MECMAU ZEVAİD |
RÜYA TABİRİ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Rüya Tabiri
11767. Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rüyanı, alim
ya da nasihat ehlinden başkasına anlatma" buyurmuştur.
*Hadisi Taberanı el-Mu'cemul-sağır'de rivayet etmiş olup
ravilerinden ismail b. Amr el-Becell'yi ibn Hibban ve başkası güvenilir kabul
ederken bir grup bilgin zayıf görmüştür.
11768. Ebu't-Tufeyl'in
naklettiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Uykudaki herhangi bir kimsenin gördüğü gibi ben de rüyamda bir kara koyun
sürüsü gördüm. Peşinden mor koyun sürüsü geliyordu. Kara koyun sürüsünü
Araplara, mor koyun sürüsünü ise Acemlere yordum."
*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Ali b. Zeyd
güvenilir olmakla beraber hafızası zayıftır. Diğer ravileri ise Sahıh'in
ravileridirler.
11769. Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rüyada süt
görmek, fitrata işarettir" buyurmuştur.
*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Muhammed b.
Mervan güvenilir olmakla beraber gevşekliği vardır. Diğer ravileri ise
güvenilirdirler.
11770. Enes der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) isimleri tabir ederdi.
*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravileri arasında
tanımadıklarım vardır.
11771. Ebu Bekre'nin
bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kim beni rüyasında görürse, gerçekte uyanık halde iken görmüş gibi olur.
Kim rüyada kendisini süt içerken görürse bu, fitrata işarettir. Kim rüyada
üzerinde çelikten bir zırh görürse bu, dininin sağlamlığına işarettir. Kim
rüyada kendisini bir ev inşa ederken görürse, bu işleyeceği bir amele
işarettir. Kim de rüyasında boğulduğunu görürse, bu da cehennemlik olduğuna
işarettir."
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravilerinden Hakem b.
Zuheyr metruktur.
11772. İbn Ziml
el-Cüheni anlatmaktadır: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah
namazını kıldıktan sonra ayağını katlayarak yetmiş kere Sübhanallahi
ve-bihamdihi ve-estağfirullah, inneha kane tevvaba" (Allah'ı hamd ile
tespih eder. Allah'tan bağışlanmak dilerim. Kuşkusuz Allah tövbeleri çokça
kabul eder)" dedikten sonra şöyle buyururdu: "Yetmiş sayısı, yedi yüz
muamelesi görür. Günde işlediği günahların sayısı yedi yüzden fazla olan
kimsede hayır olmaz." Sonra yüzünü cemaate dönerdi. Rüya dinlemekten
hoşlanırdı. Bu sebeple "İçinizde rüya gören var mı?" diye sorardı.
İbn Ziml der ki:
"Ben gördüm, ya Resulallah" dedim. "Hayrını göresin, şerrinden
korunasın. Hayırsa bizim, şerse düşmanlarımızın başına Hamd olsun alemlerin
rabbi Allah'a. Rüyanı anlat" buyurdu.
Ben de şöyle anlattım:
Bütün insanları geniş, rahat bir yola girmişler ilerlerken gördüm. Onlar bu
halde iken yol, henüz gözlerimin benzerine tanık olmadığı bir çayırını otlağın
kenarına geldi; her taraf yemyeşildi. Bir taraftan da yağmur çiseliyordu.
İçinde türlü türlü bitkiler vardı. Derken kendimi ilk atlı kafilesi içinde
gördüm. Atlılar çayırın kenarına gelince tekbir getirdiler. Sonra bineklerine
binip yollarına devam ettiler. Kimisi iyice otlandı, kimisi saman çöpü aldı ve
bu şekilde yollarına devam ettiler. Sonra insanların kalabalık kısmı geldi.
çayırın başına gelince tekbir getirerek "Burası konaklamak için ne güzel
bir yerdir.'' dediler. Onların sağa sola sapmalarını adeta görür gibiydim. Bunu
görünce, ben yoluma devam ettim. Ta çayırın sonuna kadar vardım. Bir de baktım
ki, yedi basamaklı bir minber üzerinde sen varsın ya Resulallah. Minberin en
üst basamağında sen duruyordun. Senin sağında esmer, iri yapılı ve koç burunlu
bir zat vardı. Konuşurken, yükseliyor, boyu bütün erkeklerin boyunu geçiyordu.
Solunda yapılı, orta boylu, kızıl tenli, çok parlak yüzlü, sanki saçlarını
suyla ıslatmış bir zat vardı. O konuştuğu zaman, kendisine saygıdan hep beraber
ona kulak kesiliyordunuz. Önünüzde ise yaşlı bir zat vardı. Yaratılış ve simaca
insanların sana en çok benzeyeniydi. Herkes ona doğru yöneliyor, ona gitmek
istiyordu. Onun önünde de cılız yaşlı bir dişi deve vardı ve sen ya Resulallah,
sanki o deveden korunmaya çalışıyordun.
Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) rengi değişti, bir süre öyle kaldı, sonra kendine
gelince şöyle buyurdu: "Görmüş olduğun o rahat / düüz ve geniş yol, size
rehberlik eden hidayeti temsil etmektedir. Siz o yol üzeresiniz. Görmüş olduğun
çayırlık ise dünya ve dünyanın müreffeh geçimliğini temsil etmektedir. Ben ve
ashabım yoldan geçip gittik ve biz o hayattan hiçbir şeye bağlanıp kalmadığımız
gibi, o hayat da bize yapışıp kalmadı. (Yani ne biz onu istedik, ne de o bizi
istedi). Sonra bizim ardımızdan ikinci nesil geldi ki onlar bizden kat kat
fazla idiler. Kimisi ondan iyice beslendi, kimisi bir avuç saman vs. aldı.
Sonra insanların en kalabalık kısmı geldi ve meranın sağına soluna temayül
gösterdiler. Kuşkusuz biz Allah'tan gelmişiz yine ona döneceğiz.
Sen ise düzgün bir yol
üzere devam ettin. Benimle buluşuncaya kadar da aynı minval Üzere devam
edeceksin. Yedi basamaklı ve beni en üst basamağında gördÜğÜn minbere gelince,
dünya yedi bin yıllıktır ve ben son bin yılda gönderildim.
Sağımda gördüğün esmer,
iri yapılı zat, Hz. Musa'dır. O, Allah'ın kendisiyle konuşmuş olmasının
faziletiyle konuşurken, sair erkeklerden daha yüksek boylu olur.
Solumda gördüğün yapılı,
orta boylu, adeta yüzünü suyla yıkamışçasına çok parlak yüzlü olan zat da İsa
b. Meryem'dir. Allah onu yücelttiği için kendisine saygı duyulur.
Yaratılış ve simaca
insanların bana en çok benzeyeni olarak gördüğün ihtiyar ise atamız Hz.
İbrahim'dir. Hepimiz onu önder edinir, ona uyarız.
Beni kendisinden
korunmaya çalışırken gördüğün dişi deve de kıyamettir.
Zira kıyamet, bizim
üzerimize kopacaktır. Ne benden sonra başka bir peygamber, ne de benim
ümmetimden sonra başka bir ümmet gelecektir.''
Ondan sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) başka rüya sormadı.
Ancak herhangi biri
kendisi gelir, gönüllü olarak rüyasını anlatırsa, anlatırdı.
*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup ravilerinden Süleyman b.
Ata el-Kureşı zayıftır.
11773. Abdullah b. Amr
b. el-As anlatıyor: Uykudaki birinin gördüğü gibi rüya gördüm. Sanki
parmaklarımdan birinde yağ, diğerinde baL, onları yalıyordum. Sabah olunca bunu
Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlattım. Buyurdu ki: "Sen iki
kitabı; Tevrat'ı ve Kur'an'ı okuyacaksın.'' Nitekim Abdullah bu iki kitabı
okurdu.
*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravilerinden ibn
Lehia'da zayıflık vardır,
11774. Zekeriyya b.
İbrahim b. Abdillah b. Muti, babasından, o da dedesinden bildiriyor: Muti b.
el-Esved rüyasında kendisine bir çanta kuru hurma hediye edildiğini gördü.
Sonra bunu Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlatınca Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Genç hanımlarından hamile olanı var
mı?" diye sordu. Muti: "Evet. Leys oğullarından olan hanımım, Ümmü Abdullah
hamile" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "O,
erkek çocuk dÜnyaya getirecek" buyurdu. Dediği gibi hanımı bir erkek çocuk
dünyaya getirdi. Sonra Muti onu alıp Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
getirdi ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona Abdullah ismini verdi,
bir hurmayı ağzında ezerek onun damağına sürdü ve onun için bereket diledi.
*Hadisi Taberanı, Zekeriyya b. ibrahım'den nakletmiştir ki,
ne onu, ne de babasını tanıyorum,
11775. Ebu Bekre'nin
bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İçinizde hiç
kimse rÜya gördü mü?" diye sordu. Hemen Aişe: "Ya Resulallah! Ben üç
Ay'ın kucağıma düştüğünü gördüm" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Rüyan doğru çıkacak ve senin evine cennet ehlinin en hayırlısı
gömülecektir " buyurdu. Çok geçmeden Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) vefat etti ki, o Aişe'nin gördüğü Ay'ların en üstünü idi. Sonra Ebu
Bekirı sonra da Ömer vefat etti ve ikisi de onun evine defnedildiler.
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravilerinden Ömer b. Said
el-Ebah zayıftır.
11776. Nafi ya da
Muhammed b. Sirinı Hz. Aişe'den bildiriyor: Ben rüyamda üç Ay'ın kucağıma
düştüğünü gördüm. Ebu Bekir: "Eğer rüyan doğru çıkarsa, senin evine
yeryüzü halkının en hayırlıları olan üç kişi defnedilecektir" dedi. Sonra
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince Ebu Bekirı Aişe'ye:
"İşte gördüğün Ay'ların en hayırlısı ey Aişe" dedi.
Daha sonra (vefat
ettiklerinde) Ebu Bekir ve Ömer de onun evine defnedildiler.
*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de bu ifadeyle rivayet
etmiştir. Aynı hadisi elMu'cemu'l-evsat'ta da yine Aişe'den nakletmiş olup
ravileri, Sahih'in ravileridirler.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Yüce Allah'ın
Kulları Hakkında Önceden Verdiği Hüküm; Cennetlikler ve Cehennemliklerin Beyanı