MECMAU

ZEVAİD

NÜBÜVVET ALAMETLERİ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Yemeğin Bereketlenmesi ile Ilgili Mucizeleri

 

14109. Hz. Ali anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Abdülmuttalib oğullarından, bir deveyi yiyecek ve kaplar dolusu içeceği (suyu) kadar büyük bir topluluğu bir araya getirdi -veya çağırdı-o Onlara bir müd yemek yaptı, doyana kadar yediler, ancak yemek, sanki dokunulmamış gibi olduğu gibi kaldı. Sonra taslada içecek vermelerini istedi, doyana kadar içtiler, içecek de dokunulmamış yahut içilmemiş gibi kaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara şöyle dedi: "Ey Abdulmuttalib oğulları! Ben, özelde size, genelde ise bütün insanlara gönderildim. İşte gördüğünüz şu mucizeyi gördünüz. Peki benim kardeşim ve arkadaşım olmak üzere bana hanginiz biat edecek?"

 

Bu teklifi için kimse ayağa kalkmadı. Oradakilerin en küçüğü olduğum halde bu daveti için ben ayağa kalktım. Bana üç kere: "Otur!" dedi. Her defasında ben kalkıyordum, o ise bana "Otur!" diyordu. Üçüncüsünde eliyle elime vurdu.

 

*Hadisi Ahmed rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

14110. Hz. Ali anlatıyor: "En yakın akrabanı uyar" (Şuara, 214) ayeti inince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Bize, bir sa' koyun budu pişir ve Haşim oğullarını bana topla!" buyurdu. O gün onlar kırk kişiydiler veya 39 nefer idiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yemeğin getirilmesini istedi ve onu önlerine koydu. Ondan doyasıya yediler. Doğrusu onların içinde öyle kimseler vardı ki bir deveyi tek başına yiyebilirdi. Sonra büyük bir kaseyi alıp onlara içecek verdi, her biri ondan -yani sütten- kanasıya içtiler. İçlerinden biri dedi ki: "Bugünkü gibi büyü görmedik!'' Onu diyenin Ebu Leheb olduğunu iddia edenler vardır.

 

Daha sonra yine "Ey Ali! Bize, bir sa' yemekle bir koyun budu pişir ve bir kap süt hazırla!" buyurdu. Ben de bunu yaptım. İlk gün yedikleri gibi yediler, ilk defasında içtikleri gibi içtiler. İlk defa arttığı gibi yiyecek ve içecekler arttı. "Bugünkü gibi bir büyü görmedik!" dediler. Daha sonra yine: "Ey Ali! Bize, bir sa' yemekle bir koyun budu pişir ve bir kap süt hazırla!" buyurdu. Ben de bunu yaptım. "Ey Ali! Bana Haşim oğullarını topla!" dedi. Ben de topladım. Yiyip içtiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Hanginiz benim borcumu öder?" diye sordu. Bu arada kendisi de orada bulunanlar da sustu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözünü tekrar etti. Ben: "Ben, ya Resulallah!" dedim. O ise: "Ey Ali, yine mi sen! Ey Ali, yine mi sen!" dedi.

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiştir. Anlatım ona aittir. Ahmed de hadisi kısa metinle vermiştir. Taberani de el-Mu'cemu'l-evsat'ta kısaltarak rivayet etmiştir. Ahmed'in ravileri ile Bezzar'ın iki isnadından birinin ravileri Sahlh ravileridir. Ancak Şerık hariç ki o da güvenilirdir.

 

 

 

14111. Ebu Eyyub anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekir'e, kendilerine yetecek kadar yemek yaptım ve onlara götürdüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Git, Ensar'ın eşrafından otuz kişi daha çağır!" Bu bana çok zor geldi. Dedim ki: "Benim bu yemeği artıracak durumum yok." Sanki üzerime bir ağırlık çöktü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine buyurdu ki: "Git, Ensar'ın eşrafından otuz kişi çağır!" Gittim, onları davet ettim, onlar da geldiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): '''Yiyin!'' buyurdu. Onlar da doyana kadar yediler. Soonra Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık ettiler, ona biat ettiler ve çıktılar. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git bana Ensar'ın eşrafından altmış kişi çağır!" buyurdu. Ebu Eyytib dedi ki: "Vallahi altmış kişiyi çağırmak, otuz kişiyi çağırmaktan daha kolayoldu. Onları davet ettim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Yiyin!" Onlar da doyasıya yediler. Sonra onun Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık ettiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e biat edip çıktılar. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Git bana Ensar'ın eşrafından doksan kişi çağır!" Bunları davet etmek de bana otuz ve altmış kişiyi davet etmekten çok daha kolay geldi. Onları da davet ettim. Doyasıya yediler. Çıkmadan öne Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık ettiler ve biat edip çıktılar. Benim o yemeğimden 180 kişi yemek yedi. Bunların hepsi de Ensar'dandı.

 

*Taberani rivayet etmiştir. Senedinde tanımadığım bir ravi vardır.

 

 

 

14112. Ebu Hubeyş el-Gıfarı anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Tihame gazvesinde beraberdim. Usfan'da iken sahabe gelip: "Ya Resulallah! Açlık bizi tüketti. İzin ver de binek develerimizi kesip yiyelim!" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onlara "Olur!" diyerek izin verdi. Hz. Ömer bunu haber alınca Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip şöyle dedi: "Ya Resulallah! Ne yaptın! İnsanların bineklerini kesmesine izin verdin. Pekiyi neye binecekler?" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Senin görüşün nedir, ey Hattab'ın oğlu?" diye sorunca Hz. Ömer: "Bence sen herkese yanında arta kalan azığını getirmesini emret. Bunları bir örtünün üzerinde topla. Sonra getirilen şeylerin çoğalıp bereketlenmesi için Allah'a dua et" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) herkese yanında arta kalan azığını getirmesini emretti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunların bereketlenmesi için dua etti. Sonra: "Kaplarınızı getirin!" buyurdu. Herkes kabını doldurdu. Sonra yola çıkılmasını emretti. Oradan geçip gidince yağmura tutuldular ve mala verdiler. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yağmur suyundan içti. Bu arada üç kişi geldi, ikisi Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına oturdu, birisi de yüz çevirerek gitti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bu üç kişinin durumunu size haber vereyim mi? Birisi Allah'tan haya etti, Allah da ondan haya etti. Diğeri tövbe ederek geldi, Allah da tövbesini kabul etti. Öteki de yüz çevirdi, Allah da ondan yüz çevirdi."

 

*Hadisi Bezzar ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani rivayet etmiştir. Taberani, şu ilaveyi vermiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen ne dersin ey Hattab'ın oğlu?" diye sorunca Hz. Ömer: "En üstün görüşlü olan sensin, ama ben onlara emretmeni uygun görüyorum" dedi.

Yine Taberani şu ilaveyi vermiştir: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mala verdi, onlar da onun yanında mala verdiler. Hemmu'l-Küra suyundan içtiler. Sonra Resul-i Ekrem onlara üç kişiden bahsetti." Bundan sonra hadisin devamını vermiştir. Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

14113. Ömer b. el-Hattab anlatıyor: Bir gazada Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraberdik. "Ya Resulallah!" dedik, "Düşman tok bir halde gelip çattı. Bu insanlar ise aç!" Ensar dedi ki: "Su taşıyan develerimizi kesip insanlara yedirsek ya!" Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de şöyle buyurdu: "Kimin yanında yemek artığı varsa onu getirsin!'' Kimi bir müd, kimi bir sa' ve daha fazla veya daha az miktarda yiyecek getiriyordu. Sonunda ordudan toplanan yiyeceklerin hepsi yirmi küsur sa' olmuştu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun yanına oturdu ve bereketlenmesi için dua etti. Sonra şöyle buyurdu: "Alın, ancak yağma etmeyin!" Kimi torbasına, kimi çuvalına doldurmaya başladı. Kaplarına da alıp doldurdular. Hatta kimi gömleğinin ucunu bağlayıp içine yiyecek dolduruyordu. Ancak toplanan yiyecek olduğu gibi eksilmeden kaldı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah'tan başka ilah olmadığına, benim de Allah'ın Resulü olduğuma şahadet ederim. Kim bu şehadeti hakkıyla getirerek Allah'a kavuşursa, Allah onu cehennem hararetinden korur".

 

*Hadisi Ebu Ya'la, M. es-Sağır ve el-Mu'cemu'l-kebır'de Taberani rivayet etmiştir. Senedinde Asım b. Ubeydillah el-Umeri vardır ki el-İcli onu güvenilir görürken bir grup hadis alimi zayıf addetmiştir. Diğer ravileri güvenilir kimselerdir.

Ben derim ki: Konuyla ilgili Ebu Amra hadisi, iman kitabında ilk bölümde geçmişti.

 

 

 

14114. Nu'man b. Mukarrin anlatıyor: Müzeyne kabilesinden dört yüz kişi olarak Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelmiştik. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize gereken şeyleri söyledi. Sonra heyettekiler: "Ya Resülallah! Azık edecek bir şeyimiz yok!" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ömer! Bu kavmin azığını hazırla." buyurdu. Hz. Ömer de: "Hurmadan başka hiçbir şeyim yok. Bunun da onlar için yeterli olacağını zannetmiyorum" dedi. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git ve azıklarını hatırla!" deyince, Ömer bizi Uleyye denen yere götürdü. Oraya varınca bir de ne görelim, (çökmüş) esmer ve genç bir deve gibi (yere) hurmalar yığılmış!. "Alın!" dedi, herkes ihtiyacı olan hurmayı aldı. Nu'man ekledi: "Dışarı en son çıkanlardandım. Dört yüz kişi onlardan aldığı halde gördüm ki hurmadan hiçbir şey eksilmemiş."

 

*Hadisi Ahmed ve Taberani rivayet etmiştir. Ahmed'in ravileri, Sahih ravileridir.

 

 

 

14115. Dükeyn b. Said el-Has'ami rivayet ediyor: Biz 440 kişi olarak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gittik ve ondan yiyecek istedik. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hz. Ömer'e: "Kalk ve onların istediklerini ver!" buyurdu. O: "Ya Resulallah! Bende ancak bana ve çocuklara dört ay yetecek kadar yiyecek var" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kalk ve onlara ver!" buyurdu. Hz. Ömer: '''Ya Resulallah! İşittim ve itaaet ettim" dedi. Hz. Ömer kalktı; biz de onunla beraber kalktık. Bizi bir odasına çıkardı. Anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. Bir de baktık ki; orada deve yavrusu kadar (yığılmış) hurma var. Hz. Ömer: "İşinizi görün!" dedi. Hepimiz oradan ihtiyacımız kadar aldık. Ben en son alanlardan biriydim. Sanki oradaki hurma hiç eksilmemişti.

 

*Ben derim ki: Ebu Davud bu hadisin bir kısmını rivayet etmiştir.

Bu hadisi Ahmed ve Taberani rivayet etmiştir. Her ikisinin ravileri de Sahih ravileridir.

 

 

 

14116. Vasile b. el-Eska' anlatıyor: Ben Ehl-i suffe arasındaydım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün ekmekle çağırdı ve onu tabağa ufalayıp içine sıcak su koydu. Sonra tabağın içine yağ koydu, ardından yemeğin kenarlarını toplayıp ortasını tepeleştirdi. Sonra: "Git ve bana, onunculan sen alacağın on kişi getir!" buyurdu. Gidip onları getirdim. Şöyle buyurdu: "Yiyin! Aşağı kısmından yiyin; üst tarafından yemeyin! Zira bereket, yemeğin tepesine iner." Onlar da doyasıya yediler.

 

*Ben derim ki: ibn Mace'de bunun son bölümü vardır.

Hadisi Ahmed rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir görülmüş ravilerdir.

 

 

 

14117. Vasıle b. el-Eska' anlatıyor: Ben, Ashab-ı Suffe'den idim.

Arkadaşlarım açlıktan şikayet ederek dediler ki: "Ey Vasıle! Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e git ve bizim için ondan yemek iste!" Ben de Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gittim ve: "Ya Resülallah! Arkadaşlarım açlıktan şikayet ettiler!" dedim. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunun üzerine Hz. Aişe'ye: "Yanında bir şey var mı?" diye sordu. Aişe: "Ya Resulallah! Bir-iki kırık ekmekten başka bir şey yok!" dedi. Resul-i Ekrem: "Onu bana getir!" buyurdu; o da getirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir tabak istedi. Ekmeği kaba boşalttı. Sonra eliyle onu ufalayarak tirit yapmaya başladı. Ekmek öyle arttı ki kabı doldurdu. Sonra: "Ey Vasile! Git ve dostlarımdan on tanesini çağır! Onuncuları sensin!" buyurdu. Ben de gidip arkadaşlarımdan on kişi çağırdım. Onuncuları bendim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Oturun ve Besmele'yle alın! Etrafından alın, tepesinden almayın. Çünkü bereket, yemeğin tepesinden aşağı iner." Doyasıya yediler ve kalktılar. Kabın içindeki yemek daha önceki gibi duruyordu. Sonra eliyle onu düzeltmeye başladı. Yemek öyle çoğaldı ki kabı tamamen doldurdu. Sonra: "Ey Vasıle! Git ve dostlarından on tanesini çağır!" buyurdu. Ben de gidip arkadaşlarımdan on kişi çağırdım. Onlar da aynı şekilde yediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kimse kaldı mı?" diye sordu. Ben: "Evet, on kişi daha var!" dedim. "Git ve onları getir!" buyurdu. Gidip onları getirince, onlara "Oturun!'' buyurdu. Onlar da oturup doyasıya yediler, sonra kalktılar. Kabın içindeki yemek aynen duruyordu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Ey Vasıle! Bunu Aişe'ye götür!"

 

 

 

14118. Bir rivayette ise şöyle geçer: Vasıle: "Ben, Suffe ashabındandım. Suffe ashabı yirmi kişiydi" diyerek yukarıdakine benzer şekilde hadiseyi anlatmış, ancak o rivayette şu ifadeyi kullanmıştır: "Evdekiler dediler ki: Biraz ekmek kırığı ile biraz süt var."

 

*Bunların hepsini iki isnadla Taberani rivayet etmiştir. isnadı hasendir.

 

 

 

14119. Ebu Talha anlatıyor: Mescid'e girdiğimde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünden aç olduğunu anladım. Hemen çıkıp Ümmü Süleym'in yanına gittim. Ümmü Süleym, Enes b. Millik'in annesidir ve Malik b. Ebi Enes'in nikahı altındaydı. Ona dedim ki: "Ey Ümmü Süleym! ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yüzünden aç olduğunu anladım. Yanında yiyecek bir şey var nu?" Kadın eliyle göstererek: "Yanımda az bir şey var" dedi. Ona: "O halde onu hazırla!" dedim ve Enes'i Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdim. Enes'e: "ResUlullah'ın yanına git, kulağına gizlice söyleyerek onu evimize çağır!" dedim. Enes, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gidince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu gelen, hayırlı bir haberle gelmiştir! Ey oğul, baban bizi çağırman için gönderdi değil mi?" dedi. Enes: "Evet!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabma:

 

"Bismillah deyip kalkın, gidelim!" dedi. Enes hızlıca koştu ve Ebu Talha'nın yanına geldi ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabıyla birlikte geliyor!" dedi. Ebu Talha der ki: Dışarı çıktım ve ResUlullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapının yanında merdiven dibinde karşıladım. Ona: "Ya Resulallah, bize ne yaptın? Yüzünden aç olduğunu anladım ve sadece senin yiyeceğin kadar bir şeyler yaptık" dedim. Resulullah: "İçeri gir, müjdeler olsun sana!" dedi. ResUlullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeri girdi, kabı eline aldı, yemeği kabın içinde toparladı, onu düzeltti ve: "Bir şey var mı?" dedi.

 

Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içinde bir şeyler olan, belki de hiç olmayan küçük bir yağ kabı daha getirdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle kabı sildi, yağı ondan alıp döktü ve: "Onar onar içeri girsinler!'' dedi. Her giren doyuncaya kadar yedi, nihayet herkes yiyip doydu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) artan yiyecek için: "Siz ve çocuklarınızda yiyiniz!" dedi; onlar da yiyip doydular.

 

*Bu hadisi Ebu Ya'la ve Taberani rivayet etmiştir. Taberani: "Onlar aşağı yukarı yüz kişiydiler" ilavesiyle hadisi vermiştir. Her ikisinin ricali de Sahih ricalidir.

 

 

 

14120. Enes b. Malik anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldim. Onu oturmuş, ashabıyla konuşurken buldum. Karnına bir taş bağlamıştı. Ashab-ı kiramdan birine: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) neden karnını bağlamış?" diye sordum; "Açlıktan!" dedi. Hemen Ebu Talha'ya gittim ve durumu ona haber verdim. -Ebu Talha, Ümmü Süleym binti Milhan'ın kocasıdır-. Dedim ki: "Ey babacığım! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in karnına bir kuşak bağladığını görd üm ve ashabından birine bunu sordum; ‘‘Açlıktan!’‘ dedi.'' Ebu Talha annemin yanına gitti ve: "Yiyecek bir şey var mı?" diye sorunca annem: "Evet. Ekmek parçaları ve bir kaç hurma var. Eğer Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize tek başına gelirse, onu doyurabiliriz. Ancak yanında biri gelirse, yemek onlara az gelir'' dedi. Ebu Talha bana dedi ki: "Ey Enes! Git ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e yakın dur. O kalkınca bekle, ashabı yanından ayrılsın. Sonra onu takip et. Kapısının eşiğine geldiğinde ona: ‘‘Babam seni davet ediyor’‘ de!'' Ben de bunu yaptım. "Babam seni davet ediyor'' deyince Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına: "Oradakiler! Gelin!" buyurdu. Sonra elimi tutup kuvvetlice sıktı. Sonra ashabı ile beraber yürüdüler. Elimi ancak eve yaklaştığımızda bıraktı. Gelenlerin çokluğu nedeniyle üzgün bir şekilde eve girdim. Dedim ki: "Babacığım! Senin söylediklerini Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söyledim. Ancak o (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabını da davet edip getirdi.'' Ebu Talha dışarı çıkıp dedi ki: "Ya Resulallah! Ben, seni tek başına davet etmesi için Enes'i gönderdim. Bu gördüklerimin hepsini doyuracak yemeğim yok'' Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Eve gir! Muhakkak ki; Yüce Allah yanındaki yemekle onları doyuracaktır!'' Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de benimle eve girdi. Sonra:

"Neyiniz varsa toplayıp getirin!" buyurdu. Yanındakiler de sofada oturdular. Biz de evimizde olan hurma ve ekmeği ona getirdik Onları hasmınızın üzerine yaydık Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bereketlenmesi için dua etti. Sonra dedi ki: "Sekiz kişi yanıma gelsin!'' Sekiz kişiyi eve aldım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) avucunu yemeğin üzerine koydu ve: "Bismillah diyerek yiyin!'' buyurdu. Onun parmakları arasından doyana kadar yediler. Sonra bana sekiz kişi daha getirmemi emretti. Bu şekilde nihayet seksen adam doyana kadar yemek yedi. Sonra beni, annemi ve Ebu Talha'yı çağırdı ve: "Yiyin!" buyurdu. Doyana kadar yedik. Doyunca ellerini yemekten çekti ve: "Ey Ümmü Süleym! Senin takdim ettiğin yemek bu kadar mıydı?" buyurdu. O da: "Anam babam sana feda olsun! Eğer ben onların yediğini görmeseydim yemeğimizden hiç bir şeyeksilmedi derdim" dedi.

 

*Ben derim ki: Sahıh'te, bu anlatım olmaksızın Enes'e ait bir hadis vardır.

Bu hadisi Taberani rivayet etmiştir. Senedinde Usame b. Zeyd b. Eslem vardır ki zayıf bir ravidir.

 

 

 

14121. Enes b. Malik anlatıyor: Ebü Talha -ki o, Enes'in üvey babasıdır-, Enes b. Malik'in annesi Ümmü Süleym'in yanına gelerek dedi ki: "Ey Ümmü Süleym! Yanında yiyecek bir şey var mı? Zira ben Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına uğramıştım; o sırada Suffe ashabına Nisa suresini okuyordu ve açlıktan karnına taş bağlamıştı!" O da: "Biraz arpa var" dedi ve onu öğüttü.

 

Ben derim ki: Enes bunları dedikten sonra şu kısmına kadar hadisi anlatmaya devam etti: O gün onlar seksen kişi oldukları halde gittiler. Resül-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de elimi tuttu. Eve yaklaşınca ben elimi onun elinden çektim. Derken Ebü Talha evde beni aramaya ve bana taş atmaya başladı. "Beni Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında rezil ettin!" diyordi. Sonra dışarı çıkıp durumu ona haber verdi. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına emretti; oraya oturdular. Sonra kendisi içeri girdi. Biz de ona yuvarlak ekmek getirdik. "Katık var mı?" diye sordu. Ümmü Süleym: "Ya Resülallah! Bizim elimizde bir yağ tulumu var; ben, Ebü Talha ile onu sıkmıştım" dedi. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Onu da getirin; çünkü üç kişinin sıkması, iki kişinin sıkmasından daha etkilidir." Onu da Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e getirdiler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların ellerinin yanına elini koyarak onu sıktı. Sonra ona bereket duası yaptı ve: "Bana on kişi çağırın!" buyurdu. Geldiler ve tokluktan geğirene kadar yediler. Enes bundan sonra hadisin devamını anlatmıştır.

 

*Bu hadis, farklı bir anlatımla Sahih'te yer almıştır.

Bunu el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani rivayet etmiştir. isnadı hasendir.

 

 

 

14122. Cabir b. Abdillah anlatıyor: Annem yemek yapıp bana dedi ki: "Git ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i çağır!" Ben de Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gidip gizlice: "Annem bir şeyler yaptı'' dedim ve onu davet ettim. O da ashabına: "Haydi kalkın!" dedi. Onun yanında elli kişi kalktı. Ben de kapıda oturdum. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onar onar içeri alt" buyurdu. Gelip doyasıya yediler. Sonunda yemek (eksilmeden) aynen kalmıştı.

 

*Taberani bunu el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir görülmüş kimselerdir.

 

 

 

14123. Ebu Hureyre anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Dostlarını çağır!" buyurdu. Onları birer birer Mescid'de aramaya başladım. Onları uyandırdım ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kapısına getirdim. İçeri girdik. Önümüze içinde iki müd arpa olan bir tabak konuldu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ın adıyla yiyin!" buyurdu. Yemek getirildiğinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştu: "Canım elinde olan Allah'a yemin olsun ki; Muhammed'in ailesinde gördüğünüzden başka yemek yoktur." Doyana kadar yedik. Hatta yemek arttı bile. Biz o zaman yetmiş ila seksen kişi kadar vardık.

 

Ebu Hureyre'ye "Bitirdiğinizde yemek ne kadardı?" diye sorunca:

"Konulduğu zamanki gibiydi, ancak üzerinde parmak izleri vardı" dedi.

 

*Taberani bunu el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

14124. Ebu Hureyre anlatıyor: Bir gece akşam yemeğini Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında yiyememiş, kaçırmıştım. Arkadaşlarımdan biri de beni davet etmemişti. Neyse yatsı namazını kıldım ve uyumak istedim; ancak (açlıktan) uyuyamadım. Sonra namaz kılmak istedim; onu da yapamadım. O sırada Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in odasının yanında bir siluet gördüm. Yaklaşıp baktım ki o, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) imiş, namaz kılıyormuş. Namazını kıldı ve kıble tarafında bir direğe yaslandı. (Karanlıkta) beni görünce "Bu kim ola ki? Ebu Hureyre mi?" diye sordu. Ben de "Evet!" dedim. "Bu gece akşam yemeğinde bizimle beraber değildin?!" dedi. Ben de: "Evet, öyle oldu" dedim. Buyurdu ki: "Eve git ve: ‘‘Yanınızdaki yemeği getirin’‘ de!"

 

Ben kalkıp gittim; bana, içinde yağ, un ve hurma ile yapılmış bir lapa yemeği olan çanak verdiler, onu getirip Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önüne koydum. Bana "Mescid'dekileri çağır!" buyurdu. Ben ise kendi kendime: "Gördüğüm bu azıcık yemekten dolayı vay başıma gelene! Günahtan dolayı vay başıma geleceklere!" diyerek gidip bakanm, biri uyuyor, onu uyandırır, ‘‘Davete buyur!’‘ derim; bakarım biri namaz kılıyor, onu da ‘‘Buyur!’‘ diyerek davet ederim" dedim.

Sonunda Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında toplandılar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) parmaklarını yemeğe koydu ve etrafını işaretledi. "Allah'ın adıyla (Besmele'yle) yiyin!" buyurdu. Dayana kadar yediler. Ben de doyana kadar yedim. Sonra Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Ey Ebu Hureyre! Bunu al ve Muhammed ailesine götür! Çünkü Muhammed ailesinde, ciğeri olanın yiyebileceği bundan başka yemek yoktur. Bu yemeği bize Ensar'dan biri ikram etmişti." Ben de tabağı aldım, onu kaldırdığımda gördüm ki içindeki yemek koyduğum gibi duruyor. Sadece üzerinde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in parmak izleri vardı.

 

*Taberani bunu el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

14125. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımı Safiyye validemiz anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün bana gelip:

 

"Ben açım, sende yiyecek bir şeyler var mı, ey Huyey'in kızı?" diye sordu. Ben: "Hayır; sadece iki müd un (hamur) var" dedim. "Isıt onu!" buyurdu. Unu tencerede ısıtıp pişirdim. Sonra; "Pişti, ya Resulallah!" dedim. "Ebu Bekir'in kızına ait tulumun yerini biliyor musun?" diye sordu. Ben: "Bilmiyorum, ya Resulallah!" dedim. Kendisi gidip onun odasına girdi ve: "Senin tulumunda bir şeyler var mı, ey Ebu Bekir'in kızı?" diye sordu. O da: "Azıcık bir şey var" dedi. Alıp onu getirdi ve iki tarafından tutarak tencereye sıktı. Çıkan şeyi gördüm. Sonra elini koydu ve:

"Bismillah! Kız kardeşlerini (yani Hz. Peygamber'in diğer eşlerini) çağır! Ben biliyorum ki; onlar da benim hissettiğim şeyi (açlığı) hissediyorlar" buyurdu. Onları da çağırdım ve hepimiz doyana kadar yedik. Sonra Ebu Bekir gelip girdi. Az sonra Ömer, ondan sonra da bir adam geldi. Onlar da doyana kadar yediler; ancak yine de yemek arttı.

 

*Taberani bunu el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. Senedinde Hudeyc b. Muaviye vardır ki onun zayıf olduğu kesin görülmüştür. Diğer ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

14126. Enes b. Malik'in annesi anlatıyor: Bizim bir koyunumuz vardı, onun yağını bir kaba koydum, kap doldu. Sonra onu Rebıbe'ye verip: "Ey Rebıbe! Bu yağ kabını Resulullah'a götür, bu yağı kullansın!'' dedim. Kız onu aldı ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürdü. "Ya Resulallah! Bu yağı Ümmü Süleym sana gönderdi" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun kabını boşaltın!" buyurdu. Kap boşaltıldı ve kıza geri verildi. Kız tekrar Ümmü Süleym'in yanına geldiğinde kabın dolu olup taştığını gördü. Ümmü Süleym dedi ki: "Rebıbe, sana bu yağı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürmeni söylemedim mi?" deyince Rebıbe: "Evet, bunu yaptım! Eğer bana inanmıyorsan git kendisine sor!" dedi. Ümmü Süleym kızla birlikte Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gitti ve: "Ya Resulallah! Bu kızı, içinde yağ olan bir kapla sana göndermiştim!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet, kız yağı getirdi" buyurdu. Ümmü Süleym: "Seni hidayetle ve hak din ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, kabımız yağ ile dolmuş, taşıyor!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de ona dedi ki: "Allah, Peygamber'ini doyurduğu gibi seni de doyurduysa, buna hayret mi ediyorsun? Yiyiniz ve yediriniz!" Ümmü Süleym der ki: "Eve geldim ve o yağı şöyle şöyle kaplara koydum. Kabın içinde de bir veya iki ay kullanacağımız kadar yağ ayırdım".

 

*Bu hadisi Ebu Ya'la ve Taberani rivayet etmiştir. Ancak Taberani"Rebıbe" yerine "Zeyneb", demiştir. Her ikisinin isnadında da Muhammed b. Ziyad et-Turcumi -el-Yeşkurı- vardır ki o. hadis uyduran biridir'.

 

 

 

14127. Ümmü Malik el-Ensariyye anlatıyor: Ümmü Malik, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir tulum yağ getirdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bilal'e tulumu sıkıp içini boşaltmasını emretti. Sonra tulumu Ümmü Malik'e verdi ve evine döndü. Bir de baktı ki tulum dolmuş. Ümmü Malik hemen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına döndü ve dedi ki: "Ya Resulallah! Benimle ilgili bir vahiy mi geldi?" Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Neden Ümmü Malik?" diye sorunca o da "Hediyemi geri çevirdin" dedi.- Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bilal'i çağırdı ve bu konuyu ona sordu. "Seni hak üzere gönderene yemin olsun ki, (getirenden) utanana kadar onu sıktım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Müjdeler olsun Ümmü Malik! Allah'ın sana onun sevabım hemen gönderdi." Sonra ona her namazın ardından on defa Sübhanallah, on defa Elhamdulillah, on defa da Allahu ekber demeyi öğretti.

 

*Taberani rivayet etmiştir. Senedinde adını vermediği bir ravi vardır. Ata b. es-Saib de ezberi bozulmuş bir ravidir. Diğer ravileri, Sahih ravileridir.

 

 

 

14128. Ümmü Evs el-Behziyye'nin bildirdiğine göre kendisi, yağını bir tuluma doldurup Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hediye etmiş. O da kabul edip içindekini alınış ve ona bereketli olması için dua etmiş. Tulumu ona geri verdiklerinde bakınış ki tulum yağ ile dolu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in onu kabul etmediğini sanmış ve feryat ederek gitmiş. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona olayı anlatın!" buyurmuş. Ümmü Evs, o yağdan Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene değin yedi. Sonra Ebu Bekir, Ömer ve Osman döneminde de yedi. Hz. Ali ile Muaviye arasında anlaşmazlık çıkana değin o yağ bitmemişti.

 

*Taberani rivayet etmiştir. Senedinde ismet b. Süleyman vardır ki onu tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilir görülmüştür.

 

 

 

14129. Hamza b. Amr anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabının yemeği, ashabının uhdesinde idi; bir gece birine, öbür gece diğerine sıra gelirdi." Hamza anlatmaya devam ediyor: Bir gece nöbet bana geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabına yemek yapıp götürdüm. Tulumun ağzını açık bırakmıştı; tulum hareket edince içindeki yemek döküldü. Kendi kendime dedim ki: "Kendi elimle Resulullah'ın yemeğini döktüm!" Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onu yaklaştırf" dedi. "Ya Resulallah! Bunu yapamam!" dedim. Yerime döndüm. Bir de baktım ki; tulumdan pat pat diye sesler geliyor. Dedim ki: "Allah Allah! Dökülmüştü, ama içinde yemek kalmış," Onu çektim aldım. Baktım ki; yarısına kadar dolmuş. Onu alıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e getirdim ve durumu anlattım. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Sen onu bıraksaydın ağzına kadar dolar, sonra ağzı bağlanırdı.''

 

*Taberani rivayet etmiştir. Tebuk gazvesi anlatılırken ona ait bir kanaldan hadis geçmişti. O tarikte şu ifade vardır: "Eğer onu bıraksaydın, bir vadi dolusu yağ akardıl"

Buradaki kanalın ravileri, güvenilir görülmüştür.

 

 

 

14130. Mes'ud b. Halid anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir koyun gönderdim. Sonra bir ihtiyacım için bir yere gittim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) koyunun yarısını geri göndermiş. Ümmü Hunas'ın yanına döndüğümde bir de baktım ki içinde et var. "Ey Ümmü Huanas! Bu et nedir?" diye sordum; "Dostun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) senin kendisine gönderdiğin koyunun yarısını sana geri göndermiş" dedi. "O zaman bunu neden çocuklarına yedir miyorsun?" dedim; şöyle karşılık dedi: "Bu gördüğün onların artığı. Hepsini doyurdum." Halbuki önceden iki üç koyun kestiklerinde onlara yetmiyordu.

 

*Taberani rivayet etmiştir. Senedinde tanımadığım raviler vardır.

 

 

 

14131. Cabir bildiriyor: Ensar'dan bir kişi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip misafiri olduğunu ileri sürerek yiyecek istedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona yarım vesk arpa verdi. O arpadan bir müddet yediler. Ne kadar kaldı diye o arpayı ölçene kadar bu durum devam etti. Onu ölçünce çok geçmeden tükendi. Adam bu durumu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e haber verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Onu tarttınız mı? Eğer onu tartmasaydın, o bitmezdi ve şu kadar zamana kadar kalırdı. " Veya şu ifadeyi kullandı: "Eğer onu tartmasaydın, ömrün boyunca yeterdi. "

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiştir. Senedinde Muhammed b. Ebi Leyla vardır ki güvenilir bir ravidir. Ancak onda zayıflık vardır.

 

 

 

14132. Ebu Hureyre anlatıyor: Bir bedevi, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi ve bir şeyler istedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun istediğini aramak için içeri girdi ve odalarının birisinde yiyecek bir lokma bir şey buldu. Onu alıp parçaladı. Elini üzerine koydu. Sonra bedeviye: "Ey bedevi, ye!" -buyurdu. Bedevi doyana kadar yedi. Ancak yemek yine arttı. Bedevi başını kaldırarak artan yemeğe bakmaya ve "Sen kesinlikle salih bir adamsın" demeye başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Müslüman ol!" dedi. Ancak o, İslam'ı kabul etmedi. Ama yine de: "Sen kesinlikle salih bir adamsın" diyordu.

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiştir. Senedinde Seriyy b. Asım vardır ki hadis uyduran biridir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Kolunu Bana Ver!" Sözü