MECMAU

ZEVAİD

EDEB

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Mahlukatın Acayiplikleri

 

13360. Ebu Hureyre anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şunları anlattı: "Ben, İsni (Miraç) gecesi yedinci semaya inince, baktım ki yukarıda -veya üstümde- gök gürültüsü, şimşek ve yıldırımlar var. Derken karınları, içinde yılanların bulunduğu evler gibi olan bir topluluğa rastladım. Dışarıdan o yılanlar görülmekteydi. ‘‘Bunlar kimlerdir ey Cibril?’‘ diye sordum. ‘‘Bunlar faiz yiyenlerdir’‘ dedi. Dünya semasına indiğimde de alt tarafımda rüzgar, sesler ve dumanlar vardı. Dedim ki: ‘‘Ey Cibril! Bu nedir?’‘ '‘‘Bunlar gökler ve yerin melekLitunu görmesinler diye Ademoğullarının gözlerini yakan şeytanlardır. Eğer bu olmasaydı, akıllara durgunluk veren birçok şeyler görürlerdi’‘ dedi."

 

*Ben derim ki: ibn Mace bu hadisin sadece faiz yiyenler bölümünü rivayet etmiştir. Ahmed rivayet etmiştir. isnadında Ebu's-Salt adlı bir ravi vardır ki kendisini tanımıyorum.

 

 

 

13361. Abdullah b. Amr b. el-As dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güneşi batarken seyretti ve: "O, Allah'ın kızgın ateşine gitti. Eğer Allah'ın emriyle ona mani olmasaydı, yeryüzündekileri yakardı" dedi.

 

*Ahmed rivayet etmiştir. Senedinde adını vermediği bir ravi vardır. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

13362. Ebu Umame el-Bahili bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güneş üzerinde altı melek görevlendirilmiştir. Bunlar her gün güneşe kar atarlar. Eğer böyle olmasaydı ışığının deydiği her şeyi yakardı" buyurdu.

 

*Taberani rivayet etmiştir. Senedinde Ufeyr b. Ma'dan vardır ki gerçekten zayıf bir ravidir.

 

 

 

13363. İbn Ömer dedi ki: Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne dersin, yeryüzü neyin üzerindedir?" diye soruldu. O da: "Yeryüzü suyun Üzerindedir" cevabını verdi. "Peki su neyin üzerindedir?" diye soruldu. "Bir kayanın Üzerinde" diye cevap verdi. "Kaya neyin üzerindedir?" diye soruldu. "O da bir balığın sırtındadır. Balığın iki ucu Arş'a kavuşur" diye cevap verdi. "Balık neyin üzerindedir?" diye soruldu. "O da ayakları havada olan bir meleğin omuzundadır" diye cevap verdi.

 

*Bunu hacası Abdullah b. Ahmed'den -yani ibn Şebıb'den- Bezzar rivayet etmiştir ki bu ravi zayıf bir ravidir.

 

 

 

13364. Ebu Zer bildiriyor: Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu:

"YeryÜzÜnÜn kesafeti beş yÜz yıllık bir yÜrÜyÜş mesafesidir. En yÜksek yer ile dÜnya semasının arası beş yÜz veya onun (yeryÜzÜnÜn) kalınlığı beş yÜz yıldır. İkincinin kalınlığı da böyledir. Yerin her katmanı bu şekildedir. En yÜksek yer ile yedinci sema arası beş yÜz yıldır. GöğÜn kalınlığı da beş yÜz yıllıktır. Sonra her gök, yedinci kat göğe kadar böyledir. Yedinci kat gökle Arş arasındaki mesafe bunların tÜmÜ kadardır. "

 

*Bezzar rivayet etmiştir. Ricali Sahih ricalidir; ancak Ebu Nasr Humeyd b. Hilal, Ebu Zer'den hadis işitmemiştir.

Hadid suresi tefsirinde Ebu Hureyre hadisi geçmişti.

 

 

 

13365. Rebi b. Enes dedi ki: "Dünya seması korunmuş bir levhadır.

İkincisi kayadır. Üçüncüsü demir, dördüncüsü bakır, beşincisi gümüş, altıncısı altın ve yedincisi yakuttur."

 

*Bu hadisi el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani, Rebı'den bu şekilde mevkuf olarak rivayet etmiştir. Herhalde nüshadan düşmüş kelimeler vardır. Bunun senedinde Ebu Cafer erRazı vardır ki Ebu Hatim ve başkaları onu güvenilir görürken Nesai ve daha başkaları zayıf görmüştür. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

13366. Ubeydullah b. Ebi Bekir b. Enes dedi ki: Enes b. Malik'e üç hasletten; Güneş, Ay ve yıldızlardan, bunların neden yaratıldığından sordum; şöyle cevap verdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Bunlar Arş'ın nurundan yaratılmıştır" dedi. 

 

*Bu hadisi el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani rivayet etmiştir. Bunun senedinde Ma'kil b. Malik vardır ki ibn Hibban onu güvenilir görürken Ezdl: "O, metruk biridir" demiştir. Senedinde tanımadığım bir ravi vardır.

 

 

 

13367. Hz. Ali dedi ki: "Cenab-ı Hakk'ın yarattıkları içinde en sert ve çetin olan şu on şeydir: Dağlar. Demir dağları yontar, ateş demiri yer. Su ateşi söndürür. Yer ile gök arasında musahhar kılınan bulut, su taşır. Rüzgar bulutu sürer, insan gücüyle rüzgardan korunur. Onunla işini görür. Sarhoşluk insanı yener, uyku sarhoşluğu aIt eder. Üzüntü, uykuyu kaçırır. Şu halde Rabbin en çetin yarattığı şey, üzüntü ve kederdir."

 

*Bu hadisi el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

13368. Cabir b. Abdillah b. Huzeyme b. Sabit -ki bu zat, Ensari değildir- Hz. Hatice'nin kervanında iken Hz. Peygamber de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o kervandaydı. O zaman bu şahıs Resul-i Ekrem'e şöyle bir soru sordu: "Ey Muhammed! Ben sende bazı hasletler görüyorum ve senin, Tihame'den çıkacak peygamber olduğuna şehadet ediyorum. Ben sana iman ettim. Senin ortaya çıktığını duyunca yanına geleceğim." Ancak bayağı gecikti. Ta Mekke'nin fethi sırasında geldi. Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu görünce: "İlk muhacire merhaba!" dedi. O da: "Ya Resulallah! Sana ilk olarak gelip, inkar etmeksizin iman eden, sana biat eden, sana verdiği sözü bozmayan, Kur'an'a iman eden ve putları inkar eden biri olmama mani olan şey şudur: Senden sonra peşpeşe şiddetli kıtlık yılları yaşadık. Öyle kıtlık ki iliği kuruttu, hayvanları hasta etti, sütler çekildi, hapşırık peydah oldu, düzensiz öksürükler geri döndü, bütün kıtlık yıllarını bastırdı, küçük çocukları geride bıraktı, sağlamca biriktirilen erzakı eritti, bolluk araziyi kuruttu, bütün oğulları kırdı geçirdi, çadırlar söküldü. Sonunda ahdimi bozmadan ve biatimi inkar etmeden sana geldim." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Tamam, kendini yorma. Şüphesiz Yüce Allah, gündüz günah işleyene gece elini uzatır ki tövbe etsin. Tövbe ederse de tövbesini kabul eder. Gece günah işleyene de gündüz elini uzatır ki tövbe etsin. Tövbe ederse de tövbesini kabul eder. Şüphesiz hak, kıyamet günü ağır geleceği için ağırdır; batıl da kıyamet günü hafif geleceği için hafiftir. Muhakkak ki cennet hoşa gitmeyen şeylerle çevrilmiştir. Dünya da şehvetlerle çevrilmiştir." Bunun üzerine o: "Ya Resulallah! Bana gündüzün aydınlığından ve gecenin karanlığından, kışın suyun sıcaklığından ve yazın soğukluğundan, emın beldeden, bulutun menşeinden, çekirgenin menşeinden, ra'd ve şimşekten haber ver. Bir de çocuğun yaratılışında erkeğin rolü nedir, kadının rolü nedir, bunlardan haber ver" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gündüzün aydınlığı ve gecenin karanlığı şöyle olur: Güneş yerin altına düşünce bundan dolayı gece karanlık olur. Sabah aydınlığı olunca onu yetmiş bin melek hemen yukarı çeker. Doğuncaya kadar suratı asık olur, çünkü Allah'ı bırakıp kendisine tapınılmasından hoşlanmaz. Ortalığı aydınlatır, böylece çok kalmasıyla gündüz uzar, su da bu sebeple ısınır. Yaz mevsimi olunca güneşin kalış müddeti azalır; bundan dolayı da sular soğuk olur. Çekirgeye gelince; onu denizde adına ‘‘el-Ebvat’‘ denen bir balık etrafa saçar. O, denizde ölür. Bulutun menşeine gelince; o, doğu ve batı tarafindan neşet eder. Doğu ve batı arasından onu saba ile güney rüzgarı dizginler ve kuzey ile batı rüzgarı onu geri çevirir. Ra'da gelince; o, bir melektir, elinde bir topaç vardır, uzak olanı yaklaştırır, yakın olanı da geriye iter. O yükselince şimşek çakar, onu men ettiğinde gök gürler, ona vurduğunda yıldırım düşer. Erkek ile kadının çocuktaki rolüne gelince; kemikler, damarlar ve sinirler erkekten olur; et, kan ve saç da kadından olur. Emın belde ise Mekke'dir" cevabını verdi.

 

*Bu hadisi el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani rivayet etmiştir. Senedinde Yusuf b. Ya'kub Ebu imran vardır ki Zehebı bu hadisi onun biyografisini verirken zikretmiştir. Onun zayıf olduğu da kimseden nakledilmemiştir.

 

 

 

13369. İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Yüce Allah'ın yarattıklarından biri de pençeleri yedinci kat yerde ve ibiği Arş'ın altında katlı bulunan bir horozdur. Onun iki kanadı iki ufku kaplamıştır. Gecenin üçte biri kalınca kanatlarını çırpar ve sonra şöyle der ‘‘O (Allah) her türlü eksiklikten münezzehtir. Kuddus ve Melik olanı tesbih ederim, Kuddus ve Melik olan Rabbimizi tesbih ederim. Ondan başka ilah yoktur.’‘ Onu, doğu ve batı arasındaki her şey duyar da insanlar ve cinler duymazlar; bu sesi duyduklarında horozların kanatlarını çırparak öttüklerini görürsün. "

 

 

 

13370. Bir rivayette şöyle geçer: "Melik ve Kuddus olanı tesbih ediniz!"

 

*Bu hadisi el-Mu'cemu'l-evs[tt'ta Taberani rivayet etmiştir. Senedinde ibn ishak vardır ki güvenilir ve müdellis bir ravidir. Diğer ravileri, güvenilir görülmüş kimselerdir.

 

 

 

13371. Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Celil Allah bana, ayakları yeryüzünü geçen ve boynu Arş'ın altına eğilmiş olan horozu anlatmama izin verdi. O şöyle der: ‘‘Seni her türlü noksanlıklardan tenzih ederim. Ne yücesin ey Rabbim!’‘ Bunu bilmeyen, benim adıma yalan yere yemin eden kimse bunu bilemez" buyurdu.

 

*Bu hadisi el-Mu'cemu'l-evs[tt'ta Taberani rivayet etmiştir. Ricali Sahih ricalidir; ancak Taberani'nin hocası Muhammed b. Abbas b. el-Fadl b. Suheyl el-A'rac'ı tanımıyorum.

 

 

 

13372. Safvan b. Assal dedi ki: "Muhakkak ki Yüce Allah'ın Arş'ın altında bir horozu vardır; onun kanadı havada, pençeleri ise yerdedir. Seher vakitlerinde ve namaz ezanlarında kanadını çırpar ve tesbih ederek çırpınır. Bunun üzerine horozlar öterek tesbihle ona cevap verirler."

 

*Taberani rivayet etmiştir. Senedinde Asım b. Behdele vardır ki hadisi hasen görüldüğü halde zayıf bir ravidir.

 

 

 

13373. Sabbah b. Eşras dedi ki: İbn Abbas'a med ile cezir hakkında sordular: "Denizin engin yerinde görevli bir melek vardır, ayağını koyduğu zaman taşar, kaldırdığı zaman çekilir" cevabını verdi.

 

*Ahmed rivayet etmiştir. Senedinde tanımadığım bir ravi vardır.

 

 

 

13374. Musa b. Ebi İsa'dan: Hz. Meryem, Hz. İsa'yı (a.s.) kaybetmişti. Aramaya koyuldu. Yolda bir dokumacıya rastladı. Ancak dokumacı ona yol göstermedi. O da ona beddua etti. Bundan dolayı onu her zaman şaşkın görürsün. Sonra bir terziye rastladı. Terzi ona yol gösterdi. İşte bu yüzden insanlar terziyle ünsiyet eder, yani onun yanında otururlar.

 

*Bunu ibn Uyeyne kanalıyla bu raviden Ahmed rivayet etmiştir. Her ikisi de güvenilir ravidir.

 

 

 

13375. Yusuf b. Ebi Meryem el-HanefI anlatıyor: Ben Ebu Bekre ile otururken bir adam geldi ve ona selam verdi. Adam: "Beni tanımıyor musun?" diye sordu. Ebu Bekre de: "Sen kimsin?" diye sordu. Dedi ki: "Bir adamın Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip seddi gördüğünü söylediğini hatırlar mısın!" dedi. Ebu Bekre de ona: "O adam sen misin?" dedi. "Evet!" dedi. Ebu Bekre: "Otur da anlat bakalım!" dedi. O da şunu anlattı:

Yola çıktım ve ahalisi sadece demir ile uğraşan bir ülkeye gittim. Bir eve girdim, sırt üstü yatıp ayağımı evin duvarına koydum. Güneş batarken o güne kadar duymadığım bir ses duydum. Çok korktum. Evin sahibi ise: ‘‘Korkma! Bu sana zarar vermez. Çünkü bu, şu anda seddin yanından ayrılan kavmin sesidir. Onu görmekten hoşlanır mısın?’‘ deyince, ‘‘Evet’‘ dedim. Hemen oraya gittim, baktım ki yapısındaki demir, kerpici kocaman bir kaya gibi duruyor. Sanki mürekkep renginde bir elbise gibiydi. Çivileri ise büyük kalasları andırıyordu. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittiğimde bunu ona bildirdim; bana: ‘‘Onu anlat’‘ buyurdu. ‘‘Sanki o mürekkep renginde bir elbise gibiydi’‘ dedim. "Seddi gören birini kim görmek isterse, bu adama baksın!" buyurdu. Ebu Bekre de dedi ki: "Doğru söylemiş!"

 

*Bu hadisi şeyhi Amr b. Malik'den Bezzar rivayet etmiştir. Ebu Zür'a ve Ebu Hatim ondan hadis almamıştır. ibn Hibban ise onu güvenilir görmüş ve "Hata ediyor ve rivayetlerinde garib (tek) kalıyor" demiştir. Senedinde tanımadığım bir ravi vardır .

 

 

 

13376. Abdullah b. Amr dedi ki: "Melekler nurdan yaratılmıştır."

 

*Bunu Bezzar rivayet etmiştir. Ricali Sahıh ricalidir.

 

 

 

13377. Yine ondan: "Allah'ın meleklerden daha çok yarattığı bir varlık yoktur. Onları sinekler gibi yaratır, sonra Yüce Allah ‘‘Biner, iki biner olun’‘ buyurur."

 

*Bunu Bezzar rivayet etmiştir. Ricali Sahlh ricalidir.

 

 

 

13378. Müslim el-Hicri dedi ki: Abdullah b. Amr'a: "Ey Ebü Muhammed! Mahlükat neden yaratıldı?" diye sordum. "Sudan, rüzgardan, nurdan ve zulmetten" cevabını verdi. Ben de İbn Abbas'a gidip bunu sordum; Abdullah b. Amr'ın dediği gibi cevap verdi.

 

*Taberani rivayet etmiştir. Müslim el-Hicri'yi tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

13379. Abdullah b. Amr dedi ki: "Sizden önceki insanlar içinde seksen yaşına kadar ihtilam olmamış kimseler olurdu."

 

*Bu hadisi şeyhi Amr b. Malik'den Bezzar rivayet etmiştir. ibn Hibban onu güvenilir görmüş ve "Hata ediyor ve bir kısım rivayetleriyle tek kalıyor" demiştir. Ebu Zür'a ve Ebu Hatim ondan hadis almamıştır. Ricali Sahih ricalidir.

 

 

 

13380. Ebu Zer bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Muhakkak ki Yüce Allah bir rüzgar yarattı ve onu bir odaya yerleştirdi. Kapıyı da üstüne kapadı. Eğer o kapı açılsaydı gök ile yer arasındaki her şeyi havaya kaldırırdı. Size gelen rüzgar, ancak o kapının aralığından gelmektedir. Siz ona güney rüzgarı dersiniz; halbuki ona Allah katında el-Ezib denir" buyurdu.

 

*Bezzar rivayet etmiştir. Senedinde Yezıd b. iyad b. Ca'de vardır ki hadis uyduran biridir.

 

 

 

13381. Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir melekten bahsetmem için bana izin verildi; o meleğin ayakları yedinci yere kadar batmıştır, Arş da onun omzundadır. O: ‘‘Nerede olursan ve nerede olacaksan ol, senin şan ın yücedir. Sen her şeyden münezzehsin’‘ diyerek Allah'ı tesbih eder" buyurdu.

 

*Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ricali Sahih ricalidir. iman bölümünde buna benzer hadisler geçmişti.

 

 

 

13382. Muaz b. Cebel dedi ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "GökyÜzÜndeki samanyolu, Arş'ın altındaki yılanın damarıdır" buyurdu.

 

*Bunu el-Mu'cemu'l-evsat ile el-Mu'cemu'l-kebir'de Taberani rivayet etmiş ve şöyle demiştir: "Bu hadis Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sadece bu isnadla rivayet edilir. Senedinde Abdu'I-A'la b. Ebi Amra vardır ki ben onu tanımıyorum. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

13383. Cabir b. Abdillah bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Muaz! Ben seni Ehl-i Kitab olan bir kavme gönderiyorum. Sana gökteki samanyolundan sorarlarsa, de ki: ‘‘O Arş'ın altındaki yılanın salyasıdır’‘" buyurdu.

 

*Taberani rivayet etmiştir. Senedinde Fadl b. Muhtar vardır ki zayıf bir ravidir.

 

 

 

13384. Abdullah İbn Amr dedi ki: "Arşı yılanla çevrilmiştir. Vahiy zincirler arasında iner."

 

*Taberani rivayet etmiştir. Ricali, güvenilir bir ravi olan Kesır b. Ebi Kesır hariç, Sahih ricalidir.

 

 

 

13385. Yine ondan: "Zencilerden elbise giymeyenlerin dörtte biri, bütün insanlardan bile daha fazladIr."

 

*Taberani rivayet etmiştir. Ricali, güvenilir bir ravi olan Abdullah b. Ahmed b. Hanbel dışında, Sahih ricalidir.

 

 

 

13386. Ebu Sa'lebe el-Huşeni bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cinler Üç sınıftır: Bir sınıfının kanatları vardır, havada uçarlar. Bir sınıfı yılanlardır. Bir sınıfı da konup göçer" buyurdu.

 

*Bunu Taberani rivayet etmiştir. Bazılarında ihtilaf olmakla birlikte ravileri, güvenilir görülmüştür.

 

 

 

13387. Enes b. Malik dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sineğin ömrÜ kırk gecedir. Balarısı hariç bÜtÜn sinekler (uçan haşeratlar) cehennemdedir" buyurdu.

 

*Bunu Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir. Daha önce Avlanma kitabında balarısını öldürmenin yasaklandığına dair bu manada hadisler geçmişti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Insana insan isminin Verilmesi