MECMAU

ZEVAİD

NÜBÜVVET ALAMETLERİ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Onun ve Ona (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Itaat Edenin Temsili

 

13957. İbn Abbas'ın bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüyasında iki melek gördü. Biri baş tarafına, diğeri ayak tarafına oturmuştu. Ayak tarafında olan, baş taraftakine: "Bunun ve ümmetinn temsilini söyle!" dedi. O da şöyle anlattı: "Bunun ve ümmetinin misali yolculuk yapan bir kafilenin durumu gibidir. Çöle vardıklarında azıkları biter; ne orayı aşmak, ne de geri dönmek için azık kalmıştır. Onlar bu haldeyken, güzel giyimli bir adam gelerek onlara: ‘‘Ne dersiniz? Size çayırlı bahçeler ve suya kandıran havuzlar getirse m, bana tabi olur musunuz?’‘ der. Onlar da ‘‘Evet!’‘ derler. O da vaad ettiğini yapar; onlara yeşil bahçeler ve suya kandıran havuzlar getirir. Yerler, içerler ve beslenirler. Sonra onlara ‘‘Sizi bu halde bırakmamı ister misiniz? Ne dersiniz? Size çayırb bahçeler ve suya kandıran havuzlar getirsem, bana tabi olur musunuz?’‘ der. Onlar da ‘‘Evet!’‘ derler. O zaman: ‘‘Sizin önünüzde bundan daha otlak ve daha güzel havuzlar var. Bana tabi olun der.’‘ Bir grup: ‘‘Doğru söyledi. Vallahi biz ona tabi olacağız’‘ der. Diğer grup da ‘‘Biz buna razıyız, burada kalacağız’‘ der."

 

*Hadisi Ahmed, Taberani ve Bezzar rivayet etmiştir. Bezzar'ın isnadı hasendir.

 

 

 

13958. Rabia el-Cureşı anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına varılarak ona: "Gözün uyusun; ancak kulağın duysun, kalbin de akletsin!" denildi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Nitekim gözüm uyudu, kulağım duydu, kalbim de akletti.'' Ravi dedi ki:

"Ona şöyle denildi: Bir efendi bir ev yaptırdı ve bir davetçi göndererek ziyafete davet etti. Kim davetçiye icabet ederse, o kimse eve girer ve ziyafetten yer, efendi de ondan memnun olur. Kim de icabet etmezse, eve girmez ve ziyafete nailolamaz. Efendi de ona kızar. İşte bu misaldeki efendi Allah'tır; davetçi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'dir; ziyafet de cermettir."

 

*Taberani hasen bir isnadla rivayet etmiştir.

 

 

 

13959. Abdullah İbn Mes'ud anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni adam gönderip çağırttı. Yola çıkıp şöyle şöyle bir yere vardık. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bir hat çizip şöyle tembih etti:

"Şunun arkasında kal! Onu geçme! Zira bu hattan çıkarsan helak olursun!" Abdullah diyor ki: Ben de orada kaldım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir taş atımı veya daha uzak bir mesafeye -veya bunun gibi bir şey söyledi- gitti. Sonra vızıltı gibi bir sesden bahsetti. -Affan rivayetinde: Onların üstünde elbise yoktu, ancak edep yerlerini görmüyordum.- Boyları uzunca, etleri zayıf bir yapıdaydılar. Gelip Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in üstüne yığılmaya başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onlara okumaya başladı. Bu esnada bana doğru gelerek etrafıma yönelmeye ve bana musallat olmaya başladılar.

 

Abdullah devam ediyor: Feci bir şekilde onlardan korktum. Ben öylece oturdum. -veyabuna benzer bir şey söyledi. Şafak sökünce gitmeye başladılar. -veya buna benzer bir şey söyledi-. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağır ve fenalaşmış bir şekilde veya onların başına yığılmalarından fenalaşmaya yakın bir halde geldi ve: "Kendimi ağır hissediyorum" veya -buna benzer bir şey dedi.- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını kucağıma koydu. -veya buna benzer bir ifade kullandı- Derken, üzerinde beyaz elbiseler olan uzun boylu adamlar geldi -veya buna benzer bir ifade kullandı-o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu arada bayıldı.

 

Abdullah dedi ki: Ben bu sefer öncekinden daha kötü korktum. Arim'in rivayetinde şöyle geçer: Onlar birbirine dediler ki: "Andolsun ki bu adama hayır verilmiştir! - veya buna benzer bir ifade kullandılar. Bunun gözleri uyumaktadır veya gözü uykudadır." Sonra birbirlerine:

"Onun durumuna bir temsil getirelim!" dediler. Birbirlerine: "Onlara siz temsil getirin, biz açıklayalım veya biz temsil getirelim, siz açıklayın!" dediler ve şu temsili anlattılar: "Bir efendi oldukça sağlam bir köşk yaptırır; sonra bir ziyafet hazırlayıp insanları ziyafete davet eder. İcabet edenler gelip yemeğinden yer. İcabet etmeyenleri de davet sahibi şiddetli bir şekilde cezalandırır." Diğerleri bu temsili şöyle açıkladılar:

"Efendi, Rabbu'ı-alemindir. Bina, İslam'dır. Yemek, cennettir. Davetçi de O'dur. Ona tabi olan, cennette olur." Arim'in rivayetinde: "İcabet etmeyenleri cezalandırır" ifadesi geçer. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ümmü Abd'in oğlu! Ne gördün?" diye sordu. Abdullah da:

"Şunları şunları gördüm" diye anlattı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Onların konuşmalarından hiç biri bana saklı kalmadı" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlar meleklerden bir gruptur" -veya "Onlar meleklerdendir" -veya Allah daha iyi bilir, böyle bir şey söyledi.-

 

*Ben derim ki: Tirmizı bunu muhtasar olarak rivayet etmiştir.

Hadisi Ahmed rivayet etmiştir. Ravileri, Amr el-Bekkali hariç, Sahih ravileridir. el-İcli, onu tabiunun güvenilir ravileri arasında sayarken, ibn Hibban ile başkaları da sahabe arasında addeder.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Onu (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Duyup da Iman Etmeyenler Hakkında