MECMAU ZEVAİD |
KADER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Kadere Iman
11833. Ebu'd-Derda'nın
bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her şeyin bir
hakikati vardır. Kul, başına gelenin kaçınılmaz olarak başına geleceğini,
başına gelmeyenin de zaten başına gelmeyecek olduğunu bilmedikçe hakiki iman
derecesine ulaşamaz" buyurmuştur.
*Hadisi Ahmed b. Hanbel ve Taberanı rivayet etmiş olup
ravileri güvenilirdirler. Aynı hadisi Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta da rivayet
etmiştir.
11834. Abdullah b.
Amr'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi
hayrı ve şerriyle kadere inanmadıkça iman etmiş sayılmaz'' buyurmuştur.
11835. İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayrzyla ve
şerriyle bütün işler Allah'tandır" buyurmuştur.
Yine buyurmuştur ki:
"Kader, tevhid nizamıdır; dolayısıyla Allah'ı birleyip, kadere inanan
kimse, sağlam kulpa tutunınuş demektir."
*Hadisi Taberanı el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravilerinden
Hanı b. el-Mütevekkil zayıftır.
11836. Amr b. Şu ayb
anlatıyor: Said b. el-Müseyyeb'in yanında oturuyordum. Sonra Said, bir adamın:
"Allah ameller dışında her şeyi takdir etmiştir" diye söylediğini
işitti. Vallahi, Said b. el-Müseyyeb'i o anki kadar çok öfkelendiğini hiç
görmemiştim. Hatta kalkmaya yeltendi. Sonra sakinleşerek şöyle dedi:
"Vallahi, bu görüşü dillendirdiler. Vallahi, ben onlar hakkında öyle bir
hadis işittim ki, o onlara ceza olarak yeter. Ah keşke onu bilselerdi."
Ben: "Ey Ebu Muhammed! Allah seni esirgesin. Nasıldır o hadis?" diye
sordum. Bana baktı. Biraz sakinleşmişti. Dedi ki: "Bana Rafi b. Hadİc'in
bildirdiğine göre o Allah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyururken işitmiş: "Ümmetimden öyle bir topluluk çıkacak ki, onlar
Allah'ı ve Kur'an'ı inkar ederler; ama bunun farkında olmazlar. Aynen Yahudiler
ve Hıristiyanların inkar ettikleri gibi" Rafi demiş ki:
Ben: "Kurbanın
olayım ya Resulallah, bu nasılolur?" diye sordum. "Onlar kaderin bir
kısmına inanıp bir kısmını inkar ederler" buyurdu.
Ben: "Başka ne
derler?" diye sordum. Buyurdu ki: "Sonra derler ki: ‘‘Hayır
Allah'tan, şer ise İblis'tendir’‘ derler ve Kur'an'ı bu şekilde yorumlarlar.
Böylece iman ve bilgiyi elde ettikten sonra Kur'an'ı inkar ederler. Ümmetim
onlardan o kadar düşmanlık, nefret ve husumet görür ki! Onlar bu ümmetin
zındıklarıdırlar. Onların zamanında yönetici (hükümdar) zulmetmeye başlar. O
kadar zulmederler, o kadar haddi aşarlar, o kadar haksızlık yaparlar ki (yani
kendilerini başkalarından üstün tutarlar). Sonra Yüce Allah üzerlerine veba
salgını gönderir ve onların çoğunu helak eder. Sonra suretler değiştirilir.
Yüce Allah onların genelinin suretlerini maymun ve domuz suretine dönüştürür.
Ardından çok geçmeden Deccal zuhur eder. "
Sonra Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağladı. O ağlayınca biz de ağladık. "Niçin
ağlıyorsun?" diye sorduğumuzda şöyle buyurdu: ''O şakilere / bahtsızlara
acıdığımdan ağlıyorum. Çünkü içlerinde ibadet edenler teheccüd kılanlar vardır.
Hem sonra bu fikri ilk savunanlar ve onu taşımaktan aciz kalanlar da onlar
değildir. Nitekim İsrailoğullarının çoğu da, kaderi yalanlamaları yüzünden
helak olmuşlardı. "
"Kurbanın olayım ya
Resulallah, bana anlat, kadere iman nasıl olur?'' dedim. Buyurdu ki: "Tek Allah'a
inanır, ondan başka zarar ya da fayda vermeye muktedir bir varlığın
bulunmadığını bilir, cennet ve cehennemin varlığına inanır, Yüce Allah'ın
bunları mahlukatı yaratmadan önce yarattığım, sonra mahlukatı yarattığını ve
onlardan dilediğini cennetlik, dilediğini cehennemlik olarak tayin ettiğini,
her birinin kendisi için verilen hükme uygun amel edeceğini ve sonuçta kendisi
için tayin edilen yazgıya boyun eğeceğini bilirsin. "
Ben de: "Allah ve
Resulü doğru söylüyor" dedim.
*Hadisi Taberanı birkaç isnadla rivayet etmiş olup en
iyisinde, hadiste gevşek biri olan ibn Lehia yer almıştır.
11837. Velid b.
Uhıde'nin bildirdiğine göre Ubade b. es-Samit ölüm döşeğine yatınca oğlu
Abdurrahman kendisine "Babacığım! Bana tavsiyede / vasiyette bulun"
dedi. O da "Beni oturtun" dedi ve oturttular. Sonra dedi ki:
"Oğlum! Allah'ın azabından sakın. (Bil ki) sen Allah'a inanmadıkça
Allah'ın azabından sakınmış olamazsın. Hayrı ve şerriyle kadere, başına gelenin
zaten başına geleceğine, başına gelmeyenin de zaten başına gelmeyecek olduğuna
inanmadıkça da Allah'a inanmış olmazsın. Zira ben, Allah Resulü'nü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim: "Kadere iman böyle olur. Kim
bu imana sahip olmadan ölürse, cehenneme gider. "
11838. Diğer bir rivayette
ifade şöyledir: " ... İmanın tadını tatmış olamaz. Ve sen kadere
inanmadıkça, Allah'ı hakiki veçhile tanımış olamazsın."
*Ben derim ki: Hadisi Tirmizı, sahabi sözü olarak ve kısa
metinle rivayet etmiştir. *Hadisi bu şekliyle Taberanı birkaç senetle el-Mu'cemu'l-kebir'de
ve ayrıca elMu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup isnadlarından birinde ismi
geçen Osman b. Ebi'lAtike zayıftır. Bununla birlikte kendisini Duhaym güvenilir
kabul etmiştir. Diğer ravileri ise, bir kısmı hakkında tenkit bulunsa da güvenilirdirler.
11839. Ebu'l-Esved
ed-Oüeli'nin bildirdiğine göre kendisi, İmran b. Husayn, Abdullah b. Mes'ud ve
Ubey b. Ka'b'a kaderin ne olduğunu sorarak şöyle demiş: "Ben kaderi
reddedenlerle tartıştım. Sonra heni yanlarından çıkardılar. Sizde hiç bu konuyla
ilgili bilgi var mı? Onu bana bildirseniz?"
Onlar da demişler ki:
"Şayet Yüce Allah sema ve yer halklarına azap edecek olsaydı, onlara,
zalim sıfatını hak etmeksizin azap ederdi. Eğer onlara rahmetiyle muamele
etseydi, onun rahmeti, insanların günahlarından daha geniş olurdu. Fakat
hakikat Allah'ın hükmettiği gibidir; dilediğine azap eder, dilediğini esirger.
Kime azap ederse, hak ettiği içindir. Kimi de esirgerse, hak ettiği içindir.
Uhud dağı kadar altına sahip olsan ve onu Allah yolunda harcasan, sen hayrı ve
şerriyle kadere inanmadıkça, o yaptığın hayır kabul edilmez."
Sonra İmran bu hadisi
naklederken Ebu'l-Esved'e şöyle dedi: Ben bunu Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) işittim. Benimle beraber onu Abdullah -İbn Mes'ud- ve Ubey b.
Ka'b da işittiler. İmran, hadisi onlara da sordu ve aynı hadisi Resülullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlar da naklettiler.
*Hadisi Taberanı iki ayrı kanalla rivayet etmiş olup bu
tarikin ravileri güvenilirdirler.
11840. Muaviye b. Ebi
Süfyan'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Eğer Allah senin için takdir etmemişse, acele edersem, elde
ederim düşüncesiyle hiç bir konuda acele etme. Allah başına gelmesini takdir
etmişse, bir şeyden eğer geri kalırsam ondan kurtulurum düşüncesiyle herhangi
bir konuda yavaş davranma."
*Hadisi Taberanı el-Mu'cemu'l-kebir ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta
rivayet etmiş olup senedinde ismi geçen Abdülvehhab b. Mücahid zayıftır.
11841. İbn Mes'ud der
ki: "Vallahi kul kadere inanmadıkça ve öleceğini, öldükten sonra tekrar
diriltileceğini bilmedikçe imanın tadına eremez."
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravilerinden Hihis zayıf
olmakla beraber ibn Main ve başkaları tarafından güvenilir kabul edilmiştir.
iki kanaldan birinin diğer ravileri ise Salıfh'in ravileridirler.
11842. Ebu'l-Haccac
el-Ezdi bildiriyor: İsfehan'da Selman'ı şöyle derken işittim: "KuL, başına
gelenin kaçınılmaz olarak başına geleceğini, başına gelmeyenin de zaten başına
gelmeyecek olduğunu bilip kabul etmedikçe iman etmiş olmaz."
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravilerinden
Ebu'I-Haccac'ı tanımıyorum. Diğer ravileri ise Sahih'in ravileridirler.
11843. Amr b. el-As'ın
bildirdiğine göre bir gün Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların
yanlarına çıkmış ve yanı başlarında durarak şöyle buyurmuş: "Sizden
öncekilerin helak olmalarına asıl sebep, peygamberlerine soru sormaları ve
onlar hakkında ihtilafa düşmeleridir. Hiç kimse hayrı ve şerriyle kadere
inanmadıkça iman etmiş olmaz. "
*Hadisi Taberani've Ebu Ya'la rivayet etmiş olup ravileri
güvenilirdirler.
11844. Amir eş-Şa'bı
anlatmaktadır: Adı b. Hatim, Küfe'ye geldi. Kufe ulemasından bir grup kimseyle
birlikte onun yanına gittim. O vakit gençtim. Dedik ki: "Bize Allah
Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğim bir hadis naklet" O da
"Hay hay" deyip şöyle anlattı:
Kendisine selam vermek
üzere Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim. Bana:
"Ey Adiy b. Hatim, Müslüman ol ki kurtulasın" dedi. Ben de: "İslam
nedir?" diye sordum. Buyurdu ki: "Allah'tan başka tanrı bulunmadığına
şahadet etmen, yine benim Allah'ın Resulü olduğuma şahadet etmen, ayrıca hayrı
ve şerriyle, acısı ve tatlısıyla bütün kaderlere inanmandır.''
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravilerinden Abdüla'la b.
Ebi'I-Mesavir metruktur.
Ben derim ki: inşallah
"Her Şey Belli Bir Ölçüye Göredir" bölümünde bu meyanda hadisler
gelecektir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Allah'ın Takdirine
Teslimiyet Göstermek