MECMAU

ZEVAİD

FİTNELER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Deccal Hakkında Rivayetler

 

12501. Abdullah b. Muğaffel'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "YÜce Allah, Adem'i yarattığından beri yeryÜzÜne Deccal fitnesinden daha bÜyÜk bir fitne indirmemiş ve kıyamet kopuncaya kadar da indirmeyecektir. Ben, onunla ilgili daha önce hiç kimsenin söylemediklerini söyledim. Deccal son derece esmer, kıvırcık saçlı, sol gözÜ kör ve bir gözÜnde gözÜn tamamını saran kalın bir et tabakası bulunan biridir. Amayı ve alacalıyı iyileştirir ve ‘‘Ben sizin Rabbinizim’‘ der. İşte o vakit ‘‘Benim Rabbim Allah’‘ diyen, fitneye kapılmamış; ‘‘Sen benim Rabbimsin’‘ diyen ise fitneye kapılmış olur. Deccal, Allah'ın dilediği bir vakte kadar aranızda kalır. Sonra İsa b. Meryem iner ve Muhammed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tasdik edip onun dini Üzere hidayet sahibi bir lider ve adil bir yönetici olarak hareket ederek Deccal'i öldÜrÜr.''

 

Hasan derdi ki: Biz bunun kıyamete yakın bir zaman olacağını düşünmekteyiz.

 

*Hadisi Taberanı el-Mu'cemu'l-kebir ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravileri güvenilirdir. Bazısında zayıflık bulunsa da bu zarar vermez.

 

 

 

12502. Abdullah b. el-Hlris b. Cez anlatıyor: Medine'de bir korku ya da gürültü duyduk mu mutlaka Deccal çıktı sanırdık. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize ondan bahseder, zamanının çok yaklaştığını anlatırdı.

 

*Bunu Taberanı ve Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden ibn Lehia'da zayıflık vardır.

 

 

 

12503. Sehl b. Huneyf anlatıyor: Selman el- Farisi ile bir adam arasında tartışma çıkmıştı. Selman adama: "Allahım! Eğer yalancı ise üç şeyden birini görmedikçe onun canını alma" diye beddua etti. Sonra öfkesi dinince kendisine: "Ey Ebu Abdillah! Bu kişiye yaptığın beddua da neyin nesidir?" diye sordum. Şu karşılığı verdi:

"Sana Deccal fitnesi, Deccal fitnesi gibi (ağır ve şiddetli) yönetici / vali fitnesi ve bir de aşırı cimri birinin cimriliğinden bahsedeyim. Bu cimrilik duygusu insanlara verilirse, insan varlıklı olunca, daha önce başına gelenleri hatırlamaz."

 

*Bunu Taberanı rivayet etmiş olup ravilerinden Kesır b. Zeyd el-Eslemı'yi ibn Main ve bir grup güvenilir kabul ederken Nesai ile birlikte bir grup bilgin zayıf görmüştür.

 

 

 

12504. Semure b. Cundub'un naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Deccal muhakkak çıkacaktır. Onun sol gözü şaşı olup gözünde, görmesini engelleyen kalın bir et parçası vardır. O, körü ve alacalıyı iyileştirir, ölüleri diriltir ve insanlara ‘‘Ben sizin Rabbinizim’‘ der. O zaman kim ‘‘Sen benim Rabbimsin’‘ derse, fitneye kapılmış olur. Kim de ‘‘Benim Rabbim Allah'tır’‘ der ve bu inançla ölürse, Deccal fitnesinden korunmuş olur ve bir daha fitneye maruz kalmaz. Deccal bu şekilde yeryüzünde Allah'ın dilediği bir süreye kadar yaşar. Sonra Batı tarafından İsa b. Meryem çıkar ve Muhammed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tasdik edip, Deccal'i öldürür. Bu, ancak kıyametin kopma zamanında olur. "

 

*Hadisi Taberanı ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridirler. Aynı hadisi Bezzar ise zayıf bir senetler rivayet etmiştir. ı

 

 

 

12505. Ebu Said el-Hudrı'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her peygamber muhakkak kavmini Deccal'e karşı uyarmıştır. Ben de sizi ona karşı uyarıyorum. O, bir gözü şaşı ve hissedilir derecede patlak gözlü biridir. Bir duvara atılmış balgama benzer. Sol gözü ise parlak bir yıldız gibidir. Yanında cennet ve cehennemin kopyaları vardır. Onun cenneti duman lı bir gözedir. Cehennemi ise yeşil bir bahçedir. Önünde iki adam vardır ve onlar köylüleri uyarırlar. Bunlar bir köyden çıktıklarında oraya Deccal'in öncüleri girer. Sonra Deccal bir adama musallat olur, başkasına musallat olmaz. Adamı önce boğazlar, sonra sopasıyla vurarak ‘‘Haydi kalk (diril)!’‘ der. Sonra askerlerine ‘‘Ne düşünüyorsunuz? Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’‘ der. Onlar da onun rablığına tanıklık ederek (Allah'a) şirk koşarlar. Boğazlanan adam ise: ‘‘Ey insanlar! Bu, Allah'ın Resulü'nün bize bildirdiği Mesih-i Deccal'dir’‘ der. Bunu duyan Deccal tekrar dönüp adamı boğazlar. Sonra asasıyla vurarak ‘‘Kalk!’‘ der. Sonra da askerlerine dönüp: ‘‘Ne düşünüyorsunuz? Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’‘ der. Onlar da onu rablığına tanıklık ederek (Allah'a) şirk koşarlar. Boğazlanan adam ise: ‘‘Ey insanlar! Bu, Allah'ın ResUlü'nün bize bildirdiği Mesh-i Deccal'dir. Bu yaptığın, sadece seni daha iyi tanımamı sağladı’‘ der. Bunun üzerine Deccal dönüp üçüncü kez onu boğazlar. Sonra asasıyla vurarak ‘‘Haydi kalk!’‘ der. Sonra askerlerine ‘‘Ne düşünüyorsunuz? Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’‘ der. Onlar da onun rablığına tanıklık ederek şirk koşarlar. Boğazlanan adam ise: ‘‘Ey insanlar! Bu, Allah'ın ResUlü'nün bize bildirdiği Mesih-i Deccal'dir. Bu yaptığın, sadece seni daha iyi tanımamı sağladı’‘ der. Deccal dönüp dördüncü kez onu boğazlamak isteyince Allah bakır çubukla onun boynuna vurur ve adamı boğazlayamaz."

Ebu Said ekledi: Vallahi ben bakın ancak o gün gördüm. "Sonra insanlar yeniden ağaç dikip ekin ekerler.''

 

Ebu Said der ki: Biz o (boğazlanan) adamın Ömer b. el-Hattab olacağını düşünürdük. Çünkü onun güçlü ve sabırlı biri olduğunu bilirdik.

 

*Ben derim ki: Hadis Sahlh'de muhtasar olarak geçmiştir.

Bu şekliyle ise onu Ebu Ya'la ve Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Haccac b. Ertat müdellistir. Atıyye de zayıftır. Bununla beraber güvenilir olarak da değerlendirilmiştir.

 

 

 

12506. Sa'd b. Ebi Vakkas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

"Her peygamber muhakkak Deccal'i Ümmetine tarif etmiştir. Ben de onu daha evvel hiç kimsenin tarif etmediği açıklıkta size tarif edeceğim. Onun bir gözÜ kördÜr. YÜce Allah ise kör değildir."

 

*Bunu Ahmed b. Hanbel, Ebu Ya'la ve Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden ibn ishak müdellistir.

 

 

 

12507. Ebu Bekre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Deccal'in sol gözü kördÜr ve iki gözÜ arasında kafir diye yazılıdır. Bunu okuma yazma bilen de, bilmeyen de okur" buyurmuştur.

 

*Bunu Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri güvenilirdir.

 

 

 

12508. Ubey (b. Ka'b)'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Deccal'den bahisle; "Gözlerinden biri yeşil bir cama benzer. Kabir azabından Allah'a sığının" buyurmuştur.

 

 

 

12509. İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Deccal hakkında şunları söylemiş: "Onun bir gözü bembeyaz olup şaşıdır. Başı, yılanbaşına benzer. O, insanlar içinde Abdüluzza b. Katan'a en çok benzeyenidir. Helak olan helak olur. Ama Yüce Rabbiniz şaşı değildir."

 

*Bunu Ahmed b. Hanbel ve Taberanı rivayet etmiştir.

 

 

 

12510. Diğer bir rivayete göre ise Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

"Deccal'i bembeyaz ve iri gövdeli biri olarak gördüm. Saçları ağaç dalları gibi ve bir gözü kördür. Gözleri adeta sabahyıldızı gibiydi. Huzaalı Abdüluzza b. Katan'a çok benziyordu."

 

*Hepsinin ravileri de Sahih'in ravileridirler.

Aynı hadisi Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat 'ta ise zayıf bir isnadla rivayet etmiştir.

 

 

 

12511. Abdullah b. Ömer anlatıyor: Veda haccını konuşurduk; fakat onun Allah'ın Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için bir vedalaşma olduğunu bilmezdik. Veda haccında Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hutbe verdi ve hutbesinde Mesih-i Deccal'i anarak onu uzun uzun anlattı. Sonra şöyle buyurdu:

 

"YÜce Allah'ın gönderdiği her peygamber muhakkak Ümmetini Deccal'e karşı uyarmıştır. Nuh ve ondan sonra gelen peygamberler (ümmetlerini) ona karşı uyarmışlardır. Dinleyin! Eğer onunla ilgili bir şey size gizli kalmışsa, en azından Yüce Rabbinizin kör olmadığı size gizli kalmasın."

 

*Ben derim ki: Sahlh'de hadisin bir kısmı geçmiştir.

Bu şekliyle ise onu Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridirler.

 

 

 

12512. Hz. Aişe anlatıyor: Bir gün Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma girdi. Ben ağlıyordum. "Niçin ağlıyorsun?" diye sordu. "Ya Resulallah! Sen Deccal'i anlatınca ben de ağladım" dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu:

"Deccal ben aranızdayken çıkarsa, onu atlatırsınız. Eğer benden sonra çıkarsa (bilin ki) Yüce Rabbiniz kör değildir. O, İsfahan Yahudileri arasından çıkacaktır. Sonra Medine'ye gelir ve orada bir bölgeye yerleşir. O dönemde Medine'nin yedi kapısı olur ve her güzergahında iki melek bekler. Medine halkının en kötüleri ona katılırlar. Sonra Deccal, Filistin şehri Şam'a Lüdd kapısına gider." -diğer bir rivayette ise "Filistin şehrine Lüdd kapısına gelir ve İsa b. Meryem inerek onu öldürür. İsa yeryüzünde kırk yıl kalır ve bu süre içinde adil bir lider ve adalet dağıtan bir hakim gibi hareket eder."

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri, Hadramı b. Lahık hariç, Sahih'in ravileridirler. Hadramı de güvenilirdir.

 

 

 

12513. Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Deccal, İsfahan Yahudilerinden çıkacaktır" buyurmuştur.

 

*Bunu Ahmed b. Hanbel ve "Onunla beraber yetmiş bin siyah sarıklı Yahudi taraftarı vardır" ilavesiyle Ebu Ya'la rivayet etmiştir.

Hadis, Muhammed b. Mus'ab'ın Evzai'den rivayeti olup derecesi ceyyiddir. Ahmed b. Hanbel ve başkaları kendisini güvenilir kabul ederken bir grup bilgin onu zayıf görmüştür. iki kaynağın da diğer ravileri ise Sahih'in ravileridirler. Aynı hadisi Taberanı de el-Mu'cemu'l-evsat'ta aynı ifadelerle rivayet etmiştir.

 

 

 

12514. Cunade b. Ebi Umeyye'nin bildirdiğine göre bir topluluk, hastayken Muaz b. Cebel'in yanına girdi ve ona: "Bize Allah'ın Resülü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duyduğun ve emin olduğun bir hadis naklet" dediler. O da "Beni oturtun" dedi. Topluluktan biri elinden tutarak onu oturttu. Sonra şöyle dedi: Size sadece Allah'ın Resülü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğim bir hadisi anlatacağım. Buyurdu ki:

"Her peygamber muhakkak Deccal'e karşı ümmetini uyarmıştır. Ben de sizi Deccal'e karşı uyarıyorum. Onun bir gözü kördür ve iki gözü arasında, okuma yazma bilsin veya bilmesin herkesin okuyabileceği şekilde kafir yazılıdır. Yanında bir cennet, bir de cehennem vardır. Onun cehennemi cennet, cenneti ise cehennemdir."

 

*Hadisi Bezzar ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberanı rivayet etmiş olup ravilerinden Huneys b. Amir'i tanımıyorum. Diğer ravileri ise güvenilir kabul edilmişlerdir.

Ebu Bürde'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Deccal'den bahsederek: "Şuradan şuradan gelir. Hayır, şuradan şuradan gelir" buyurdu. Bunu derken Şam tarafına işaret etti. Bunu Taberanı el-Mu'cemu's-sağir'de (736) rivayet etmiş olup ravilerinden Amr b. Ebi Kays el-Ezrak'ı İbn Hibban güvenilir kabul ederken Ebu Davud:

"Sakıncasızdır. Ancak hadisinde hata vardır" der. Basra kadısı Bilal b. Ebi Bürde hakkında ise Ömer b. Şebbe "Çok zalim biriydi" ifadesini kullanır.

 

 

 

12514a. imran b. Husayn'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Deccal, İsfahan taraflarından çıkacaktır" buyurmuştur.

 

*Bunu Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta Muhammed b, Mahmeveyh el-Cevherl'den rivayet etmiştir ki bu zatı tanımıyorum.

 

 

 

12515. Fatıma binti Kays anlatıyor: Ben, Allah'ın Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Namaza toplanın!" diye ilan ettirdiğini işittim ve bir grup Ensarlı kadınla birlikte çıkıp Mescid'e gittik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle namazını kıldırdı, sonra minbere çıktı. ..

 

Fatıma der ki: Ben (minberde) Allah'ın Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ellerini havaya kaldırdığını gördüm. O kadar ki koltuk altının beyazlığını bile gördüm. Sonra üç kez: "Size bu beldenin Taybe olduğunu söyleyeyim mi?" buyurdu. Sonra "Size onun Şam denizinde zuhur edeceğini bildireyim mi?" dedi. Sonra üzerine kısa bir baygınlık geldi. Sonra rahatlayıp bu hali geçince şöyle devam etti:

 

"Hayır. Asıl Irak denizinde çıkacak. Asıl Irak denizinde çıkacak. Rustekabazl denilen bölgeye bağlı köylerden İsfahan adlı köyde zuhur ettiğinde çıkmış olacak. Zuhur ettiğinde ise o yetmiş bin siyah sarıklıdan oluşan öncÜ birliğiyle çıkacaktır. Yanında iki nehir olur; biri Sıl nehri, diğeri ateş nehri. Sizden kim ona yetişir de kendisine ‘‘Su nehrine gir!’‘ denirse, girmesin. Zira o (gerçekte) ateş nehridir. Eğer ‘‘Ateş nehrine gir!’‘ denirse, girsin. Zira o (gerçekte) su nehridir. "

 

*Hadisi Taberanı, el-Mu'cemu'l-kebir ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta uzunca bir hadis içerisinde rivayet etmiş olup ravilerinden Seyf b. Miskın son derece zayıftır.

 

 

 

12516. Seleme b. el-Ekva' anlatıyor: Ben, Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Akik'den yola çıktım. Akik'deki Seniyyetu'l-Havz denilen tepeye geldiğimizde Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Doğu tarafına doğru işaret ederek "Ben Allah'ın dÜşmanı Mesih'in yerlerini seyrediyorum. O, gelip şu yerden aşağı iner. Ona insanların en değersizleri katılırlar. Medine'nin bütün geçitlerini bir ya da iki melek tutar, onu korurlar. Deccal'in yanında iki suret vardır; biri cennetin sureti, diğeri ise yeşil renkli cehennemin suretidir. Yine yanında bazı şeytanlar vardır ki ölülere benzerler. Diriye derler ki: ‘‘Beni tanıdın mı? Ben senin kardeşinim, senin babanım ya da bir yakınınım? Ben ölmemiş miydim? İşte Rabbimiz! Onu takip et!’‘ Böylece Allah onun eliyle dilediğine hÜkmeder. Sonra MÜslümanlardan bir kişiyi dirilterek onu susturup azarlar. Der ki: ‘‘Bu yalancıdır. Ey insanlar! Sakın sizi aldatmasın. Zira o bir yalancıdır. Batıl fikirler aşılamaktadır. ÇÜnkÜ sizin Rabbiniz kör değildir.’‘ Deccal ona: ‘‘Sen bana uyacak mısın?’‘ der. Uymayı reddedince, onu ortadan ikiye ayırır. Sonra: "Bunu sizin için eski haline döndÜreyim mi?" der. YÜce Allah o kişiyi diriltir ve bu sefer MÜslÜman en şiddetli biçimde Deccal'i yalanlar ve en sert biçimde onu tahkir eder. Der ki: ‘‘Ey insanlar! Bu gördÜğÜnÜz sizi sınamak için yapılmış bir imtihan ve sizi denemek için yaratılmış bir fitnedir. Eğer bu kişi sözÜnde sadık ise beni bir kez daha eski halime döndÜrsÜn. Dikkat edin! O yalancının tekidir.’‘ Bunun Üzerine Deccal onun cennet suretindeki cehenneme atılmasını emreder. O, Şam tarafından ortaya çıkacaktır."

 

*Bunu Taberanı rivayet etmiş olup ravilerinden Musa b. Ubeyde er-Rabezı son derece zayıftır.

 

 

 

12517. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azatlısı Sefine anlatıyor: Bir gün Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hutbe vererek şöyle buyurdu:

"Benden önce her peygamber muhakkak Ümmetini Deccal'e karşı uyarmıştır.

O'nun sol gözÜ kör ve sağ gözÜnde göz bebeğini saran bir et parçası vardır. İki gözÜ arasında ‘‘kafir’‘ ibaresi yazar. Beraberinde iki vadi vardır; biri cennet, diğeri ise cehennemdir. Onun cenneti gerçekte cehennem, cehennemi ise gerçekte cennettir. Yine onunla beraber biri sağında, diğeri solunda olmak Üzere peygamberlerden iki peygambere benzetilen iki melek bulunur. İşte insanların gerçek imtihanı budur. Deccal: ‘‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Ben de diriltip öldürmüyormuyum?’‘ der. Meleklerden biri: ‘‘Yalan söylüyorsun’‘ der. Fakat onu insanlardan kimse duymaz. Yalnızca kendi arkadaşı duyar ve ‘‘Doğru söyledin’‘ der. İnsanlar onun bu sözÜnÜ duyarlar ve onun Deccal'i doğruladığını sanırlar. İşte bu bir fitnedir. Sonra Deccal yoluna devam ederek Medine'ye gelir. Ama Medine'ye girmesine izin verilmez. Bunun Üzerine: ‘‘Burası o kişinin kasabası’‘ deyip yoluna devam ederek Şam'a gelir ve Efik adlı sarp dağ yolunda YÜce Allah onun canını alır."

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel ve Taberanı rivayet etmiştir. ifade Taberanı'ye ait olup ravileri güvenilirdir. Bazıları hakkında tenkit bulunsa da bu onların değerinden bir şey düşürmez.

 

 

 

12518. Süleyman b. Şihab anlatıyor: Bir gün Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından Abdullah b. Mu'tem bana konuk oldu. O zaman bana Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakletti:

"Deccal kimseye gizli değildir. O, Doğu tarafında zuhur edecektir. Benim adıma davette bulunacak ve takipçileri olacaktır. İnsanların karşısına çıkıp onlarla savaşacak ve onlara galip gelecektir. Kufe'ye varıncaya kadar bu şekilde hareket edecektir. Kufe'de Allah'ın dinini yayacak, onu uygulayacaktır. Bunun Üzerine kendisine uyulacak ve bu yÜzden sevilecektir.

Daha sonra ‘‘Ben peygamberim’‘ der. Onun bu sözÜ her aklıselim sahibini ÜrkÜtÜr ve ondan ayrılırlar. Bir sÜre bu şekilde kaldıktan sonra Deccal: ‘‘Ben Allah'ım’‘ der. Bunun sonucunda gözÜne perde iner (kör olur), kulağı kesilir ve iki gözü arasına ‘‘kafir’‘ ibaresi yazılır. Böylece o hiçbir MÜslÜman'a gizli kalmaz. Kalbinde hardal tanesi kadar iman bulunan herkes onu terk eder. Onun dostları ve askerleri, Mecusiler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve bir de şu putperest Acemler olur. Sonra Deccal insanların görebileceği şekilde bir adam getirtir ve emir vererek onu öldÜrtÜr. Sonra onun tek tek bÜtÜn organlarını keserek, insanların görebileceği şekilde onları birbirinden ayırır. Sonra hepsini bir yerde toplar ve asasıyla vurur. O anda adam ayağa kalkar. Bunun üzerine Deccal: ‘‘İşte ben dirilten ve öldüren o Allah'ım’‘ der. Oysaki bÜtÜn bunlar bÜyÜden ibarettir. Bununla o insanların gözlerini büyüler. Gerçekte bunlardan hiçbirini yapamaz."

 

*Bunu Taberanı rivayet etmiş olup ravilerinden Said b. Muhammed el-Verrak metruktur.

 

 

 

12519. Basra halkından Sa'lebe b. Abbad el-Abdi anlatıyor: Bir gün Semure b. Cundub'un hutbesini dinledim. Hutbesinde Allah'ın Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hadis nakletti. .. Güneş tutulması ve o esnada kıldırdığı küsüf namazından bahsederek dedi ki: Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikinci rekata oturduğunda Güneş açıldı. -Ravi Züheyr ekledi: Sanırım şöyle demişti:- Sonra selam verdi. Ardından Yüce Allah'a hamd edip övdükten ve kendisinin Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şahadet ettikten sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar, Allah aşkına söyleyin benim Rabbimin mesajlarından herhangi birini tebliğde kusur ettiğimi bilip de bana bildirmediğiniz var mı?"

 

Bunun üzerine bazı kimseler ayağa kalkarak: "Biz şahitlik ederiz ki sen Rabbinin mesajlarını tebliğ ettin, ümmetine nasihat görevini ifa ettin, üzerine düşeni yaptın" dediler. Sonra sustular.

Sonra Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözlerine şöyle devam etti:

"İmdi, bazı kişiler sanıyorlar ki bu güneş tutulması, ay tutulması ve yıldızların kaybolması, yeryüzü halklarından bazı ulu kişilerin ölmesi yüzündendir. Yanılıyorlar. Doğrusu bunlar, Yüce Allah'ın (yaratılış) işaretlerinden bazı işaretlerdir. Allah bunlarla kullarını sınar ve onlardan kimlerin tövbe ettiğine bakar. Ben, vaIlahi namaz kılmaya kalktığım andan beri sizlerin dünya ve ahirette karşılaşacağınız şeylere muttali oldum. Vallahi otuz yalancı ortaya çıkmadan kıyamet kopmaz. Bunların sonuncusu bir gözü kör olan, sol gözü görmeyen Deccal'dir. Gözü, Ebu Tahya'nın gözü gibidir. -Ebu Tahya, o esnada Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Aişe'nin odası arasında bulunan Ensarlı bir ihtiyardı-. Deccal çıktığında kendisinin Allah olduğunu iddia eder. Ona inanıp onu tasdik edene, daha evvel yapmış olduğu hiçbir salih ameli fayda vermez. Onu inkar edip yalanlayana da daha evvel işlemiş olduğu hiçbir amel sebebiyle azap edilmez. -Hasan el-Eşyeb: "Hiçbir günah sebebiyle" ifadesini kullanmıştır- Deccal muhakkak zuhur edecek veya şöyle buyurdu "Harem ve Beytü'l-Makdis dışında bütün yeryüzünde hakimiyet kuracaktır-. Müminler Beytül-Makdis'te sıkışıp kalır ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsılırlar. Sonra Yüce Allah onu öldürür. Öyle ki duvar dipleri veya Hasan el-Eşyeb'in ifadesiyle- ağaç gövdeleri bile ‘‘Ey mü min -veya- ey Müslüman, bu Yahudi'dir -veya- bu kafirdir. Gel de onu öldür’‘ diye seslenecektir. Bu gerçekleşmeden önce sizler gözünüzde büyüttüğünüz bir takım olaylara tanık olacak ve birbirinize ‘‘Peygamberiniz size bundan hiç bahsetmiş miydi?’‘ diye soracaksınız. Yine dağlar yerlerinden oynayacaktır. Sonra peşinden kabz (ölüm) gerçekleşir.''

 

Sonra Semure'nin bir hutbesine daha tanık oldum. Onda da bu hadisi zikretti. Ondan ne bir kelime ileri aldı, ne de bir kelime geri bıraktı.

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel ve bir kısmını Bezzar rivayet etmiş olup Bezzar'ın rivayetinde şu ifade de geçmiştir: "Kim Allah'a sığınır ve ‘‘Benim Rabbim Allah'tır. O diridir, asla ölmez’‘ derse, azap görmez. Kim de ‘‘Sen benim rabbimsin’‘ derse, fitneye kapılmış olur."

Ahmed b. Hanbel'in ravileri, Sa'lebe b. Abbad hariç Sahih'in ravileridirler. Sa'lebe'yi de ibn Hibban güvenilir olarak değerlendirmiştir.

 

 

 

12520. Ebu Nadre anlatıyor: Bir Cuma günü elimizdeki bir mushafı onun mushafıyla karşılaştırmak maksadıyla Osman b. Ebi'ı-As'ın yanına gittik. Cuma saati gelince bize yıkanmamızı emretti, yıkandık. Sonra güzel koku getirildi, koku süründük. Sonra mescide gidip oturduk. Osman (hutbesinde) dedi ki: Ben, Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim: ''Müslümanların üç şehri olur: İki denizin birleştiği yerde bir şehir, Hire'de bir şehir ve Şam'da bir şehir. İnsanlar üç kez dehşet anı yaşarlar. Deccal insanlar arasından çıkar ve Doğu tarafında hezimete uğrar. Deccal ve ordusunun ilk indiği şehir, iki denizin birleştiği yerdeki şehirdir. Deccal çıkınca şehir halkı üç gruba ayrılır: Bir grup ‘‘Ona yaklaşıp ne olduğuna bakalım’‘ derler. Bir grup Bedevilere katılır. Bir grup da yakınlarındaki başka şehre sığınırlar. Deccal'in yetmiş bin sarıklı askeri vardır. Ona tabi olanların ekserisi Yahudiler ve kadınlardan oluşur. Sonra Deccal bir sonraki şehre gider. Bu şehrin halkı da Üç gruba ayrılır: Bir grup ‘‘Yakınına gidip ne olduğuna bakalım’‘ derler. Diğer bir grup Bedevilere katılır. Diğer grup da Şam'ın batısında bulunan kendilerine en yakın şehre sığınırlar. Müslümanlar (Suriye Gur'da bir dağ yolu olan) Efik sarpına çekilirler. Sonra sürülerini salarlar. Ancak sürülerine el konur. Bu, yaşadıkları sıkıntılarını artırır. Şiddetli bir açlık felaketi ve büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya kalırlar. Hatta kimisi yayının kirişini yakıp yer. Onlar bu haldeyken seher vakti bir münadi üç kere ‘‘Ey insanlar! İmdadınıza cevap geldi’‘ diye seslenir. Bunun Üzerine birbirlerine ‘‘Bu, tok bir insanın sesine benzemektedir’‘ derler. Nihayet sabah namazı vaktinde İsa b. Meryem iner. Liderleri ona: ''Ey Ruhullah! İleri geç, namazı kıldır'' der. Fakat İsa: ‘‘Bu Ümmetin liderleri, kendilerindendir’‘ der ve bunun Üzerine liderleri öne geçerek namazı kıldırır. Namazı bitirince mızrağını alıp Deccal'in Üzerine yÜrÜr. Deccat İsa'yı görÜnce kurşunun erimesi gibi erir. Hz. İsa, mızrağını Deccal'in göğsÜne saplayarak onu öldÜrÜr. Bunu gören Deccal'in askerleri de hezimet yaşarlar. O gÜn hiçbir şeyonlardan bir kimseyi saklamaz. Hatta ağaç ‘‘Ey mÜmin! İşte kafir burada!’‘; taş ‘‘Ey mÜmin! İşte kafir burada!’‘ der."

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel ve Taberanı rivayet etmiş olup ravilerinden Ali b. Zeyd'de zayıflık vardır. Bununla beraber güvenilir de kabul edilmiştir. Diğer ravileri ise Sahih'in ravileridirler.

 

 

 

12521. Hişam b. Amir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Deccal'in başı, arka kısmında kıvrım kıvrımdır. Kim ‘‘Sen benim Rabbimsin’‘ derse, fitneye kapılmış olur. Kim de ‘‘Sen yalancısın. Benim Rabbim AllahItır. Ben ona gÜvenip dayandım’‘ derse, Deccal kendisine zarar veremez" veya "o kimse hiçbir fitneye kapılmaz" buyurmuştur.

 

*Ben derim ki: Hişam'ın konuyla ilgili Sahıh'de bundan başka bir hadisi daha vardır.

Bu hadisi ise Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridirler. Aynı hadisi Taberanı de rivayet etmiştir.

 

 

 

12522. Ebu Kılabe anlatıyor: Ben, Medine'de insanlar tarafından etrafı sarılmış bir adam gördüm. Adam: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki" diye başlayıp bir şeyler konuşuyordu. Baktım ki Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir zat! Dedi ki: Ben (Allah'ın Resulü'nü) şöyle buyururken işittim:

"Kuşkusuz sizden sonra saptırıcı yalancı çıkacaktır. Onun başının arka kısmı, kıvrımlı yollar şeklindedir. Diyecek ki: ‘‘Ben sizin Rabbinizim’‘. Kim ‘‘Sen bizim Rabbimiz değilsin. Bilakis bizim Rabbimiz Allah'tır. Biz ona güvenip dayandık, ona yöneldik. Senin şerrinden ona sığınırız’‘ derse, Deccal'in ona yapabileceği hiç bir şey yoktur."

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridirler.

 

 

 

12523. Cunade b. Ebi Umeyye anlatıyor: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından Ensarlı bir zata geldim ve yanına girdim. Biz bastırınca, dayanamayıp şöyle dedi: Bir gün Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayağa kalkarak bize şöyle buyurdu: "Sizi Mesih'e karşı uyanrım. Onun bir gözü kördür. -Sanırım: Sol gözü, dedi.- Onunla birlikte dağlar gibi ekmek ve nehirler gibi su taşınır. Alameti şudur: Yeryüzünde kırk gün (sabah) kalır, hakimiyeti her yerleşim yerine kadar uzanır. Sadece şu dört mescide yaklaşamaz: Kabe, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescidi, Mescid-i Aksa ve Tur (mescidi). Her ne olursa olsun bilin ki Yüce Allah kör değildir."

 

(Ravi) İbn Avn der ki: Sanırım "Bir adama musallat olur ve onu öldürüp diriltir. Ondan başkasına ise musallat olamaz" demişti.

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridirler.

 

 

 

12524. Cunade b. Ebi Umeyye el-Ezdı anlatıyor: Ben ve Ensar'dan bir adam Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir zatın yanına gittik. Dedik ki: Bize Allah'ın Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğin ve içinde Deccal'den bahsettiği bir söz / hadis naklet. O da şöyle anlattı: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize hutbe irat ederek buyurdu ki: "Sizi Deccal'e karşı uyarırım. -Üç kere- Kuşkusuz her peygamber (ümmetini) ona karşı uyarmıştır. Ey ümmetI O sizin içinizden çıkacaktır. Kıvırcık saçlı, esmer ve sol gözü kör biridir. Yanında cennet ve cehennem vardır. Yine beraberinde ekmek dağları ve bir su nehri bulunur. Yağmur yağdırır, fakat ağaç bitirmez. Bir cana musallat olup onu öldürür. Başka birine ise musallat olamaz. Yeryüzünde kırk gün (sabah) kalır ve (hakimiyeti) her yerleşim birimine kadar uzamr. Sadece dört mescide yaklaşamaz: Mescid-i Haram, Medine mescidi, Tur mescidi ve Mescid-i Aksa. Eğer onun hakkında aklın ız karışırsa (hiç değilse şunu unutmayın) sizin Rabbiniz kör değildir."

 

*Bunu Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridirler.

 

 

 

12525. Cabir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Deccal, dini yaşantının zayıfladığı, ilmin gerilediği bir dönemde çıkar ve kırk gece yeryÜzÜnde dolaşır. Onun bir gÜnÜ bir sene, bir gÜnÜ bir ay, bir gÜnÜ bir hafta gibidir. Kalan gÜnleri ise sizin şu günleriniz gibidir. Onun bindiği bir eşeği vardır ki iki kulağının arası, kırk arşın genişliğindedir. İnsanlara ‘‘Ben sizin Rabbinizim’‘ der ve bir gözü kördÜr. Oysaki sizin YÜce Rabbiniz kör değildir. Yine Deccal'in iki gözü arasında ''Kef Fe Re'' şeklinde harf harf ‘‘kafir’‘ yazar ki okuma yazma bilsin veya bilmesin her mÜmin onu okur. Her su ve kaynağa ulaşır. Sadece Medine ve Mekke'ye giremez. ÇÜnkÜ Yüce Allah onun bu iki şehre girmesini yasaklamıştır. Melekler oraların kapılarında nöbet tutarlar. Kendisine tabi olanlar dışındaki insanlar darlıklkıtlık yaşarken onun yanında dağlar kadar ekmek bulunur. Yine onun yanında iki nehir vardır ki ben onların mahiyetini ondan daha iyi bilirim. Fakat o bir nehri cennet diye, diğerini de cehennem diye tanıtır. Onun cennet diye isimlendirdiği nehre giren (bilsin ki) o cehennemdir. Onun cehennem diye isimlendirdiği nehre giren de (bilsin) ki o cennettir."

 

Yine şöyle buyurdu: "Onunla beraber şeytanlar da gönderilir. Bunlar insanlarla konuşurlar. Deccal olayı bÜyÜk bir sınavdır. O, insanların gözleri önÜnde göğe emreder, yağmur yağdırır. Sonra insanlara: ‘‘Ey insanlar! Bunu Rabden başkası yapabilir mi?’‘ der."

 

Yine şöyle buyurdu: "İnsanlar Şam'daki Duhan dağına kaçarlar. Deccal onları kuşatır ve kuşatmayı daraltır. Sonra onları şiddetli açlığa mahkum eder. Sonra Hz. İsa inerek seher vakti: ‘‘Ey insanlar! Niçin bu iğrenç yalancının Üzerine yÜrümÜyorsunuz?’‘ diye seslenir. İnsanlar (sesin sahibi hakkında): ‘‘Bu, cinlerden biridir’‘ derler. Sonra yanına çıktıklarında bakarlar ki Hz. İsa. Hemen namaz için kamet getirilir. Kendisine ‘‘Öne geç ey Ruhullah’‘ denir. O da: ‘‘İmamınız öne geçip namazınızı kıldırsın’‘ der. Sonra sabah namazını kılınca, Deccal'in Üzerine yÜrÜr."

Yalancı (Deccal) onu görünce, tuzun suda eridiği gibi erir. İsa da yanına kadar giderek onu öldÜrÜr. Hatta ağaçlar, taşlar ‘‘İşte bir Yahudi!’‘ diye seslenirler. Böylece İsa, Deccal'e tabi olanlardan kimseyi sağ bırakmaz, hepsini öldÜrür."

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel iki ayrı isnadla rivayet etmiş olup ikisinin de ravileri Sahih'in ravileridirler.

Ben derim ki: Hac bölümünde Medine'nin faziletine dair C.'lbir'den bir hadis nakledilmişti.

 

 

 

12526. Esma binti Yezid el-Ensariyye anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim evindeydi ve Deccal'den bahis açarak şöyle buyurdu:

"Deccal öncesinde üç yıl kıtlık yaşanır, Birinci kıtlık yılında gök, yağmurunun üçte birini tutar, yağdırmaz. Yeryüzü de bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci kıtlık yılında gök yağmurunun üçte ikisini tutar, yağdırmaz. Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini bitirmez. Üçüncü kıtlık yılında ise gök, bütün yağmurlarını tutar, yağdırmaz. Yeryüzü de hiçbir bitki bitirmez. Bunun sonucunda tırnaklı ya da azı dişli hiçbir hayvan kalmaz, hepsi helak olur,

 

Deccal'in en zor sınavından biri şudur: Bir bedevinin yanına vararak ‘‘Eğer senin develerini diriltirsem, benim senin Rabbin olduğumu anlamaz mısın?’‘ der. O da: ‘‘Elbette anlarım’‘ diye karşılık verir. Bunun Üzerine şeytanlar ona, dopdolu memeleri ve koca koca hörgÜçleriyle kendi develeri gibi görÜnÜrler."

"Yine Deccal babası ve kardeşi ölmÜş bulunan bir adama gelerek ‘‘Eğer babanı ve kardeşini diriltirsem, benim senin Rabbin olduğumu anlamaz mısın?’‘ der. O da: ‘‘Elbette anlarım’‘ diye cevap verir. Bunun Üzerine yine şeytanlar ona babası ve kardeşi gibi görÜnÜrler. "

 

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir iş için dışarı çıkıp geldi.

Cemaat hala anlattıklarının tesiri ve şokundaydı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapının iki tarafından tutarak "Ne oldu ey Esma?" diye sordu. Ben de: "Ya Resulallah! Deccal'i anarak yüreğimizi ağzımıza getirdin" dedim. Bunun üzerine "Ben hayatta iken çıkarsa, ben onu mağlup ederim. Değilse Yüce Rabbim benim vekilimdir, O her mümini korur."

Esma dedi ki: "Vallahi ey Allah'ın Resulü! Biz hamurumuzu yoğuruyoruz, fakat acıkıncaya kadar onu ekmek yapmıyoruz. Ya o günkü müminlerin hali nasılolacak?" Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Sema ehli için yeterli olan tesbih ve takdis, müminler için de yeterli olacaktır" buyurdu.

 

 

 

12527. Diğer bir rivayet ise şöyledir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir keresinde oturup bir gözü kör olan Deccal'i anlattı. .. Ayrıca bu rivayette şu ilave yer almıştır: "Mehyem (ne oldu?)" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisine bir şey soruldu mu "mehyem" derdi. Yine şu ilave yer almıştır: "Benim bu sohbetime katılıp söylediklerimi dinleyen, onları burada hazır bulunmayanlara anlatsın. Bilin ki Yüce Allah sağlıklıdır, kör değildir. Deccal ise bir gözü kör ve perdelidir. İki gözü arasında ‘‘kafir’‘ yazılıdır ve onu okuma yazma bilsin veya bilmesin her mümin okuyabilir. "

 

*Bütün bu rivayetleri Ahmed b. Hanbel ve Taberanı birkaç tarikle rivayet etmiş olup tariklerden birinde "Deccal çıkmadan beş yıl kıtlık yaşanır" ifadesi yer almıştır. Senedinde ismi geçen Şehr b. Havşeb zayıf olmakla beraber güvenilir olarak da değerlendirilmiştir.

 

 

 

12528. Ebu Hureyre der ki: Ben, Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim: "Deccal kuşkusuz yÜzleri kat kat dövÜlmÜş kalkan gibi yetmiş binI askeriyle birlikte Huz ve Kirman'a inecektir."

 

*Bunu Ahmed b. Hanbel ve Ebu Ya'la rivayet etmiş olup ikisinin de ravileri güvenilirdir. Yalnız ibn ishak müdellistir. Aynı hadisi Bezzar daha ayrıntılı olarak rivayet etmiştir.

 

 

 

12529. Ebu Hureyre anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğine binip Mecmau's-Süyul'e gitti ve: "Size Deccal'in Medine'deki konaklama yerini bildireyim mi? İşte burası" buyurdu.

 

*Bunu Ebu Ya'la rivayet etmiş olup ravilerinden Ebu Ma'şer zayıftır.

 

 

 

12530. Yine Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yanınıza çıktığım zaman bana Kadir gecesi ve sapıklık Mesihi açıklanmıştı.

Sonra Mescid'in kapısında iki kişi tartışıyordu. Aralarını ayırmak için yanlarına gittim ve bu iki husus bana unutturuldu. Bu sebeple size onunla ilgili pek az şey anlatacağım. Kadir gecesini (Ramazan'ın) son on gÜnCÜ) içinde arayınız. Dalalet (sapıklık) Mesihi'nin ise bir gözÜ kör, alnı dazlak, boynu geniş ve beli bÜkÜktÜr. Sanki Katan b. Abduluzza'ya benzemektedir." Bunun üzerine Katan: "Ya Resulallah! Ona benzemenin bana bir zararı olur mu?" diye sordu. "Hayır. Sen MÜslÜman bir kişisin. O ise kafil'dir" buyurdu.

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravilerinden el-Mes'udi ihtilat'a düşmüştür. Ben derim ki: ileride konuyla ilgili Feltan b. Asım hadisi gelecektir.

 

 

 

12531. Esma binti Umeys'in naklettiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir işi için onun yanına girmiş ve sonra çıkmış. Devamını Esma şöyle anlatıyor: Kendisine bir husustan yakındım. Bunun üzerine şöyle buyurdu:

 

"Ya yeryüzünün nehirleri ve meyveleri hizmetine verilmiş olan bir kulla imtihan edildiğinizde haliniz nice olur! Ki o kendisine tabi olanlara o meyvelerden yedirir ve böylece onları küfre sevk eder. Kendisine karşı gelenleri ise ondan mahrum eder, onlara hiçbir şey vermez. "

 

Ben: "Ya Resulallah! Cariye ekmek pişirmek için bir saat fırının başına oturuyor da ben neredeyse namazımı kaçıracak oluyorum. Bu dediğin gerçekleştiğinde acaba halimiz nasılolur?" dedim. Buyurdu ki: "O gün Allah, melekleri koruduğu gibi müminleri de tesbih duasıyla (açlıktan) korur. Onun iki gözü arasında ‘‘kafir’‘ yazılıdır ve onu okuma yazma bilsin veya bilmesin her mümin okur. "

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup senedinde ismi zikredilmeyen bir ravi vardır. Diğer ravileri ise Sahih'in ravileridirler. ı

 

 

 

12532. Cabir anlatıyor: Bir gün Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minbere çıkarak şöyle buyurdu: "Ey insanlar ben sizi gökten gelen bir haber dolayısıyla toplamadım ..... " Devamında ravi Cessase hadisini anlattı.

 

Ayrıca şu ifadeler yer almıştır: "O, Mesih'tir. Kırk gün yeryüzü onun için dürülür. Bundan sadece Taybe (Medine) istisna edilir." Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etmiştir: "Taybe, Medine'dir. Onun her bir kapısında bir melek, kılıcını çekmiş bekler ve onun oraya girmesine engelolur. Aynı durum, Mekke için de geçerlidir."

 

*Bunu Ebu Ya'la iki ayrı isnadla rivayet etmiş olup bunlardan birinin ravileri Sahih'in ravileridirler.

 

 

 

12533. Ebu'l-Veddak anlatıyor: Bana Ebu Said "Hariciler Deccal'i kabul ediyorlar mı?" diye sordu. "Hayır" dedim. Bunun üzerine dedi ki: Halbuki Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştu:

"Ben sayıları bin veya daha fazla olan peygamberlerin sonuncusuyum.

Taraftarları bulunan hiçbir peygamber gelmemiştir ki ümmetini Deccal konusunda uyarmamış olsun. Onunla ilgili bana, başka hiç kimseye yapılmayan açıklamalar yapıldı. Onun bir gözü kördür. Fakat sizin gerçek Rabbiniz kör değildir. Yine onun sağ gözü hissedilir derecede kör ve patlaktır. Sanki boyalı bir duvara atılmış balgama benzemektedir. Sol gözü ise parlak bir yıldıza benzer. Onda her dil vardır. Yine yanında cennetin sureti vardır; orası içinden sular akan yeşil bir yerdir. Aynı şekilde cehennemin sureti de vardır; orası kapkara dumanlarla kaplı bir yerdir."

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravilerinden Mücalid b. Said'i bir rivayete göre Nesai güvenilir görürken diğer bir rivayete göre hakkında "sağlam değildir" demiştir. Ayrıca bir grup bilgin de onu zayıf olarak değerlendirmiştir.

 

 

 

12534. İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Deccal Merr-i Kanat'taki şu tuzlu topraklarda ortaya çıkacak ve ona katılanların çoğu kadınlardan oluşacaktır. Öyle ki erkek, sevgilisi, annesi, kızı, kız kardeşi ve teyzesinin yanına giderek onları sağlamca bağlar ki gidip Deccal'e katılmasınlar. Sonra Allah Müslümanları onun üzerine salar ve Müslümanlar Deccal'i ve taraftarlarını öldürürler. Hatta Yahudi ağaç altına veya taş arkasına saklanır da taş veya ağaç Müslüman'a: ‘‘İşte Yahudi altımda. Onu öldür’‘ der."

 

*Ben derim ki: Hadisin bir kısmı Sahlh'de geçmiştir.

Bu şekliyle ise onu Ahmed b. Hanbel ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberanı rivayet etmiş olup ravilerinden ibn ishak müdellistir.

 

 

 

12535. Esma binti Yezid, Allah'ın Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının arasında şöyle buyururken işitmiş:

"Sizi Mesih'e karşı uyanr, dikkatli olmanızı salık veririm. Nitekim her peygamber kavmini ona karşı uyannıştır. Ey Ümmet! O sizin içinizde çıkacaktır. Ben size onun, benden önce peygamberlerin kavimlerine hiç anlatmadıkları özelliklerini anlatacağım. Deccal ortaya çıkmadan beş kıtlık yılı yaşanacak ve bÜtÜn tek tımaklı hayvanlar telef olacaktır."

Bunun üzerine bir adam uzaktan bağırarak: "Ya Resulallah! O zaman müminler nasıl hayatta kalacaklar?" diye sordu.

"Meleklerin yaşadığı gibi (zikirle)" buyurdu ve sonra sözlerine şöyle devam etti: "Onun bir gözü kördÜr. Ama Allah kör değildir. Yine iki gözü arasında kafir yazar ki bunu okuma yazma bilsin veya bilmesin her mÜmin okuyabilir. Ona tabi olanların ekserisi Yahudiler, kadınlar ve bedevilerden oluşur. Gökten gerçekte yağmur yağmadığı halde yağmur yağıyormuş gibi görürsÜnÜz. YeryÜzÜ gerçekte bitki bitinnediği halde sanki bitki bitiyormuş gibi görÜrsÜnÜz. Bedevilere der ki: ‘‘Benden ne istersiniz? Sizin için gökten bol bol yağmur yağdırmadım mı, hayvanlarınızı sırtları ve böğÜrleri bol etli ve memeleri sÜtle dolu olarak diriltmedim mi?’‘. Sonra onunla beraber, ölmÜş babalar, kardeşler ve yakınlar suretinde şeytanlar gönderilir. Bunlardan biri babası, kardeşi ve (ya) yakınının yanına gelerek ‘‘Sen falan kimse değil misin? Beni tanımadın mı? O senin Rabbindir. Ona tabi ol’‘ der. Deccal kırk yıl ömÜr sÜrer. Bu zaman zarfında yıl ay gibi, ay hafta gibi, hafta bir gÜn gibi, bir gün bir saat gibi, bir saat de hurma dalının ateşte tutuşup yandığı sÜre kadardır. O, her yerleşim birimine ulaşır. Sadece iki mescid mÜstesna."

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) abdest almaya kalktı. İnsanların ağlamaları ve hıçkırıklarını işitince hemen geri dönüp yine ortalarında ayakta: "Sevinin! Şayet Deccal, ben aranızda iken çıkarsa, Allah ve Resulü onu sizden uzaklaştırır. Benden sonra çıkarsa, Allah benim vekilimdir; o her MÜslüman'ı korur" buyurdu.

 

*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup ravilerinden Şehr b. Havşeb'in sahih hadislere ters rivayetlerini hoş görmek mümkün değildir. Mesela, Deccal yeryüzünde gerçekte kırk gün kalır. Fakat bu rivayette kırk sene kalacağı belirtilmiştir. Rivayetin kalan ravileri ise güvenilirdir.

 

 

 

12536. Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ben sayılan bin veya daha fazla olan peygamberlerin sonuncusuyum. Bu peygamberlerden her biri muhakkak kavmini Deceril konusunda uyarmıştır. Ancak Deccal hakkında onlardan hiçbirinin öğrenemediğini ben öğrendim; onun bir gözÜ kördÜr. Oysaki sizin Rabbiniz kör değildir."

 

*Bunu Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Mücalid b. Said'i çoğunluk zayıf görmüştür. Fakat kendisini güvenilir kabul edenler de vardır.

 

 

 

12537. Cübeyr b. Nüfeyr'in babası kanalıyla naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Deccal'i anarak şöyle buyurmuştur: "DecenI, şayet ben hayatta iken çıkarsa, ben onu mağlup ederim. Ben aranızdan aynIdıktan sonra çıkarsa, herkes kendi kendini savunur. Ayrıca Allah benim vekilimdir; O (benim adıma) her bir MÜslÜman'ı korur."

 

*Bunu Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Leys'in katibi Abdullah b. Salih güvenilir görülse de bir grup bilgin tarafından zayıf olarak değerlendirilmiştir. Diğer ravileri ise Sahih'in ravileridirler.

 

 

 

12538. Ebu Hureyre der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Deccal konusu sorulduğunda sanırım "O, Doğu taraflarında çıkacaktır" buyurmuştu.

 

*Bunu Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Mücalid b. Said zayıf olmakla beraber güvenilir de kabul edilmiştir.

 

 

 

12539. Peletan b. Asım'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana (rüyada) Kadir gecesi gösterilmişti. Fakat sonra unuttmuldu. Yine ben sapıklık Mesihini de görmüştüm. Sonra falan kimsenin buğday yığını hakkında iki kişinin tartıştığını gördüm, Aralarını ayırdım. Bu sırada o da bana unutturuldu. Fakat siz Kadir gecesini (Ramazan'ın) son on gün(ü) içinde arayınız. Dalalet Mesihi ise alnı açık (dazlak) sol gözü kör, geniş boyunlu biridir. Sanki Katan b. Abdüluzza'ya benzemektedir."

 

*Bunu Bezzar rivayet etmiş olup ravileri güvenilirdirler. Daha evvel benzer ifadelerle Ebu Hureyre hadisi geçmişti.

 

 

 

12540. Amr b. Avf'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şu olaylar gerçekleşmedikçe dünya yok olmaz: Bevlanı denilen yere Müslümanların öncü / muhafiz birlikleri yerleşirler. Müslümanlar, Allah yolunda cihad ederek Bizanslılarla (Benu Asfar ile) savaşa tutuşurlar. Allah için kınayanın kınamasına aldırmazlar. Sonra tesbih ve tekbirlerle Allah kendilerine Kostantinopolis ve Bizans'ın fethini müyesser kılar. Böylece kaleleri yıkılır ve Müslümanlar serveti aralarında kalkanlarla bölüşürler.

Sonra bir zat ‘‘Ey İslam ehlif Mesih-i Deccal yurdunuzda ve ülkenizde çıktı!’‘ diye bağırır. Müslümanlar ‘‘Kim bu bağıran?’‘ diye sorarlar. Fakat kim olduğunu öğrenemezler. Sonra o zatın Mesih olup olmadığına bakması için öncü birliği gönderirler. Öncü birliği geri dönerek ‘‘Biz ne bir şey gördük, ne de bir şey duyduk’‘ derler. Bunun üzerine Müslümanlar aralarında: ‘‘Vallahi bu ses ya gökten geldi, ya da yerden. Gelin hep birlikte sefere çıkalım. Eğer Mesih orada ise Allah onunla bizim aramızdaki hükmünü verinceye kadar kendisiyle savaşırız. Zira O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır. Değilse ülkeniz, kaleleriniz ve kabileleriniz güvende demektir. Memleketimize ve ailelerimize geri döneriz’‘ diye konuşurlar. "

 

*Ben derim ki: ibn Mace bu hadisi muhtasar olarak rivayet etmiştir.

Bu şekliyle ise onu Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Kesır b. Abdillah'ı çoğunluk zayıf görürken Tirmizı hadisini hasen olarak değerlendirmiştir.

 

 

 

12541. Ubade b. es-Samit'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kuşkusuz ben size Deccal'i anlattım. Sanırım şöyle demiştim ..... Dikkat edin! O kısa boylu uyluklarının arası açık (çatal veya eğri bacaklı), kıvırcık saçlı ve bir gözü kör bir adamdır. Gözü ne patlaktır, ne de çukurdur (aksine düzlenmiştir). Eğer (bu söylediklerimden) kafanız karışırsa, bilin ki siz ölünceye kadar Rabbinizi göremeyeceksiniz. "

 

*Bunu Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Bakıyye müdellistir.

 

 

 

12542. Nehik b. Suraym es-Sekunl'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Müşriklerle savaşmaya devam edeceksiniz. En son kalanlarınız da Ürdün nehri kıyısında Deccal'le savaşacaktır. Sizler nehrin batısında, onlar ise doğusunda karargah kuracaksınız. "

Ravi der ki: O zaman Ürdün'ün yeryüzünün neresinde bulunduğunu bilmiyordum.

 

*Bunu Taberanı ve Bezzar rivayet etmiş olup Bezzar'ın ravileri güvenilirdirler.

 

 

 

12543. Ebu Hureyre der ki: Ben sözüyle özüyle doğru olan Ebu'lKasım'ı şöyle buyururken işittim: "Bir gözü kör olan dalalet Mesihi Deccal, insanların ihtilaf ve ayrılığa dÜştükleri bir zamanda Doğu tarafında zuhur edecek ve kırk gün içinde yeryüzÜnde Allah'ın dilediği yere kadar egemenlik kuracaktır. Bunun sınırlarını en iyi Allah bilir. Bu zaman zarfında mÜminler büyÜk sıkıntıyla karşılaşacaklar. Sonra Meryem oğlu İsa gökten inerek insanlara lider olacaktır. Başını rÜkÜdan kaldırıp "Allah kendisine hamd edenin sesini duyar" dediğinde Allah Mesih-i Deccal'i öldürür ve böylece MÜslÜmanlar galip gelirler."

Yine yemin ederim ki sözü ve özüyle doğru olan Ebu'l-Kasım şöyle demiştir: "Bu muhakkak gerçekleşecektir ve gerçekleşmesi yakındır; ayrıca her gelecek yakındır."

 

*Bunu Bezzar rivayet etmiş olup ravileri, Ali b. el-Münzir hariç, Sahih'in ravileridirler. Ali b. Münzir de güvenilirdir.

 

 

 

12544. Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizler Heraklius veya Kayser'in şehrini fethedecek ve mallarını kalkanla bölüşeceksiniz. Sonra biri size duyuracak şekilde ‘‘Deccal onların geride bıraktıkları aileleri üzerine saldırdı’‘ diye bağıracaktır: Bunun üzerine ellerindeki ganimetleri bir tarafa atıp hemen harekete geçerek (Deccal'le) savaşırlar. "

 

*Bunu Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravileri güvenilirdirler.

 

 

 

12545. Yine Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Deccal, Medine'ye yerleşemez. Zira oraya götüren her hendekte ve güzergahta melekler bekler ve arasını korurlar. Deccal'e ilk uyanlar kadınlardır. Kadınlar onu rahatsız edince o da öfkeyle geri dönerek bir hendeğe iner. Tam o sırada Meryem oğlu İsa da (gökten) iner."

 

*Bunu Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir bir ravi olan Ukbe b. Mukrem b. Ukbe ed-Dabbi hariç, Sahih'in ravileridirler.

 

 

 

12546. Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mesih-i Deccal'den bahisle şöyle buyurmuştur: "Ben size onun hakkında benden önce hiçbir peygamberin söylemediği bir şeyi söyleyeceğim. Onun bir gözü kördür. Ama Allah, kör değildir. Yine iki gözü arasında ‘‘kafir’‘ yazılıdır. "

 

Cabir, Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu ilaveyi nakletmiştir:

"Okuma yazma bilsin veya bilmesin her mümin o yazıyı okur. Deccal yeryüzünde kırk gün dolaşır. Mekke ile Medine dışında her beldeye girer. Mekke ile Medine'ye girmesine ise Allah engelolmuştur. Onun günlerinden bir gün bir yıl gibi, bir gün bir ay gibi, bir gün bir hafta gibidir. Kalan günleri ise sizin şu günleriniz gibidir. (Yeryüzünde) kırk günden fazla kalmaz."

 

*Bunu Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravilerinden Zem'a b. Salih zayıftır.

 

 

 

12547. Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü cennete ilk ben girer, şefaat ederim. Benim ümmetimden bazı kimseler Meryem oğlu İsa'ya yetişecek (onun) Deccal'le savaşına tanık olacaklardır. "

 

*Bunu Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravilerinden Muaviye b. Vahib'i tanımıyorum.

 

 

 

12548. Abdullah b. Busr es-Sülemi, Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işitmiş. "Deccal, muhakkak bana yetişenZere yetişecek veya öZümüme yakın bir zamanda zuhur edecektir. "

 

*Bunu Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta hocası Muhammed b. isa b. Şuayb'dan rivayet etmiş olup hocasını tanımıyorum. Diğer ravileri ise güvenilirdirler.

 

 

 

12549. Uryan b. el-Heysem anlalıyor: Bir gün Yezid b. Muaviye'nin huzuruna girdim. Bizler Yezid'in yanında otururken, bir adam çıkageldi, dirseğini dayayıp üzerine yaslandı. Biz: "Bu kimdir?" diye sordu k. Biri: "Bu Abdullah b. Amr'dır" dedi. Sonra birimiz: "Ey Abdullah b. Amr! Bizler senden bir takım hadisler nakletmekteyiz" dedik. Dedi ki: "Siz Iraklılar hadisleri Irak'ın en alçaklarından öğreniyor, en değerlilerinden almıyorsunuz" dedi. Sonra Deccal'i anarak "Sizin topraklarınızda Kusa adıyla, hurma ağaçlarının bulunduğu çorak bir arazi var mı?" diye sordu. Biz de "Evet, var" deyince "İşte Deccal orada zuhur edecektir" dedi.

 

*Bunu Taberanı rivayet etmiş olup ravileri güvenilirdirler.

 

 

 

12550. Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Deccal hakkında şunları söylemiştir. "Eğer Deccal konusunda kafanız karışırsa (bilin ki) Yüce Allah'ın bir gözü kör değildir. Zuhur ettiğinde yeryüzünde kırk sabah kalır. Bu süre zarfında Kabe, Beytü'I-Makdis ve Medine hariç yeryüzünün her bölgesine ulaşır. Onun bir ayı, bir hafta gibi, bir haftası bir gün gibidir. Yanında cennet ve cehennem vardır. Onun cehennemi cennet, cenneti de cehennemdir. Yine yanında dağ gibi ekmek yığını ve bir tatlı su nehri vardır. Bir adam çağırır ki onu, Allah sadece o adama musallat eder. Adama: ‘‘Benim hakkımda ne dersin?’‘ diye sorar. Adam: ‘‘Sen Allah'ın düşmanısın. Sen yalancı Deccal'sin’‘ deyince bir testere getirtir. Testereyi başınm ortasına koyarak onu ortadan ikiye böler. Adam cansız yere yıkılır. Sonra onu dirilterek ‘‘Şimdi ne diyorsun?’‘ diye sorar. O da: ‘‘Vallahi şimdi seni daha iyi tanıdım. Sen, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha evvel bize haber verdiği Allah düşmanı Deccal'sın’‘ der. Bunun Üzerine Deccal kılıczyla adamın Üzerine saldırır; fakat ona ulaşamaz. Ulaşamayınca ‘‘Onu benden uzaklaştırın’‘ der.

 

*Bunu Taberanı rivayet etmiş olup ravileri arasında tanımadıklarım vardır.

 

 

 

12551. Cübeyr b. Nüfeyr'in babası kanalıyla naklettiğine göre bir gün Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Deccal'den söz ederek buyurdu ki:

"Deccal, eğer ben aranızda iken çıkarsa, ben onu sizden savarım. Ben aranızdan aynıdıktan sonra çıkarsa, herkes kendisini savunur. Ayrıca Allah benim vekilimdir; O (benim adıma) her MüslÜman'ı korur. Dikkat edin! Deccal'in gözÜ kördür. Adeta Abdüluzza b. Katan el-Huzai'ye benzemektedir. Dikkat edin! Onun iki gözü arasında ‘‘kafir’‘ yazılıdır ve bunu her Müslüman okur. Sizden onunla karşılaşan, ona karşı Fatiha suresini okusun. Dikkat edin! Ben (rüyamda) onun Şam ile Irak arasındaki bir geçitten çıktığını gördüm. Çıkınca sağda solda bozgunculuk yapar. Ey Allah'ın kulları sebat ediniz!" Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözünü üç kere tekrarladı.

"Ya Resulallah! Yeryüzündeki hızı nedir?" diye soruldu. "Rüzgarın sürüklediği bulut gibidir" buyurdu.

"Ya Resulallah! Yeryüzünde ne kadar kalacaktır?" diye soruldu. "Kırk gÜn. Onun bir günÜ, bir yıl gibi, bir günü bir ay gibi, bir günÜ bir hafta gibi, sair gÜnleri ise sizin bu günleriniz gibidir" buyurdu.

Ashabı: "Ya Resulallah! O günlerde namazı nasıl kılalım? Bir günlük namaz mı kılalım, yoksa namaz vakitlerini hesaplayarak takdir mi edelim?" diye sordular. "Hayır. Hesaplayıp takdir edin" buyurdu.

 

*Bunu Taberanı rivayet etmiş olup ravilerinden Abdullah b. Salih güvenilir kabul edilmekle beraber bir grup tarafından zayıf görülmüştür. Diğer ravileri ise güvenilirdir.

 

 

 

12552. Ümmü Seleme der ki: Ben bir gece Deccal'i hatırladım ve uykum kaçtı. Sabah olunca doğruca Allah'ın Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) giderek bu durumu kendisine anlattım. Buyurdu ki: "Onu düşünme! Çünkü ben aranızda iken çıkarsa, Allah benim vasıtamla sizi ondan kurtarır. Eğer ben öldükten sonra zuhur ederse, o zaman da salih kullar vasıtasıyla sizi ondan kurtarır."

 

Sonra ayağa kalkarak Deccal'i şöyle anlattı: "Hiçbir peygamber yoktur ki ümmetini Deccal konusunda uyarmış olmasın. Ben de sizi ona karşı uyarıyorum. Onun bir gözü kördür. Fakat Allah kör değildir. Dikkat edin! Mesih-i Deccal'in gözü sanki patlamış üzÜm tanesi gibidir."

 

*Bunu Taberanı rivayet etmiş olup ravileri güvenilirdirler. Ancak Taberanl'nin hocası Ahmed b. Muhammed b. Nafi et-Tahhan'ı tanımıyorum.

 

 

 

12553. Ebu Sadık'ın bildirdiğine göre Abdullah (İbn Mes'ud) der ki:

"Ben Deccal'in korkutacağı hane halklarını biliyorum." Yanındakiler:

"Ey Ebu Abdirrahman! Kimlerdir onlar?" diye sorunca da "Kufe halkı" demiştir.

 

*Bunu Taberanı rivayet etmiş olup ravileri güvenilirdirler. Ancak Ebu Sadık, ibn Mes'ud'a yetişmemiştir.

 

 

 

12554. Ebu'ş-Şa'sa anlatıyor: Bir gün Abdullah b. Mes'ud'un yanında Deccal'den konu açıldı. Abdullah: "Onu bu kadar sık anmayın. Zira gökte hüküm verilince daha insanlar onu ağızlarına almadan o yeryüzüne iner. O zaman insanlar güvende iken sizler korku yaşarsanız haliniz nice olur? İnsanlar gölge altında iken sizler güneşin altında kalırsanız haliniz nice olur?"

 

*Bunu Taberanl rivayet etmiş olup ravilerinden el-Mes'udi ihtilat'a düşmüştür.

imam Ahmed'in naklettiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnsanlar Deccal'ı unutmadıkça, yine imamlar minberlerde onun adını anmayı bırakmadıkça Deccal çıkmaz" buyurmuştur.

 

 

 

12555. Hayseme anlatıyor: Bir gün Abdullah (b. Mes'ud)'un yanında Deccal'den söz açıldı ve biri: "Eğer ortaya çıkarsa, ona taş atanz" dedi. Abdullah da: "Eğer Deccal sabah Babil'de olsa, insanlardan bazısı (ona yürüyerek katılmak için) aceleden ayaklarının altının su topladığından şikayet eder."

 

*Bunu Taberanl rivayet etmiş olup ravileri Sahıh'in ravileridirler. Ancak Hayseme'nin ibn Mes'ud'dan hadis işittiğini söyleyene rastlamadım. Doğrusunu Allah bilir.

 

 

 

12556. Ebu Hureyre bildiriyor: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında Deccal'den söz edilince: "Annesi onu, kendisi mezarına atılmış bir halde iken doğuracak. Onu doğurduğu zaman, artık kadınlar gÜnahkar kimselere hamile kalacak" buyurdu.

 

*Bunu Taberanl el-Mu'cemu'I-evsat'ta rivayet etmiştir. Senedinde Osman b. Abdirrahman el-Cumahi vardır ki Buhari onun için" meçhuldür" demiştir.

 

 

 

12557. İmran b. Husayn, ResÜlullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) -Deccal'i kastederek-: "O yemek yer ve çarşılarda dolaşır" derken işitmiş.

 

*Hadisi Ahmed ve Taberanı rivayet etmiştir. Ahmed'in isnadında Ali b. Zeyd vardır ki onun hadisi hasendir. Diğer ravileri, Sahih ravileridir. Taberani'nin isnadında Muhammed b. Mansur en-Nahvı el-Ehvazi vardır ki onu tanımıyorum. Diğer ravileri, Sahih ravileridir.

 

 

 

12558. Ma'kil b. Yesar, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) -Deccal'i kastederek-: "O yemek yer ve çarşılarda dolaşır" derken işitmiş.

 

*Taberanı bunu el-Mu'cemu'I-evsat'ta rivayet etmiştir. Ravileri, Ali b. Zeyd b. Cüd'an hariç, Sahılı ravileridir. Bu ravi gevşektir. İcli ve başkaları onu güvenilir görmüş, çoğunluk ise zayıf addetmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

ibn Sayyad Hakkında