MECMAU ZEVAİD |
TEFSİR |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Hucurat Suresi 2 - 4 -
6-8 - 11 - 17
***************************
Yüce Allah'ın "Ey
iman Edenler! Seslerinizi Peygamber'in Sesinin Üstüne Yükseltmeyin" Ayeti
[Hucurat, 2]
***************************
11349. Ebu Bekir
(es-Sıddik) der ki: "Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinin
üstüne yükseltmeyin" ayeti nazil olunca dedim ki: "Ya Resulallah!
Vallahi bundan sonra senime ancak sırdaş gibi konuşurum."
*Bunu Bezzar rivayet etmiş olup ravilerinden Husayn b. Amr
el-Ahmesı metruk olmakla beraber el-İcli tarafından güvenilir kabul edilmiştir.
Diğer ravileri ise Sahlh'in ravileridir.
***************************
Yüce Allah'ın
"(Resulüm) Sana Odaların Arkasından Bağıranların çoğunun Aklı Ermez"
Ayeti [Hucurat, 4]
***************************
11350. Zeyd b. Erkam
anlatıyor: (Medine'ye) Bedevilerden bir takım kimseler gelerek: "Haydin şu
adamın yanına gidelim. Eğer peygamber ise onun yanında dünyanın en mutlu insanları
oluruz. Yok kral ise onun kanatları altında yaşarız" dediler. Hemen
Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) koşarak onların bu dediklerini
kendisine anlattım. Sonra Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adasının
yanına gelerek "Muhammed, Muhammed!" diye bağırmaya başladılar. Bu
olayla ilgili olarak Yüce Allah şu ayeti indirdi: "(ResUlüm) Sana odaların
arkasından bağıranların çoğunun aklı ermez." Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) de kulağımdan tutarak "Zeyd! Bak Allah senin dediklerini
doğruladı" buyurdu.
*Bunu Taberanı, rivayet etmiş olup ravilerinden Davud b.
Raşid et-Tafavi'yi ibn Hibban güvenilir görürken ibn Main zayıf olarak
değerlendirmiştir. Diğer ravileri ise güvenilir kimselerdir.
11351. Akra' b. Habis,
odaların arkasından Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Ey
Muhammed!" diye seslendi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kendisine cevap vermedi. O da: "Ey Muhammed! Benim övgüm gerçek bir süs,
yergim de tam bir karalamadır" diye seslendi. Bunu duyan Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O dediğin ancak Yüce Allah'tır"
buyurdu. Bunu Ebu Seleme, (doğrudan mürselolarak) Hz. Peygamber'den
bildirmiştir .
*Hadisi Ahmed b. Hanbel ve Taberanı rivayet etmiş olup Ahmed
b. Hanbel'in isnadlarından birinin ravileri, Sahih'in ravileridir. Eğer Ebu
Seleme, Akra' b. Habis'ten hadis işitmemişse, Ahmed b. Hanbel'in diğer varyantı
gibi bu rivayeti de mürseldir.
*******************
Yüce Allah'ın "Ey
Iman Edenler! Eğer Bir Fasık Size Bir Haber Getirirse, Onun Doğru Olup
Olmadığını Iyice Araştırın" Ayeti
*******************
11352. Haris b. Dırar
el-Huza'ı anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim.
Beni İslam'a davet etti, kabul ettim .. Sonra beni zekat vermeye davet etti,
kabul ettim. Sonra dedim ki: "Ya Resülallah! Ben kavmimin yanına dönüp
onları da İslam'ı kabule ve zekah ödemeye davet edeyim. Davetimi kabul
edenlerin zekatını toplarım. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu
şu tarihlerde bir elçi gönderir ve elçi toplamış olduğum zekat mallarını sana
getirir."
Haris davetini kabul
edenlerden zekatı toplayıp Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elçi
göndermesini istediği süre dolduğu halde, elçi gecikti, gelmedi. Haris, Yüce
Allah ve Resulünü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öfkelendirecek bir olay
yaşanmış olmasından korktu ve hemen kavminin ileri gelenlerini toplayarak
onlara şöyle dedi: "Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana,
topladığım zekatları teslim almak üzere elçisini göndereceği bir vakit belirlemişti.
Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) asla sözünde durmazlık etmez. Öyleyse
elçisinin gecikmesi için onu (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öfkelendiren bir
olayın yaşanmış olmasından başka bir sebep göremiyorum. Haydin Allah Resülü'ne
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidelim."
Oysa ki Resülullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Haris'e topladığı zekat mallarım teslim almak
üzere Velid b. Ukbe'yi göndermişti. Velid hareket edip bir müddet yoluna devam
ettikten sonra korkup geri döndü. Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gelerek: "Ey Allah'ın Resülü! Haris bana zekat mallarım vermediği gibi
beni öldürmeye kalkıştı. Bunun üzerine Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) derhal bir heyet oluşturup Haris'e gönderdi. O sırada Haris de
arkadaşlarıyla birlikte yola çıkmıştı. Yolda heyetle karşılaştı. Medine'den
yola çıkan heyet, yolda Haris'le karşılaştılar ve onu görünce "Bu
Haris" dediler. Haris yanlarına kadar gelerek onlara: "Kime
gönderildiniz?" diye sordu. "Sana gönderildik" dediler. Haris
bunun sebebini sorunca: "Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sana
Velid b. Ukbe'yi göndermişti. Velid senin kendisine zekat mallarım vermediğini
ve onu öldürmek istediğini iddia etti" dediler. Haris: "Asla böyle
bir şeyolmadı. Muhammed'i hakikatle gönderene yemin ederim ki ne ben onu
gördüm, ne de o benim yamma geldi" dedi. Sonra Haris, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdi. Allah Resülü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Sen zekatı vermeyi reddedip benim elçimi öldürmeye mi kalkıştın?"
dedi. Haris buna şöyle karşılık verdi: "Asla! Seni hakikatle gönderene
yemin ederim ki ne ben onu gördüm, ne de o benim yamma geldi. Şimdiye kadar
yanına gelmeyişimin de tek nedeni şudur: Allah Resülü'nün (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bana elçi göndermesi gecikince ben, Yüce Allah'ı ve Resülünü
öfkelendiren bir olayın vuku bulmuş olmasından endişe ettim."
İşte bu olay üzerine
Hucurat süresinin şu ayeti nazil oldu: "Ey iman edenler! Eğer bir fasık
size bir haber getirirse, onun iç yüzünü iyice araştırın, yoksa bilmeden bir
millete fenalık edersiniz'de sonra ettiğinize pişman olursunuz .... Bu,
Allah'tan bir lütuf ve nimettir. Allah Alim'dir, Hakim'dir."[Hucurat, 6-8]
*Bunu Ahmed b. Hanbel ve Taberani rivayet etmiştir. Ancak
Taberani. Haris b. Dırar yerine Haris b. Sirar ismini zikretmiştir. Ahmed b.
Hanbel'in ravileri, güvenilir kimselerdir.
11353. Alkame b. Naciye
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize mallarımızIn zekatını toplamak
üzere Velid b. Ukbe b. Ebi Muayt'ı gönderdi. Velid yola çıkıp bize yakın bir
mevkiye kadar geldiğinde -ki bu olay Müreysi vakasından sonra vuku bulmuştur-
geri döndü. Hemen bineğime atlayarak onun izini sürdüm. Doğruca Hz. Peygamber'e
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) giderek: "Ey Allah'ın Resulü! Ben hala
Cahiliye dönemlerini yaşayan bir kavme gittim. Elbiseleri soyup aldılar,
zekatlarını vermeyi reddettiler." Velid'in bu sözleri Peygamber'i
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hiç etkilemedi ve çok geçmeden "Ey iman
edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse .. " ayeti nazil oldu.
Velid'in peşinden Mustalıklılar önlerine zekat mallarından bir kısmını katarak
ve yanlarına sadakalarını alarak Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
geldiler. Yaşananları kendisine anlatlılar; zekat mallarını yanlarına alarak
Velid'i aramaya çıktıklarını, fakat bulamadıklarını söylediler. Yanlarında
getirdiklerini Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) teslim edip şöyle
dediler:
"Ya Resulallah!
Senin elçinin yola çıktığı haberini aldık. Buna çok sevindik. Onu yolda
karşılamak istiyorduk. Sonra geri döndüğünü öğrendik ve bunun bize olan bir
öfkeden kaynaklanmış olmasından korktuk."
Sonra Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalan zekatlarını kendisinden satın almak
istediklerini bildirdiler, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlardan
farz olan zekatı teslim alıp: "Sadakalarınızı geri götürün, Biz teslim
almadığımız zekat malını satmayız" buyurdu, Bunun üzerine ailelerinin
yanına geri döndüler. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara,
kalan zekatlarını teslim alacak birini gönderdi.
11354. Konuyla ilgili
diğer bir rivayet ise şöyledir: Alkame'nin bildirdiğine göre Velid b, Ukbe
olayında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına giden Mustalık
oğulları heyetinde kendisi de varmış ve o zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) onlara: "Hemen geri dönün; burada alıkanmayın ya da saldırıya
uğramayın" buyurmuş.
*Bunu Taberani iki ayrı isnadla rivayet etmiş olup
isnadlardan birinde ismi geçen Ya'kab b. Humeys b. Kasib'i ibn Hibban güvenilir
kabul ederken, çoğunluk zayıf görmüştür. Diğer ravileri ise güvenilir
kimselerdir.
11355. Cabir b. Abdillah
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Velid b. Ukbe'yi Veli'a oğullarına
gönderdi. Aralarında Cahiliye döneminden kalma bir düşmanlık vardı. Velid,
Veli'a oğullarına ulaşınca halk geliş amacını anlamak üzere onu yolda
karşılamak istedi. Fakat Velid korkup geri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanına dönerek: "Veli'a oğulları beni öldürmek istediler. Zekatı
vermeyi reddettiler" dedi. Velld'in Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) huzurunda söylediği bu sözleri Veli'a oğulları öğrenince hemen
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına giderek: "Ya
Resulallah! Velid yalan söylemiş. Onunla aramızda Cahiliye döneminden kalma bir
düşmanlık vardı. Aramızdaki bu düşmanlık sebebiyle onun bizi cezalandırmasından
endişe ettik" dediler.
Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Veli'a oğullan ya bu davranışlarından vazgeçer ya da
ben onlara benim gibi birini gönderirim ve o kişi onların savaşçılarını
öldürür, çoluk çocuklarını da esir alır. O kişi budur" deyip eliyle Ali b.
Ebi Talib'in omzuna vurdu. Sonra Allah, Velid hakkında "Ey iman edenler!
Eğer bir fasık size bir haber getirirse ... " ayetini indirdi.
*Bunu Taberanı, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup
ravilerinden Abdullah b. Abdilkuddus et-Temimi'yi çoğunluk zayıf görürken, ibn
Hibban kendisini güvenilir olarak değerlendirmiştir. Diğer ravileri ise
güvenilir kimselerdir.
11356. Ümmü Seleme'nin
bildirdiğine göre bir gün Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evine döndü
ve ikindiden sonra iki rekat namaz kıldı. Bunu duyan Aişe, Ümmü Seleme'ye
birini göndererek "Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) senin evinde
kıldığı bu namaz ne namazıdır?" diye sordurdu. Ümmü Seleme de: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) öğleden sonra iki rekat namaz kılardı. Sonra
Mustalık oğulları heyeti, zekat memurları Velid b. Ukbe'nin onlara yaptıklarından
sonra Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiler ve müezzin gelip onu
ikindi namazına çağırıncaya kadar kendisine özür beyan etmeye devam ettiler.
Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp ikindi namazını kıldı.
Sonra benim evimde (kaçırdığı) o iki rekatı kıldı. Fakat sonraları ne önce, ne
de sonra bu iki rekatı bir daha kılmadı.
11357. Yine Ümmü
Seleme'den nakledilmiştir: Mustalık oğulları hakkında, zekat memurları Velid b.
Ukbe'nin onlara yaptıklarından sonra şu ayet nazil oldu: "Ey iman edenler!
Eğer bir fasık size bir haber getirirse, onun iç yüzünü iyice
araştırın."[Hucurat, 6]
Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Velid'i mallarının zekatlarım toplamak üzere Mustalık
oğullarına göndermişti. Velid'in geldiğini duyunca, içlerinden bir heyet"
Allah'ın elçisiyle birlikte yürür, onun yükünü taşınz" düşüncesiyle onu
karşılamak üzere yola çıktı. Velid onların yola çıktıkları haberini alınca,
kendisini öldürmek için yola çıktıklarım sandı ve geri döndü. Geri döndüğünde:
"Mustalık oğulları zekatlarım vermeyi reddetti, ya Resulullah" dedi.
Fakat yola çıkan heyet yollarına devam ederek Medine'ye kadar geldiler,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında saf tutup namaz kıldılar.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirince, yanına kadar gidip
ona şöyle söylediler:
"Bizler Allah'ın ve
Resulü'nün gazabından Allah'a sığımrız. Ya Resulallah! Mallarımızın zekatını
toplaması için gönderdiğin elçinin yola çıktığım duyduk ve buna çok sevindik.
Kendisini yolda karşılamak ve Allah'ın elçisi ile birlikte yürümek istedik.
Sonra duyduk ki elçi geri dönmüş. Bu yüzden Allah ve Resulü'nün bize
öfkelenmesinden endişe ettik." Bu şekilde Peygamber'e (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) mazeret beyan etmeye devam ettiler. Ta ki haklarında bu ayet nazil
oldu.
*Ben derim ki: Sahih'de rivayetin yalnız Peygamber'in
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikindiden sonra kıldığı iki rekatla ilgili kısım
geçmiştir.
Bunu Taberani, nakletmiş
olup ravilerinden Musa b. Ubeyde zayıftır.
11358. Mücahid'in
bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Velid b. Ukbe b. Ebi
Muayt'ı zekat memuru olarak Mustalık oğullarına gönderdi.
*Bunu Taberani, mürselolarak nakletmiş olup ravilerinden
Abdullah b. Muhammed b. Said b. Meryem zayıftır.
***************************
Yüce Allah'ın" ...
Birbirinize Kötü lakaplar Takmayın" Ayeti [Hucurat, 11]
***************************
11359. Ebu Cubeyre b.
ed-Dahhak amcalarından şöyle dediklerini nakletmiştir: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiğinde bizden herkesin bir ya da iki lakabı
vardı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizden birini lakabı ile
çağırırsa "Ey Allah'ın Resulü! O bundan hoşlanmaz" derdik. Sonra bu
konuda Yüce Allah " ... Birbirinize kötü lakaplar takmayın" ayetini
indirdi.
*Ben derim ki: Hadis, Ebu Davud'un Sünen'inde Ebu Cubeyre'nin
kendi rivayeti şeklinde yer almıştır. Burada ise amcalarından nakletmektedir.
Buradaki hadisi Ahmed b.
Hanbel rivayet etmiş olup ravileri, Sahlh'in ravileridir.
11360. Dahhak b. Ebi
Cebire'nin anlattığına göre Cahiliye çağında kendilerinin bir takım lakapları
varmış ve Allah Resuln (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamı lakabıyla
çağırınca "Ya Resulallah! O bundan hoşlanmaz" denmiş. Bunun üzerine
Yüce Allah " ... Birbirinize kötü lakaplar takmayın .... "[Hucurat,
11] ayetini indirmiş.
*Hadisi Ebu Ya'la rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in
ravileridir.
******************
Yüce Allah'ın
"Onlar Müslüman Oldukları Için Seni Minnet Altına Sokuyorlar" Ayeti [Hucurat,
17]
******************
11361. Abdullah b. Ebi
Evfa'nın bildirdiğine göre Bedevilerden bazı kimseler: "Ya Resulallah! Biz
sana karşı savaşmadan Müslüman olduk. Fakat falan oğulları sana karşı
savaştılar" dediler. Bunun üzerine Yüce Allah: "Onlar Islam'a
girdikleri için seni minnet altına sokuyorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim
başıma kakmayın. Eğer doğru kimselerseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdiği
için asıl Allah size lütufta bulunmuştur" ayetini indirdi.
*Bunu Taberanı, el-Mu'cemu'l-kebır ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta
rivayet etmiş olup ravilerinden Haccac b. Ertat güvenilir olmakla beraber
müdellistir. Diğer ravileri ise Sahıh'in ravileridir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: