MECMAU

ZEVAİD

MENKIBELER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Aralarında Hz. Ebu Bekir, Ömer ve Başkalarının da Bulunduğu Sahabe Gruplarının Faziletleri

 

14918- Cabir b. Abdillah el-Ensarınin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ümmetimden, ümmetime en merhametlisi Ebu Bekr'dir. Ümmetime en faydalı olan da Ömer'dir. Ümmetimin en utangacı Osman'dır. Ümmetimin hüküm vermede en bilgilisi Ali'dir. Helali ve haramı en iyi bileni Muaz b. Cebel'dir. Alimler kıyamet gününde bir araya geldiklerinde Muaz, bir adım önde olacaktır. Ümmetimin en iyi Kur'an okuyanı Ubey b. Ka'b'dır. Miras hukukunu en iyi bileni Zeyd b. Sabit'tir. Uveymir'e de -yani Ebu'd-Derda'ya- ibadet etme (sevgisi) verilmiştir. "

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Senedi hasendir.

 

 

 

14919- İbn Ömer, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Ümmetimin en şefkatlisi Ebu Bekir'dir. Allah'ın dininde en kuvvetlisi Ömer'dir. Utanması en çok olan Osman'dır. En güzel hüküm vereni Ali'dir. Feraiz ilmini en iyi bileni Zeyd bin Sabit'tir. Kur'an-ı kerimi en güzelokuyanı Ubey bin Ka'b'dır. Helal ve harann en iyi bileni Muaz bin Cebel'dir. Her ümmetin bir emini vardır, bu ümmetin emini ise Ebu Ubeyde bin el-Cerrah'tır."

 

*Ebu Ya'la rivayet etti. Ravilerden Muhammed b. Abdirrahman b. el-Beylemani zayıftır.

 

 

 

14920- İbn Abbas anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hira dağındaydı. Dağ sallanınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sakin ol ey Hira! Üzerinde bir peygamber veya sıddik veya şehitten başkası yoktur" buyurdu. Dağda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Abdurahman b. Avf, Sa'd, Said b. Zeyd ve Amr b. Nüfeyl vardı.

 

*Taberani ve Ebu Ya'la rivayet ettiler. Ravilerden Nadr b. Ömer metruktur.

 

 

 

14921- Sehl b. Sa'd bildiriyor: Hz. Osman, halka Allah'ın adını vererek şöyle dedi: "Biliyorsunuz ki Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebü Bekr ve Ömer ile birlikte Uhud'a çıktı. Dağın üzerinde, Ebu Bekr, Ömer ve Osman varken dağ sallandı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sakin ol ey Uhud! Üzerinde bir peygamber, sıddik ve iki şehitten başkası yoktur" buyurdu.

 

*Derim ki: Osman'ın hadisini Hira dağı ifadesiyle Tirmizı rivayet etti. *Taberani rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

14922- Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), aralarında Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali, Zübeyr ve başkalarının da bulunduğu on sahabiyle Hira dağındayken, dağ sallandı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sakin ol ey Hira! Üzerinde bir peygamber veya bir sıddik veya bir şehitten başkası yoktur" buyurdu.

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Senedi hasendir.

Derim ki: "Daha önce ibn Ömer'in hadisi, Said b. Zeyd'in menkıbelerinde geçmişti.

Bu rivayet ile Osman'ın hadisi, bendeki en sahih rivayetlerdir."

 

 

 

14923- Abdurrahman b. Ebza der ki: Ebu Bekr, Ömer, Ali, Osman, Talha, Zübeyr, Sa'd b. Ebi Vakkas, Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ve Abdurrahman b. Avf'ı, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında dururken görüyor gibiyim."

 

*Taberani bu hadisi böyle rivayet etti. Ravilerden ibrahım b. ishak ed-Dariri metruktur.

Sa'd'dan, bu isnaddan başkasıyla rivayet edilmemiştir. İbn Lehia bu rivayette yalnız kalmıştır."

 

 

 

14924- İbn Ömer anlatıyor: Ömer b. el-Hattab hançerlenip, şuranın toplanmasını emrettiğinde, kızı Hafsa yanına girerek: "Halk, şura için seçtiğin kişileri istemiyorlar" dedi. Ömer: "(Kalkmam için) bana destek olun" dedi. Onu yaralı haliyle doğrulttular. Dedi ki:

 

Osman hakkında ne diyebilirsiniz? Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu duydum: "Osman öldüğü zaman gökyüzü melekleri onun namazını kılarlar." Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bu, Osman'a has bir şey mi, yoksa bütün insanları kapsar mı?" Buyurdu ki: "Bu, sadece Osman'a has bir şeydir. "

Ömer devamla şöyle dedi: Abdurrahman b. Avf hakkında ne diyebilirsiniz? Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çok acıkmıştı. Abdurrahman içerisinde iç yağı olan iki ekmekle gelip onları Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önüne koydu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Allah senin dünyayla ilgili ihtiyacını karşılamıştır. Ahiretine ise ben kefilim" buyurdu. Talha hakkında ne diyebilirsiniz? Bir gece Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bineğindeki) yükünün düştüğünü gördüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim benim yÜkÜmÜ dÜzeltir ve bunun karşılığında cenneti kazanır?" buyurunca Talha yükü düzeltti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ey Talha! Kıyamet gÜnÜ cennete girmen bana aittir" dedi. Zübeyr hakkında ne diyebilirsiniz? Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyuduğunu gördüm. Zübeyr, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyanana kadar yanından ayrılmadı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (uyanınca): "Hala burada bekliyor musun ey Ebu Abdillah?!" diye sordu. Zübeyr: "Anam babam sana feda olsun hala buradayım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cibril sana selam söylüyor ve diyor ki: Kıyamet gÜnü senin yÜzüne gelecek cehennem alevlerini defetmek bana aittir." Ali hakkında ne diyebilirsiniz? Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu duydum: "Ey Ali! Kıyamet gÜnÜ senin elin benim elimle beraberdir. Benim girdiğim yere sen de girersin. "

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Muhammed b. Abdullah b. Süleyman el-Horasani hakkında Zehebı, onun biyografisinde sadece uydurma olduğunu belirttiği bu hadisi vermekle yetinmiştir. Allah en doğrusunu bilir.

 

 

 

14925- Zeyd b. Ebi Evfa bildiriyor: Medine Mescid'inde, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), herkes yanında toplanıncaya kadar: "falan nerede, filan nerede?" deyip arkalarından haber gönderdi. Buyurdu ki: "Size bir şeyanlatacağım. Onu iyi öğrenip anlayın ve sizden sonrakilere anlatın. Allah yarattıklarından bir kısmını seçti." Resulullah sonra şu ayeti okudu: ''Allah hem meleklerden, hem de insanlardan elçiler seçer." (Hac, 75) (Sonra şöyle devam etti): "O, yarattıklarından seçmiş olduğu kişileri cennete koyar. Ben de sizden, seçmek istediklerimi seçtim ve Allah'ın, melekleri birbiriyle kardeş yaptığı gibi kardeş yaptım. Kalk, ey Ebu Bekr!"

 

Ebu Bekr gelip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde diz çöktü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Senin benim yanımda büyük emeğin var. Allah seni bununla mükafatlandıracaktır. Eğer dost edinecek olsaydım seni dost edinirdim. Senin, benim yanımdaki konumun, gömleğimin bedenime olan konumu gibidir." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bunu ifade ederken) gömleğini eliyle salladı.

 

Sonra: "Ey Ömer yaklaş!" dedi. Ömer yaklaşınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dedi: "Ey Ebu Hafs! Bize karşı olan mÜcadelende çok şiddetliydin. Allah'a, bizi seninle veya Ebu Cehil'le desteklemesi için dua ettim. Allah, duamı seninle kabul etti. Sen benim için öbÜrÜnden daha sevimliydin. Sen benimle birlikte cennettesin. Bu ümmetten üç kişinin üçÜncüsüsün." Sonra (onlara) yönelerek Ebu Bekr ile Ömer'i kardeş yaptı.

 

Sonra Osman b. Affan'ı çağırarak: "Yanıma yaklaş ey Osman!" dedi.

Osman, dizlerini, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dizlerine yapışhrana kadar yaklaştı. Gökyüzüne bakıp üç kere: "Sübhanallahi'l-Azim" dedi. Sonra Osman'a baktı. Elbisesi çözülmüştü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), onu eliyle bağlayıp buyurdu ki: "Elbisenin uçlarını böğründe topla. Gökyüzü ahalisinin yanında senin büyük değerin vardır. Sen damarlarından kan fışkırarak, Havz'a yanıma gelecek olanlardansın. Sana diyeceğim ki: ‘‘Sana bunu kim yaptı?’‘ Diyeceksin ki: ‘‘Falan ve filan kişi yaptı.’‘ Cibril, gökyüzünden seslenerek şöyle diyecektir: ‘‘Osman, yardımsız bırakılan herkese korunaktır.’‘ "

 

Sonra Abdurrahman b. Avf'ı çağırdı ve: "Yaklaş ey Allah'ın emın'i!

Ayrıca gökyÜzünde emin olan (emin olduğu tasdik edilen) Allah, seni malına, onu hak yolunda kullanmak üzere hakim kıldı. Yanımda senin için şimdiye kadar sakladığım bir dua var" buyurdu. İbn Avf: "Benim için hayır dile ey Allah'ın ResUlü!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Ey Abdurrahman! Bana güvenerek beni taşıdın (destek oldun) Allah, malını arttırsın." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini hareket ettirmeye başladı. Sonra onlara yönelerek, Abdurrahman ile Osman'ı kardeş yaptı.

 

Sonra Talha ve Zübeyr girdiler. "Bana yaklaşın!" buyurdu. Yanına yaklaştılar. "Siz, İsa'nın havarileri gibi, benim havarilerimsiniz" buyurdu. Sonra onları kardeş yaptı. Sonra Sa'd b. Ebi Vakkas ve Ammar b. Yasir'i çağırdı. "Ey Ammar! Seni asi bir topluluk öldürecektir" buyurdu. Onları da birbiriyle kardeş yaptı. Sonra Uveymir Ebu'd-Derda ile Selman elFarisi'yi çağırdı ve dedi ki: "Ey Selman! Sen Ehl-i beyt'tensin. Allah, sana evvelkilerin ve sonrakilerin ilmini, evvelkilerin ve sonrakilerin kitabını vermiştir (öğretmiştir.)" Sonra: "Sana doğru yolu göstereyim mi, ey Eba'dDerda?" diye sorunca (Ebu'd-Derda): "Anam babam sana feda olsun; evet ey Allah'ın Resulü!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Eğer sen onları (halkı) tenkit edersen, onlar da seni tenkit ederler. Onları bırakırsan, onlar seni bırakmazlar. Muhtaç alacağın gün için, insanları affet (onların seni eleştirmesine aldırma.)" Sonra o ikisini de kardeş yaptı.

 

Sonra ashabının yüzüne bakarak şöyle dedi: "Size müjdeler olsun gözünÜz aydın! Sizler Havz'a yanıma gelecek ilk kişilersiniz. Siz (Cennette) en yüksek odalardasınız." Sonra Abdullah b. Ömer'e bakarak: "(İnsanları) dalaletten hidayete erdiren Allah'a hamdolsun" buyurdu.

 

Hz. Ali dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Ashabından benden başkasına yaptıklarını görünce, canım çıktı ve belim kırıldı. Eğer bu senin bana olan kızgınlığından dolayıysa, hoşnutluk (affetme) ve cömertlik senin şanındır." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Beni hak olarak gönderene yemin ederim ki seni kendi nefsim için bıraktım. Senin, benim yanımdaki konumun; Harun'un Musa'ya olan konumu gibidir ve sen benim varisimsin." (Ali): "Ey Allah'ın Resulü! Bana senden kalacak miras nedir?" diye sorunca O: "Peygamberlerin bıraktığı mirastır" buyurdu. (Ali): "Senden önceki peygamberler ne miras bıraktılar?" diye sorunca da O: "Allah'ın Kitab'ı ve peygamberlerin sünnetidir. Sen, kızım Fatima ile birlikte, Cennette köşkümde benimle berabersin. Ayrıca sen benim kardeşim ve yoldaşımsm'' cevabını verdi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu ayeti okudu: ''Artık onlar sedirler üzerinde karşılıklı oturan kardeşlerdir." (Hicr, 47) "Allah rızası için dost (kardeş) olanlar birbirlerine bakarlar."

 

*Taberani ve şu farklı ibarelerle Bezzar rivayette bulundu: Osman'a: "Yardım isteyen herkesin emirisin" buyurdu ... Ebu'd-Derda'ya ise: "Sana (işine yarayacak) bir şey vereyim mi?" diye sordu ... Yine Ebu'd-Derda için: "Muhtaç olacağın gün için, insanları affet (onların seni eleştirmesine aldırma.) Bil ki hesap önÜndedir (hesap gÜnÜ gelecektir)" buyurdu. ikisinin de isnadında tanımadığım raviler vardır.

 

 

 

14926- Abdullah b. Ebi Evfa anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının yanına çıkıp oradakileri topladı ve: "Bugün cennetteki evlerinizi ve evlerinizin çevresini gördüm" dedi.

 

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr'e dönerek buyurdu ki:

"Ey Ebu Bekr! Ben bir kişinin, adını, babasının ve annesinin adını biliyorum. Cennetin hangi kapısına geldiyse, kendisine: ‘‘Merhaba, merhaba’‘ derler." Selman: "Muhakkak, bu kişinin şanı yüce olmalıdır ey Allah'ın Resulü!" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O, Ebu Bekr b. Ebi Kuhafe'dir" buyurdu.

Sonra Ömer'e döndü ve dedi ki: "Ey Ömer! Cennette, beyaz inciden ve mercandan yapılmış bir köşk gördüm. Yakutlarla süslenmişti. ‘‘Bu kimin?’‘ diye sorduğumda: ‘‘Kureyş'ten bir gencindir’‘ dediler. Ben onu benim zannettim ve içine girmek istedim. Bunun üzerine: ‘‘Ey Muhammed! Bu köşk, Ömer b. el-Hattab'ındır’‘ dediler. Ey Ebu Hafs! Senin kıskançlığın, beni oraya girmekten alıkoydu." Ömer ağlayarak: "Anam babam sana feda olsun, senden mi kıskanacağım, ey Allah'ın Resulü!" dedi.

Sonra Osman'a döndü ve: "Ey Osman! Her peygamberin cennette yoldaşı vardır. Sen de cennette benim yoldaşımsın" buyurdu. Sonra Ali'nin elini tutup: "Ey Ali! Cennette, senin evninin benim evimin karşısında olmasını istemez misin?" dedi. Sonra Talha ve Zübeyr'e dönüp şöyle dedi: "Ey Talha ve ey Zübeyr! Her peygamberin havarisi vardır. Benim de havarilerim ikinizsiniz. "

 

Sonra Abdurrahman b. Avfa dönerek şöyle dedi: "Ashabım arasında senin bana ulaşman geciktirildi. Öyle ki helak olmuş olmandan korktum. (Yolun meşakkatinden dolayı) çok terledin. ‘‘Seni yavaşlatan nedir?’‘ diye sorduğumda ‘‘Ey Allah'ın Resulü! Malımın çokluğundan dolayı bağlanıp: "Bu malı nereden kazandın? Nereye harcadın?" diye hesaba çekildim’‘ dedin." Abdurrahman, ağlayarak: "Ey Allah'ın Resulü! Mısır'dan gelen yüz yük ticaret malı m, Medine halkına ve yetimlerine bağışladığıma seni şahit tutuyorum. Belki Allah, o gün benden (hesabı) hafifletir" dedi.

 

*Bezzar ve yakın metinle Taberani rivayette bulundu. Ravilerden Ammar b. Seyfi, ibn Main, Ebu Zür'a, Ebu Hatim ve Ebu Davud zayıf bulmuş, İcli ve başkaları güvenilir olduğunu söylemiştir. Diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

14927- Enes, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Önde gidenler (öncüler) dört kişidir. Ben Arapların önde gideniyim. Selman, İranlıların önde gidenidir. Bilal, Habeşilerin önde gidenidir. Suheyb, Rumların önde gidenidir" buyurduğunu bildiriyor.

 

*Bezzar rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

14928- Ebu Umame el-Bahill, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Ben cennete girecek Arapların ilkiyim. Suheyb, cennete girecek Bizanslıların ilkidir. Bilat Habeşlilerden cennete gireceklerin ilkidir. Selman da Farisilerden cennete gireceklerin ilkidir."

 

*Taberani, M. es-Sağır ile el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Taberani'nin hocası Eyyub b. Ebi Süleyman es-Suri'yi tanımıyorum. Diğer ravileri, Bakiyye dışında Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

14929- Said b. Amir el-Cumahı, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir gün şöyle buyurduğunu nakleder: "Ey Ebu Bekr, ey Ömer! Bana gökten inen bir vahiyle, sizi kardeş yapmam emredildi. Siz dünyada ve cennette kardeşsiniz. Sizden her biriniz kardeşine selam verip onunla el sıkışsın."

 

Ebu Bekr, Ömer'in elini tuttu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gülümseyerek: "Ondan önce (halife) olacak ve ondan önce ölecek" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (devamla) dedi ki: "Ey Zübeyr, ey Talha! Geliniz. Bana, sizi kardeş yapmam emredildi. Sizden her biriniz kardeşine selam versin." (İkisi de) Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediğini yaptılar. Sonra dedi ki: "Ey Ali, ey Ammar geliniz. Bana, sizi kardeş yapmam emredildi. Siz Allah için ve cennette kardeşsiniz. Sizden her biriniz kardeşine selam versin." (İkisi de) Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediğini yaptılar.

 

Sonra Ubey b. Ka'b ile İbn Mes'ud'a aynı şeyi söyledi. Onlar da, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediğini yaptılar. Sonra, Ebu'd-Derda ile Selman'a aynı şeyi emretti. Onlar da, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediğini yaptılar. Sonra, Sa'd b. Ebi Vakkas ile Suheyb'e aynı şeyi emretti. Onlar da, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyruğunu yerine getirdiler. Sonra, Ebu Zer ile Muğire'nin azatlısı Bilal'e aynı şeyi emretti. Onlar da, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediğini yaptılar. 

 

Sonra dedi ki: "Ey Usame, ey Ebu Hind! Geliniz!" Ebu Hind, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hacamat yapar, çıkan kanı içerdi. Onlar da geldiler ve onlara da aynı şeyi söyledi. Ebu Eyyub ile Abdullah b. Selam'a da aynı şeyi emretti. Onlar da, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediğini yaptılar ... Hadis aslında devam ediyor.

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden tanımadığım vardır.

 

 

 

14930- Cabir b. Abdillah el-Ensarl, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Ümmetimden, ümmetime karşı en merhametlisi, Ebu Bekr'dir. Ümmetime en faydalı olan da Ömer'dir. Ümmetimin en hayalısı da Osman'dır. Ümmetimin, hüküm vermede en bilgilisi, Ali'dir. Helali ve haramı en iyi bileni Muaz b. Cebel'dir. Alimler kiyamet gününde bir araya geldiklerinde Muaz, bir adım önde olacaktır. Ümmetimin en iyi Kur'an okuyanı, Ubey b. Ka'b'dır. Fıkıh (miras) ilmini en iyi bilen Zeyd b. Sabit'tir. Uveymir'e de (Ebu'd-Derda'ya) ibadet etme (sevgisi) verilmiştir. "

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Mendel b. Sabit zayıftır.

Güvenilir olduğunu söyleyenler de vardır.

 

 

 

14931- Hz. Ali, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle bu yurd uğunu nakleder: "Cennet ashabımdan dört kişiyi özlemiştir. Allah, bana onları sevmemi emretti." Suheyb er-Rumi, Bilal b. Rebah, Talha, Zübeyr, Sa'd b. Ebi Vakkas, Huzeyfe b. el-Yeman ve Ammar b. Yasir öne çıkarak dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! O dört kişi kimdir? (Bize onları söyle) Biz de onları sevelim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ammar! Allah sana münafıkları bildirdi. O dört kişi ise: Ali b. Ebi Talib, Mikdad b. el-Esved el-Kindi, Selman el-Farisi ve Ebu Zer el-Ğifari'dir" buyurdu.

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravileri, ibn ishak dışında güvenilirdir. Ancak o, müdellistir.

 

 

 

14932- Büreyde, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Cibril, bana gelerek: ‘‘Allah, ashabından dört kişiyi seviyor ve sana da onları sevmeni emrediyor’‘ dedi." Ashabdan bazıları: "Ey Allah'ın Resulü! Bize onların ad mı söyle" dediler. "Ali, onlardandır" buyurdu. Kuşluk vakti olunca (ashab): "Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın sana sevdiğini söylediği kişiler kimlerdir?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ali, Ebu Zer el-Ğifari, Mikdad b. el-Esved ve Selman elFarisI'dir" buyurdu.

Derim ki: Tirmizı ve başkaları kısa metinle rivayet ettiler.

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Şu'be, ravilerden Abdunnur b. Abdillah'ın hadis uyduran birisi olduğunu söylemiş, ibn Hibban ise güvenilir bulmuştur.

 

 

 

14933- Nafi'nin bildirdiğine göre İbn Ömer'e: "Abdullah b. Mes'ud'u çok güzel övdün" denilince şu karşılığı verdi: "Niye övmeyeyim? Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini duydum: ‘‘Kur'an'ı, şu dört kişiden öğreniniz: Abdullah b. Mes'ud, Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim, Ubey b. Ka'b ve Muaz b. Cebel.’‘ Sonra buyurdu ki: ‘‘Onları, İsa'nın havarilerini milletlere gönderdiği gibi, ben de göndermek isterdim.’‘ Denildi ki:

 

"Ey Allah'ın Resulü! Bu işe Ebu Bekr ve Ömer'i göndermen daha uygun değil mi?" "Ben onlardan müstağni olamam (vazgeçemem) Onlar din için baştaki göz gibidirler" buyurdu.

 

*Taberani. el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravilerden Hammad b. Ömer en-Nasıbı, metruktur.

 

 

 

14934- Hz. Aişe der ki: "Ensar'dan üç kişi vardır ki, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra hiç kimse, kendisini onlardan üstün saymazdı. Bunlar: Sa'd b. Muaz, Useyd b. Hudayr ve Abbad b. Bişr'dir."

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etti. Ravileri güvenilirdir. Sadece ibn ishak an 'ane yoluyla rivayette bulunan biridir.

 

 

 

14935- Hz. Ali anlatıyor: Zeyd b. Harise, Mekke'ye gitti ve Hamza b. Abdilmuttalib'in kızını alıp geldi. Cafer b. Ebi Talib: "Onu ben alacağım. Bu benim hakkımdır; çünkü benim amcam kızıdır ve teyzesi benim hanımımdır. Teyze de anne gibidir" dedi. Ben ise: "Onu almak sizden çok benim hakkımdır" dedim. Ben sesimi yükseltiyor ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), dışarıya çıkmadan önce hüccetimi (onu isteyiş gerekçemi) duyurmak istiyordum.

 

Zeyd dedi ki: "Onu almak daha çok benim hakkımdır. Ben onun için yolculuk yaptım ve onu alıp getirdim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), çıkıp: "Sorununuz nedir?" diye sordu. Biraz önce söylediklerini tekrar ettiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aranızda hüküm vereceğim. Bu ve başka durumlarda hüküm vermek benim (görevim)dir" buyurdu. Ben (kendi kendime): "Sesimizi yükselttiğimiz için ayet nazil oldu (herhalde) dedim." Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Zeyd'e dedi ki: "Sen hem benim hem onların azatlısısın." Zeyd: "Ben razı oldum ey Allah'ın Resulü!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Cafere dedi ki: "Sen sima ve ahlak olarak bana benzersin. Sen benim yaratıldığım ağaçtansın." Cafer:

"Ben de razı oldum ey Allah'ın Resulü!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana ise: "Sen ey Ali! Benim (seçilmiş) dostum ve eminimsin" buyurunca ben de: "Razı oldum ey Allah'ın Resulü!" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra şöyle buyurdu: "Kızı, teyzesiyle beraber olması için Cafer'e veriyorum. Çünkü teyze, anne gibidir. " "(Verdiğin hükme) teslim olduk ey Allah'ın Resulü!" dedim.

 

*Derim ki: Ebu Davud, bu hadisi kısa metinle rivayet etti.

*Bezzar rivayet etti. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

14936- Hz. Ali, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Hiçbir peygamber yoktur ki Allah onlara yedi seçilmiş yoldaş ve vezir vermiş olmasın. Bana ise, on dört tane verildi: Hamza, Cafer, Ali, Hasan, Hüseyn, Ebu Bekr, Ömer, Abdullah b. Mes'ud, Ebu Zer, Mikdad, Huzeyfe, Ammar, Selman ve Bilal.''

 

*Derim ki: (Mizzl, bu hadisi) el-Etrafta, Tirmizi'nin versiyonlarından birine nisbet etti. Fakat ben, bu hadisi yanımdaki nüshasında bulamadım. Bunu Bezzar ve "Abdullah b. Mes'ud" ibaresiyle Ahmed rivayet etti. Taberani kısa metinle rivayet etti ve bazı tariklerinde Mus'ab b. Umeyr'in ismini de saydı. Ravilerden Kesır en-Nevva'yı, ibn Hibban güvenilir bulmuş, çoğunluk ise zayıf olduğunu söylemiştir. Diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

14937- Sehl b. Yusuf b. Sehl, babasından, o da dedesinden bildiriyor:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccından döndüğü zaman, minbere çıktı, Allah'a hamdü sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Ebu Bekr, bana hiçbir zaman kötü davranmalnıştır. Onun bu özelliğini biliniz. Ey insanlar! Ben, Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Sa'd, Abdurrahman b. Avf ve ilk Muhacirlerden razıyım. Bunu böyle biliniz. Ey insanlar! Ashabım, yakınlanm ve hanımlanma iyi davranınız. Allah, sizi bunlardan birine zulmetmeniz sebebiyle huzuruna çağırmasın. Ey insanlar! Dilinizi Müslümanlar hakkında konuşmaktan koruyunuz. Onlardan biri öldÜğÜnde, hakkında hayır söyleyin."

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden tanımadığım vardır.

 

 

 

14938- Abdullah b. Amr der ki: "Kureyş'ten şu üç kişi, Kureyş'in en güzel yüzlüsü, en güzel ahlaklısı ve en akıllısıdır. Eğer seninle konuşurlarsa, sana yalan söylemezler. Sen onlarla konuşursan, seni yalanlamazlar. (Onlar) Ebu Bekr es-Sıddik, Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ve Osman b. Affan'dır."

 

*Taberani rivayet etti. Senedi hasendir

 

 

 

14939- Ubade b. es-Samit anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile baş başa kaldığımda: "Hangi ashabın senin için daha sevgilidir? Bana bildir ki senin sevdiğini, diğer sevdiklerim gibi seveyim" deyince buyurdu ki: "Ey Ubade! Sana söylediğimi ben yaşadıkça kimseye söyleme."

 

Ben: "Olur" deyince: "Ebu Bekr, sonra Ömer, sonra Ali" dedikten sonra sustu. "Sonra kim?" deyince şu karşılığı verdi:

"Bunlardan sonra, Zübeyr, Talha, Sa'd, Ebu Ubeyde, Muaz, Ebu Talha, Ebu Eyyub ve sen ey Ubade. Sonra, Ubey b. Ka'b, Ebu'd-Derda İbn Mes'ud, İbn Avf, İbn Affan, sonra şu azatlı olanlar Selman, Suheyb, Bilal ve Huzeyfe'nin azatlısı Salim'dir. Bunlar benim seçkin kişilerimdir. Habeşli bir köle olsa bile, bütün ashabım benim için değerli ve sevgilidir." Ravi der ki: "Neden Hamza ve Cafer'i saymadı?" diye sorduğumda, Ubade dedi ki: "Ben sorduğumda, onlar ölmüşlerdi. Ben bunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) son zamanlarında sordum." Veya bu anlamda bir şey söyledi.

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden ishak b. ibrahım bunu Ebu Kılabe'den rivayet etmiştir. (Zehebl) onu Mizan'ında zikretmiş, ancak onun hakkında hiç kimsenin sözünü zikretmemiştir. Sadece faziletler konusunda batıl bir hadisinin olduğunu söylemiştir. Ne yönden batıl olduğunu bilmiyorum. Allah en doğrusunu bilir.

 

 

 

14940- Kays b. Ebi Hazım anlatıyor: Hz. Ali'ye, Abdullah b. Mes'üd hakkında sorulunca; "Kur'an'ı okudu, müteşabih ayetlerde durdu (yorum yapmadı.) Helali helal, haramı da haram kabul etti" dedi.

Ammar sorulduğunda ise şöyle dedi: "Unutkan bir mümindir. Hatırlatıldığında hatırlar. Başından topuklarına kadar imanla doludur."

 

Huzeyfe'den sorulduğunda ise şöyle dedi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı arasında, münafıkları en iyi bilendi. Onları Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sordu, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de ona münafıkları bildirdi."

 

"Bize Selman'dan bahset" dediklerinde ise; "Öncekilerin ve sonrakilerin ilmini bilen birisidir. İlmi, suyu bitmeyen deniz gibidir. Bizden, Ehl-i beyt'tendir" karşılığını verdi.

"Bize Ebu Zer'den bahset" dediklerinde, şöyle dedi: "İnsanların kaybettiği (kıymetini bilmediği) bir alem'dir."

 

"Bize kendinden bahset" dediklerinde ise; "Hangi özelliğimi soruyorsunuz?" İnsanlar sustu ğu zaman ben konuşmaya başlarım. Benden bir şey istendiğinde veririm ve iki çenem arası ilim doludur" dedi.

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden Ali b. Abbas zayıftır.

 

 

 

14941- Ebu'l-Esved ile Zadan el-Kindi birlikte bildiriyor: Bir gün Ali'nin yanındaydık. İnsanların keyfi yerindeydi. (Birisi "Ey Müminlerin emiri! Bize dostlarından bahset" deyince Hz. Ali dedi ki: "Hangi dostlarımdan?" "Resulullah'ın ashabından" denildi. "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bütün ashabı, benim dostumduL Hangisini soruyorsunuz?" deyince; "Abdullah b. Mes'ud'u soruyoruz" dediler. "Kur'an'ı okudu ve sünneti bildi. Bu yeter" dedi. Ravi der ki: "Vallahi ‘‘Bu yeter’‘ sözüyle ‘‘Kur'an'ı okudu sünneti bildi’‘ sözünü mü yoksa ‘‘Abdullah b. Mes'ud hakkında bu kadar bilgi yeter’‘ demeyi mi kasdetti anlamadık."

 

Kendisine Ebu Zer hakkında soruldu. Dedi ki: ''Çok şey isterdi.

Bazen istediği kendisine verilir, bazen de verilmez di. Dinine bağlı ve düşkündü. İlmi öğrenmeye karşı büyük isteği vardı. Bu isteğine karşılık, kendisi gırtlağına kadar ilimle dolduruldu."

 

"Bize Huzeyfe b. el-Yeman'dan bahset" dedik. Dedi ki: ''Münafıkların adını bilen birisiydi. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karmaşık olan şeyleri sordu ve onları öğrendi. Onun, çözümü zor olan konularda bilgi sahibi olduğunu görürsünüz."

"Bize Selman'dan bahset" denildi. Dedi ki: ''Size karşı Lokman elHekim gibi olan birisidir. O bizden olan, bize gelen ve Ehl-i beyt'ten olan birisidir. Evvelkilerin ve sonrakilerin ilmini bilen ve evvelkilerin ve sonrakilerin kitabını okuyan birisidir. Suyu eksilmeyen deniz gibidiLu

 

''Bize Ammar b. Yasir'den bahset" dediğimizde ise şöyle dedi: nO, iman etine, kanına, saçlarına ve bütün vücuduna işlemiş birisidir. Nereye giderse iman onunla gider. (Cehennem) ateş(i) ondan bir şey yiyemez."

uBize kendinden bahset" dediğimizde ise şöyle dedi: "Yavaş olun!

Allah, insanların kendini övmesini yasaklamıştır." Birisi ona: ''Fakat Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Rabbinin nimetlerini anlat." (Duha, 11) deyince; ''(Size) Rabbimin nimetlerini anlatacağım: Ben bir şey istediğimde bana verilirdi. Sustuğumda ise benden başlanırdı" dedi.

 

*Taberani iki kanalla rivayet etmiştir. En sağlam alanında Hibban b. Ali hakkında ihtilaf vardır. Diğer ravileri, Sahih'in ravileridir.

 

 

 

14942- Rib'ı b. Hiraş bildiriyor: İbn Abbas, Kureyş'in ileri gelenleri Muaviye'nin yanındayken, girmek için izin istedi. Said b. el-As, Muaviye'nin sağında oturuyordu. Muaviye, İbn Abbas'ın gelmekte olduğunu görünce: "Ey Said! Vallahi, İbn Abbas'a öyle şeyler soracağım ki, cevap vermekten aciz kalacak" dedi. Said, ona: "İbn Abbas gibisi, senin soruların karşısında aciz kalmaz" dedi.

İbn Abbas, girip oturduğunda Muaviye: "Ebu Bekr hakkında ne dersin?" diye sorunca İbn Abbas dedi ki: " Allah, Ebu Bekr'e rahmet etsin. Vallahi Kur'an'ı okuyan biriydi. Zulümden uz aktı. Kötülükleri terk eden biriydi. Çirkin işlerden alıkoyan biriydi. Dinini bilirdi. Allah'tan korkardı. Gece ibadet eden gündüz oruç tutan, dünyasından selamette olan (ona meyletmeyen) adaletle hükmetmeye çalışan, iyiliği emreden, bu yüzden karşılaşacağı zorluklara sabreden ve her durumda şükreden biriydi. Sabah akşam Allah'ı zikreden, nefsini ıslah edip ona hükmeden biriydi. Günahtan sakınmakta, kanaatte, zühd'de, iffette, iyilikte, kuşatıcılıkta, dünyaya rağbet etmemede ve ehliyette dostlarını geçmişti. Allah, onu kötüleyeni, kıyamet gününe kadar lanetiyle cezalandırsın. "

 

Muaviye: "Ömer b. el-Hattab hakkında ne dersin?" diye sorunca İbn Abbas dedi ki: " Allah, Ebu Hafs'a rahmet etsin. Vallahi İslam'ın muahidi, yetimlerin barınağı, imanın bulunduğu yer, zayıfların sığınağı, haniflerin kalesi, insanların korunağı ve halkın yardımcısıydı. Allah dinini hakim kılıncaya kadar Allah'a karşı sabırla görevini yerine getirdi. Ülkeler fethetti. Birçok, memlekette, tepelerde, düzlüklerde ve birçok yerde Allah'ın adı anıldı. Başına musibet geldiğinde sabreden, darlıkta ve bollukta şükreden, Allah'ı, her zaman zikreden biriydi: Allah, ona buğzedeni kıyamet gününe kadar lanetiyle cezalandırsın."

 

Muaviye: "Osman b. Affan hakkında ne dersin?" diye sorunca İbn Abbas dedi ki: "Ebu Ömer'e Allah rahmet etsin. Vallahi yardımcıların en cömerdi, iyilerin en iyisi, Kur'an okuyanların en sabırlısı, geceleri teheccüd kılan, Allah'ı andığında çok gözyaşı döken biriydi. Devamlı gece ve gündüz yapılması gereken (ibadetleri) düşünen, iyi olan her şeyi yapan, kendisini kurtaracak her amele koşan, helak edecek her amelden kaçan, Müslümanlar için sofralar kuran ve kuyular açan, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki kızıyla evlenmiş biriydi. Allah, ona söveni kıyamet gününe kadar pişmanlıkla cezalandırsın."

Muaviye dedi ki: "Ali b. Ebi Talib hakkında ne dersin?" İbn Abbas dedi ki: "Allah Ebu'l-Hasan'a rahmet etsin. Vallahi o, hidayet önderi, takva mağarası, korunmak isteyenlerin korunağı, akıl dağı, gece karanlığının ışığıydı. İnsanları Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine davet eden, önceki kitaplarda yazılanları bilen, müteşabih ve muhkem ayetlerin te'vili konusunda söz sahibi, hidayet üzere kalmanın bütün yollarına dört elle sarılan, zulüm ve eziyet etmekten kaçınan, insanı helak eden yollardan uzak duran, iman edip sakınanların en hayırlısıydı. (Hak için) koşanların ve yürüyenlerin efendisi, hac edip sa'y edenlerin en faziletlisi, adalet ile hükmedenlerin ve herkese eşit davrananların en müsamahakarı, peygamberler ve iki kıble sahibi olan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışındaki dünya ehlinin en güzel konuşanı idi. Hiçbir muvahhid onunla mukayese edilebilir mi? Kadınların en hayırlısıyla evlendi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki torununun babası. Gözüm onun gibisini görmedi ve kıyamet gününe ve buluşma gününe kadar da görmez .. Allah'ın laneti kıyamet gününe kadar onu lanetleyenin üzerine olsun."

Muaviye: "Talha ve Zübeyr hakkında ne dersin?" diye sorunca İbn Abbas şöyle dedi: "Allah onlara rahmet etsin. Vallahi onlar, afif (kötü işlerden uzak), iyi, Müslüman, temiz ve temizlenmiş kişilerdi. Onlar şehit olan iki alimdi. Bir yanlış yaptılar (Ali'ye karşı çıktılar) Allah, daha önce kazandıkları zaferler, Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan beraberlikleri ve güzel amelleri dolayısıyla onların günahını affedecektir ."

 

Muaviye: "Abbas hakkında ne dersin?" diye sordu. İbn Abbas: "Allah Ebu'l-Fadl'a rahmet etsin. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) amcası, gözümün nuru, Allah'ın seçkin dostu, kavimlerin (insanların) barınağı, amcaların seyyidi, meseleleri basiretle tahlil eder, sonuçlarına bakardı. Onu öyle bir ilim süslemiştir ki, onun faziletleri anıldığı zaman, başka fazilet sahipleri onun yanında bir hiç gibiydi. Onun aşiretinin üstünlüğü yanında akrabalıklar uzak kalır. Niye böyle olmasın? Onu yetiştiren kişi doğup emekleyen, yeryüzünde yürüyen ve bineğe binenlerin en saygın kişisi Abdulmuttalib değil miydi?"

Muaviye dedi ki: "Kureyş'e, neden Kureyş adı verildi?" diye sorunca İbn Abbas şu karşılığı verdi: "Denizde olup, deniz canlılarının en tehlikelisi olan bir hayvan yüzünden. Deniz canlılarının hangisiyle çarpışıp yenerse onu mutlaka yer. Kureyş'e bu isim, Arapların en büyük işlerini yaptığı için verildi." Muaviye: "Bu konuda bildiğin bir şiir var mı?" deyince şu şiiri okudu:

 

Denizde yaşayan Kureyş'in kendisidir

Bu nedenle Kureyş 'e Kureyş adı verildi

Zayıfı besiliyi yer

İki kanatlının bir tüyünü bile bırakmaz

 

Kitapta Kureyş kabilesinden böyle bahsedilir

Ülkeleri yerken yılanın çıkardığı gibi ses çıkarır

Ahir zamanda kendilerine bir nebi gelecek

Ölüleri ve yaralıları arttıracak

O peygamberin süvarileri ve piyadeleri yeryüzünü dolduracak

Onlar bineklerini çok hızlı sürerler.

 

 

 

14943- Mesrük der ki: "Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabını araştırdım, en alimlerinin şu altı kişi olduğunu gördüm: Ömer, Ali, Abdullah b. Mes'üd, Muaz, Ebu'd-Derda ve Zeyd b. Sabit. Sonra bu altı kişiyi inceledim, en alimlerinin, Ali ve Abdullah b. Mes'üd olduğunu gördüm."

 

*Taberani rivayet etti. Güvenilir bir ravi olan Kasım b. Main dışındaki ravileri Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

14944- Said b. Abdilazız der ki: "Muaz b. Cebel'den sonraki alimler Abdullah b. Mes'üd, Ebu'd-Derda, Selman ve Abdullah b. Selam'dı. Bunlardan sonra gelen alim ise Zeyd b. Sabit b. Zeyd b. Sabit'ten sonra ise, İbn Ömer ve İbn Abbas gelirdi."

 

*Taberani rivayet etti. Ravileri Sahıh'in ravileridir.

Derim ki: içlerinde, Ebu Bekr, Ömer ve başkalarının da bulunduğu sahabeden bazılarının faziletleriyle ilgili hadisler, Ömer'in menkibelerinden önce, Ebu Bekr'in menkibelerinden sonra geçmişti.

 

 

 

14945- Hişam b. Urve bildiriyor: Hz. Aişe: "Ebu Said ve Enes'in, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadisleri hakkındaki bilgisi ne kadar olabilir ki? Onlar Resulullah zamanında iki küçük çocuktu" dedi.

 

*Taberani rivayet etti. Ancak Hişam, Aişe'ye yetişemedi. Ravileri Sahıh'in ravileridir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Bedir ve Hudeybiye Ehlinin Fazileti