MECMAU ZEVAİD |
MENKIBELER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Başına Gelenler ve
Vefatı
14536- Abdullah b.
Havale bildiriyor: Sedir ağacının gölgesinde otururken, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim. Yanında bir katib dediğini yazıyordu.
"Ey İbn HaVlile! Seni de yazayım mı?" diye sordu. "Allah'ın ve
Resulü'nün benim için neyi tercih ettiğini bilmiyorum" dedim. Bunun
üzerine benden yüz çevirdi. -(ravi) İsmail rivayetinde: Dönüp yazdırmaya devam
etti- Sonra: "Seni de yazalım mı ey İbn Havale'nin oğlu?" diye sordu
.. "Allah'ın ve Resulü'nün benim için neyi tercih ettiğini
bilmiyorum" dedim. Bunun üzerine benden yüz çevirdi. - (ravi) İsmai'1
rivayetinde: Dönüp yazdırmaya devam etti-
Baktım yazıda Ömer'in de
ismi var. Ömer'in hayırdan başka bir şeyde adını yazdırmadığını düşündüm.
Sonra: "Seni de yazalım mı ey İbn HaVlile?" diye sorduğunda:
"Evet" dedim. "Ey İbn HavCile! İneklerin boynuzu gibi yeryüzünün
her yerinden çıkan fitnelerde nasıl yaparsın?" diye sordu. "Allah'ın
ve Resulü'nün benim için neyi tercih ettiğini bilmiyorum" dedim.
"Tıpkı birincisi
gibi yeryüzünün her tarafında çıkacak olan ve tavşanın sıçraması gibi (bir
yerden bir yere sıçrayacak) olan başka fitnede ne yaparsın?" diye sordu.
"Allah'ın ve Resurünün benim için neyi tercih ettiğini bilmiyorum"
dedim. O anda sırtını dönmüş birisini göstererek: "Buna tabi olunuz"
buyurdu. Hızlı bir şekilde çıkıp adama yetişerek omuzundan tuttum. Adam,
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünü dönünce ben; "Buna
mı?" diye sorduğumda "Evet" dedi. O adam, Osman b. Affan'dı.
*Ahmed ve Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilirdir.
14537- Cubeyr b. Nufeyr
anlatıyor: Hz. Osman'ın öldürülmesinden sonra Muaviye'nin ordugahındaydık.
Murra b. Ka'b el-Behzı, kalktı ve dedi ki: "Vallahi ben, eğer
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duyduğum şeyolmasaydı burada
bulunmazdım. Muaviye, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anıldığmı
duyunca insanları oturttu ve dedi ki:
Biz Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında otururken, Osman b. Affan üzerinde yünlü
bir elbiseyle yaya olarak uğradı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Ayağımın altından bir fitne çıkacaktır. O gün bu ve buna
tabi olanlar doğru yolda olanlardır." Kalkıp Osman'ın omuzlarından tuttum
ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) göstererek "Bu mu?"
diye sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Evet budur. O gün
kim ona tabi olursa doğru yoldadır" buyurdu.
Abdullah b. Havale el-Ensarl,
minberin yanından ayağa kalkarak: "Bunu yapan sen misin?" diye
sorunca Muaviye: "Evet" dedi. Bunun üzerine: "Vallahi ben o
mecliste bulunuyordum. Eğer halkın içinde beni tasdik edecek birisinin olduğunu
bilseydim bunu ilk söyleyen ben olurdum" dedi.
*Derim ki: Murre'nin hadisini Tirmizı rivayet etmiştir.
Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilirdir.
14538- Abdullah b. Ömer
dedi ki: "Ebu Bekr es-Sıddik, onu adı gibi dürüst buldunuz. Ömer demirden
bir boynuz gibiydi (Ona gücünüz yetmedi.) Osman'ın adını karaladınız. Mazlum
olarak öldürüldü ve sonuçta ona iki kat sevap verildi."
*Taberani iki isnadla rivayet etmiştir. Birisinin ravileri,
Ukbe b. Evs dışında, Sahıh'in ravileridir. O da güvenilirdir.
14539- Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Hafsa oturuyordu, Aişe de Resulullah'la
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber yanındaydı. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Ashabımdan birisinin yanımda olmasını ve
onunla konuşmayı isterdim." Aişe: "Seninle konuşması için Ebu Bekr'e
haber vereyim mi?" deyince; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
"Hayır" dedi.
Hafsa dedi ki:
"Seninle konuşması için Ömer'e haber vereyim mi?"
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yine: "Hayır, fakat Osman'a haber göndereceğim"
buyurdu.
Osman gelip girdi. Hafsa
ve Aişe kalktılar ve (kendileriyle Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
arasındaki) perdeyi indirdiler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Osman'a buyurdu ki: "Sen öldürülerek şehid edileceksin. Sabret, Allah sana
sabır versin. Allah'ın sana, on iki yıl altı ay giydirdiği gömleği Allah'ın
senden razı olacağı bir şekilde ona kavuşana kadar çıkarma." Osman ekledi:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana dua etti ve ‘‘Allahım! Ona
sabır ver’‘ buyurdu."
Osman çıktı.
Uzaklaşınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah sana sabır
versin. Oruçluyken şehid edilip öleceksin ve benimle iftar edeceksin"
buyurdu.
14540- Abdurrahman b.
Ebi Bekr, Hz. Aişe'den yukarıdaki hadisin aynısını nakleder.
*Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Lafızlar da onundur. Ebu
Ya'la'nın senedinde ibrah'im b. Ömer b. Osman el-Osmani zayıftır.
14541- Ebu Abdillah
el-Cesrl anlatıyor: Hz. Aişe'nin yanına girdim. Yanında, Hz. Ömer'in kızı Hafsa
vardı. Bana dedi ki: "Bu, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hanımı Hafsa'dır." Sonra ona dönerek şöyle dedi:
Allah'ın adını vererek
senden şunu istiyorum. Eğer söyleyeceğim yalansa beni tasdik etme. Söyleyeceğim
doğruysa da beni yalanlama. Biliyorsun ki ben ve sen Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanındayken bayıldı. Sana: "Sence öldü mü?" diye
sorduğumda sen: "Bilmiyorum" dedin. Sonra kendine geldi ve dedi ki:
"Ona kapıyı açın." Sonra bir daha bayıldı. Sana dedim ki: "Sence
öldü mü?" Sen: "Bilmiyorum" dedin. Sonra kendine geldi ve dedi
ki: "Ona kapıyı açın." Sana dedim ki: "(Gelen) babam ve baban
mı?" Sen: "Bilmiyorum" dedin. Gelene kapıyı açtık, Osman b.
Affan'dı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu görünce:
"Yaklaş!"
dedi. Ona eğildi ve senin de, benim de bilmediğimiz bir şey fısıldadı. Sonra
başını kaldırdı ve: "Sana dediğimi anladın mı?" diye sorunca Osman:
"Evet" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bir daha):
"Yaklaş!"
dedi. Bir daha aynı şekilde ona eğildi ve senin de, benim de anlayamadığımız
bir şey fısıldadı. Sonra başını kaldırdı ve: "Sana dediğimi anladın
mı?" diye sordu. Osman "Evet" dedi. Yine: "Yaklaş!"
dedi. Bu sefer kendisine daha çok eğilerek, bir şeyler fısıldadı ve başını
kaldırdı. Yine: "Sana dediğimi anladın mı?" dedi. Osman: "Evet!
Kulaklarım duydu, kalbim anladı" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Ona: "Çık!" dedi.
Hafsa dedi ki:
"Evet Vallahi doğru söyledin."
*Derim ki: Başka bir anlatımla Aişe'nin bir hadisi ibn
Mace'de yer almıştır. Tümünü de Ahmed rivayet etmiştir. Taberani ise şu
ifadelerle rivayette bulundu:
Dedi ki: (Resulullah
Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa: "Allah sana bir gömlek giydirebilir.
Münafıklar o gömleği
çıkarmanı isterlerse çıkarma." Nu'man b. Beşır, (Aişe'ye): "Ey
müminlerin annesi! Bu hadisi niye daha önce söylemedin?" diye sorunca
Aişe:
"Kabe'nin Rabbine
yemin olsun ki, adam öldürülene kadar unuttum" karşılığını verdi.
14542- Taberani deki bir
rivayette şöyle geçmektedir: "Beni hayrete düşüren, Osman'ın diz çöküp:
‘‘Haksız yere ve düşmanlıklarından dolayı mı, ey Allah'ın Resulü?’‘ demesidir.
Bunun üzerine öldürüleceğini haber verdiğini tahmin ettim.''
*Taberani'nin iki isnadından biri hasendir.
14543- Muhammed b. Sirin
naklediyor: Küfe'de bir adam, Hz. Osman'ın şehit olarak öldürüldüğünü söyledi.
Zaptiyeler adamı alıp Hz. Ali'ye götürdüler ve dediler ki: "Eğer kimseyi
öldürmememizi emretmemiş olsaydın onu öldürürdük. Osman'ın şehid olarak
öldürüldüğünü iddia ediyor." Adam Ali'ye dedi ki: "Sende şehid
olduğuna inanıyor musun?" Ali şu karşılığı verdi:
Hatırlar mısın?
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittim, ondan (bir şey) istedim.
Bana istediğimi verdi. Ebu Bekr'e gittim, ondan (bir şey) istedim (o da bana
istediğimi) verdi. Sonra Ömer'e gittim. Ondan (bir şey) istedim (o da bana
istediğimi) verdi. Sonra Osman b. AHan'a gittim. Ondan da (bir şey) istedim (o
da bana istediğimi) verdi. Sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gittim ve dedim ki: ''Ey Allah'ın Resulü! Bana (rızkımda) bereket vermesi için
Allah'a dua et." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
"Allah sana nasıl bereket vermesin, sana bir peygamber, bir Sıddik iki de
şehid istediklerini verdiler. Allah sana nasıl bereket vermesin, sana bir
peygamber, bir Sıddik iki de şehid istediklerini verdiler. Allah sana nasıl
bereket vermesin, sana bir peygamber, bir Sıddik, iki de şehid istediklerini
verdiler. "
*Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ravileri Sahıh'in ravileridir.
14544, Hz. Ömer'in
azatlısı Eslem anlatıyor: Osman'ı, muhasaraya alındığı gün cenazelerin
namazının kılındığı yerde gördüm. (Evinin etrafı o kadar kalabalıktı ki) taş
atsan yere düşmezdi. Osman, Cibril makamı denilen delikten (pencereden)
göründü.
"Ey insanlar! Talha
içinizde mi?" diye sordu. Oradakiler sustular. Bir daha: "Ey
insanlar! Talha içinizde mi?" diye sordu. Oradakiler yine sustular. Sonra
bir daha: "Ey insanlar! Talha içinizde mi?" dedi. Talha b. Ubeydillah
kalktı. Osman ona dedi ki: "Seni burada görüyorum. Beni üçüncü
seslenişimde duyacak ve cevap vermeyecek insanların içinde olacağını sanmazdım.
Allah'ın adını vererek sana soruyorum ey Talha! Hatırlıyor musun? Falan yerde
sen ve ben Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraberdik. Onunla,
ashabından başka da kimse yoktu. Sadece sen ve ben vardık." Talha:
"Evet" dedi. Osman devam etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) sana: ‘‘Ey Talha! Hiçbir peygamber yoktur ki, ümmetinden onunla
cennette birlikte olacağı arkadaşı olmasın. Bu da Osman'dır.’‘ Yani ‘‘O,
Cennette yoldaşımdır’‘ buyurdu." Talha: "Vallahi, doğru
söylüyordun" dedi ve orayı terk etti.
*Derim ki: Nesai kopuk isnadla bir bölümünü irad etmiştir.
Abdullah (b. Ahmed b.
Hanbel), Ebu Ya'la, el-Müsnedu'l-Kebır'inde ve Bezzar rivayet etmiştir.
Abdullah ve Bezzar'ın senedindeki Ebu Ubade ez-Zuraki metruktur. Ebu Ya'la onu
isnadından çıkarmıştır. Allah, en doğrusunu bilir.
14545- Abdullah b. Ebi
Rah annesinden naklediyor: Sa'be binti'l-Hadrami'nin çıkıp, oğlu Talha b. Ubeydillah'a
şöyle dediğini duyduk: "Osman'ın muhasarası şiddetlendi. Gidip onlarla
konuş, muhasarayı biraz hafifletmelerini sağla."
Talha o anda başının
yarısını yıkıyordu. Annesinin isteğine cevap vermedi. Annesi elini gömleğinin
kolundan sokup göğsünü çıkardı ve: "Senden, karnımda taşımam ve verdiğim
süt hakkı için bunu yapmanı istiyorum" dedi. Yıkamakta olduğu saçlarını
ıslak bir halde bağlayıp kalktı ve evinin önünde oturan Hz. Ali'nin yanına
gitti. Talha, yanında annesi ve Abdullah b. Ebi Rafi'nin annesi olduğu halde
Ali'ye: "Osman'ın kuşatması çok şiddetlendi, bunu biraz gevşetsen"
dedi. Ali: "Vallahi bu işte senin hoş görmediğin şeyi (muhasarayı) ben de
sevmiyorum" karşılığını verdi.
*Taberani rivayet etmiştir. Ravilerden tanımadıklarım vardır.
14546- Abdullah b.
Ma'kıl'in bildirdiğine göre Abdullah b. Selam, Osman meselesinde insanlar
ayaklandıklarında şu konuşmayı yaptı: "Ey insanlar! Bu ihtiyarı
öldürmeyiniz, kınayınız. Hangi ümmet peygamberini öldürdüyse, içlerinden yetmiş
bin kişinin kanı akmadıkça işleri düzelmez (aralarında barış gerçekleşmez).
Hangi ümmet halifesini öldürdüyse, içlerinden kırk bin kişinin kanı akmadıkça
işleri düzelmez."
Ancak onu dinlemediler
ve Osman'ı öldürdüler. O da oturup Ali'yi bekledi. Hz. Ali gelince ona:
"Nereye gitmek istiyorsun?" diye sordu. Ali: "Irak'a gitmek
istiyorum" diye karşılık verince: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) minberi senin emanetindeyken Irak'a gitme!" dedi. Ali'nin
adamlarından bazıları üzerine yürüyüp ona saldırdı. Ali: "Onu bırakın. O
Ehl-i beyt'tendir" diye müdahale etti.
Hz. Ali öldürüldüğü
zaman Abdullah, İbn Ma'kil'e şöyle dedi: "Bu, kırk bin kişinin başıdır.
Bunun sonunda barış olacaktır. Hangi ümmet peygamberini öldürürse, içlerinden
yetmiş bin kişi öldürülür. Hangi ümmet halifesini öldürürse, içlerinden kırk
bin kişi öldürülür."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri Sahıh'in ravileridir.
14547- Abdulmelik b.
Umeyr anlatıyor: Muhammed b. Yusuf b. Abdillah b. Selam, (Zalim lakaplı) Haccac
b. Yusuf'un yanına girmek için izin istedi, izin verilince de girip selam
verdi. Divanda oturan iki kişiye kendisine yer açmalarını istedi. Ona yer
açtılar ve oturdu. Haccac ona dedi ki: "Babanın adını vererek soruyorum.
Baban Abdulmelik b. Mervan'ın, deden Abdullah b. Selam'dan naklettiği hadisi
biliyor musun?" Muhammed: "Allah sana rahmet etsin, hangi hadisi
soruyorsun. Bende kırbalar dolusu (çok) hadis var" diye karşılık verdi.
Haccac "Mısırlıların Osman'ı muhasaraya aldıkları hadis" deyince de,
Muhammed şu karşılığı verdi:
O hadisi biliyorum.
Osman, kuşatma halindeyken Abdullah b. Selam geldi. Ona yol verdiler ve
Osman'ın yanına girdi ve: "Allah'ın selamı üzerine olsun, ey müminlerin
emiri!" dedi. Osman selama cevap verip:
"Seni buraya
getiren sebep nedir?" diye sordu. Dedi ki: "Şehid olana kadar veya
Allah sana bir çıkış yolu gösterene kadar yanında seni desteklemeye geldim. Bu
insanların muhakkak surette seni öldüreceğini zannediyorum. Eğer seni
öldürürlerse, bu senin için hayır onlar içinse şerdir." Osman dedi ki:
"Senin üzerinde olan hakkım adına senden şunu istiyorum. Onların yanına
çık (ve onlarla konuş.) Belki seninle Allah bir hayrı getirip bir şerri
defeder."
İbn Selam, Osman'ın
sözünü dinleyip insanların yanına çıktı. İnsanlar onu görünce kendisinden iyi haberler
alacaklarını zannederek etrafında toplandılar. O, insanlara hitab etmek için
kalktı. Allah'a hamdü sena ettikten sonra şöyle dedi: "Şunu bilin ki
Allah, Muhammed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müjdeci ve uyarıcı olarak
göndermiştir. Kendisine itaat edenleri cennetle müjdeler. İsyan edenleri de
cehennemle korkutur. Müşrikler istemeseler de dinini bütün dinlerden üstün
kılmak için, kendisine tabi olanı gönderen O'dur. O müşrikleri seçti (ve
İslam'ı onlara anlatmasını istedi) Sonra miskinleri seçti. Sonra ona Medine'yi
seçti. Orayı hicret ve iman yurdu yaptı. Vallahi, Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiği günden bu güne kadar melekler Medine'yi
kuşatmışlardır. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiği
günden bu güne kadar Allah'ın kılıcı size kapalıdır."
Sonra şöyle devam etti:
"Allah, Muhammed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hak dinle göndermiştir.
Kim hidayete ererse bu, Allah'ın yardımıyladır. Dalalete düşen de kendisine
İslam açıklandıktan ve deliller sunulduktan sonra düşmüştür. Geçmişte hiçbir
peygamber öldürülmedi ki, onun sebebiyle yetmiş bin savaşçı öldürülmesin.
Ayrıca hiçbir halife öldürülmüş olmasın ki, onun sebebiyle otuz beş bin savaşçı
öldürülmesin. Bu ihtiyarı öldürmekte acele etmeyin. Vallahi sizden kim onu
öldürürse kıyamet günü Allah'ın huzuruna eli felç olmuş (kesilmiş) olarak
çıkar. Şunu bilin ki; bir babanın oğlu üzerindeki hakkı kadar bu ihtiyarın da
sizin üzerinizde hakkı vardır."
Ancak ona: "Yalan
söylüyorsun ey Yahudi!" dediler. O da şu karşılığı verdi: "Vallahi
siz yalan söylüyorsunuz. Siz günah işliyorsunuz. Ben Yahudi değilim,
Müslümanlardan biriyim. Allah, Resulü ve müminler bunu biliyor. Zira Allah,
Kur'an'da şöyle buyuruyor: "De ki: ‘‘Benimle sizin aranızda şahit olarak
Allah ve kitabı bilenler yeter." (Ra'd, 43) Diğer bir ayette de şöyle
buyurur: "De ki: "Eğer bu Kitab Allah katından ise ve siz de onu
inkar etmişseniz; ısrailoğullarından bir şahit de bunun böyle olduğuna şehadet
edip de inanmışken, siz yine de büyüklük taslarsınız, bana söyleyin kendinize
yazık etmiş olmaz mısınız?" (Ahkaf, 10)
Sonra kalkıp Osman'ın
yanına girdiler ve halan boğazlar gibi onu boğazladılar.
Şuayb dedi ki:
Abdulmelik b. Umeyr'e "Halan nedir?" diye sorunca: " Ana
rahminden çıkarılan doğum zamanı gelmemiş oğlaktır" dedi.
Ravi anlatıyor: Hz.
Osman, Kesir b. es-Salt'a: "Ey Kesir! Vallahi ben yarın
öldürüleceğim" dedi. Kesir ise: "Hayır! Allah senin şanını
yükseltecektir ve düşmanını rezil edecektir ey müminlerin emiri!"
karşılığını verdi. Osman sözünü üç defa tekrarla dı. Kesir de ona aynı cevabı
verdi.
Osman dedi ki:
"Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüyamda gördüm.
Yanında Ebu Bekr ve Ömer
vardı. Bana dedi ki: ‘‘Ey Osman! Sen yarın yanımızda olacaksın. Sen yarın
öldürüleceksin.’‘ Vallahi ben öldürüleceğim."
Öldürüldükten sonra,
Abdullah b. Selam insanlar dağılmadan yanlarına çıktı ve dedi ki: " Ey
Mısır halkı! Ey Osman'ın katilleri! Emiru'l-müminini öldürdünüz. Artık ahid
bozulmuştur, kan akmıştır, mallar taksim edilmiştir Allah size su
vermesin!"
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilirdir.
14548- Abdullah b.
Mes'ud der ki: "Karşılığında Uhud dağı kadar altınım olsa bile, ona isabet
etmeyeceğini zannettiğim bir okla dahi Osman'ı öldürmek maksadıyla vurmak
istemem."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravilerden imran b. Umeyr'i
tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir.
14549- Ebu Bekre der ki:
"Gökyüzünden düşüp parçalanmayı, Osman'ın öldürülmesine ortak olmaya
tercih ederim."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri Sahih'in ravileridir.
14550- Hasan(-ı Basri)
anlatıyor: Hz. Osman'a buluğ çağında yetiştim. Halka hitap ederken onu duydum
ve şöyle dediğine şahit oldum: "Benden neyin intikamını alıyorsunuz?"
Hasan dedi ki: Osman her
gün birçok malı halka paylaştırır ve: "Ey insanlar! Gelip size verilenleri
alınız" derdi. İnsanlar gelip kendileri için hazırlanmış birçok malı
alırlardı. Sonradenirdi ki: "Ey insanlar! Gelip size verilen giyecekleri
alınız." Elbiseler getirilir ve aralarında paylaştırılırdı.
Hasan dedi ki: "Düşman
yok edilmiş, insanlara yardım dağıtılıyor, insanların birbiriyle arası iyi,
hayır (mal) çoğalmıştı, yeryüzünde müminden korkacak mümin yoktu. Kişi, yaşayan
birini gördüğünde onu kardeşi, dostu ve yardımcısı bilirdi. Fitne, ancak
kardeşine kılıç çekmek olarak kabul edilirdi."
*Taberani rivayet etti. Senedi hasendir.
14551- Hasan(-ı Basri),
Hz. Osman'ın korumasının, kendisine şöyle anlattığını nakleder: Osman'ın yanına
Ensar'dan bir adam girdi. Osman ona dedi ki: "Geri dön yeğenim, sen benim
katilim değilsin." Adam: " Bunu nasıl anladın?" diye sorunca
Osman dedi ki: "Doğduğunun yedinci günü Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) getirildin, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), damağına bir şey
sürdü ve sana hayırla dua etti." Sonra yanına başka bir adam girdi.
"Geri dön yeğenim, sen benim katilim değilsin." Adam: " Bunu
nasıl anladın?" diye sorunca Osman dedi ki: "Doğduğunun yedinci günü
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirildin, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), damağına bir şey sürdü ve sana hayırla dua etti."
Sonra yanına Muhammed b.
Ebi Bekr girdi. Osman: "Katilim sensin" dedi. O: "Nereden
biliyorsun, ihtiyar ahmak!?" dedi. Osman: "Doğduğunun yedinci günü
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), damağına bir şey sürmesi ve sana
dua etmesi için getirildin, getirildin ancak sen Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) üzerine pisledin." Muhammed b. Ebi Bekr, Osman'ın
göğsünün üzerine çıkarak sakalını tuttu. Bunun üzerine Osman: "Senin bu
yaptığınla babam üzecek bir şey yapıyorsun" dedi. (Hz. Ebu Bekir'in oğlu
olan) Muhammed, elinde bulunan ince uzun bir oku Osman'ın boğazına sapladı.
*Taberani rivayet etmiştir. Ravilerden Osman'ın korumasının
adı verilmemiştir.
Diğer ravileri
güvenilirdir.
14552- Ebu Seleme b.
Abdirrahmander ki: Osman'ın elini kesen kişi, o anda dedi ki: "Bu eL,
mafsaldan kesilen ilk eldir."
*Taberani rivayet etmiştir. isnadı hasendir.
14553- Yezid b. Ebi
Habib bildiriyor: "Osman'ı öldürmek için yola çıkan bütün süvariler
cinayette ortaktır."
*Taberani rivayet etmiştir. Senedi hasendir.
14554- Muhammed b. Sirin
der ki: Hz. Osman'ı kuşattıkları zaman, Osman'ın karısı: "Onu öldürmek mi
istiyorsunuz? Onu öldürseniz de bıraksanız da o, gecesini Kur'an'ın tümünü bir rekatta
okuyarak ihya ederdi" dedi.
*Taberani rivayet etmiştir. Senedi hasendir.
14555- Şa'bi anlatıyor:
Mesruk, Eşter'le karşılaştığında, ona dedi ki: "Osman'ı öldürdünüz
mü?" Eşter: "Evet" karşılığını verince Mesruk: "Vallahi onu
oruçluyken ve ibadet ederken öldürdünüz" dedi. Eşter gidip Ammar'a bunu
söyledi. Ammar, Mesruk'a gidip dedi ki: "Ammar dövülüyor, Ebu Zer sürgün
ediliyor, (Osman) akrabalarını gözetiyar, sen buna rağmen onu oruçluyken ve
ibadet ederken öldürdünüz diyorsun." Mesruk ona: "Vallahi siz şu iki
şeyden birini yapmadınız. Size yapılana aynıyla karşılık vermediniz.
Sabretmediniz. Halbuki sabredenler için sabretmek daha hayırlıdır"
karşılığını verdi. Mesruk bu sözüyle sanki Ammar'ın ağzını taşla tıkamış
gibiydi.
Şa'bi ekledi:
"Hemedanh bir (başka) kadın, Mesruk gibisini doğurmamıştır. "
*Taberani rivayet etmiştir. Ravilerden Hasan b. Ebi Cafer
el-Caferi dikkatsizliği yüzünden zayıftır.
14556- Ebu'd-Derda der
ki: "Osman'dan sonra Medine eskisi gibi olmaz. Muaviye'den sonra da artık
daha fazla refah ve bolluk olamaz."
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Allah, bana Ebu'd-Derda'nın Müslüman
olacağını vaad etti ve Ebu'd-Derda Müslüman oldu."
*Taberani rivayet etmiştir. Senedi hasendir.
14557- Adiy b. Hatim der
ki: Osman öldürüldüğü zaman bir adam şöyle dedi: "Onun zamanında iken iki
keçi bile toslaşmazdı!" Ben de:
"Evet" dedim.
Bu söz üzerine birçok göz yaşardı.
*Taberani rivayet etmiştir. Senedi hasendir.
14558- Enes b. Malik anlatıyor:
Hz. Osman öldürüldüğünde falan kabilenin çöplüğünde üç gün atılı kaldı.
İçlerinde Dedem Malik b. Ebi Amir, Huvaytib b. Abdiluzza, Hakim b. Hizam,
Abdullah b. ez-Zübeyr ve Aişe binti Osman'ın bulunduğu on iki kişi yanına
gittiler. Yanlarında bir koku kabında bir lamba vardı. Onu bir (ahşap) kapının
üzerine yerleştirip Baki mezarlığına taşıdılar. Taşırken başı kapıya
çarpıp" tak! tak" diye ses çıkarıyordu. Namazını kimin kıldıracağı
konusunda ihtilafa düştüler. Namazını Hakim b. Hizam veya Huvaytib b. Abdiluzza
kıl dır dı. -Kimin kıldırdığı konusunda (ravi) Abdurrahman şüpheye düştü- Onu
defnetmek istediklerinde, Beni Mazin'den birisi dedi ki: "Eğer onu
Müslümanların arasına defnederseniz, yarın insanlara bunu söylerim. Bunun
üzerine onu Haşşu Kevkeb denilen yere gömdüler. Onu kabre koyduklarında Aişe
binti Osman feryad etmeye başladı. İbnu'z-Zübeyr ona dedi ki: "Sus!
Vallahi eğer bir daha bağırırsan kafanı kırarım." Onu defnettikten sonra
da: "Şimdi istediğin kadar bağır" dedi.
Enes b. Malik dedi ki:
"Osman daha önce Haşşu Kevkeb denilen yerin yanından geçerken şöyle
dermiş: "Burada, salih bir adam defnedilecektir. "
*Taberani rivayet etti ve dedi ki: "Haşş, bostanın
içinde bir yerdir." Ravileri güvenilirdir.
14559- Osman'ın
öldürülmesine şahit olanlardan Sehm b. Hubeyş anlatıyor: Akşam olduğunda dedim
ki: "Eğer dostunuzu sabaha kadar orada bırakırsanız, cesedine eziyet
ederler." Bunun üzerine gece karanlığından istifade ederek onu (Baki)
Garkad mezarlığına götürdük. Onu taşırken, arkamızdan karartıların geldiğini
farkettik. Onlardan o kadar korktuk ki neredeyse onu bırakıp dağılacaktık. (O
sırada) bir ses şöyle dedi: "Korkmayın, yerinizde kalın. Biz de sizinle bu
işte bulunmaya geldik.''
İbn Hubeyş şöyle derdi:
"Vallahi onlar meleklerdi.''
*Taberani rivayet etti. Ravilerden Abdulvehhab b. ed-Dahhak
metraktur.
14560- Fulfule el-Cu'H,
Hz. Hasan b. Ali'nin şöyle dediğini nakleder: "Rüyamda Resulullah'ı
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördüm. Arş'a tutunmuştu. Ebu Bekr, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) elbisesinin kemerinden tutmuş, Ömer de Ebu
Bekr'in elbisesinin kemerinden tutmuştu. Osman da Ömer'in elbisesinin
kemerinden tutuyordu. Kan da gökyüzünden yere doğru akıyordu."
Hasan, yanında Şiilerden
bir grup varken bu olayı anlattı. Dediler ki: "Ali'yi nasıl gördün?"
Hasan dedi ki: "Hiç kimse Ali'nin Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) elbisesinin kemerinden tutmasını benim kadar isteyemez. Fakat bu
gördüğüm bir rüyadır."
Ebu Mes'ud dedi ki:
"Siz, Hasan b. Ali'nin gördüğü bir rüyayı konuşuyorsunuz. İnsanların
(açlık ve yorgunluktan) bitkin hale düştüğü bir gazvede Resulullah'la
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraberdik. Müslümanların yüzünden moralsizlik,
münafıkların yüzünden ise sevinç açıkça okunuyordu. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu durumu görünce buyurdu ki: "Vallahi güneş batmadan
Allah size rızık gönderecektir." Osman, Allah'ın ve Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) doğru söyleyeceğini biliyordu. Osman, üzerindeki
yiyeceklerle birlikte on dört deve satın alıp dokuzunu Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) gönderdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Bu
nedir?" diye sorunca:
"Osman bunu sana
hediye etti" dediler. (Osman'ın bu hediyesi yüzünden) Müslümanların
sevinci yüzünden okunuyordu. Münafıkların yüzünden de üzüntü okunuyordu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) koltuk alhndaki beyazlık gözükecek
şekilde koliarını kaldırıp ne daha önce, ne de sonra hiç kimseye etmediği
şekilde şöyle dua ettiğini gördüm: "Allahım! Osman'a rızıklar ihsan et ve
ona karşı cömert ol."
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu'l-kebır'inde ise
kısp metinle rivayet etti.
Senedi hasendir.
14561- Hasan(-ı Basri)
bildiriyor: "Ey insanlar! Dün rüyamda acayip bir şey gördüm. Yüce Allah'ı Arş'ın
üzerinde gördüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip Arş'ın
direklerinden birinin yanında durdu. Ebu Bekr geldi, elini Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) omuzuna koydu. Sonra Ömer geldi, elini Ebu
Bekr'in omuzuna koydu. Sonra Osman geldi. Bir kenarda duruyordu. Dedi ki:
"Ey Rabbim! Kullarına beni niçin öldürdüklerini sor." Hasan dedi ki:
"Sonra gökyüzünden yeryüzüne iki oluktan kan akmaya başladı."
*Bunun üzerine Hz. Ali'ye: "(Oğlun) Hasan'ın ne
konuştuğunu görmüyor musun?" diye sorulduğunda: "Gördüğünü
konuşuyor" dedi.
14562- Bir rivayette ise
Hasan: "Gördüğüm rüyadan sonra savaşmam" deyip yukarıdaki sözleri
söyledi ve şöyle devam etti: "Osman'ı, elini Ömer'in omzuna koymuş bir
şekilde gördüm. Arkalarında çok kan gördüm ve: ‘‘Bu ne?’‘ diye sordum.
"Osman'ın kanıdır. Allah bu kanm hesabmı soruyor" denildi.
*Ebu Ya'la, iki isnadla hepsini rivayet etti. isnadlardan
birinde tanımadığım bir kişi mevcuttur. Diğerinde Süfyan b. Veki vardır ve
zayıftır.
14563- Osman b. Affan'ın
azatlısı Müslim b. Ebi Said anlatıyor: Hz.
Osman yirmi köle azat
etti. Sonra birkaç tane don isteyip onları giydi. Halbuki bu donları -bu
şekilde- ne Cahiliye, ne de Müslümanlık döneminde giymişti. Sonra dedi ki:
"Ben Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr'i ve Ömer'i
rüyamda bana: ‘‘Sabret! Zira sen akşama bizimle iftar edeceksin’‘ derlerken
gördüm." Sonra bir Kur'an istedi ve önüne koyup sayfalarını açtı.
Öldürüldüğünde, Kur'an önündeydi.
*Abdullah (b. Ahmed b. Hanbel) ve Ebu Ya'la, el-Mu'cemu'l-kebir'inde
rivayet etti. ikisinin de ravileri güvenilirdir.
14564- Katade der ki:
"Osman'ın namazını Zübeyr kıldırdı ve . defnetti. Osman, bunu ona vasiyet
etmişti."
*Ahmed rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir. Ancak
Katade olaya yetişmemiştir.
14565- Zehdem el-Cermi
nakleder: İbn Abbas, hutbesinde şöyle dedi: "Eğer insanlar Osman'ın
kanının hesabını sormazlarsa, gökyüzünden taşlarla taşlanırlar."
*Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir ile el-Mu'cemu'l-evsat'ında
rivayet etmiştir, elMu'cemu'l-kebir'in ravileri, Sahih'in ravileridir.
14566- Abdullah b. Said,
babasından bildiriyor: Ali b. Ebi Talib'in yanında oturuyorduk. Sağında Ammar
b, Yasir, solunda Muhammed b. Ebi Bekr vardı. Gurab b. Fulan es-Saydani geldi
ve dedi ki: "Ey Müminlerin emiri! Osman hakkında ne diyorsun?" Ammar
ve Muhammed ona kızarak şöyle dediler: "Müslüman olduktan sonra küfre
giren ve münafık olan birini mi soruyorsun?!" Adam onlara dedi ki:
"Ben size sormadım. Sizin yanınıza da gelmedim." Ali ona dedi ki:
"Ben bu iki kişinin
dediği gibi demiyorum." Ammar ile Muhammed, Ali'ye dediler ki: "O
zaman onu niye öldürdük?" Ali dedi ki: "Sizin idarenizi aldı ve son
günlerinde sizi kötü idare etti. Siz de buna katlanamadınız ve sabırsız davrandınız,
Vallahi benim ve Osman'ın halinin, Allah'ın şu ayette dediği gibi olmasını
isterdim: "Biz onların gönüllerinde olan kini çıkardık, artık onlar
sedirler üzerinde karşılıklı oturan kardeşlerdir." (Hicr, 47)
*Taberani rivayet etti, Ravilerden Abdulmun'im b, Beşır
vardır ve ona itibar etmek caiz değildir.
14567- Ebu'l-Esved,
Talik b. Haşşaf'tan naklediyor: Osman'ın öldürülme sebebini öğrenmek için bir
grupla Medine'ye gittik. Medine'ye geldiğimizde, kimimiz Ali'nin, bazıları
Hüseyn b. Ali'nin ve bir kısmımız da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hanımlarına uğradık. Aişe'ye gidip selam verdim. Selamımı alıp:
"Sen kimsin?" diye sordu. "Basra halkındanım" dedim.
"Basra halkından kimlerdensin?" diye sordu. "Bekr b. Vail kabilesinden"
dedim. "Bekr b. Vail kabilesinden kimlerden?" diye sordu. "Kays
b. Sa'lebe oğullarındanım" dedim. "Falan aileden mi?" deyince:
"Ey müminlerin annesi! Emiru'l-müminin Osman hangi sebeple
öldürüldü?" diye sordum. "Vallahi o mazlum olarak öldürüldü. Allah,
onu öldürenlere lanet etsin. Allah Osman'a karşılık Ebu Bekr'in oğlunu
öldürsün. Benu Temim'in evlerine zillet versin. Sapıklıklarına karşılık, Benu
Bedil'in kanını akıtsın. Eşter'e, oklarından bir ok göndersin" karşılığını
verdi. Vallahi, onun bu bedduası kavimlerdeki adamların hepsine isabet etti.
*Taberani rivayet etti. Talik dışında ravileri Sahıh'in
ravileridir. O da güvenilirdir.
14568- Hasan(-ı Basri)
der ki: "Pasık Muhammed b. Ebi Bekr, Mısır'ın mahallelerinden birinde
yakalandı ve bir merkebin karnına sokularak yakıldı"
*Taberani rivayet etti. Ravileri güvenilirdir,
14569- Alkame b. Vakkas
anlatıyor: Hz, Osman'ın ölümünden sonra, biat etmek maksadıyla Mahrame'nin
evinde toplandık. Ebu Cehm b, Huzeyfe dedi ki: "Sizden kime biat edersek
ondan kısas sözü almadan biat etmeyiz." Ammar: "Osman'ın kanının
kısasını mı? Olmaz!" diye karşılık verip te Ebu Cehm: "Allah Allah!
Ey İbn Sumeyye! Yediğin birkaç kırbacın kısasını istiyorsun da Osman'ın kanının
kısasını istemiyor musun?" deyince o gün biat etmeden dağıldık.
*Taberani rivayet etti, Ravileri güvenilir bulunmuştur.
14570- Umeyr b. Zevdi
anlatıyor: Hz. Ali insanlara hutbe verirken şöyle dedi: "Ey insanlar! Eğer
sadece Osman'ın katilleri cehenneme girecek olsa, ben girerim. Eğer cennete
sadece Osman'ın katilleri girmeyecekse, ben giremem." Minberden indiğinde
kendisine dediler ki: "Öyle bir kelime söyledin ki; dostlarını etrafından
dağıttın." (Tekrar) Onlara hutbe verdi ve şöyle dedi: "Ey insanlar!
Şunu bilin ki, Osman'ı Allah öldürdü, ben de onunlaydım."
Muhammed b. SirIn dedi
ki: "Bu iki manaya çekilebilen (tipik bir) Kureyş sözüdür."
*Taberani dedi ki: Ali şunu kastediyordu: "Allah,
Osman'ı öldürdü, ben de onunla öldürüldüm."
*Taberani rivayet etti.
Ravilerden Mücalid vardır ve çoğunluk onun zayıf olduğu görüşündedirler.
Umeyr'i tanımıyorum. Diğer ravileri, Sahıh'in ravileridir.
14571- Umeyr b. Zevdi
anlatıyor: Hz. Ali, onlara hutbe verdi; onlar sözünü kesince: "Osman
öldürüldüğü zaman gevşek davrandım" dedi. Sonra onlara, ağaçlık bir yerde
toplanan üç öküzle bir aslanı misal verdi. Öküzlerin biri siyah, biri kırmızı,
birisi de beyazdı. Aslan onlardan birisini (yemek) istediğinde bir araya gelir
ve onu engellerlerdi. Aslan siyah ve kırmızı öküze dedi ki: "Bu beyaz öküz
bizim buradaki yerimizin başkaları tarafından da bilinmesine sebep oluyor ve
rezil ediyor. Beni bırakın onu yiyeyim. Zaten ikinizle ben, aynı
renkteyiz." Sonra öküze saldırıp onu öldürdü ve siyah öküze dedi ki:
"Bu kırmızı öküz
bizim buradaki yerimizin başkaları tarafından da bilinmesine sebep oluyor ve
rezil ediyor. Beni bırak onu yiyeyim. Zaten seninle benim rengimiz aynı."
Kırmızı öküze saldırıp öldürdü ve siyah öküze: "Seni de yiyeceğim"
dedi. Öküz: "Bırak üç kere bağırayım (ondan sonra beni yersin)" dedi
ve şöyle bağırdı: "Şunu bilin ki ben beyaz öküzün yendiği gün yenmişim.
Şunu bilin ki ben beyaz öküzün yendiği gün yenmişim. Şunu bilin ki ben beyaz
öküzün yendiği gün yenmişim." Sonra Hz. Ali ekledi: "Şunu bilin ki
ben Osman'ın öldürüldüğü gün gevşek davrandım."
*Taberani, bundan önceki isnadla rivayet etti.
14572- Muğire
bildiriyor: Cerir, Adiy b. Hatim ve Hanzalutu'l-Katib, Küfe'den çıkıp
Karkisya'ya gittiler ve: "Osman'ın hakarete uğradığı bir beldede ikamet
etmeyiz" dediler.
*Taberani rivayet etti. Ravileri Sahih'in ravileridir. Fakat
Muğıre sahabeden hadis dinlememiştir.
14573- Yahya b. Bukeyr
bildiriyor: Hz. Ömer'in tayin ettiği şura, Hicri yirmi üç yılında, Zilhicce'nin
sondan üçüncü günü Osman'ı halife seçtiler. Osman, Hicri otuz beş yılının
Zilhicce ayının on sekizinde Cuma günü öldürüldü. Yaşı, seksen sekizdi.
Sakalını sarıya boyardı. Osman'ın hilafeti, on iki sene sürdü."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilirdir.
14574- Katade şöyle
nakleder: "Osman, doksan veya seksen sekiz yaşında öldürüldü."
*Ahmed ve Taberani rivayet etti. Katade haricinde ravileri
güvenilirdir.
14575- Misver b. Mahrame
der ki: "Osman'ın hilafeti, on iki sene sürdü."
*Taberani rivayet etmiştir. Senedi hasendir.
14576- Zübeyr b. Bekkar
der ki: "Osman, Cuma günü Zilhicce'nin on sekizinci gününde hicri otuz
altı yılında ikindiden sonra seksen iki yaşında öldürüldü. O gün
oruçluydu."
*Taberani rivayet etmiştir.
14577- Ebu Kılabe şöyle
nakleder: Kureyş'ten, Sumame adında birisi (Yemen) San'a'da idareciydi.
Kendisine Osman'ın öldürüldüğü haberi geldiğinde halka bir konuşma yaptı ve
epeyce ağladı. Kendine geldikten sonra şöyle dedi: "Bu gün nübüvvet
hilafeti, Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ümmetinden çekip alındı.
Hilafet, hükümdarlık ve zorbalığa dönüştü. Kim ondan bir şeyalırsa aldığı onun
aleyhinde olur."
14578- Başka bir
rivayette Sumame b. Adiyy'in sahabi olduğu belirtilmiştir.
*Taberani, iki isnadla
rivayet etti. Birisi Sahih'in ravileridir.
14579- Taberalli, Ebu
HalIfe kanalıyla Ebu Muhammed et-Tuzi'den Hassan b. Sabit'e ait şu beyitleri
aktarmıştır: Yol kesenlerle cihadı bırakıp, Muhammed'in kabrinin yanındaki bir
kavimle savaşmaya geldiniz. Salihler doğruyu bulamadı siz buldunuz (öyle mi!)
Bu yaptığınız teheccüde kalkan abidlerin işi değildir.
14580- Ebu Halife, Abbas
b. el-Fadl er-Riyaşi'nin, Leyla el-Uhayliyye'ye okuduğu şiiri şöyle nakletti:
Osman 'dan sonra ümmet hala hayır mı bekleyecek. O, ayakları üzerine yürüyenlerin
en hayırlısıydı Allah'ın halifesiydi onlara istediklerini verdi Altın ve para
vererek ihsanda bulundu. Allah'ın vaadini yalanlama, Allah'tan kork.
Başkasından korkma Hiçbir şeye de şu işi yapacağım deme İnsanların
karşılaşacakları şeyleri Allah takdir etmiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: