MECMAU ZEVAİD |
NÜBÜVVET ALAMETLERİ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük
Biyografi
Kelerin Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Nübüvvetine Şahitlik Etmesi
14086. (Konuşan) keler
hadisini Ömer b. el-Hattab anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
ashabıyla bir toplantı halindeydi, Benti Süleym kabilesinden bir bedevi geldi.
Bir keler avlamış, onu cebine koyup pişirip yemek üzere bineğindeki eşyaların
yanına gitmek üzere yola koyulmuşken bir topluluğu görünce: "Bu topluluk
niçin toplanmış?" diye sordu. Oradakiler: "Bu, peygamber olduğunu
iddia eden kimsenin başına toplanmışlar" dediler. Bunun üzerine adam gidip
topluluğu yararak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde durdu ve
şöyle dedi: "Ey Muhammed! Analar, senden daha yalancı dilli ve daha eksik
birini doğurmamıştır! Eğer Araplar beni aceleci olarak niteleyecek olmasaydı,
ben tez davranır, seni öldürürdüm. Seni öldürerek bütün insanları
sevindirirdim," Bunun üzerine Ömer b. el-Hattab: "Ya Resulallah! İzin
ver, kalkıp şu adamı öldüreyim!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ise: "Ey Ömer! Bilmez misin ki, yumuşak huylu kişinin peygamber
olmasına ramak kalmıştır" buyurarak onu teskin etti.
Sonra adam Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e dönüp şöyle dedi: "LM ve Uzza'ya yemin
olsun ki sana inanmam!" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de ona:
"Ey bedevi! Bu sözleri söylemeye seni iten sebep neydi? Sen gerçek olmayan
birşey söyledin ve meclisimde bana saygı göstermedin" dedi. Bedevi ise
Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem)küçümseyerek: "Hala benimle
konuşuyor musun sen? Lat ve Uzza'ya yemin olsun ki, şu keler sana iman
etmedikçe, ben sana iman etmeyeceğim" dedi. Böyle dedikten sonra, keleri
heybesinden çıkarıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önüne attı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey keler!" diye seslendi.
Keler de ona fasih ve açık bir Arapça ile cevap verdi. Oradakiler onun cevabını
hep birlikte işittiler. Keler, şöyle cevap verdi: "Buyur, sana mutluluklar
dilerim, eyalemlerin Rabbi'nin elçisi!" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ona: "Ey keler! Sen kime kulluk edersin?" diye sordu. Keler:
"Arş'ı semada,
saltanatı yerde, yolu denizde, rahmeti Cennet'te ve azabı da Cehennem'de olana
kulluk ederim" dedi. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey
keler, ben kimim?" diye sordu. Keler: "Sen, alemlerin Rabbinin elçisi
ve peygamberlerin sonuncususun, seni tasdik eden kurtuluşa erer. Seni
yalanlayan hüsrana uğrar." Bunun üzerine bedevi şöyle dedi: "Allah'tan
başka hiçbir ilah bulunmadığına, senin de gerçekten Allah'ın Resulü olduğuna
şahadet ediyorum. Allah'a yemin ederim ki, ben sana geldiğimde yeryüzünde senin
kadar öfkelendiğim başka bir kimse yoktu. Ama sen şu anda bana kendi canımdan
ve çocuğumdan daha sevgilisin. Sana tüylerim, cildim, içim ve dışım, gizlilik
ve aşikarlığım iman etti." Bedevinin bu sözünden sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Seni benim vasıtamla dine
hidayet eden Allah'a hamd olsun. Doğrusu şu din yücelir ve onun üstüne hiçbir
şey çıkamaz ve bu dini Allah ancak namazIa kabul eder. Namaz da ancak Kur'an'la
kabul edilir." Resulullah o bedeviye Fatiha ve İhlas surelerini öğretti.
Bedevi dedi ki: "Ya Resulallah! Ben yalın sözlerde de, recez (şiir)
tarzında da bundan (Kur'an'dan) daha güzel birşey işitmedim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) de şöyle buyurdu: "Kuşkusuz bu, alemlerin
Rabbi'nin kelamıdır. Şiir değildir. Eğer sen, İhlas suresini bir kez okursun
Kur'an'ın üçte birini okumuş gibi olursun. Bu sureyi iki kez okursan, Kur'an'ın
üçte ikisini okumuş gibi olursun. Bu sureyi üç kez okursan, Kur'an'ın tamamını
okumuş gibi olursun." Bunun üzerine bedevi: "Bizim tanrımız ne güzel
bir tanrıdır! Az şeyi kabul ediyor, bol sevap veriyor" dedi. Sonra
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına: "Bedeviye bir şeyler
verin!" diye emretti. Onlar da bedeviyeçok mal verip onu nimete boğdular.
Abdurrahman b. Avf, kalkıp şöyle dedi: "Ya Resulallah! Benim yanımda on
aylık gebe olan bir dişi deve var. Horasan devesinden daha düşük ama başıboş
develerden daha yüksek değere sahiptir. Şimdi ben bunu vesile kılarak yüce
Allah'a yaklaşmak istiyorum." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sen vereceğin devenin evsafinı belirttin. Ben de kıyamet gününde mükafat
olarak Yüce Allah'ın sana vereceği devenin evsafını belirteyim mi?"
buyurunca o da: "Olur!" dedi. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) onu şöyle tavsif etti: "Kıyamet gününde sana, içi oyulmuş inciden
yapılma bir deve verilecektir ki, onun ayakları yeşil zebercedden, boynu sarı
zeberceddendir. Üzerinde bir mahfel vardır. Mahfel'in üzerinde ipek ve
ibrişimler vardır. Seni Sırat köprüsünün üzerinden şimşek gibi
geçirecektir."
Bedevi, aldığı mallarla
birlikte Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından ayrıldı. Yolda
bin süvariyle karşılaştı. Ellerinde bin tane kılıç ve bin tane kargı vardı.
Onlara: "Nereye gidiyorsunuz?" diye sordu. "Şu yalan söyleyen ve
peygamber olduğunu iddia eden adama gidiyoruz, onunla savaşacağız!"
dediler. O ise: "Şüphesiz ben, Allah'tan başka ilah bulunmadığına,
Muhammed'in de Allah'ın Resulü olduğuna şahadet ederim." dedi. Ona:
"Sen dininden mi döndün?" dediler. O da: "Ben dinimden
dönmedim!" dedi ve onlara, kendisiyle Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) arasında geçen şeyleri anlattı. Onlar da topluca şehadet getirerek
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) meclisine gittiler. Geldikleri
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haber verilince üzerindeki
cübbesiyle onları karşıladı. Onlar da bineklerinden inip Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördükleri yerlerini öperek "La ilahe
illallah Muhammedun Resulullah" deyip Müslüman oldular. Sonra: "Ya
Resulallah! Bize ne buyuracaksan buyur!" dediler. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) de: "Halid b. el- Velfd'in sancağı altına girersinizt"
buyurdu. Süleym oğulları hariç, Araplardan bunlar gibi topluca Müslüman olan
başka bin kişilik bir grup görülmedi.
*Taberani bunu M. es-Sağir ile el-Mu'cemu'l-evsat'ta hocası Muhammed
b. Ali b. El-Velid el-Basri'den rivayet etmiştir. Beyhakı der ki: Bu hadisteki
uydurma töhmeti bu raviye yüklenmiştir.
Ben derim ki: Diğer
ravileri Sahih ravileridir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: