MECMAU

ZEVAİD

FİTNELER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Korktuğundan Kalbiyle Karşı Çıkan ve Diliyle Itiraz Eden Kimseler Hakkında

 

12167. Mualla b. Ziyad anlatıyor: Yezid b. Muhelleb, Basra ordusunu hezimete uğratınca ben Hasan b. Ebi'l-Hasan'ın halkasına katılmaktan, onun halkasında bulunup tanınmaktan korktum ve sonra Hasan'ın evine gittim. Yanına girip "Ey Ebu Said! Allah'ın Kitab'ındaki şu ayeti nasıl yorumlarsın?" diye sordum. "Allah'ın Kitab'mdaki hangi ayeti kastediyorsun?" diye sordu. "Şu ayeti, dedim: ‘‘Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür’‘"[Maide, 62] Bunun üzerine dedi ki: "Ey Allah'ın kulu! Topluluk kılıç gösterdi ve kılıç söze mani oldu" Ben: "Ey Ebu Said! Sence diliyle (kötülüğe) itiraz edende bir fazilet var mıdır?" diye sordum. "Hayır" dedi.

 

Mualla der ki: Sonra bana iki hadis nakletti. Dedi ki: Bize Ebu Said elHudri, Allah'ın Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen bildirdi: Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnsanların korkusu hiçbirinizi bir haksızlık gördüğünde hakkı söylemekten ve yüce Allah'ı (n azabını) hatırlatmaktan alıkoymasın. Zira böyle yapması ne eceli yaklaştırır, ne de rızkı uzaklaştırır" buyurdu.

Sonra Hasan başka bir hadis daha zikretti. Dediğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müminin kendini küçük düşürmeye hakkı yoktur" buyurmuş. "Kendini küçük düşürmesi nedir?" diye sorulduğunda "Üstesinden gelemeyeceği belaya bulaşmasıdır" buyurmuş.

Kendisine: "Ey Ebu Said! Ya (eski Basra valisi) Yezid ed-Dabbi'nin namaza çağırmasına ne dersin?" diye soruldu. O da: "Nitekim Yezid (sözüne) pişman olduğunu söylemedikçe hapisten çıkarılmadı" dedi.

 

Mualla der ki: Sonra Hasan'ın meclisinden çıkıp Yezid'in yanına gittim. Ona: "Ey Ebu Mevdud! Ben ve Hasan tartışırken senin olayın gündeme geldi" dedim. Hemen: "Yavaş ol Ebu'l-Hasan!" dedi. "Peki" dedim. Sonra "Ne dedi?" diye sordu. Ben de: "Senin o sözünden dolayı pişmanlık duyduğunu söyleyinceye kadar hapisten çıkarılmadığını söyledi" deyince Yezid: "Allah adına yemin ederim ki ben sözüme pişman olmadım. Kaldı ki ben canım için ondan daha tehlikeli olan duruş sergilemişimdir."

Yezid der ki: Sonra Hasan'ın yanına gidip "Ey Ebu Said! Her yerde sindirildik. Sen de namazımız üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyorsun" dedim. "Ey Allah'ın kulu! Sen bir şey yapmadın ki! Sadece kendini onlara ifşa ediyorsun, o kadar" dedi. Sonra yanına tekrar gittiğimde yine aynı şeyleri söyledi.

 

Dedi ki: Ben Cuma günü Hakem b. Eyyub hutbe verirken mescitte ayağa kalkıp" Allah seni esirgesin, namaz vakti geldi" dedim. Ben bunu söyler söylemez, bir takım kişiler etrafımı sarıp beni tartaklamaya, sakalımdan ve yakamdan tutarak kılıçlarının kınlarıyla karnıma vurmaya başladılar. Sonra beni hünkar mahfiline doğru götürdüler. Mahfilin önüne geldiğimde beni oracıkta öldüreceklerini sandım. Fakat bana mahfilin kapısı açıldı. Orada sessiz bir şekilde bekleyen Hakem'in önünde durdl!-m. Hakem: "Sen deli misin? Namaz vakti değildi ki!" dedi. Ben de: "Allah valiyi ıslah etsin. Allah'ın Kitab'ından daha üstün bir kelam var mıdır?" dedim. "Hayır" dedi. Bunun üzerine dedim ki: "Allah valiyi ıslah etsin. Söyler misin bir adam Mushaf'ı açıp sabahtan akşama! geceye kadar okusa, bu onun namazının yerine geçer mi?" Bana: "Vallahi ben senin deli olduğunu düşünüyorum" dedi.

Enes b. Malik de hemen minberin altında oturuyor, sesını çıkarmıyordu. "Ey Enes, Ey Eba Hamza! Allah aşkına söyle. Sen Allah'ın Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmet ettin. Onunla birlikte bulundun. Ben iyi mi söyledim, yoksa kötü mü? Doğru mu söyledim, yanlış mı?" dedim. Vallahi bana hiç cevap vermedi. Sonra Hakem b. Eyyub: "Enes!" diye seslendi. Enes: "Buyur, Allah iyilikten ayırmasın" dedi. Hakem:

"Namaz vakti çıkmış mıydı?" diye sordu. Enes de: "Güneş henüz batmamıştı" dedi. Bunun üzerine Hakem: "Onu hapse atın" diye emir verdi.

Yezid dedi ki: "Ey Ebu'l-Hasan -yani, Mualla- sana yemin ederim ki dostlarımdan gördüklerim, bana kendi sözümden dolayı çektiğimden daha çok acı verdi. Kimisi "Gösteriş yaptı" dedi, kimisi de "deli" dedi.

Sonra Hakem, Haccac'a şöyle yazdı: Dabbe oğullarından bir adam Cuma günü ayağa kalkarak ben hutbe verirken "Namaz!" diye bağırdı. Yanındaki adil şahitler onun deli olduğuna şahitlik ettiler. Haccac da şu cevabı yazdı: "Eğer adil şahitler onun deli olduğuna şahitlik etmişlerse, onu serbest bırak. Değilse ellerini ve ayakları kes ve gözlerini çıkarıp onu as."

Sonra şahitler, Hakem'in yanında benim deli olduğuma şahitlik ettiler de Hakem beni serbest bıraktı.

 

Mualla, Yezid ed-Dabbi'den şöyle nakletmiştir: Bir kardeşimiz öldü. Cenazesinin ardından gidip namazını kıldık.

Defnedilince bir grup kimse ile kenara çekilip Allah'ı zikrettik. Ahiretimizi hatırladık. Biz bu haldeyken ansızın atlar ve mızraklar gördük. Arkadaşlarım onları görünce kalkıp gittiler, beni tek başıma bıraktılar. Derken Hakem gelerek tepemde durdu. "Ne yapıyordunuz?" diye sordu. Ben de: "Allah valiyi iyilikten ayırmasın, bir arkadaşımız öldü de onun namazını kılıp defnettik. Sonra Rabbimizi zikredip ahiretimizi hatırlamak ve sonumuzun ne olacağını düşünmek amacıyla oturmuştuk" dedim. "Diğerlerinin kaçtı ğı gibi sen niçin kaçmadın?" dedi. Ben de: "Allah valiyi iyilikten ayırmasın, ben bir suç işlemedim ki validen kaçayım" dedim. Hakem sustu. Hemen zabıta amiri Abdullah b. Muhelleb ileri atılarak: "Bunun kim olduğunu biliyor musun?" dedi. "Kimdir bu?" diye sordu. "Bu, Cuma günü konuşan kişidir" deyince Hakem öfkelenerek: "Sen amma da cüretkarmışsIn, yakalayın!" dedi.

 

Beni yakaladılar. Bana dört yüz kırbaç vurdu. Darbelerin şiddetinden beni ne zaman bıraktığını bile anlamadım. Sonra beni Vasıt'a gönderdi. Haccac ölene kadar, yeraltı hücresinde kaldım.

 

*Bunu Ebu Ya'la rivayet etmiş olup ravileri Sahıh'in ravileridirler.

 

 

 

******************

Gerek Kendisine ve Gerekse Başkalarına Zarar Gelmesinden Korkan Kimse Hakkında

******************

 

12168. Ali b. Zeyd anlatıyor: Sarayda (Zalim lakaplı) Haccac'ın yanındaydım. İbnü'l-Eş'as olayı sebebiyle halkı denetliyordu. Derken Enes b. Malik çıkageldi. Yaklaşınca Haccac kendisine şöyle dedi: "Haydi pislik, fitneden fitneye koşan herif! Kah Ali b. Ebi Talib'lesin, kah İbnü'z-Zübeyr'lesin, kah İbnü'lEş'as'lasın. Canım kudret elinde olana yemin ederim ki reçinenin sökülüp atıldığı gibi senin kökünü kazıyacağım. Kelerin derisini yüzer gibi senin derini yüzeceğim."

Enes: "Yali kimi kastetmektedir, Allah ıslah etsin!?" deyince Haccac:

"Seni kastediyorum. Allah kulaklarını sağır etsin" dedi. Bunun üzerine Enes, istirca getirerek "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" deyip yanından çıktı. Sonra dedi ki: "Eğer çocuklarımı hatırlayıp onlar adına endişelenmeseydim, burada öyle bir söz söylerdim ki bir daha bana ebediyen cevap veremezdi."

 

*Bunu Taberani rivayet etmiş olup ravilerinden Ali b. Zeyd zayıftır. Bununla beraber güvenilir olduğu da söylenmiştir.

 

 

 

12169. İbn Ömer anlatıyor: Haccac'ı hutbe verirken dinledim. Söylediği bir söze itiraz edip değiştirmek istedim. Sonra Allah'ın Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu sözünü hatırladım: "Mümin kendini küçük düşürmemelidir." "Ya Resulallah! (Mümin) kendini nasıl küçük düşürür?" diye sordum. "Altından kalkamayacağı bir belaya bulaşmakla" buyurdu.

 

*Hadisi Bezzar ve el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu'l-kebir'de muhtasar olarak Taberani rivayet etmiş olup Taberani"nin el-Mu 'cemu 'I-kebir'deki rivayetinin senedi ceyyid ve ravileri, Zekeriyya b. Yahya b. Eyyub ed-Dari'r hariç, Sahih'in ravileridirler. Zekeriyya'yı da el-Hatıb eserinde zikretmiştir. Kendisi bir grup raviden hadis rivayet ettiği gibi ondan da bir grup ravi rivayette bulunmuş ve fakat kimse kendisini tenkit etmemiştir.

 

 

 

12170. Hz. Ali'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müslüman kendini küçük düşürmemelidir" buyurdu. "Ya Resulallah! (Müslüman) kendini nasıl küçük düşürür?" dediler. "Altından kalkamayacağı bir belaya bulaşmakla" buyurdu .

 

*Hadisi Taberani el-Mu'cemu'l-evsat'ta Hadır kanalıyla Carud'dan rivayet etmiştir.

Ancak bu iki ravinin nisbelerini vermemiştir. Bu sebeple onları tanımıyorum. Fakat diğer ravileri güvenilirdirler.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Kötülüğe Kalben Tepki Göstermek