MECMAU

ZEVAİD

MENKIBELER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Üstünlüğü

 

14313- Cabir b. Abdillah bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu'd-Derda'yı, Ebu Bekr'in önünde yürürken gördü ve: ''Peygamberlerden sonra daha hayırlısının üzerine güneşin doğmadığı bir kişinin önünde mi yürüyorsun?" buyurdu (Bu sözden sonra) Ebu'dDerda'run, Ebu Bekr'in önünde yürüdüğü görülmedi, hep arkasında yürüdü.

 

*Taberani', el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. isnadında bulunan ismail b. Yahya et-Teymi hadis uyduran birisidir.

 

 

 

14314- Ebu'd-Derda bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni, Ebu Bekr'in önünde yürürken gördü ve buyurdu ki: "Senden daha hayırlı bir kişinin önünde yürüme!. Zira o, güneşin kendisinden daha hayırlısının üzerine doğmadığı veya batmadığı kişidir."

 

*Taberani rivayet etti. Ravilerden Bakiye müdellis, diğer ravileri ise güvenilirdir.

 

 

 

14315- Seleme b. el-Ekva'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu Bekr es-Sıddik, peygamberlerden sonra insanların en hayırlısıdır" buyurdu.

 

*Taberani rivayet etmiştir. isnadında bulunan ismail b. Ziyad zayıftır.

 

 

 

14316- Es'ad b. Zürara bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanlara hutbe verirken etrafına baktı. Ebu Bekr'i göremeyince de şöyle buyurdu: "Ebu Bekr! Ebu Bekr! Ruhu'l-Kuds Cibril bana az önce ‘‘Senden sonra ümmetinin en hayırlısı Ebu Bekr es-Sıddik'tir’‘ dedi."

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. isnadında bulunan Ebu Gaziyye Muhammed b. Musa zayıftır.

 

 

 

14317- İbn Abbas bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabı bir göl kenarında dua ediyorlardı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden her biriniz dostunu seçip ona dua etsin" buyurdu. Herkes dua etmek için bir dost seçti. Ebu Bekrı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): kaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr'e dua etti. En sonunda onu kucaklayıp: "Ben de arkadaşıma (onun payına düştüm)" buyurdu.

 

*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri içinde tanımadığım bir kişi vardır.

 

 

 

14318- Ebu Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Eğer (Allah'tan başka) dost edinecek olsaydım, Ebu Bekr'i dost edinirdim,"

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. isnadında bulunan Davud b. YezId el-Evdi zayıftır.

 

 

 

14319- Hz. Aişe, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Eğer (Allah'tan başka) dost edinecek olsaydım, Ebu Bekr'i dost edinirdim; fakat İslam kardeşliği daha üstündür."

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. isnadında bulunan Ali b. Abdirrahman el-Vasıti'yi tanımıyorum.

 

 

 

14320- İbn Ömer anlatıyor: Hz. Ebu Bekr, Ömer'e hakaret ettikten sonra (pişman olup): "Kardeşim! Benim için mağfiret dile" deyince Ömer ona kızdı. Ebu Bekr bunu defalarca tekrar edince, Ömer öfkelenip durumu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirdi. Ömer, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gidip oturunca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Kardeşin senden kendisi için mağfiret dilemeni istiyor, sen bunu yapmıyor musun?" Ömer dedi ki: "Seni hak olarak gönderene yemin ederim ki benden kendisi için mağfiret dilememi her istemesinde onun için bunu diledim. Yüce Allah'ın yarattıkları içinde senden sonra benim için ondan sevimlisi yoktur." Bunun üzerine Ebu Bekr dedi ki:

"Ben de seni hak olarak gönderene yemin ederim ki Yüce Allah'ın yarattıkları içinde senden sonra benim için ondan sevimlisi yoktur. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dostumla (ona eziyet ederek) bana eziyet etmeyin. Yüce Allah beni hak din ile gönderdiğinde siz bana ‘‘Yalan söylüyorsun’‘ dediniz! Oysa o, ‘‘Doğru söylüyorsun’‘ dedi. Eğer Yüce Allah onu sahib (dost) olarak adlandırmamış olsaydı onu dost edinirdim. Fakat biz din kardeşiyiz. Ebu Kuhafe'nin kapısı dışında Mescid'e açılan bütün kapıları kapatın!" buyurdu.

 

*Taberani rivayet etmiştir. Ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

14321- Rabiatu'l-Eslemı anlatıyor: Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmet ediyordum. Bir tarla bana, bir tarla da Ebu Bekr'e verdi. Bir zaman sonra bir hurma ağacı yüzünden ihtilafa düştük. o: "Ağaç benim tarafımdadır!" diyor, ben de: "Benim tarafımdadır!" diye karşılık veriyordum. Ebu Bekr ile aramızda tartışma çıktı ve bana hoşlanmadığım bir söz söyledi. Sonra pişman oldu ve dedi ki: "Ey Rabia! Sen de bana bunun gibi bir söz söyle de kısas olsun." Ben:

 

"Yapamam" dedim. Ebu Bekr dedi ki: "Ya söylersin ya da Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şikayet ederim." Ben yine: "Yapamam" deyince tarlayı bırakıp (ondan vazgeçip) Resülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gitti.

Ben de onun peşinden gittim. Eslem oğullarından bazı insanlar gelip dediler ki: "Yüce Allah, Ebu Bekr'e rahmet etsin! O sözü sana söyleyen kendisiyken seni neyle Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şikayet edecek?" Dedim ki: "Bunun kim olduğunu biliyor musunuz? Bu (mağaradaki) iki kişinin ikincisi olan, Müslümanlar için saçını ağartan Ebu Bekr es-Sıddik'tır. Arkasına bakıp sizi bana yardım ederken görüp kızmasından sakının. Sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gider, o da bana kızar. İkisinin kızmasına da Yüce Allah kızar ve Rabia oğulları helak olur."

 

"Ne yapmamızı istersin?" diye sorduklarında: " Geri dönün" dedim.

Ebu Bekr, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gitti, ben de Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına yetişene kadar onu tek başıma takip ettim. Meseleyi olduğu gibi Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını kaldırıp: "Ey Rabia! Sana ve Sıddik'a ne olmuş?" diye sorunca: "Ya Resulallah! Olay şöyle şöyledir: Bana sevmediğim bir söz söyledi ve dedi ki: ‘‘Benim sana dediğimi sen de bana söyle de kısas olsun’‘ karşılığını verdim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise: "Evet, ona aynıyla karşılık verme! Fakat de ki: ‘‘Yüce Allah sana mağfiret etsin ey Ebu Bekr!’‘" buyurunca Ebu Bekr ağlayarak geri döndü.

 

*Taberani ve Ahmed daha uzun bir metinle benzerini Nikah kitabında rivayet etmiştir. isnadında hadisi "hasen" olan Mubarek b. Fadale bulunmaktadır. Diğer ravileri ise güvenilirdir.

 

 

 

14322- Ka'b b. Malik el-Ensari bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından beş gün önce şöyle buyurduğunu işittim: "Her peygamberin ümmetinden dostu vardır. Benim de dostum Ebu Bekr b. Ebi Kuhafe'dir. Arkadaşınız (olan beni) de Yüce Allah dost edinmiştir. "

 

*Taberani rivayet etmiştir. isnadında bulunan Alı b. Yezıd el-Elhanı zayıftır.

 

 

 

14323- Ebu Vakıd'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Eğer dost edinecek olsaydım, İbn Ebi Kuhafe'yi dost edinirdim. Fakat bu arkadaşınız (yani ben) Yüce Allah'ın dostuyum."

 

*Taberani rivayet etmiştir. isnadında bulunan Yahya b. Abdilhamıd el-Himmani zayıftır.

 

 

 

14324- Ebu Umame bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Yüce Allah, İbrahim'i (a.s.) dost edindiği gibi beni de dost edindi. Benim dostum ise Ebu Bekr'dir."

 

*Taberani rivayet etmiştir. isnadında bulunan Ali b. Yezıd el-Elhani zayıftır.

 

 

 

14325- İbn Abbas bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Elinde bulunanlar konusunda bana Ebu Bekr kadar güvenen kimse yoktur. Beni kızıyla evlendirdi. Beni hicret evime (Medine'ye) götürdü. Eğer bir dost edinecek olsaydım Ebu Bekr'i dost edinirdim. Fakat kıyamet gününe kadar aramızda kardeşlik ve sevgi vardır. "

 

*Taberani rivayet etmiştir. Ravilerden Nehşel b. Said metruktur.

 

 

 

14326- İbn Abbas bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Güven konusunda benim için Ebu Bekr'den daha üstünü yoktur. Zira malıyla ve canıyla beni destekledi."

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de ve "Beni kızıyla evlendirdi." ilavesiyle el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. isnadında Erta'a Ebu Hatim vardır ve zayıftır.

 

 

 

14327- Muaz b. Cebel anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaz'ı Yemen'e göndermek istediğinde ashabından bazılarıyla istişare etti. Bunların içinde Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr ve Useyd b. Hudayr da vardı. Ebu Bekr: "Eğer bizim fikrimizi sormasaydın konuşmazdık" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana vahyedilmeyen konularda ben içinizden biri gibiyim" buyurdu. Herkes konuştu ve görüşünü söyledi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen ne diyorsun ey Muaz?" diye sorunca Muaz: "Ben Ebu Bekr'in görüşündeyim" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah, semasında Ebu Bekr'in hata yapmasından hoşlanmaz" buyurdu.

 

*Taberani rivayet etmiştir. isnadında bulunan Ebu'I-Atuf'u tanımıyorum. isnadındaki raviler güvenilirdir; ama bazılarında ihtilaf vardır.

 

 

 

14328- Sehl b. Sa'd es-Saidi bildiriyor: Resulullah (-sav), Ebu Bekr ve Ömer'le bir konuda istişare etti. İsabetli görüşü Ebu Bekr söyleyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah Ebu Bekr'in hata yapmasından hoşlanmaz" buyurdu.

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

14329- Ukbe b. Amir, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Ben (İsra gecesi) semaya götürüldüğüm zaman. Adn cennetine girdim. Önüme bir elma düştü, onu elime aldığımda ise yarıldı. İçinden beyazı bembeyaz, siyahı da simsiyah, kirpikleri şahinin kanat uçları gibi cezbeden iki göz çıktı. Ona: ‘‘Sen kime aitsin?’‘ diye sorduğumda ‘‘Senden sonra halife olacak kişiye aidim’‘ dedi"

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır ile el-Mu'cemu'l-evsat'ında, şeyhi Bekr b. Sehl'den naklediyor. Zehebı dedi ki: "Mukaribu'l-hadıs'tir, Abdullah b. Süleyman el-Abdi"den rivayette bulunmuştur. ibn Hibban onu güvenilir addetmiştir." Diğer ravileri ise Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

14330- Ca bir, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr'in ar kasında namaz kıldığını nakletmiştir.

 

*Taberani, M. es-Sağır ile el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. isnadında bulunan Ubeyd b. Hişam'ı Ebu Hatim ve başkası güvenilir saymışsa da hakkında ihtilaf bulunmaktadır.

 

 

 

14331- İbn Abbas, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Cennete öyle bir adam girer ki (oradaki) her ev veya oda sahibi mutlaka ona: ‘‘Merhaba, merhaba! Bize gel, bize geli’‘ der." Ebu Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Sence o adam kim?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O adam sensin ey Ebu Bekr!" buyurdu.

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır ile el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. Güvenilir bir ravi olan Ahmed b. Ebi Bekr es-Salimı dışında Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

14332- Sıla b. Zufer anlatıyor: Hz. Ali, yanında Ebu Bekr anıldığı zaman şöyle derdi: "Bizi geçeni anıyorlar." Devamla dedi ki: "Nefsim kudret elinde olana yemin ederim ki, hangi hayırda yarıştıysak Ebu Bekr bizi geçti."

 

*Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. isnadında bulunan Ahmed b. Abdirrahman b. el-Mufaddal el-Harranı'yi bilmiyorum; ama diğer ravileri güvenilirdir.

 

 

 

14333- Muhammed b. Akil bildiriyor: Ali b. Ebi Talib bize hutbe verdi ve: "Ey insanlar! İnsanların en cesurunu bana söyleyiniz" deyince: "Sensin, ey mü'minlerin emiri!" dediler (veya dedik). "Kiminle çarpıştıysam benden eman diledi (onu yendim.) Fakat siz bana insanların en cesurunu söyleyin" deyince; "Bilmiyoruz, kim? (olduğunu sen söyle)" diye karşılık verdiklerinde dedi ki:

Ebu Bekr'dir! Bedir günü Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir çardak yaptık ve dedik ki: "Müşriklerden kimsenin Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yönelmemesi için kim Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber kalır?" Vallahi bu işe Ebu Bekr'den başka kimse yanaşmadı. Kılıcını çekmiş ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başında bekliyordu. Kim Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yönelirse kendisi de ona yöneliyordu (O saldırıyı defediyordu.) İşte insanların en cesuru budur.

 

Sonra ekledi: Kureyş'in, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) etrafını sardığını gördüm. Biri vurmaya çalışıyor, biri yere düşürmeye çalışıyor ve şöyle diyorlardı: "İlahIarı tek ilah yapan sen değil misin?" Vallahi Ebu Bekr'den başka, bizden kimse oraya yaklaşamadı. Yalnız o, birine vuruyor, birini yere düşürüp hırpalıyor ve şöyle diyordu: "Yazıklar olsun size! Rabbim Allah diyen bir adamı mı öldüreceksiniz!"

 

Sonra Hz. Ali üzerinde olan gömleğini (gözlerine doğru) kaldırdı sakalı ıslanana kadar ağladı ve dedi ki: "Yüce Allah'ın adını vererek soruyorum: Firavun'un yanındaki mümin mi daha hayırlı, yoksa Ebu Bekr mi?" Cemaat susunca dedi ki: "Bana cevap vermeyecek misiniz? Vallahi, Ebu Bekr'in bir saati, Firavun'un yanındaki müminden daha hayırlıdır. Zira o adam (Firavun'un yanındaki mümin), imanını gizlemişti; bu adam ise açıkça imanını ilan etti.

 

*Bezzar rivayet etmiştir. isnadında tanımadığım bir ravi bulunmaktadır.

 

 

 

14334- Şakik bildiriyor: Hz. Ali'ye: "Senden sonra birini (halife) tayin etmeyecek misin?" diye soruldu. Dedi ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) halife tayin etmedi ki ben size halife tayin edeyim. Eğer Yüce Allah insanlar hakkında hayır dilerse, onları Nebi'sinden sonra, en hayırlılarının etrafında topladığı gibi yine en hayırlılarının etrafında toplayacaktır."

 

*Bezzar rivayet etmiştir. ismail Ebu'I-Haris haricinde ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

14335- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından Esid b. Safvan anlatıyor: Hz. Ebu Bekr vefat ettiği zaman bir elbiseyle örtüldü ve Medine ağlama sesiyle sarsıldı. İnsanlar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği gün gibi dehşete kapıldı. Hz. Ali hızlı bir şekilde: "İnna lillah ve inna ileyhi raciun, nübüvvetin hilafeti sona erdi" diyerek geldi. Ebu Bekr'in olduğu evin kapısına gelip durdu ve dedi ki: "Allah sana rahmet etsin ey Ebu Bekr! Sen insanların İslam yönüyle en önde olanı, iman yönüyle en mükemmel i, Yüce Allah'tan en çok korkanı, yük itibariyle de en ağırının altına gireniydin. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izinde yürüme konusunda en hassas, ashabı konusunda en duyarlı olandın. Her işi en iyi kendin yapıyor ve herkesten fazla çalışıyordun. Derece olarak insanların en üstün olanıydın. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en yakın, doğrulukta, ahlakta, vakarda ona en çok benzeyendin. Resulullah'ın yanında en güvenilir en şerefli makamdaydın. Allah, seni Resulullah'ın, İslam'ın ve Müslümanların yanında en değerli konumla mükafatlandırdı. İnsanlar Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yalanlarken sen tasdik ettin. Yüce Allah seni Kitab'ında "Sıddık" olarak adlandırdı. ‘‘Gerçeği getiren’‘ (Zümer, 33) Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem); ‘‘ ... Ve onu doğrulayanlar’‘ (Zümer, 33) Ebu Bekr'dir. İnsanlar ona cimri davranırken sen ona yardımda bulundun. İnsanlar ona yardımdan kaçındıkları zaman sen onunla hareket ettin. Zor anlarında en güzel bir şekilde O'na yoldaş oldun ve onu sakinleştirdin (rahatlattın). Hicrette ve zor anlarda yoldaşı oldun. (Vefatından sonra) ümmetine en güzel bir şekilde halifelik yaptın. İnsanlar irtidad ettikleri zaman Yüce Allah'ın dininin gereklerini yerine getirerek hiçbir peygamberin halifesinin yapamadığını yaptın. Arkadaşların zayıf düştüğünde sen dimdik durdun. Onlar gevşediğinde sen mukavemet ettin. Münafıklara ve kafirlerin kinlerine rağmen Resul'ün yolundan ayrılmadın. Onlar muvaffak olamadıklarında sen yapman gerekeni yaptın. Onlar yerlerinde dururken sen Yüce Allah'ın nuruyla yürüdün. Üstünlük bakımından en üstünleri, en az ve en mantıklı konuşanları, en fazla sessiz kalanları, en güzel konuşanları, görüşü en isabetli olanı, en cesuru, iman yönünden en mükemmelolanı, ameli en güzelolan ve işleri en iyi bilendin. Dinin Ya'sub'u (arı beyi) ve Müslümanlara merhametli bir babaydın. Onlar senin çocukların olduklarında (idareyi eline aldığında) taşıyamadıkları yükleri sen taşıdın, onların unuttuklarını sen aklında tuttun, ihmal ettiklerini sen gözettin, endişeye düştükleri zaman da sabrettin. İsteklerini yerine getirmeye çalıştın, seninle ummadıkları şeylere kavuştular. Kafirlere yağan bir azap Müslümanlara ise yağmur ve bereket gibiydin. (Hilafetin) nimetlerinden yararlanmaktan kaçındın. Hilafetin gereklerini yerine getirmekte başarılı oldun. Faziletlerini beraberinde götürdün. Bu işte başarılı olarak sen kazandın. Bir şeyde hüküm verirken delilin kuvvetliydi ve bu nedenle kalbin başka bir şeye meyletmedi. Fırtınaların yerinden oynatamadığı ve kasırgaların yok edemediği dağ gibiydin. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurduğu gibi: ‘‘Senin dostluğunla ve varlığınla insanların senden emin olduğu kişiydin.’‘ Ve: ‘‘Bedenen zayıf ama Yüce Allah'ın emrini yerine getirmede kuvvetliydin.’‘ Müslümanların gözünde büyük, yeryüzünde yüceydin. Kimse sende ayıplayacak bir şey bulamaz. Kimse sana söyleyecek kötü bir şey bulamaz. Aç gözlü değildin. Kimseye karşı yanlışın olmadı. Zayıf ve zelil olan, hakkını alana kadar senin yanında kuvvetliydi. Kuvvetli, kendisinden hak alınıncaya kadar senin yanında zayıftı. Sana yakın olanla uzak olan bu konuda birdi. Hak ve doğruluk şanındI. Yumuşak sözlüydün. Çekip gittin. Senin (idareye) gelişinle önümüzü görmeye başladık. Din seninle tamam oldu (güçlendi) İman güçlendi ve Yüce Allah'ın "Kafirler istemese de" sözü gerçek oldu. Vallahi bizi çok gerilerde bıraktın (geçtin) ve senden sonra gelecekleri çok yordun (senin gittiğin yolda gidebilmek için çok çaba sarf edecekler) Cenneti kazandın ve gökyüzünde vakarın arttı. Senin yokluğun halkı yıktı. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun. Yüce Allah'ın takdirine razı olduk ve işlerimizi Yüce Allaha havale ettik. Müslümanlar Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra senin yokluğun gibi bir musibete uğramadı. İslam için her zaman hazır bir nefer ve (ona sahip çıkan) bir yuva gibiydin. Müslümanlar için ise kale, gölgelik ve yalnızlıklarmı paylaştıkları biriydin. Münafıklar içinse hiddetli ve güçlüydün. Yüce Allah seni Resulüne kavuşturdu. Yüce Allah bizi senin ecrinden mahrum etmesin ve senden sonra bizi dalalete düşürmesin."

 

İnsanlar, Hz. Ali konuşmasını bitirinceye kadar sustu. Sonra ashab ağladı ve: "Doğru söyledin, ey Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) amcası oğlu!" dediler.

 

*Bezzar rivayet etmiştir. Ravilerden Ömer b. ibrahım el-Haşimi el-Kürdi hadis uyduran birisidir.

 

 

 

14336- Ali b. Ahmed es-Sedusı, babasından bildiriyor: Hz. Aişe'ye, bazı insanların onun babası (Ebu Bekir) hakkında kötü konuştukları haberi geldi. Böyle yapanlardan bazılarını çağırdı. Örtüsünü üzerine aldı, Onlara ağır söz söyleyip kınadı ve şöyle dedi:

 

Babam, hiç kimsenin babasına benzemez. Ona hiçbir el yetişemez.

Heyhat! O, yüce bir dağ ve uzun bir gölgeydi. Vallahi! Siz cimrilik yaptığınız zaman o destek oldu. Siz acizlik gösterdiğiniz zaman o önde ilerliyordu. Bir hedefi kastettiğinde ona en önce kendisi varırdı. Kureyş'in terbiyelisi ve olgunlukta sığınağı idi. Esirinin esaretini çözer, fakirini giydirir, kalplerine sükunet verir, dağılanını toplar ve bütün kalpler onu severdi. Sonra onun imanı kuvvetlendi ve bu kuvvet öyle bir dereceye geldi ki; içinde, batıl yolu izleyenlerin öldürdükleri şe)i ihya etmek için evinde mescid inşa etti. Allah ona rahmet etsin! O, çok gözyaşı döken, mahzun ve sesi yanık biriydi. Mekke kadınları ve çocukları etrafında toplanıp onunla alayettiler. Fakat: "Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar." (Bakara, 15) Kureyş'in erkekleri ona olan düşmanlıkları sebebiyle, yay ve oklarını ıbüyütüp onu hedef edindiler. Ona atmadık taş ve üzerinde kırmadıkları sopa bırakmadılar. İslam etrafa yayılıp yerleşene ve kuvvetlenene, temeli sağlamlaşıp insanlar topluluklar halinde İslam'a girene kadar atının üzerinden inmedi. Allah, Peygamberi'nin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ruhunu aldığı zaman, şeytan tuzaklarını kurdu, iplerini gerdi ve çadırını kurarak, süvari ve piyade bütün ordularıyla saldırdı. İslam'ın ipi sarsıldı. Ahdi karıştı ve halk arasında kargaşa çıktı. Gösteriş olarak İslam'a girenler irtidad etti. İslam'a görünüşte inananlar yoldan çıktılar. İnsanların talepleri çoğaldı. Bunlar (düştükleri bu durumdan) geri dönecek kişiler değildi. Ben ve Sıddik onların arasındayken, hallerine üzülerek onları geri döndürmek için çabaladı. Dağılanları topladı ve onları düzene koydu. Hazırlığını yapıp en güzel bir şekilde hiç usanmadan İslam'ı yaymaya başladı. Yanlışlıkları maharetle düzeltti. Onun baskısıyla nifak dağılıp yok oldu. Onun gayretiyle din tekrar canlanmaya başladı.

 

Hak sahibine gittiği zaman, herkes olgun davranmaya başlayınca ve kan dökülmesinin önüne geçilince ölüm zamanı geldi ve onun boşluğu, iyilikte, adaleti tatbik etmede kardeşi olan kişiyle dolduruldu. O, Ömer b. el-Hattab'dır. Onu doğuran anne ne güzel annedir. Onu karnında taşıdı, emzirdi ve onun gibi birisini doğurmadı. Kafirleri yenip onları zelil ederek şirki darmadağın etti. Birçok yeri fethedince, yeryüzü nimetlerini çıkardı, kötülüklerini ona iyi göstererek sunmaya çalıştı. Ama o, dünyadan Yüz çevirdi ve onunla mücadele etti. Sonra ondan uzak durmaya çalıştı. Sonra geldiği gibi, dünyayı terk etti. Bütün bunlara rağmen bana ne söyleyeceğinizi ve babamın hangi gününün intikamını alacağınızı gösterin. Sizin idarenizi aldığında adaletle hükmettiği günün mü? Yoksa sizi gözetip gittiği günün mü? Bu sözümü söyler, benim ve sizin için Allah'a istiğfar ederim.

 

*Taberani rivayet etti. Ahmed es-Sedusı Aişe'ye yetişmemiştir ve ne kendisini, ne de oğlunu tanımıyorum.

 

 

 

14337- Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde Bedeviler dinden döndüler ve münafıklık çoğaldı. Babamın başına gelen şey sağlam dağlara isabet etseydi onu parçalardı. Dedi ki: "Nerede dinden ayrılma olduysa üzerine uçar ve onun dinden ayrılmasını engellerdi." Sonra, Ömer b. el-Hattab'ı anarak dedi ki: "Vallahi! İyi bir idareciydi ve benzersiz di. İşlere hep ehlini görevlendirdi."

 

Reyyaşı dedi ki: Emsalsiz ve kimseye benzemeyen kişilere, "nesic vahdehu", "abir vahdehu" ve "celisun vahdehu" denir. Nitekim şair dedi ki: Onu cübbesine sarmış olarak getirdi Uzun süre taş atmakta eşi benzeri yoktur Pazılarıyla vurduğu zainan ateş çıkarır Hangi yiğitle karşılaşırsa onu yener.

 

Reyyaşi dedi ki: Esmai bana şu şiiri okudu:

Şu uykuya ne oluyor da beni devamlı uyumak için teşvik ediyor. Ben onu kendimden uzaklaştırıyorum, o ise beni bastırıyor.

 

*Taberani, el-Mu'cemu's-sağır ile el-Mu'cemu'l-evsat'ında değişik yollardan ve ravilerden rivayet etti. Birisinin ravileri güvenilirdir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Ebu Bekr, Ömer ve Diğer Iki Halifeyle Başkalarının Faziletleri