MECMAU ZEVAİD |
MENKIBELER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Vefatı
14462- Ebu Ka'b,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:
"Cibril bana dedi ki: "İslam (ümmeti) Ömer'in ölümüne ağlasın. "
*Taberani rivayet etmiştir, Ravilerden Habib, bir sultanın
katibiydi; metruk ve hadis uyduran biridir.
14463- Abdullah b. Ömer
anlatıyor: Ebu Lu'lu, Ömer'i hançerlediğinde iki darbe vurmuştu. Ömer insanlara
karşı bilmediği bir kusurunun olduğunu zannedip İbn Abbas'ı çağırdı. Onu sever,
kendine yakın tutar ve sözüne önem verirdi. Dedi ki: "Beni kimin
bıçakladığını bilmek istiyorum." İbn Abbas çıktı, hangi topluluğa
uğradıysa onları ağlar bir şekilde buldu. Geriye dönüp dedi ki: "Ey
müminlerin emiri! Hangi topluluğa uğradıysam sanki bugün ilk çocuklarını
kaybetmiş gibi ağlar buldum."
Ömer: "Bana kim
vurdu?" diye sorunca İbn Abbas: "Muğire b. Şu'be'nin kölesi, Mecusi
Ebu Lu'lu vurdu" karşılığını verdi. İbn Abbas dedi ki: Ömer'in yüzünde
memnuniyet ifadesi olduğu halde şöyle dedi:
"Beni kıyamet
gününde hasmım olacak La ilahe illallah diyen biri vurmadığı için Yüce Allah'a
hamd ederim. Size bu gayr-ı müslimleri yanımızda toplamamanızı emretmiştim,
emrime karşı geldiniz. Bana kardeşlerimi çağırın." "Kimleri?" diye
sorduklarında: " Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Abdurrahman b. Avf ve Sa'd b.
Ebi Vakkas" dedi. Gelmeleri için onlara haber gönderdi ve başını kucağıma
koydu. Geldiklerinde: "Çağırdıkların geldiler" dedim. Dedi ki:
"Müslümanların durumuna baktım, siz altı kişiyi insanların başı ve
idarecileri olarak görüyorum ve bu iş ancak sizinle olur. Siz doğru yolda
olduğunuz müddetçe insanların işleri düzgün olur. Eğer ihtilaf olursa sizde
olur." İhtilaf ve bölünmeden bahsedince sanki olmuş gibi hissettim. Çünkü
Ömer'in söyleyip de olmadığını gördüğüm şey çok azdır. Sonra yarasından kan
akmaya başladı. Onlar da aralarında fısıldaşmaya başladılar. Öyle ki,
aralarından birine biM etmelerinden korktum ve dedim ki: "Mü'minlerin
emiri hala sağdır. Aynı anda birbirine bakan iki halife olmaz."
Ömer: "Beni
(yerime) taşıyın!" dedi. Onu taşıdık. "Üç gün istişare edin. Suheyb
insanlara namaz kıldırsın" dedi. "Kiminle istişare edelim ey
müminlerin emiri?" diye sorduklarında: "Muhacirlere, Ensar'a ve
buradan geçen askerlere danışın" cevabını verdi. Sonra süt getirmelerini
istedi. İçince sütün beyazlığı iki yarasından çıktı. O zaman ölmek üzere
olduğunu anladı ve dedi ki: "Şu an bütün dünya benim olsa haber verilen o
günün korkusundan emin olmak için hepsini feda ederdim. Bu korku haricinde,
Yüce Allah'a hamdolsun ki hayırdan başka bir şey görmeyeceğimi ümit
ederim."
İbn Abbas dedi ki:
"Yüce Allah sana hayırlar versin, dediğin gibi olacaktır. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Yüce Allah'a, İslam'ın seninle güçlenmesi için
dua etmedi mi? Müslümanlar Mekke'de korkarken sen Müslüman olunca Müslümanlığın
İslam için bir kuvvet oldu ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve
ashabı İslam'ı açıklamaya başladılar. Medine'ye hicret ettin, bu hicret
Müslümanlar için bir fetih oldu. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bulunduğu her olayda ve müşriklerle yapılan her savaşta ve birçok yerde sen de
vardın. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) senden razı bir şekilde vefat
etti. Ondan sonra gelen halifeye Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gösterdiği yol üzere vezirlik yaptın. Gelenlerle (İslam'ı kabul edenlerle)
gidenlere vurdun, ta ki, insanlar istese de istemese de İslam'a girdiler. Sonra
halife senden razı bir şekilde vefat etti. Sonra sen hayırla insanları idare
ettin. Yüce Allah senin elinle şehirler kurdurdu. Seninle malları arttırdı,
düşmanları yok etti, her ev sahibine dinlerinde ve rızıklarında rahatlık verdi.
Sonra ömrünü şehitlikle bitirdi, sana müjdeler olsun."
Bunun üzerine Ömer dedi
ki: "Mağrur, sizin överek helakini hazırladığınız kimsedir" Sonra:
"Ey Abdullah! Kıyamet günü Yüce Allah'ın huzurunda benim için şehadet eder
misin?" diye sorup ta o; "Evet" deyince: "Allahım! Sana
hamdolsun. Ey Abdullah b. Ömer! Yanağımı yere koy" dedi. Yanağını
bacağımdan kaldırıp baldırlarımın üzerine koyunca yine: "Yanağıffil yere
koy" dedi. Sonra yanağı ve sakalı yere değecek şekilde kendini bıraktı ve
dedi ki: "Eğer Yüce Allah senin günahlarını affetmezse, sana ve annene
eyvahlar olsun ey Ömer!" Sonra ruhunu teslim etti. Yüce Allah ona rahmet
etsin. Öldüğü zaman, Abdullah b. Ömer'e haber gönderdiler. "Size vasiyet
ettiği Muhacirler, Ensar ve buradan geçen askerlerle istişare etmedikçe gelmem"
dedi.
Hasan(-ı Basri)'ye Hz.
Ömer'in ölüm anındaki davranışı ve Rabbinden olan korkusu hatırlatıldığında
dedi ki: "Mü'min böyledir. İyilik ve şefkati bir arada bulundurur. Münafık
da kötülüğü ve gururu bir arada bulundurur. Vallahi, ne geçmişte, ne de gelecekte,
iyilikleri arttıkça Yüce Allah'tan korkusu ve şefkati artmayan kimse görmedim.
Ne geçmişte, ne de gelecekte kötülüğü arttıkça, gururu artmayan kimseyi de
görmedim."
*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ında rivayet etmiştir. Senedi
hasendir.
14464- Ebu Rafi anlatıyor:
Ebu Lu'lu, Muğıre b. Şu'be'nin kölesiydi ve değirmen yapardı. Muğıre ondan her
gün (serbest çalışması karşılığı) dört dirhem alırdı. Ebu Lu'lu, Ömer'e
rastladı ve dedi ki: "Ey Müminlerin emıri! Muğıre benden serbest çalışmam
karşılığı çok para alıyor. Onunla konuş aldığını biraz azaltsın." Ömer
ona: "Yüce Allah'tan kork ve efendine iyi davran" dedi. Ömer'in
niyeti, Muğıre'yi bulup ondan kölesinin yükünü hafifletmesini istemekti. Köle
sinirlendi ve dedi ki: "Adaleti benden başka bütün insanları kapsadı."
Onu öldürmeye karar verdi ve kendine iki başlı bir hançer yaptırdı. Onu bileyip
üzerine zehir sürdükten sonra Hürmüzan'ın yanına gitti ve dedi ki: "Bu
bıçağı nasıl görüyorsun?" Hürmüzan: "Bu hançerle kimi vurursan
öldürürsün" karşılığını verdi. Ebu Lu'lu sabah namazına gidip fırsat
kolladı. Namazda ilk safta Ömer'in arkasında durdu. Ömer, kamet getirilince her
zamanki gibi: "Saflarınızı düzeltin" dedi. Tekbir getirince, Ebu
Lu'lu saldırıp omzundan ve belinden hançerledi. Ömer yere düştü. Ebu Lu'lu kaçarken
on üç kişiyi hançerledi. Bunların yedisi öldü. Diğerleri iyileştiler. Ömer'i
evine götürdüler. İnsanlar ne yapacaklarını bilemediler. Hatta neredeyse güneş
doğacaktı. Abdurrahman b. Avf: "Namaza, namaza!" diye bağırarak
insanları namaza topladı. Yakit dar olduğundan, Abdurrahman b. Avf, Kur'an'ın
en kısa iki suresiyle namazı kıldırdı. Namaz bitince insanlar (Ömer'in yanına)
gittiler. Yarasının ne kadar olduğunu öğrenmek için içecek bir şey istedi.
Kendisine şıra getirdiler. Onu içince içtiği şey yarasından çıktı. Bunun şıra
mı, yoksa kan mı olduğunu bilemeyince süt istedi. İçince o da yarasından çıktı.
Etrafındakiler: "Bundan dolayı sana bir şey olmaz ey Müminlerin
emiri!" dediklerinde: "Eğer öldürülmek zararım demek ise ben
öldürüldüm" karşılığını verdi.
İnsanlar: "Yüce
Allah seni mükafatlandırsın, ey Müminlerin emiri!
Sen şöyleydin, sen
böyleydin" diye onu övüp gidiyorlar, başkaları geliyor, yine aynı şekilde
onu övüyorlardı. Ömer dedi ki: "Vallahi dediğinize karşılık bu dünyadan
başa baş ne alacaklı, ne de borçlu bir şekilde çıkmayı isterdim. Sadece
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabisi olmak bana yeterdi."
Abdullah b. Abbas bir
konuşma yaparak şöyle dedi: "Vallahi sen dünyadan başa baş çıkmayacaksın.
Sen Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber oldun. Bu beraberlik
onunla beraber olanların en hayırlısı olarak gerçekleşti. O senden razı bir
şekilde vefat edene kadar onunla beraberdin. Sonra Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) halifesiyle beraber oldun. Sonra idareyi sen aldın. Hiç
kimsenin idare edemeyeceği kadar güzel idare ettin. Sen şunu yapardın, bunu
yapardın ... "
Ömer, İbn Abbas'ın
sohbetinden hoşlanırdı. Ömer: "Ey İbn Abbas!
Söylediğini tekrar
et" deyince İbn Abbas tekrar etti. Ömer dedi ki:
"Vallahi haber
verilen o günün korkusundan kurtulmak için yeryüzü dolusu altınım olsa
verirdim. Halifelik işini altı kişilik istişare heyetine bırakıyorum: Osman,
Ali, Talha b. Ubeydillah, Zübeyr b. el-Avvam, Abdurrahman b. Avf ve Sa'd b. Ebi
Yakkas. Abdullah b. Ömer onlara danışmanlık yapsın. (İbn Ömer) onlardan biri
olmasın." Onlara üç gün mühlet verdi ve Suheyb'e insanlara namaz
kıldırmasını emretti.
*Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ravileri Sahıh'in ravileridir.
14465- Tarık b. Şihab,
Ümmü Eymen'den, Ömer'in öldürüldüğü gün:
"Bu gün İslam
(Müslümanlar) zayıfladı" dediğini nakleder.
*Taberani, şeyhi Abdullah b. Muhammed b. Said b. Ebi
Meryem'den rivayet etmiştir. O da zayıftır.
14466- Zeyd b. Vehb
bildiriyor: Ben birlikte otururken, Abdullah b.
Mes'ud'un yanına iki
adam geldi ve dediler ki: "Ey Ebu Abdirrahman! Şu ayeti
nasılokursun?" Abdullah ayeti okudu. Adam: "Ebu Hakim de bana ayeti
şöyle okudu" dedi. Öbürü bir ayet okudu, İbn Mes'ud: "Bunu kim
okudu?" diye sordu, Adam: "Ömer okudu" deyince İbn Mes'ud: .
"Ömer'in sana okuduğu gibi oku" dedi ve ağlamaya başladı. Gözyaşları
yerdeki çakılları dahi ıslatıyordu. Sonra dedi ki: "Ömer İslam'ın sağlam
kalelerinden biriydi. İnsanlar o kaleye girer bir daha çıkmazlardı. Şimdi o
kale(nin duvarları) çatladı. İnsanlar o kaleden çıkıyor ve girmiyorlar."
14467- Bir başka
rivayette ilave gelmiştir: Abdullah dedi ki: "Ömer öldüğü zaman, kötü
insanların haricinde, Müslümanların evlerine hüzün girmeyen ev kalmamıştır.
Ömer içimizde Yüce Allah'ı en çok tanıyan, Kur'an'ı en iyi bilen ve Yüce
Allah'ın dininde en fakihimizdi. Onu sana okuduğu (gibi oku. Doğru olan odur.)
O, (Yemen'e yakın bir yer olan) Seylerun yolundan daha belirgindir."
14468- Başka bir rivayet
şöyledir: "Ömer, eğer bir yol tutarsa onu kolay görürdük. Eğer salihler
anılacaksa ilk akla gelen Ömer'dir. Onda ne çokluk, ne de azlık vardı
(mükemmeldi). Vallahi ölene kadar ona hizmet etmek isterdim."
*Taberani değişik isnadlarla rivayet etmiştir. Birinin
ravileri, Sahih'in ravileridir.
14469- Abdullah b.
Mes'ud der ki: "Eğer salihler anılacaksa akla ilk gelecek Ömer'dir.
Ömer'in Müslüman olması bir zaferdi. Hilafeti fetihti. Vallahi, yeryüzünde
Ömer'in yokluğunu hissetmeyen kimse yoktur. Hatta ondan ayrı olanlar
(muhalifleri) bile. Vallahi, sanki iki gözu arasında onu yönlendiren bir melek
vardı. Vallahi sanki şeytan, İslam hakkında konuşursa, Ömer kendisine karşılık
verir diye korkardı. Vallahi bir köpeğin Ömer'i sevdiğini bilsem ben de onu
severdim."
14470- Başka bir
rivayette de şöyle der: "Ömer'i o kadar severdim ki bu aşırı sevgimden
dolayı Yüce Allah'ın beni cezalandırmasından korktum. Ölene kadar Ömer'in
hizmetinde bulunmak isterdim."
14471- Abdullah (b.
Mes'-cıd): "Eğer Ömer bir köpeği sevmiş olsaydı, o köpek benim için
yeryüzündeki köpeklerin en sevimlisi olurdu" dedi.
14472- Diğer bir rivayet
şöyledir: "Ömer'i o kadar sevdim ki, ona olan aşırı bağlılığım yüzünden
Yüce Allah'ın beni cezalandırmasından korktum."
*Taberani değişik yollardan rivayet etmiştir. Bazılarında
Asım b. Ebi'n-Nucud vardır. O da hadisleri hasen olan biridir. Diğer raviler
Sahih'in ravileridir. Bazılarının da isnadları kopuktur ve ravileri
güvenilirdir.
14473- İbn Mes'ud
bildiriyor: Said b. Zeyd: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat
etti, şimdi o nerededir?" diye sorunca (İbn Mes'ud) "Cennette"
diye cevap verdi. (Said:) "Ebu Bekr vefat etti, şimdi nerededir?"
diye sorunca (İbn Mes'ud) "O, bütün hayırlarda aranan kişidir"
karşılığını verdi. (Said:) "Ömer vefat etti, şimdi o nerededir?" diye
sorunca (İbn Mes'ud) "Eğer salihler anılacaksa, akla ilk gelecek kişi
Ömer'dir" karşılığını verdi.
*Taberani rivayet etmiştir. isnadı hasendir.
14474- İbn Ömer
anlatıyor: Hz. Ömer hançerlendiği zaman, hekim çağırdılar. Ensar'dan bir kişi
geldi ve ona süt içirdi. Süt göbeğinin altındaki yaradan dışarıya çıkınca hekim
ona: "Yerine birisini tayin et, akşama kadar yaşayacağını sanmıyorum"
dedi. Ömer de: "Bana doğruyu söyledin" karşılığını verdi.
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri, Sahıh'in ravileridir.
14475- Abdurrahman b.
Yesar der ki: "Hz. Ömer'in ölümüne şahid oldum. O gün güneş tutuldu."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilirdir.
14476- Urve b. ez-Zübeyr
der ki: "Ömer öldürüldüğü zaman Zübeyr, onun ismini Divan'dan (kütükten)
sildi."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilirdir.
14477- Misver b. Mahreme
bildiriyor: "Hz. Ömer on sene halifelik yaptıktan sonra vefat etti"
*Taberani rivayet etmiştir. isnadı hasendir.
14478- İbn Abbas
bildiriyor: "Ömer b. el-Hattab öldüğü zaman, altmış yaşındaydı."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilirdir.
14479- Katade der ki:
"Hz. Ömer altmış bir yaşında öldürüldü."
*Taberani rivayet etmiştir. isnadı hasendir.
14480- İbn Şihab der ki:
"Hz. Ömer, öldüğünde elli beş yaşına girmişti."
14481- Salim b.
Abdillah'tan: "(Dedem) Ömer elli beş yaşındayken öldü."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilirdir.
14482- İbn Ömer der ki:
"Hz. Ömer, elli beş yaşında vefat etti. Saçları, dayılarım olan Benı
Muğıre'den daha önce beyazladı."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri Sahıh'in ravileridir.
14483- Sehl b. Sa'd
el-Ensarı der ki: "Hz. Ömer, Çarşamba günü, Zilhicce ayının sondan üçüncü
gününde ve (hicrı) yirmi üç yılında defnedildi."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravilerden, Rişdeyn b. Sa'd
zayıftır.
14484- Leys b. Sa'd
bildiriyor: "Emirul-mü'minin Ömer, hac mevsiminde (hicri) yirmi üç yılında
öldürüldü."
*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilirdir.
14485- Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe der ki: "Hz. Ömer yirmi üç yılında vefat etti. Hilafeti on yıl
sürdü."
14486- Arın b. Ali
bildiriyor: Denir ki: "Hz. Ömer altmış üç yaşındayken öldürüldü."
Doğru olan, elli sekiz yaşında olduğudur.
*Taberani rivayet etmiştir.
14487- Yahya b. Bukeyr
bildiriyor: Hz. Ömer, (hicri) on üç yılının Receb ayında halife oldu. Yirmi üç
yılında, Zilhicce'nin sonunda öldürüldü. Hançerlendikten sonra üç gün yaşadı ve
Zilhicce'nin sonunda öldü. Cenaze namazım Suheyb kıldırdı. Oğlu Abdullah yıkadı
ve beş giysiyle kefenledi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
defnedildi. Zilhicce'nin sondan dokuzuncu günü olan Çarşamba günü hançerlendi.
İnsanların bazıları dediler ki: "Hançerlendiği gün öldü. Öldüğünde yaşı
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaşı kadardı. O da altmış üçtü.
Bazı insanlar: "Elli dokuz, bazıları elli üç, bazıları da elli beş,
bazıları da elli dört yaşında vefat ettiğini söyler. Hilafeti on yıl dört ay
birkaç gün sürdü.
*Taberani rivayet etmiştir.
14488-Ma'ruf b. Ebi
Ma'ruf der ki: Hz. Ömer öldüğünde şöyle bir ses duydum: Ağlayacak olan İslam
için ağlasın Neredeyse zamanı gelmeden helak olacaklardı Dünya ve içindeki
hayırlar sırtını döndü Ahiret gününe iman eden dünyadan usandı. "
*Taberani rivayet etmiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Hz. Osman bin
Affan'ın Menkıbeleri