüreceh." Cibril oranın toprağından aldı ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gösterdi.

 

(Daha sonraları) Hz. Hüseyin öldürülmek için kuşatıldığında: "Bu yerin adı nedir?" diye sordu. "Kerbela" diye karşılık verdiklerinde, dedi ki: "Allah ve Resulü doğru söyledi: Kerb ve Bela (üzüntü ve musibet.)"

 

 

 

15117- Bir rivayette ise: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) doğru söylemiş: Burası üzüntü ve bela yeridir" ibaresi geçmektedir.

 

*Taberanı değişik isnadlarla rivayet etti. Birisinin ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15118- Ümmü Seleme anlatıyor: Hz. Hasan ile Hüseyin, evimde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde oynarken Cibril geldi ve eliyle Hüseyin'e işaret ederek: "Ey Muhammed! Senin ümmetin, senden sonra şu oğlunu öldürecekler" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağlayarak onu kucakladı. Sonra buyurdu ki: "Ey ÜmmÜ Seleme! Bu toprak yanında emanet olsun. " Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) toprağı koklayarak:

 

"Yazıklar olsun! ÜzÜntÜ ve bela olacak" buyurdu. Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey ÜmmÜ Seleme! Bu toprak kana dönÜşÜnce, bil ki, oğlum öldÜrÜlmÜştÜr" dedi.

 

(Ravi) Dedi ki: Ümmü Seleme, toprağı bir şişenin içine koyup her gün ona bakıp şöyle derdi: "Senin kana dönüşeceğin gün, büyük bir gündür."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Amr b. Sabit en-Nekri metruktur.

 

 

 

15119- Ebu Umame'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hanımlarına Hüseyin'i kastederek şöyle buyurdu: "Bu çocuğu ağlatmayınız." Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ümmü Seleme'nin yanında olduğu gün Cibril geldi ve Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girip Ümmü Seleme'ye: "Yanıma kimsenin girmesine izin verme" dedi. Hüseyin geldi ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evde olduğunu görünce yanına girmek istedi. Ümmü Seleme onu kucağma aldı ve güzel sözlerle oyalayıp susturmaya çalıştı. Hüseyin'in ağlaması şiddetlenince onu bıraktı. Hüseyin girip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kucağma oturdu. Cibril dedi ki: "Ümmetinı senin bu oğlunu öldürecek." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlar bana iman ettikleri halde bunu öldürecekler mi?" diye sorunca, Cibril: "Evet öldürecekler!" dedi ve eline toprak alıp: "Şöyle, şöyle bir yerde (öldürülecek)" diye ekledi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hüseyin kucağında olduğu halde düşünceli ve üzgün bir şekilde çıktı. Ümmü Seleme, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuğun içeriye girmesinden dolayı kızgın olduğunu zannetti ve dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Ben sana feda olayım. Sen bize ‘‘Bu çocuğu ağlatmayın’‘ dedin. Bana da kimseyi içeriye sokmamamı emrettin. Çocuk geldi onu engellemeye çalıştım."

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ona cevap vermedi ve (Mescid'de oturmakta olan) sahabenin yanına çıktı ve dedi ki: "Ümmetim bunu öldürecek." Topluluğun içinde Ebu Bekr ve Ömer de vardı. Onlar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile en rahat konuşabilen kişilerdi. Dediler "Mümin oldukları halde, bunu öldürecekler mi?" diye sorunca Resulullah: "Evet! Bu da öldürüleceği yerin toprağıdır" dedi ve onlara toğrağı gösterdi.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilir sayılmıştır. Bazılarında zayıflık vardır.

 

 

 

15120- Muaz b. Cebel anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yanımıza rengi değişmiş bir şekilde çıktı ve buyurdu ki: "Ben Muhammed'im. Bana sözlerin başlangıcı ve sonu verildi. Aranızda olduğum müddetçe bana itaat ediniz. Ben vefat ettiğimde Allah'ın Kitab'ına sarılınız. Helalini helal, haramını haram kabul ediniz. Ölüm size merhamet ve rahatlıkla geldi. Bu sizin için Allah'ın önceden yazdığı bir kaderdir. Zifiri karanlık geceler gibi sizlere fitneler gelecektir. Biri gittiğinde diğeri gelecek. Nübüvvet(in hilafeti) yeryüzünden silinecek ve onu alabilenin mülkü olacaktır. Onu hakkını vererek alana ve aldığı gibi ondan dünyalık istifade etmeden bırakana Allah rahmet etsin. Ey Muaz! Söylediğimi hafızanda tut ve say."

 

Muaz dedi ki: (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), idareyi alacakları sayıp) beşinci kişiye gelince: "Yezid, Allah Yezid'e hayır vermesin" dedi ve gözlerinden yaş geldi. Sonra buyurdu ki: "Bana Hüseyin'in ölüm haberi verildi. Bana öldürüleceği topraktan verildi ve katili haber verildi. Nefsim elinde olana yemin ederim ki kendisine desteklerini çeken hangi kavmin arasında öldürülürse, Allah onların kalplerini ve akıllarını birbirine muhalif yapar, başlarına en kötülerini getirir ve o topluluğu parça parça yapar. "

Devamla buyurdu ki: "İşte Muhammed'in çocukları, onda gözleri olmadığı halde halife seçilecektir. Benden sonra gelen ve ondan sonra gelen öldürülecektir. Söylediğimi hafızanda tut ey Muaz!" (Saydıkları) 10'a ulaşınca buyurdu ki: "Velfd, Firavun'un ismidir. O kişi, İslam'ın kanunlarını yıkan kişidir. Allah'ın, ona karşı kılıç çekmesi için Firavun'un yanında bir adam vardı. O kılıcın kını yoktur. İhtilafa düştüler böyle oldular (birbirlerine girdiler)" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu söylerken parmaklarını birbirine geçirdi. Sonra buyurdu ki: "Yüz yirmi yıl sonra zaman hızlı geçecek ve çok ölümler olacak. Bu dönemde onların helakı vardır. Onların başına Abbas'ın oğullarından birisi gelecek."

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden Mucaşi b. Amr hadis uyduran biridir.

 

 

 

15121- Ebu't-Tufayl bildiriyor: Yağmur meleği Ümmü Seleme'nin evinde Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam vermek için izin istedi. (Melek girince) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yanımıza kimse girmesin" buyurdu. Hüseyin b. Ali geldi ve girmek istedi. Ümmü Seleme: "Hüseyin girmek istiyor" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bırak girsin" buyurdu. Hüseyin, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) boynuna çıkıp oynamaya başladı. Melek de onlara bakıyordu. Melek: "Ey Muhammed! Onu seviyor musun?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet! Vallahi seviyorum" karşılığını verdi. Melek: "Fakat ümmetin onu öldürecek. İstersen sana öldürüleceği yeri gösteririm" dedi. Melek elini uzatıp (öldürüleceği yerden) bir avuç toprak aldı. Ümmü Seleme (daha sonra) toprağı alıp başörtüsüne sardı. İnsanlar o toprağın Kerbela toprağı olduğu görüşündeydiler.

 

*Taberanı rivayet etti. Senedi hasendir.

 

 

 

15122- Ümmü Seleme, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "HÜseyin b. Ali, Muhacirlerimden altmış kişinin başındayken öldürülecektir."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Sa'd b. Tarif metruktur.

 

 

 

15123- Aynı isnadla: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: 'Büseyin, saçlarındaki aklar arttığı zaman öldürülecek."

 

 

 

15124- Hz. Ali dedi ki: ''Hüseyin vurularak öldürülecektir. Ben öldürüleceği toprağı biliyorum. Orası Nehrayn'a yakın bir yerdir."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15125- Şeyban b. Mahram (Osman taraftarlarındandır) anlatıyor: Hz.

Ali, Kerbela'ya geldiği zaman ben de yanındaydım. Ali dedi ki: "Burada Bedir şehitleri dışında kendisi gibi birisi olmayan biri şehit olacaktıL" Ben dedim ki: "Bu da yalanlarından birisidir." Sonra önümüze bir merkep ayağı çıktı. Oğluma: "Bu merkebin ayağını aL, Ali'nin oturduğu yere koy ve görmeyeceği şekilde sakla" dedim. Aradan zaman geçti. Hüseyin b. Ali öldürüldüğü zaman arkadaşlarımla öldüğü yere gittik. Hüseyin b. Ali'nin cesedi o merkeb ayağının üstündeydi ve arkadaşları etrafında oturmuşlardı.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Ata b. es-Saib güvenilirdir, ama ez beri bozulmuştur. Diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15126- Ebu Herseme bildiriyor: Kerbela nehrinde Hz. Ali'yle beraberdim. Altında ceylan pisliği olan bir ağaca rastladı. Ondan bir avuç alarak kokladı ve dedi ki: "Bu sırttan hesapsız olarak cennete girecek yetmiş bin kişi haşrolunacaktır."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15127- Ebu Hubeyre anlatıyor: Küfe'ye gidene kadar Hz. Ali'ye yoldaşlık yaptım. Küfe'ye varınca minbere çıktı. Allah'a hamdü sena ettikten sonra: "Peygamberinizin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuğu sizin aranıza gelse ne yaparsınız?" diye sorunca; "Onunla Allah'a karşı güzel bir imtihan veririz" dediler. Ali dedi ki: "Canım elinde olana yemin ederim ki o sizin içinize gelecek ve siz onu karşılayıp öldüreceksiniz." Sonra dedi ki: "Onlar, onu şişirip ileriye attılar

Kurtuluşunu istediler, ne kurtuldular, ne de özürleri kabul edildi. "

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Sa'd b. Vehb müteahhir bir ravidir ve onu tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15128- Müseyyeb b. Necebe bildiriyor: Hz. Ali: "Size, benim ıçın seçkin olan kişilerden ve Ehl-i Beyt'imden bahsedeyim mi?" diye sorup ta biz: "Evet" diye karşılık verince, dedi ki: "Hasan, cömert, sofra sahibi (açı doyuran) ve gençlerden bir gençtir. Savaş kızıştığı zaman size bir kuş (un bağlandığı) ipi kadar fayda vermez. Abdullah b. Cafer ise oyun, gölgelik ve boş işleri seven birisidir. Abbas'ın çocukları sizi aldatmasın. Ben ve Hüseyin ise sizdeniz, siz de bizdensiniz. Vallahi o topluluğun, topraklarında kendi iyilikleri için, kendi topraklarınızda ise kötülüğünüz için dolaşmasından, emanetin (idarenin) kendilerine verilmesini ve size ihanet edilmesini, kendileri, idarecilerine itaat ederken, sizin aynı idarecilere karşı gelmenizi arzu etmesinden, onlar batıl olan şeyde birleşirken, sizin hak olan şeyde. ayrı düşmenizi istemelerinden korkarım. Onlar, Allah'ın haram kıldığı her şeyi işlemedikçe, sizin onlara tabi olmanız için, zulümlerinin girmediği ne bir kerpiç ev, ne bir çadır kalmadıkça ve siz onlara karşı tıpkı efendisinin karşısındayken yardım eden, efendisi olmadığı zaman onu kötüleyen köle gibi olmadıkça devletleri (idarede kalmaları) son bulmaz. Onlardan gelecek ihsanlardan en fazla kaçınanınız Allah hakkında zarmı en iyi olanınızdır. Allah size afiyet verdiğinde onun bu nimetini kabul edip (şükredin.) Sizi bir belaya mübtela kıldığında sabrediniz. Son zafer muhakkak takva sahiplerinindir."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15129- İbn Abbas dedi ki: Hz. Hüseyin, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kucağında oturuyordu. Cibril dedi ki: "Onu seviyor musun?" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nasıl sevmeyeyim! O benim gönlümün meyvesidir" karşılığını verdi. Cibril: "Ümmetin onu öldürecek. Sana mezarının yerini göstereyim mi?" dedi ve ona bir avuç kırmızı toprak gösterdi.

 

*Bezzar rivayet etti. Ravileri güvenilirdir. Bazıları hakkında ihtilaf vardır.

 

 

 

15130- Şa'bi dedi ki: Hüseyin b. Ali, Irak'a gitmek istediğinde, İbn Ömer'le görüşmek istedi. Onu sorduğunda: "Kendisine ait bir tarlasındadır" dediler. Onunla vedalaşmak için yanına gittiğinde ona:

"Irak'a gitmek istiyorum" dedi. İbn Ömer dedi ki: "Böyle yapma. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: ‘‘Hükümdar bir peygamber olmakla, kul bir peygamber olmak arasında muhayyer bırakıldım. Bana tevazu göster denildi. Ben ise kulolan peygamber olmayı tercih ettim.’‘ Sen de Resülullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir parçasın. Irak'a gitme!" Hüseyin:

"Hayır gideceğim" deyince, İbn Ömer onunla vedalaşarak: "Seni Allah'a ısmarlıyorum. Sen öldürüleceksin" dedi.

 

*Bezzar ve Taberanı, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Bezzar'ın ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15131- İbn Abbas bildiriyor: Hz. Hüseyin, (Irak'a) gitmek için benden müsaade istedi. Ona: "Eğer ikirniz için de ayıp olmasaydı, ellerimi başına kenetler seni göndermezdim" dedim. Hüseyin şöyle cevap verdi: "Şöyle şöyle bir yerde öldürülmem, Allah'ın ve Resulü'nün hürmetlerinin çiğnenmesinden daha hoş gelir." İbn Abbas dedi ki: "Onun uğradığı şeye karşı tesellim budur."

 

*Taberani rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

15132- Ubeydullah b. el-Hur, Hüseyin b. Ali'ye: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bu yolculuğunla ilgili sana bir şey vaad etti mi?" diye sorduğunda, Hüseyin: "Hayır" dedi.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Cabir el-Cu'fi zayıfıtr.

 

 

 

15133- Muttalib b. Abdillah b. Hantab dedi ki: Hüseyin b. Ali kuşatıldığı zaman: "Bu yerin ismi nedir?" diye sordu. "Kerbela" diye karşılık verdiklerinde, dedi ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) doğru söyledi: "O yer, zorluk ve bela yeridir."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Ya'kab b. Humeyd b. Kasib zayıftır. Güvenilir olduğunu söyleyenler de vardır.

 

 

 

15134- Ali b. Hüseyin dedi ki: (Babam) Hüseyin b. Ali öldürülmeden bir gün önce bana dedi ki: "İsraIloğullarının bir kralı vardı..." Hadis aslında devam ediyor.

 

*Taberanı rivayet etti. Senedi ceyyiddir.

 

 

 

15135- Muhammed b. el-Hasan bildiriyor: Ömer b. Sa'd, Hz.

Hüseyin'le savaşıp onun öldürüldüğünden emin olunca, adamlarına hitab etmek için kalkıp, Allah'a hamdü sena ettikten sonra dedi ki:

"Olan şeyleri görüyorsunuz. Dünya değişti ve tanınmaz hale geldi.

İyiliği sırtını dönüp gitti. Ondan geriye kalansa, kirli bir merada yaşamaya çalışan zayıf birinin kabında kalmış birkaç damla su kadardır. Hak ile amel edilmediğini, batıldan da sakınılmadığını görmüyor musunuz? Mümin Allah ile buluşmaya rağbet etmiyor. Ben, ölümü saadet, zalimlerle hayatı da sıkıntı olarak görüyorum."

 

Hz. Hüseyin, 61 yılında Aşura günü Kerbela'da, Tuf denilen denilen yerde öldürüldü. Üzerinde yünden dokunmuş siyaha çalan kül rengi bir cübbe vardı. Saçlarını siyaha boyamıştı ve 56 yaşındaydı.

 

*Taberanı rivayet etti. Muhammed b. el-Hasan, ibn Zebale'dir ve metruktur. Olaya yetişememiştir.

 

 

 

15136- Kelbi bildiriyor: Bir adam, Hüseyin'i su içerken vurdu. Dudağı yarıldı. Bunun üzerine (Hüseyin): "Allah senin susuzluğunu gidermesin!" dedi. (Adam daha sonraları susuzluk hastalığına maruz kalıp) karnı çatlayıncaya kadar su içti.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri, olayı anlatan kişiye kadar güvenilirdir.

 

 

 

15137- Dahhak b. Osman bildiriyor: Hüseyin b. Ali, Yezid b. Muaviye'nin halifeliği alması sebebiyle kızgın bir şekilde Küfe'ye gitti. Yezid b. Muaviye, Irak valisi olan Ubeydullah b. Ziyad'a bir mektup yazarak dedi ki: "Hüseyin'in Küfe'ye gelmek için yola çıktığını duydum. Zamanların içinde senin zamanın, şehirlerin içinde de senin şehrin, yanımdaki adamlarım içinde de sen ondan dolayı sıkıntıya uğradınız. Onunla (yapacağın işe göre) ya azad edilirsin ya da sana da kölelere muamele edildiği gibi muamele edilir."

Bunun üzerine Ubeydullah b. Ziyad, Hüseyin'i öldürdü ve başını Yezid'e gönderdi. Baş, Yezid'in önüne konunca, Husayn b. el-Humam el-Murri'nin söylediği şu şiiri okudu: "Sevdiğimiz adamların başını yarıyoruz. Onlar bizden daha itaatsiz ve daha zalimdi. "

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir. Ancak Dahhak olaya yetişememiştir.

 

 

 

15138- İbn Vail veya Vail b. Alkame orada (Kerbela'da) şuna şahit olduğunu nakleder: Bir adam kalkıp: "İçinizde Hüseyin var mı?" diye sorunca: "Evet" dediler. Adam: "Seni cehennemle müjdelerim" dedi. (Hüseyin): "Hayır! Ben, Gafur ve Rahim olan Rabb'ımın rahmet ve mağfireti, kendisine itaat olunan şefaatçim Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şefaatına nailolurum" dedi.

Hüseyin'in tarafından: "Sen kimsin?" diye sorduklarında: "Ben Cüveyre'nin" veya "Huveyze'nin oğluyum" karşılığını verdi. Bunun üzerine Hüseyin: "Allahım! Onu cehenneme at" diye beddua etti. Adamın üzerine bindiği at ürktü ayağı özengiye takılı kaldı (adam paramparça oldu.) Vallahi, adamdan, atın üzerinde sadece ayağı kaldı.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Ata b. es-Saib güvenilirdir, ama ez beri bozulmuştur.

 

 

 

15139- İbn Ebi Leyla anlatıyor: Hüseyin b. Ali, öldürüleceğini anladığı zaman dedi ki: "Bana kimsenin rağbet etmeyeceği bir elbise getirin. Öldükten sonra (onlara rağbet edip) elbisem soyulmasın diye giysilerimin altına giyeyim." "(Sadece edeb yerini örten) don getirsek olur mu?" dediklerinde: "Hayır, o zelil olanların elbisesidir" diye karşılık verdi. Sonra bir giysi alıp onu kesti ve elbiselerinin altına giydi. Öldüğü zaman, (onu öldürenler) elbiselerini çıkardılar.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri, hadisi söyleyen kişiye kadar güvenilirdir.

 

 

 

15140- Ammar ed-Duhni bildiriyor: Hz. Ali, Ka'bu'l-Ahbar'a rastladI. (Ka'b) dedi ki: "Bunun çocuklarından birisi bir topluluk tarafından öldürülecektir. Atlarının teri kurumadan, Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına varacaklar." O sırada oradan Hasan geçince; "Bu mu, ey Ebu İshak!" diye sorduklarında Ka'b: "Hayır" dedi. Hüseyin geçince:

"Bu mu?" diye sordular: "Evet" dedi.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir. Fakat Ammar olaya yetişememiştir.

 

 

 

15141- İbn Abbas bildiriyor: Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güpegündüz rüyamda gördüm, saçı sakalı dağınık, üstü başı tozlu, elinde içinde kan olan bir şişe vardı ve sanki onunla bir şeyarıyordu. Ben: "Bu nedir?" diye sorunca: "Hüseyin'in ve arkadaşlarının kanı" dedi. Ben o sözünden bu yana o günün hangi gün olduğunu gözlüyorum.

(Ravi) Ammar (b. Ebi Ammar) dedi ki: "O günü öğrendik ve o günde Hüseyin'in öldürüldüğünü anladık."

 

*Ahmed ve Taberanı rivayet etti. Ahmed'in ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

15142- Umara b. Yahya b. Halid b. Urfuta dedi ki: Hz. Hüseyin öldüğü zaman, Halid b. Urfuta'nın yanındaydık. Halid bana dedi ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu duydum: "Siz benden sonra Ehl-i beyt'imle imtihan edileceksiniz."

 

*Taberanı ve Bezzar rivayet etti. Taberani'nin ravileri, Umara dışında, Sahih'in ravileridir. ibn Hibban, Umara'yı güvenilir bulmuştur.

 

 

 

15143- Habib b. Yesar bildiriyor: Hüseyin b. Ali şehit edildiği zaman, Zeyd b. Erkam Mescid'in kapısında durup dedi ki: "Bunu yaptmız öyle mi? Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğuna şehadet ederim: "Allahım! O ikisini (Hasan ile Hüseyin'i) ve müminlerin salihini (Ali'yi) sana emanet ediyorum." Ubeydullah b. Ziyad'a: "Zeyd b. Erkam şöyle şöyle dedi" denilince; "O, aklı başından giden bir ihtiyardır" dedi.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Muhammed b. Süleyman b. Bezl'i tanımıyorum.

Diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15144- Zübeyr b. Bekkar dedi ki: Hz. Hüseyin, Şaban'ın beşinde hicretin dördüncü yılı doğdu. Cuma günü Aşura günü, Muharrem ayında 61 yılında Sinan b. Ebi Enes tarafından öldürüldü. Himyerli Havle b. Yezid el-Asbahi, üzerine çullamp başını kesti ve Ubeydullah b. Ziyad'a götürdü ve dedi ki: "Haydi atıma altın ve gümüş yükle, Çünkü ben yanına varılmaz bir kişiyi öldürdüm. Anne babası insanların en hayırlısı olan kişiyi"

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15145- Şehr b. Havşeb bildiriyor: Hüseyin b. Ali'nin ölüm haberi geldiğinde Ümmü Seleme, Irak halkına lanet ederek dedi ki: "Onu öldürdüler! Allah da onları öldürsün. Onu aldattılar ve zelil ettiler. Allah da onlara lanet etsin."

 

*Taberani rivayet etti. Ravileri güvenilir sayılmıştır.

 

 

 

15146- Eslem el-Minkari anlatıyor: (Zalim lakaplı vali) Haccac'ın yanına girdim. Hüseyin'in katile Sinan b. Ebi Enes de girdi. Esmer tenli, kınalanmış, uzun burunlu ve yüzünde alaca hastalığı izi olan bir ihtiyar vardı. Haccac'ın önünde durdu. Haccac, ona bakıp: "Hüseyin'i sen mi öldürdün?" diye sordu. Adam: "Evet" deyince, Haccac: "Ona ne yaptın?" diye sordu. Adam: "Mızrakla vurup, kılıçla kestim" karşılığını verince, Haccac ona: "Sen ve Hüseyin, aynı yerde (Cennette) bir arada bulunamayacaksınız!" dedi. 

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15147- İbrahim en-Nehai der ki: "Hz. Hüseyin'i öldüren kişilerin arasında olup cennete girseydim, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına uğrayıp, yüzüme bakmasından utanırdım."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15148- Leys b. Sa'd anlatıyor: Hüseyin b. Ali teslim olmayı kabul etmeyince, onunla savaşıp öldürdüler. Onunla birlikte iki oğlunu ve onunla beraber savaşan arkadaşlarını Tuf denilen yerde katlettiler. Ali b. Hüseyin, Fatıma binti Hüseyin ve Sekine binti Hüseyin'i, Ubeydullah b. Ziyad'a götürdüler. Ali, o zaman bülüğ çağındaydı. İbn Ziyad, onları Yezid b. Muaviye'ye gönderdi. Sekine'nin, babasının ve yakınlarının başını görmemesi için, divanının arkasına götürülmesini emretti. Ali b. Hüseyin ise, zincirlerle bağlanmıştı. Yezid, Hüseyin'in dişlerine sopayla vurarak dedi ki: "Sevdiğimiz adamların başını yarıyoruz. Onlar bizden daha itaatsiz ve daha zalimdi. "

 

Ali b. Hüseyin şu ayeti okudu: "Yeryüzüne ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce o, Kitab'da bulunmasın. Doğrusu bu Allah'a kolaydır."(Hadld, 22) Kendisinin şiir söyleyip, Ali b. Hüseyin'in ise ayet okuması, Yezid'in ağırına gitti ve:

"Hayır, bu, sizin elinizin kazandığıdır. Allah da çok şeyi affeder" dedi. Ali: "Vallahi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi böyle zincirlerle bağlanmış görseydi, bizi zincirlerden kurtarmak isterdi" deyince Yezid:

"Doğru söyledin" dedi. Zincirlerini çözdüler. Ali: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde, kendisinden uzak duruyor olsaydık, bizi yanına yaklaştırırdı" dedi. Yezid: "Doğru söyledin" dedi. Onları Yezid'e yaklaştırdılar. Fatıma ve Sekine babalarının başını görmek için başlarını uzatıyorlardI. Yezid ise meclisinde babalarının başını görmelerini engellemek için uzanıyordu. Medine'ye götürülmeleri için hazırlık yapılmasını emretti. Onlara iyi davrandı ve Medine'ye gönderildiler.

 

*Taberani rivayet etti. Ravileri güvenilirdir .

 

 

 

15149- Zeyd b. Erkam dedi ki: (Kufe valisi) İbn Ziyad'a, Hüseyin'in başı getirilince, elindeki bir çubukla, Hüseyin'in gözüne ve burnuna vurmaya başladı. Zeyd b. Erkam: "Çubuğu onun üzerinden kaldır! (vurma)" dedi. İbn Ziyad: "Neden?" diye sorunca, Zeyd: "Ben, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem), dudağını sopanın değdiği yere koyup öptüğünü gördüm" dedi.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Haram b. Osman metruktur.

 

 

 

15150- Enes bildiriyor: Hüseyin'in başı, Ubeydullah b. Ziyad'a götürülünce, değnekle, Hüseyin'in dişlerine vurup şöyle demeye başladı: "Hüseyin güzel biriymiş." Dedim ki: "Vallahi sen ne kadar kötüsün. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), değneğinin değdiği yeri öptüğünü gördüm." (Enes) dedi ki: "Bunun üzerine İbn Ziyad'ın canı sıkıldı"

 

*Bezzar ve Taberanı değişik rivayetlerle rivayet ettiler. Bezzar'ın ravileri, güvenilir sayılmıştır.

 

 

 

15151- Şa'bi dedi ki: "Rüyamda, ellerinde kargı olan adamların gökyüzünden inip, Hüseyin'in katillerinden intikam aldıklarını gördüm. Çok geçmedi, Muhtar b. Ebi Ubeyd es-Sekafi onları öldürdü."

 

*Taberanı rivayet etti. Senedi hasendir.

 

 

 

15152- Şa'bi der ki: "İslam'da bir yerden diğer bir yere taşman ilk baş, Hüseyin'in başıdır.''

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Vakıdı zayıftır.

 

 

 

15153- Abdulmelik b. Umeyr der ki: UbeydulIah b. Ziyad'ın yanına girdim. Hüseyin'in başı, bir kalkanın üzerinde, önünde duruyordu. Vallahi kısa bir müddet sonra Muhtar'ın yanına girdim, UbeydulIah b. Ziyad'ın başı, bir kalkanın üzerinde Muhtar'ın önünde duruyordu. Vallahi, kısa bir müddet sonra Mus'ab b. ez-Zübeyr'in yanına girdim. Muhtar'ın başı, bir kalkanın üzerinde Mus'ab'ın önünde duruyordu. Vallahi kısa bir müddet sonra Abdulmelik'in yanına girdim. Mus'ab b. ez-Zübeyr'in başı, bir kalkanın üzerinde önünde duruyordu.

 

*Taberanı ve şu ifade ile Ebu Ya'la rivayette bulundu: "Bunların baş kesmekten başka işleri yoktu." Taberani'nin ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15154- Züveyd ec-Cu'fi babasından bildiriyor: Hz. Hüseyin öldürüldüğü zaman, ordusunun develeri yağma edildi. Kesilip pişirildiği zaman yemeğin hepsinin kana dönüştüğünü görünce yemeği döktüler.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir. Ravilerden tanımadığım vardır.

 

 

 

15155- Ebu Humeyd et-Tahhan bildiriyor: Huzaa kabilesindeydim. Hüseyin'in terekesinden (miras kalan develerden) bir kısmını getirdiler. Onlara: "Kesip öyle mi paylaştıralım yoksa satıp parasını mı paylaştıralım?" diye sorulunca; "Kesin!" dediler. Kesilen etler büyükçe bir kabın içine konulunca yerden bir ateş fışkırdı.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden tanımadığım vardır.

 

 

 

15156- Amr b. Ba'ce der ki: "Arapların ilk karşıladıkları zilletı Hüseyin b. Ali'nin öldürülmesi ve bunu Ziyad'ın yaptığının iddia edilmesidir. "

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15157- Ebu Reca el-Utaridı dedi ki: Ne Ali'ye, ne de Ehl-i Beyt'ten birine sövmeyin. Belhuceym'den bir komşum: "Şu fasık olan Hüseyin b. Ali'yi görmüyor musunuz?" demişti. (Adam böyle deyince) Allah onu canını aldı. Allah onu iki yıldızla gözlerinden vurarak gözlerini kör etti."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

15158- (Kufe valisi olan) Ubeydullah b. Ziyad'ın koruması anlatıyor:

Hz. Hüseyin öldürüldüğü zaman, saraya Ubeydullah b. Ziyad'ın arkasından girdim. Yüzünde bir ateş yandı. Onun izi yüzünde kaldı. Ona: "Sen (ateşin yüzümü yaktığını) gördün mü?" diye sorunca, koruması: "Evet gördüm" dedi. Fakat İbn Ziyad bunu gizlememi emretti.

 

*Taberanı rivayet etti. Ubeydullah'ın korumasını tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15159- Zühri bildiriyor: Abdulmelik b. Mervan bana: "Be adam!

Hüseyn b. Ali öldürüldüğü zaman ne gibi hadiseler oldu?" diye sordu. Dedim ki: "Beytu'l-Makdis'te (Kudüs'te) hangi taş kaldırıldıysa, altında taze kan olduğu görüldü." Abdulmelik: "Ben ve sen bu konuda beraber iz (ikimizin de bu olayla alakamız yoktur)" dedi.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

15160- Zühri bildiriyor: "Hüseyin b. Ali öldürüldüğü zaman, Şam'da hangi taş kaldırıldıysa altında kan bulundu."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

15161- Ümmü Hakim dedi ki: "Hz. Hüseyin öldürüldüğü zaman ben küçük bir kızdım. Gökyüzü günlerce kan renginde kaldı."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri, Ümmü Hakım dışında, Sahih'in ravileridir.

 

 

 

15162- Cemil b. Zeyd dedi ki: "Hüseyin öldürüldüğü zaman gökyüzü kızardı." (Ebu Bekr b. Ayyaş der ki) "Sen ne diyorsun ya!?" dedim. (Cemil) "Yalan söyleyen münafıktır. Hüseyin öldürüldüğü zaman gökyüzü kızardı" karşılığını verdi.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden tanımadığım birisi vardır.

 

 

 

15163- Ebu Kabil der ki: "Hz. Hüseyin öldürüldüğü zaman güneş tutuldu. Hatta güpegündüz yıldızlar gözüküyordu. Öyle ki gece oldu zannettik. "

 

*Taberanı rivayet etti. Senedi hasendir.

 

 

 

15164- Isa b. el-Hlris el-Kindı dedi ki: "Hz. Hüseyin öldürüldüğü zaman, yedi gün, ikindi namazını kıldığımız zaman, duvar kenarlarından gökyüzüne baktığımızda güneşin asfurla boyanmış çarşaflar gibi sapsarı olduğunu, yıldızlara baktığımızda ise birbiriyle çarpıştığını gördük."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden tanımadığım vardır.

 

 

 

15165- Muhammed b. Sirin der ki: "Hz. Hüseyin katledilene dek gökyüzünde bir kızarıklık meydana gelmemiştir."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Yahya el-Hımmanı zayıftır.

 

 

 

15166- Süfyan dedi ki: Babamın annesi bana şöyle anlattı: "Cu'f kabilesinden iki kişi Hüseyin b. Ali'nin şehid edilmesine katkıda bulundular. Birinin cinselorganı o kadar uzadı ki onu katlıyordu. Öbürü ise su kabını ağzına koyarak suyu bitirene kadar içer (yine de susuzluğu gitmez)di." Süfyan dedi ki: "Bunlardan birinin çocuğunu gördüm. Kendisinde ihtilat vardı. Sanki deli gibiydi." 

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri, Taberanı'nin dedesi Süfyan'a kadar güvenilirdir.

 

 

 

15167- Aynı ravi zinciriyle dedi ki: "Hüseyin'in ordusundan (ganimet olarak) alınan Yemen safranı, (daha sonra) kül rengine dönüştü."

 

 

 

15168- A'meş bildiriyor: Beni Esed kabilesinden bir adam, Hz. Hüseyin'in mezarına pislemişti. O ev halkına, bunama, delilik, cüzzam, alaca hastalığı ve fakirlik isabet etti.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

15169- Leys b. Sa'd anlatıyor: Muaviye, Receb ayının dördünde vefat etti. Yezid Hicri 60 yılında idareyi ele aldı. Hüseyin b. Ali ve arkadaşları, 61 yılında Muharrem ayının onunda Aşura günü şehid edildiler. Öldürülenlerin içinde, Abbas b. Ali b. Ebi Talib, annesi Ümmü'l-Benin Amiriyye, Cafer b. Ali b. Ebi Talib, Abdullah b. Ali b. Ebi Talib, Osman b. Ali b. Ebi Talib, Ebu Bekr b. Ali b. Ebi Talib, Annesi Leyla binti Mes'ud en-Nehşeliyye, Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib el-Ekber, annesi Leyla es-Sekafiyye, Abdullah b. el-Hüseyin, Kasım b. el-Hüseyin, cariyesinden olan oğlu Avn b. Abdillah b. Cafer b. Ebi Talib, Muhammed b. Abdillah b. Cafer b. Ebi Talib, Cafer b. Akil b. Ebi Talib, Müslim b. Akil b. Ebi Talib, Hüseyin'in azatlısı Süleyman ve Hüseyin'in süt kardeşi Abdullah vardı." Hüseyin, 58 yaşında katledildi. Allah hepsinden razı olsun."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri, Leys'e kadar Sahih'in ravileridir.

 

 

 

15170- Münzir es-Sevrl der ki: Hz. Hüseyin ile onunla öldürülenleri andığımızda, Muhammed b. el-Hanefiyye şöyle derdi: "Onunla beraber, hepsi Fatıma'nın karnında kımıldayan (Fatıma'nın soyundan) onyedi genç öldürüldü. Allah, Fatıma ve diğerlerinden razı olsun."

 

*Taberanı iki isnadla rivayet etti. Birisinin ravileri, Sahih'in ravileridir .

 

 

 

15171- Muhammed b. Ali b. Hüseyin dedi ki: "Hüseyin b. Ali, 58 yaşında şehid edildi."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

15172- Hasan el-Basrl der ki: Hüseyin b. Ali ile birlikte Ehl-i Beyt'inden onaltı kişi öldürüldü. Vanahi o gün yeryüzünde onlara benzeyen Ehl-i Beyt'ten başka kimse yoktu." Süfyan dedi ki: "Bundan kim şüphe duyar?"

 

 

 

15173- Ebu Bekr b. Ebi Şeybe dedi ki: "Hüseyin, (Hicri) 61 yılında Aşura günü, 58 yaşında öldürüldü. Saçlarını kına ve ketem denilen bitkiyle boyardı."

 

*Taberanı rivayet etti.

 

 

 

15174- Cafer b. Muhammed babasından bildiriyor: Hz. Ali, 58 yaşında öldürüldü. Hüseyin de bu yaşta öldürüldü. Ali b. el-Hüseyin de bu yaşta öldü."

 

 

 

15175- Ali b. el-Hüseyin der ki: "Hüseyin b. Ali, üzerinde çok borç olduğu halde öldürüldü." (Zeynelabidin) Ali, borçlarını ödemek için falan ve filan su kaynağını sattı.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Nuh b. Derrac zayıftır.

 

 

 

15176- Muhammed b. el-Hasan el-Mahzumi bildiriyor: Hüseyin b.

Ali'nin eşyaları, Yezid b. Muaviye'nin yanına getirilip, başı önüne konunca ağlayarak dedi ki:

"Sevdiğimiz adamların başını yarıyoruz. Onlar bizden daha itaatsiz ve daha zalimdi.

Vanahi eğer ben orada olsaydım, kesinlikle seni öldürmezdim." Ali b.

Hüseyin: "Böyle değil" diyerek çıkışınca Yezid: "Peki nasıl eyannemin oğlu?" dedi. (Zeynelabidin) Ali dedi ki: "Yeryüzüne ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce o, Kitab'da bulunmasın. Doğrusu bu Allah'a kolaydır." (Hadid, 22) Yanında Abdurrahman b. Ümmi'l-Hakem vardı. Abdurrahman dedi ki: "Ham'ın, Tuf yakınlarında çok yakın akrabaları vardır. Köle olan ve nesebi karışık Ziyad ile Sümeyye 'nin nesli çakıl taşları kadar çoğaldı. Resulullah 'ın kızının ise nesli yokoldu" Yezid elini kaldırıp Abdurrahman'ın göğsüne vurarak: "Sus!" dedi.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Muhammed b. Hasan (ki o ibn Zebale'dir) zayıftır.

 

 

 

15177- Ebu Kabil bildiriyor: Hz. Hüseyin öldürülünce başını kestiler ve ilk konaklama yerinde oturup içki içip baştan dolayı birbirlerini kutlamaya başladılar. Bir duvardan demirden yapılmış bir kalem çıkarak kanla şöyle bir satır yazdı: "Hüseyin 'i öldüren bir ümmet Hesap günü dedesinin şefaatini mi diliyor!?"

Bunu gördüklerinde başı bırakıp kaçtılar. Sonra geri döndüler.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden tanımadığım birisi vardır.

 

 

 

15178- Beni Süleym'in bir imamı, kabile yaşlılarından bilidiriyor: Bizanslılarla savaştığımızda askerler, kiliselerinden birisine konakladılar. Bir taşa şöyle yazıldığını gördüler: "Hüseyin'i öldüren bir ümmet, Hesap günü dedesinin şelaatini mi diliyor!?"

 

Onlara: "Kilise ne zaman yapıldı?" diye sorduk. "Peygamberiniz gönderilmeden üç yüz yıl önce" dediler.

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden tanımadığım birisi vardır.

 

 

 

15179- Ümmü Seleme dedi ki: "Cinlerin, Hüseyin b. Ali'nin ölümüne ağladığını duydum."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

15180- Meymüne der ki: " Cinlerin, Hüseyin b. Ali'nin ölümüne ağladığını duydum."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravileri Sahlh'in ravileridir.

 

 

 

15181- Ümmü Seleme dedi ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından sonra bu gece dışında cinlerin ağlamasını hiç duymadım. Ve ben, oğlumun (Hüseyin b. Ali'nin) öldüğünü görüyorum." Cariyesine: "Dışarıya çık ve sor" dedi. Çıktığında, kendisine Hüseyin'in öldürüldüğü haber verildi. O sırada bir dnin şöyle ağıt yaktığını duydu:

 

Ey göz! Gözyaşıyla dolup taş.

Benden sonra şehitlere kim ağlayacak?!

Bir kulun (Yezid'in) mülkünde zorbalık yapan kişilere doğru

Ölümün kendilerini sürdüğü kişilere ağla

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden Amr b. Sabit b. Hürmüz zayıftır.

 

 

 

15182- Ebu Cenab el-Kelbı, kireçle sıva yapanlardan naklediyor: Geceleyin Hz. Hüseyin'in öldürüldüğü yerdeki mezarlığa gittiğimiz zaman, cinlerin kendisine ağıt yaktığını duyardık. Şöyle derlerdi:

 

"Resul alnını sildi Yanakları parlıyordu Anne babası Kureyş'in ulularındandır Dedesi dedelerin en hayırlısıdır."

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden tanımadığım birisi vardır. Ebu Cenab müdellistir.

 

 

 

15183- Ebü Cehm b. Huzeyfe oğullarından Ahmed b. Muhammed b. Humeyd el-Cehmi, Hz. Hüseyin'in öldürülmesiyle ilgili şiir okurdu. Zeyneb binti Akil b. Ebi Talib'in şu şiirini okudu:

Peygamber size sorduğunda ne diyeceksiniz Ümmetlerin sonuncusu olduğunuz halde ne yaptınız Ehl-i Beyt'ime, Ensar'ıma ve zürriyetime Kimisi esir, kimisi ölü kanla boyanmış Size nasihat etmemin mükafatı Benden sonra akrabalarıma kötü davranmak olmamalıydı."

 

Ebu'l-Esved ed-Dueli dedi ki: "Deriz ki: "Rabbimiz! Kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybedenlerden oluruz." (A'raf, 23)

 

*Taberani, kopuk isnadla rivayet etti.

 

 

 

15184- Daha iyi bir isnadla gelen başka bir rivayette şu beyitler ilave olunmuştur: Ebu'l-Esved ed-Dueli dedi ki: Derim ki, benim kızgınlığımı ve kinimi arttırdı Allah, Benı Ziyad'ın mülkünü yok etsin Uzaklaşıp ihanet ettikleri gibi onları uzaklaştırsın Semud ve Ad kavminin uzaklaştığı gibi Ölüm vakti geldiğinde bekledikleri artık gelmesin. "

 

 

 

15185- Süleyman b. el-Heysem bildiriyor: Ali b. Hüseyin b. Ali, Kabe'yi tavaf ederken, Haceru'l-Esved'i selamlamak istediğinde halk ona yol açıyordu. Ferezdak b. Galib de onu seyrediyordu. Adamın biri:

 

"Ey Ebu Firas! Bu kimdir?" diye sorunca Ferezdak, dedi ki: "Bu Batha'nın, inişini bildiği kişidir Kabe, Hil ve Harem de onu tanır Bu Allah'ın kullarının en hayırlısının oğludur

Bu takva sahibi, halis, temiz ve (İslam'ın) sancağıdır Elinin kokusunun güzelliğinden

Dokunduğunda, Rüknu'I-Hatim onu bırakmak istemez Kureyş onu gördüğü zaman der ki

Bunun cömertliğinin yanında bütün cömertlikler biter Haya ve heybette zirvedeydi

Onunla ancak tebessüm ettiğinde konuşulabilirdi Elinde güzel kokulu bir asa vardır

Burnu çıkıntılı olan birinin elinde Aslı Resulullah 'tan gelmektedir Yanındakilerin ve ev halkının ahlakı ne güzeldir Hiçbir atlı onun hedefı"ne ulaşamaz Cömert olsalar da hiçbirkavim onların cömertliğine yaklaşamaz Hangi aşiretin yükünü onlar çekmiyor ki Bu nedenle nimetler onlara ilk olarak gelir. "

 

*Taberanı rivayet etti. Ravilerden tanımadığım vardır.

 

 

 

15186- Süfyan bildiriyor: Ubeydullah b, Ebi Yezid'e: "Hüseyin b. Ali'yi gördün mü?" diye sordum. Şöyle cevap verdi: "Siyah saçlı ve sakallı biriydi. Sadece şurada sakalının ön taraflarında ak vardı. Saçını ve sakalını boyayıp, orasını Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benzemek için mi bıraktı, yoksa sakalının o kısmından başkası ağarmadı mı, bilmiyorum." Ayrıca dedi ki: "Namaz için kamet getirildiği sırada Hasan'ı gördüm. İmamla halktan bazıları arasında secdeye vardı. Ona: ‘‘Otur!’‘ denildiğinde: ‘‘Namaz için kamet getirildi’‘ karşılığını verdi."

 

*Ebu Ya'la rivayet etti, Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

15187- Mus'ab b. Abdillah der ki: "Hz. Hüseyin, yürüyerek, yirmi beş defa hacca gitti."

 

*Taberani, kopuk isnadla rivayet etti.

 

 

 

15188- Yezid b. Ebi Ziyad bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Aişe'nin evinden çıkıp, Hz. Fatıma'nın evine uğradı. Hüseyin'i ağlarken görünce: "Bunun ağlamasının bana eziyet verdiğini bilmiyor musun?" dedi.

 

*Taberanı, kopuk bir isnadla rivayet etti Biat kısmında, onunla biat konulu bir hadis geçmişti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kızı Hz. Fatıma'nın Menkıbeleri