MECMAU

ZEVAİD

TEFSİR

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Tevbe Suresi 84 - 105 - 101 - 108 - 112 - 114 - 128-129

 

****************************

Yüce Allah'ın "Onlardan Ölen Hiçbirine Asla Namaz Kılma ve Kabrinin Başında Durma" Ayeti [Tavbe, 84]

****************************

 

11051. İbn Abbas anlatıyor: Abdullah b. Ubey b. Selul ölüm hastalığına yakalanınca Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve aralarında bir konuşma geçti. Abdullah dedi ki: "Söylediklerini anlıyorum. Bana bir iyilik et de (ben ölünce) beni senin gömleğinle kefenle ve cenaze namazımı kıldır." Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu kendi gömleğiyle kefenledi ve cenaze namazını kıldırdı.

 

İbn Abbas der ki: Onun nasıl bir namaz olduğunu Allah bilir. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hiç kimseyi asla aldatmamıştır.

 

*Bunu Taberan!, rivayet etmiş olup ravilerinden Hakem b. Eban'ı Nesai ve bir grup bilgin güvenilir görürken, ibnü'I-Mübarek zayıf olarak değerlendirmiştir. Diğer ravileri ise Sahih'in ravileridir.

 

 

 

****************************

Yüce Allah'ın "Yaptıklarınızı Allah, Resulü ... Göreceklerdir"[Tevbe, 105] Ayeti 

****************************

 

11052. Seleme b. el-Ekva'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "De ki: Çalışın, yapın. Yaptıklarınızı Allah da, Resulü de, mü'minler de göreceklerdir. Sonra gaybı da, görülen alemi de bilen Allah'ın huzuruna döndürüleceksiniz. O da size bütün yapmakta olduğunuz şeyleri haber verecektir''[Tevbe, 105] ayetini okudu.

 

*Bunu Taberan!, rivayet etmiş olup ravilerinden Musa b. Ubeyde zayıftır.

 

 

 

****************************

Yüce Allah'ın "Çevrenizdeki Bedevilerden Münafık Olanlar Vardır ... " Ayeti [Tevbe, 101]

****************************

 

11053. İbn Abbas, Yüce Allah'ın "Çevrenizdeki bedeviler içinde münafık olanları vardır. Medine'liler içinde de münafıklıkta diretenler vardır. Onları siz bilmezsiniz, ancak Biz biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da büyük bir azaba uğratıhrlar" ayeti ile ilgili olarak şunları söylemiştir:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir Cuma günü hutbede: "Ey falan kalk ve dışarı çık. Çünkü sen münafiksın. Ey falan sen de çık. Çünkü münafıksın" dedi. Hepsini isimlerini zikrederek dışarı çıkardı, onları rezil rüsva etti. Ömer b. el-Hattab bir işi dolayısıyla o cumaya katılamamıştı. Sonra onları Mescid'den çıkarken görünce cumaya katılmadığı için utancından onlardan gizlendi. Halkın Mescid'den çıktıklarını sandı. Onlar da Ömer'den gizlendiler. Çünkü durumlarını öğrendiğini sandılar. Sonra Ömer mescide girdiğinde halkın namazı henüz kılmadıklarını gördü. Bir adam Ömer'e: "Sevin Ömer. Allah bugün münafıkları deşifre etti" dedi. İşte bu, (onların görecekleri) ilk azaptır. İkinci azapları ise kabir azabıdır.

 

*Bunu Taberanı, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravilerinden Hüseyin b. Amr b. Muhammed el-An kazı zayıftır.

 

 

 

****************************

Yüce Allah'ın "ilk Günden Takva Üzerine Kurulan Mescid ... "[Tevbe, 108] Ayeti

****************************

 

11054. Sehl b. Sa'd anlatıyor: İki adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında (Kur'an'da sözü edilen) takva üzerine kurulan mescid konusunda ihtilaf ettiler. Biri: "Bu, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescididir" derken, diğeri: "Kuba mescididir" dedi. Sonra Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) giderek bunu ona sordular. O da: "O, benim şu mescidimdir" buyurdu.

 

 

 

11055. Diğer bir rivayete göre ise Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), takva üzerine kurulan mescid sorulduğunda "O, benim mescidimdir" buyurmuştur.

 

*Bunların hepsini Ahmed b. Hanbel ve kısa metinle Taberanı rivayet etmiş olup iki rivayetin de ravileri, Sahih'in ravileridir.

 

 

 

11056. Zeyd b. Sabit'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisine takva üzerine kurulan mescidin hangisi olduğu sorulduğunda "O, benim şu mescidimdir" buyurmuştur.

 

*Bunu Taberanl, hem merfu, hem de mevkuf olarak rivayet etmiş olup merfu rivayetin isnadında ismi geçen Abdullah b. Amir el-Eslemı zayıftır. Mevkuf rivayetin iki isnadından birinin ravileri ise Sahih'in ravileridir. Ancak hadisin diğer varyantınta şu ilave yer almıştır: Urve (b. ez-Zübeyr) der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'i elbette ondan hayırlıdır. Bu ayet. gerçekte Kuba mescidi hakkında nazil olmuştur.

Ben derim ki: Urve bunu, merfu hadise muttali olmadığı için söylemiştir. Doğrusunu Allah bilir.

 

 

 

****************************

Yüce Allah'ın "Orada Temizlenmeyi Seven Adamlar Vardır. Allah da Tertemiz Olanları Sever" Ayeti [Tevbe, 108]

****************************

 

11057. İbn Abbas anlatıyor: "Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever"[Tevbe, 108] ayeti nazil olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uveym b. Saide'ye birini göndererek: "Allah'ın sizi övdüğü o arınma vesileniz nedir?" diye sordurdu. "Ya Resulallah! Bizden hiçbir erkek ya da kadın cinselorganını -ya da mak atını- yıkamadan tuvaletten çıkmaz" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İşte o (övülen davranış) budur" buyurdu.

 

*Bunu Taberani, rivayet etmiş olup ravilerinden ibn ishak müdellistir. Diğer ravileri ise güvenilir görülmüşlerdir.

Taharet bölümünde bu bağlamda hadisler geçmişti.

 

 

 

****************************

Yüce Allah'ın ''es-Saihun... " Ayeti [Tevbe, 112]

****************************

 

11058. Abdullah (b. Mes'ud), (Tevbe suresi 112. ayette geçen) ".....'' kelimesi ile oruç tutanların kastedildiğini belirtmiştir.

 

*Bunu Taberani, rivayet etmiş olup ravilerinden Asım b. Behdele'yi bir grup bilgin güvenilir kabul ederken diğer bilginler zayıf saymışlardır. Diğer ravileri ise Sahih'in ravileridir.

 

 

 

****************************

Yüce Allah'ın "Gerçekten ıbrahim Çokça Dua Eden (evvah) ve Halim (Yumuşak Huylu) Birisi idi" Ayeti [Tevbe, 114]

****************************

 

11059. Zir'in bildirdiğine göre İbn Mes'ud'a (ayette geçen) "...." kelimesinin anlamı soruldu. O da: "Çokça dua eden, demektir" dedi.

 

*Bunu Taberani, rivayet etmiş olup ravilerinden Asım güvenilir olmakla beraber zayıf olarak da değerlendirilmiştir.

 

 

 

11060. Ebu'l-Ubeydeyn el-Amiri -ki ama biri idi ve Abdullah onu yakınında tutardı- Abdullah b. Mes'ud'a: "Sana soru sormayacaksak kime soru soracağız?" dedi ve Abdullah yumuşadı.

Bunun üzerine Ebu'l- Ubeydeyn: " Evvah ne demektir?" diye sordu. Abdullah: "Son derece merhametli, demektir" dedi. Ebu'l- Ubeydeyn: "Ümmet ne demektir?" diye sordu. Abdullah: "Halka güzel şeyler öğreten demektir" dedi. Ebu'l- Ubeydeyn: "Kanİt ne demektir?" diye sordu. Abdullah: "İtaatkar demektir" dedi.

Ebu'l- Ubeydeyn: "Maan ne demektir?" diye sordu. Abdullah: "İnsanların aralarında yardımlaşmak maksadıyla birbirlerine alıp verdikleri ödünç eşyadır" dedi.

Ebu'l-Ubeydeyn: "Tebzİr ne demektir?" diye sordu.

Abdullah: "Malı olması gerektiği şekilde harcamaktır", diğer bir rivayete göre ise "helal yollarla harcamamaktır" dedi.

 

 

 

11061. Diğer bir rivayet ise şöyledir: Abdullah b. Mes'fıd her gün halkla sohbet ederdi. Perşembe günü ise sohbetine mezra ve köylerden insanlar katılırdı. Bir gün yanına ama bir adam geldi. ...

 

*Rivayetlerin hepsini Taberanı farklı isnadlarla rivayet etmiş olup ilk iki rivayetin ravileri, güvenilir kimselerdir.

 

 

 

****************************

Yüce Allah'ın "Andolsun, Size Kendi Içinizden Öyle Bir Peygamber Gelmiştir ki,...." Ayeti [Tevbe, 128,129]

****************************

 

11062. Abbad b. Abdillah b. Zübeyr anlatıyor: Haris b. Hazme, Beraat (Tevbe) suresinin" Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir" diye başlayan son iki ayetini Ömer b. el-Hattab'a getirdi. Ömer: "Sen bunları öğrenirken yanında kim vardı?" diye sordu. Haris: " Hatırlamıyorum; ama Allah adına şahitlik ederim ki ben bunları Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittim ve onları iyice belleyip ezberledim" dedi. Amr: "Ben de şahitlik ederim ki onları Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ben de işittim" dedi. Sonra Ömer: Eğer üç ayet olsalardı onları başlı başına bir süre yapardım. Fakat Kur'an'ın (uygun) bir süresine bakıp onları oraya yerleştirin" dedi. Ben de onları Beraat (Tevbe) süresinin sonuna koydum.

 

*Bunu Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravilerinden ibn ishilk müdellistir. Diğer ravileri ise güvenilir kimselerdir.

 

 

 

11063. Ubey b. Ka'b'ın naklettiğine göre Müslümanlar Kur'an'ı Ebü Bekir'in halifeliği döneminde mushaf haline getirmişlerdir. Bazı kimseler Kur'an ayetlerini yazar, Ubey de imla ettirirdi. Beraat (Tevbe) süresinin "Sonra da çekip giderler. Akıllarını kullanmayan bir kavim olmaları sebebiyle Allah da onların kalplerini (imandan) çevirmiştir"[Tevbe, 127] ayetine ulaştıkları zaman bunun Kur'an'dan Beraat süresinden en son inen ayet olduğunu sandılar. Bunun üzerine Ubey b. Ka'b dedi ki:

Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana ondan sonra şu iki ayeti de okutmuştu: "Ey iman edenler! Andolsun ki, içinizden size, sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size son derece düşkün, inananlara karşı çok şefkatli ve merhametli bir peygamber gelmiştir. Eğer yüz çevirirlerse de ki: ‘‘Allah bana yeter; O'ndan başka tanrı yoktur ve ben yalnız O'na güvenip dayanırım. O büyük Arş'ın Rabbidir’‘."[Tevbe, 128,129]

 

Sonra Ubey şöyle devam etti: İşte bu, Kur'an'dan en son inen ayettir.

Böylece Kur'an başlatıldığı kelam ile sonlandırılmış oldu. Yani, Allah'tan başka tanrı bulunmadığı sözüyle sona erdirilmiş oldu. Bununla Yüce Allah'ın şu sözünü kastetmekteyim: "Senden önce gönderdiğimiz her bir peygambere de muhakkak: ‘‘Benden başka tanrı yoktur, Bana kulluk edin’‘ diye vahyedilmiştir."

 

*Bunu Abdullah b. Ahmed rivayet etmiş olup ravilerinden Muhammed b. Cabir el-Ensarı zayıftır.

 

 

 

11064. Ubey (b. Ka'b): "En son nazil olan ayet ‘‘Size kendi içinizden bir peygamber gelmiştir ... ‘‘[Tevbe, 128] ayetidir" demiştir.

 

*Bunu Abdullah b. Ahmed ve Taberanı rivayet etmişler olup ravilerinden Ali b. Zeyd b. Cud'an güvenilir olsa da hafızası zayıftır. Diğer ravileri ise güvenilir kimselerdir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Yunus Suresi 58 - 62 - 64 - 90