MECMAU

ZEVAİD

EDEB

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Selamı Ilk Veren Olmak

 

12745. Ebu'd-Derda: Biz "Ya Resulallah! Karşılaştığımızda hangimiz önce selam verecek?" diye sürduk; "Ona en çok gönÜllÜ olan!" buyurdu.

 

*Taberani rivayet etmiştir. Senedinde tanımadığım raviler vardır.

 

 

 

12746. Müzeyne'li el-Ağar anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensar'dan birinin yanındaki bir parça hurmanın bana verilmesini emretmişti; ancak Ensari bunu vermeyi geciktirdi. Ben de bunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyledim. Bunun üzerine: "Ey Ebu Bekir! Sabahleyin onunla git de hurmasını al" buyurdu. Ebu Bekir bana, sabah namazını kıldığımızda Mescid'de buluşmak için söz verdi. Nitekim bana söz verdiği yerde onu buldum. Mescid'den çıkıp giderken Ebu Bekir ta uzakta gördüğü kimselere hep selam verdi ve şöyle dedi: "Senden önce selam veren kimselerin senden üstünlüğünü düşünmüyor musun? Selamda kimse seni geçmesin." Bunun üzerine biz, biri göründüğünde daha o bize selam vermeden erken davranıp ona selam vermeye başladık.

 

*Bu hadisi el-Mu'cemu'l-kebır ile el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani rivayet etmiştir. el-Mu'cemu'l-kebir'deki iki isnaddan birinin ravileri, Sahih ravileridir.

 

 

 

12747. Ebu Umame el-Bahili'den bildirildiğine göre o, her karşılaştığına selam verirdi. Ravi dedi ki: Birinin ondan önce selam verdiğini bilmiyorum. Ancak bir defasında bir Yahudi direğin arkasına saklanıp birden ortaya çıktı ve ona selam verdi. Ebu Umame de ona:

"Yazık sana ey Yahudi! Bu yaptığına seni sevk eden nedir?" diye sordu. O da: "Ben seni çok selam veren biri olarak gördüm ve bunun bir üstünlük olduğunu anladım. Bu yüzden o üstünlüğü senden almak istedim." Bunun üzerine Ebu Umame ona şu karşılığı verdi: "Yazık sana! Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Muhakkak ki Allah, selamı bizim ümmetimize bir selam; zimmetimizde olanlar için de eman ve güvence kıldı’‘ dediğini işittim."

 

*Bunu hocası Bekr b. Sehl ed-Dimyatı'den Taberani rivayet etmiştir. Nesai onu zayıf görmüş, ondan başkaları ise "Mukaribu'l-hadıs biridir" demiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Selamlaşmanın ve Onu Cevaplamanın Sınırı