MECMAU ZEVAİD |
DİYETLER |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Organlar ile Diğer
Şeylerin Diyetleri
10769. Hz. Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Burnun tamamen koparılması halinde diyetin tamamı vardır (ödenir). Bir
gözün çıkarılmasında 50 (deve), bir elin kesilmesinde (koparılması veya sakat
bırakılması halinde) 50 (deve), bir ayağın kesilmesinde (koparılması veya sakat
bırakılması halinde) 50 (deve diyet) vardır (ödenir). Caifede (yani vücudun iç
kısmına ulaşan yaralamalarda) diyetin üçte biri, münakkilede (yani kemiği kırıp
yerinden kaydıran yaralamalarda) 15 (deve), mudihada (yani kemiğin açığa
çıkmasına sebep olan yaralamalarda) (deve), dişin kırılmasında (deve),
parmakların her biri için de 10 deve (diyet) vardır (ödenir). "
*Hadisi Bezzar rivayet etmiştir. Senedinde bulunan Muhammed
b. Ebi Leyla'nın ezberi kötüdür. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir.
10770. Ubade b. es-Samit'in
bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), diyet-i uzma-i
muğallaza'da yani büyük ağırlaştırılrruş diyette; 30 hikka (dört yaşına girmiş
deve), 30 cezea (beş yaşına girmiş deve), 20 bint-i lebun (iki yaşını bitirip
üç yaşına giren dişi deve) ve 20 ibn lebun (iki yaşım bitirip üç yaşına giren
erkek deve) ödenmesine hükmetti.
*Hadisi Taberani rivayet etmiştir. Ancak ishak b. Yahya,
Ubade'den (hadis) işitmemiştir.
10771. Ubade b. es-Samit
anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), diyet-i kübra-i
muğallaza'da, yani büyük ağırlaştırılmış diyette; 30 bint-i lebun (iki yaşını
bitirip üç yaşına giren dişi deve), 30 hikka (dört yaşına girmiş deve) ve 40
halife (gebe deve) ödenmesine hükmetti.
Diyet-i suğra'da, yani
küçük diyette; 30 bint-i lebun (iki yaşını bitirip üç yaşına giren dişi deve),
30 hikka (dört yaşına girmiş deve), 20 bint-i mahad (bir yaşını bitirip iki
yaşına giren dişi deve) ve 20 ibn mahad (bir yaşını bitirip iki yaşına giren
erkek deve) ödenmesine hükmetti.
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından sonra develerin kıymeti arttı,
dirhemlerin (gümüşün) kıymeti azalınca Ömer b. el-Hattab, Medine develerine
-her bir devenin değerini ‘‘ukiyye’‘ ile hesaplayarakaltı bin dirhem değer
biçti. Daha sonra tekrar develerin değeri artıp gümüşün değeri düşünce Ömer b.
el-Hattab iki bin dirhem -her bir devenin değerini iki ‘‘ukiyye’‘ olarak
hesaplayarak- ekledi. Sonra tekrar develerin değeri artıp dirhemlerin değeri düşünce
Ömer, -her bir devenin değerini üç ‘‘ukiyye’‘ olarak hesaplayarak- (diyeti) on
iki bin dirheme tamamladı.
Ubade dedi ki:
"(Ömer) diyetin değerini haram ayda üçte bir, Haram beldede üçte iki
artırdı. Böylece "Harameyn'in" diyeti (Mekke ve Medine harem
bölgelerinde vacip olan diyetin miktarı) yirmi bin dirheme tamamlandı."
Ubade ekledi:
"Bedevilerden, malik oldukları sürülerden diyet alınır.
Gümüş ve altın vermeye
zorlanmazlar. Her kavimden, malik oldukları mallardan adaletle diyetin kıymeti
alınır" denirdi.
*Hadisi Abdullah (b. Ahmed). babasının rivayetlerine
eklerinde uzun bir hadiste rivayet etmiştir. Bu hadis, Ahkam bahsinde geçmişti.
ishak b. Yahya, Ubade'ye yetişmemiştir.
10772. Saib b. Yezid
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) döneminde diyetin miktarı
-dört ayrı yaşta- yüz deve idi: 25 hikka (dört yaşına girmiş deve), 25 cezea
(beş yaşına girmiş deve), 25 bint-i lebun (iki yaşını bitirip üç yaşına giren
dişi deve) ve 25 bint-i mahad'dır (bir yaşını bitirip iki yaşına giren dişi
deve).
Bu durum Hz. Ömer'in
hilafetine kadar devam etti. Ömer halife olup şehirleri oluşturunca:
"Bütün insanlar deve bulamazlar. Dolayısıyla develerin her birinin
değerini bir ‘‘ukiyye’‘ sayınız" dedi. Böyle diyetin miktarı dört bin
dirhem olarak ayarlandi. Sonra develerin değeri artınca Ömer: "Develere
yeniden değer biçin" dedi. Neticede develerin her birine bir buçuk
‘‘ukiyye’‘ değer biçildi. Böylece diyetin miktarı altı bin dirhem olarak
ayarlandi. Daha sonra tekrar develerin değeri artınca Ömer: "Develere
yeniden değer biçin" dedi. Develerin değerleri yeniden ayarlanıp her
birine iki ‘‘ukiyye’‘ değer biçildi. Böylece diyetin miktarı sekiz bin dirhem
olarak ayarlandi. Sonra tekrar develerin değeri artınca Ömer: "Develere
yeniden değer biçin" dedi. Bu sefer develerin her birine üç ‘‘ukiyye’‘
değer biçildi ve diyetin miktarı on iki bin dirhem olarak ayarlandı. Ömer,
gümüşü olanlara on iki bin dirhem, devesi olanlara yüz deve, altını olanlara
bin dinar, elbise sahiplerine iki yüz elbise; her elbisenin değeri beş dinar,
koyunu olanlara bin koyun, keçisi olanlara bin keçi ve ineği olanlara iki yüz
inek olarak ayarladı.
*Hadisi Taberani rivayet etmiştir. Senedinde bulunan Ebu
Ma'şer Necih ve Salih b. el-Ahdar zayıf sayılmışlardır.
10773. Şifa Ümmü
Süleyman bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Cehm b.
Huzeyfe'yi ganimet malları üzerine görevlendirdi. (Görevi esnasında) yayı ile
bir adamı vurup ''munakkile" şeklinde yaraladı (yani vuruşun etkisiyle
vurulanın kemiği kırılıp yerinden kaydı). Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) 15 deve (diyet) ödemesine hükmetti.
*Hadisi Taberani el-Mu'cemu'l-kebır ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta
rivayet etmiştir.
Senedinde bulunan Halid
b. ilyas metruktur.
10774. Zeyd b. Sabit der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sadece üç şeyde hükmetti: Amme
(başın derin bir şekilde yaralanması), munakkile (kemiği kırıp yerinden
kaydıran yara) ve mudiha'da (kemiğin açığa çıkmasına sebep olan yara) hükmetti.
Amme'de 33 deve, munakkile'de 15 deve, müdiha'da deve (diyet) ödenmesine
hükmetti.
*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup senedinde zayıf sayılan
Ebu Umeyye b. Ya'la bulunmaktadır.]
10775. İbn Abbas der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) parmakların her biri için 10 deve, el
için de 50 deve (diyet) ödenmesine hükmetti.
*Derim ki: Sahih'de onun "Parmakların tümü hükümde
eşittir" hadisi yer almıştır.
'Hadisi Taberanı, zayıf
sayılan hocası Mikdam b. Davud'dan rivayet etmiştir.
10776. İbn Mes'ud der
ki: "(Diyet yönünden) gözler (birbirine) eşittir, husyeler (testisler)
eşittir, parmaklar eşittir, dişler eşittir, eller ve ayaklar da eşittir."
*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in
ravileridir. Ancak Şa'bı, ibn Mes'ud'dan (hadis) işitmemiştir.
10777. İbn Mes'üd der
ki: Çift olan organların ikisinde (eller gibi) diyetin tamamı vardır. Tek olan
organlarda da (burun gibi) diyetin tamamı vardır.
*Hadisi Taberanı rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in
ravileridir.
10778. Asım b. Kuleyb,
babasından bildiriyor: Hac mevsiminde Hz. Ömer'le buluştum. Çadırın arkasından:
" Ben, Falan b. Filan el-Cermlyim. Bacınızın oğlunun, Falan oğullarında
hapsedilmiş (veya esir edilmiş) bir kardeşi var. Ona Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) hükmünü (ödemesi gereken diyeti) arz ettik, kabul
etmedi" diye seslendim. Ömer çadırın kenarını açıp: "Arkadaşını
tanıyor musun?" diye sorunca: "Evet! İşte şu adam" dedim. Ömer:
"Onu götürün Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hükmünü yerine
getirsin" dedi. Biz hükmün dört deve olduğunu konuşuyorduk.
*Hadisi Ebu Ya'la rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir
kimselerdir.
10779. İbn Mes'ud der
ki: Kasten öldürmeye benzeyen öldürmelerde (diyet olarak): 25 hikka (dört
yaşına girmiş deve), 25 cezea (beş yaşına girmiş deve), 25 bint-i mahad (bir
yaşını bitirip iki yaşına giren dişi deve) ve 25 bint-i lebun (iki yaşını
bitirip üç yaşına giren dişi deve) ödenir.
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in
ravileridir. Ancak ibrahim, ibn Mes'Od'dan (hadis) işitmemiştir.
10780. İbn Mes'üd der
ki: Hataen (yanlışlıkla) öldürmede diyet beş ayrı yaştan: 20 hikka (dört yaşına
girmiş deve), 20 cezea (beş yaşına girmiş deve), 20 bint-i mahad (bir yaşını
bitirip iki yaşına giren dişi deve), 20 ibn mahad (bir yaşını bitirip iki
yaşına giren erkek deve) ve 20 bint-i lebun (iki yaşını bitirip üç yaşına giren
dişi deve) ödenir.
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in
ravileridir. Ancak ibrahim, ibn Mes'ud'a ulaşmamıştır.
10781. İbn Mes'ud der
ki: "Beş deveye kadar kadınla erkek eşittir."
Hz. Ali: "Her şeyde
(erkeğin) yarısıdır" demiştir.
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in ravileridir.
Ancak Mücahid, ibn Mes'ud'a ulaşmamıştır.
10782. İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Zimminin
diyeti hürün diyetinin aynısıdır" buyurdu.
*Hadisi Taberani el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup
senedinde zayıf sayılan Ebu Kurz bulunmaktadır. Bu, rivayet ettiği en münker
hadistir.
10783. İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Muahidin
(antlaşma mucibince İslam diyarında yaşamasına müsaade edilen gayr-i müslimin)
diyeti, Müslümanın diyetinin yarısıdır" buyurdu.
*Hadisi Taberanı, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir.
Senedinde tanımadığım raviler vardır.
10784. İbn Mes'ud der
ki: "Muahidin (yani zımminin) diyeti Müslümanın diyeti gibidir." Hz. Ali
de böyle hükmetmiştir.
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup) ravileri, Sahih'in
ravileridir. Ancak Mücahid, ne ibn Mes'ad'dan, ne de Ali'den (hadis)
işitmemiştir.
10785. Amr b. Şuayb,
babasından, o da dedesinden nakletmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), ceninin ana karnında öldürülmesi halinde (öldürenin) - köle, cariye,
at vb. malın iyisi demek olan) "ğurre", yani bir köle veya cariye
ödemesine hükmetti. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hamel b. Malik
b. en-Nabiğa el-Hüzeli'nin karısı için böyle hüküm verdi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İslam'da şiğtir (yani kişinin evleneceği
kadının mehrine bedelolarak velisi bulunduğu kadını niktihlaması) yoktur"
buyurmuştur.
*Hadisi Ahmed rivayet etmiştir. Senedinde bulunan ibn ishak,
müdellistir. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir.
10786. İbn Abbas,
Ömer'den nakletmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda hüküm
verdiği zaman Hz. Ömer orada bulunuyordu. Hamel b. Malik b. en-Nabiğa gelip:
"İki kadın arasında bulunuyordum. Biri diğerine bir çadır direğiyle vurdu;
hem kadım, hem kadının karnında bulunan cenini öldürdü" dedi. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), cenini için (diyet olarak)
"ğurre" yani bir köle verilmesine, (katil) kadının da öldürülmesine
hükmetti.
*Derim ki: Hamel'in hadisi üç Sünen kitaplarında Hamel'in
kendisinden rivayet edilmiştir. Hadisi burada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hüküm verdiği zaman ibn Abbas kanalıyla Ömer'in şahit olmasından dolayı
irade ettim.
Hadisi Ahmed rivayet
etmiş olup ravileri, Sahih'in ravileridir.
10787. Cabir bildiriyor:
Hüzeyl kabilesinden bir kadın, yine aynı kabileden başka bir kadını öldürdü.
Her birinin kocası ve çocukları vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
öldüren kadının akilesinin (baba tarafından akrabalarının), öldürülen kadının
diyetini ödemesi gerektiğine hükmetti. Kocasını ve çocuklarını bu işten beraat
ettirdi (onlara bir şey gerekmediğine hükmetti). Bunun üzerine öldürülenin
akilesi (baba tarafından akrabaları): "(Öldürülen) kadının mirası bize
aittir" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır,
mirası kocasına ve çocuklarına aittir" buyurdu. Öldürülen kadın hamileydi.
Öldürülen kadının akilesi" (baba tarafında akrabaları): "Kadın hamileydi!
Karnındaki çocuğunu da düşürdü (cenin de öldü)" dediler. Öldüren kadının
akilesi, (baba tarafından akrabaları) ceninin diyetini ödetmesinden korkup:
"Ya Resulallah! Bu cenin ne yedi ne içti, ne de doğarken ağlayıp ses
çıkardı (yani canlı olarak doğmadı)" dediler. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cahiliye seciyesi mi yapıyorsunuz?"
buyurup cenin için diyet olarak" ğurre" yani bir köle veya cariye
ödenmesine hükmetti.
*Hadisi Ebu Ya'la, "Mücalid b. Said, Şa'bi'den"
yoluyla rivayet etmiştir. ibn Adiyy:
"Bu yolun hadisleri
şartlara uygundur" demiştir. Diğer ravileri, Sahih'in ravileridir. Bir
topluluk Mücalid'i zayıf saymıştır. Hadisi Ebu Davud ve ibn Mace "Cahiliye
seciyesini" zikretmeden rivayet etmişlerdir.
10788. Ebu'l-Melih
el-Hüzeli, babasından bildiriyor: Aramızda Hamel b. Malik adında bir adam
vardı. Bu adamın iki karısı vardı; biri Hüzeli (Hüzeyl kabilesinden), diğeri
Amiri (Amir kabilesinden) idi. Hüzeyl kabilesinden olan kadın, Amir
kabilesinden kadının karnına bir çadır direğiyle vurdu. Kadın hamileydi,
dolayısıyla dölünü ölü olarak düşürdü. Adam vuran kadını Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına götürdü. Kadınlarla beraber İmran b. Umeyr
adında bir kardeşi de vardı. Olanları Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) anlatınca Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ceninin
diyetini ödeyin" buyurdu. İmran: "Ya Resulallah! Yemeyen, içmeyen ve
doğarken ağlayıp ses çıkarmayan ceninin diyetini mi ödeyelim? Bunun gibisi
heder edilir (diyeti ödenmez)" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bedevilerin recezini bir tarafa bırak! Cenin için ‘‘ğurre’‘ yani
bir köle veya cariye ya da beş yüz (dirhem) ya da bir at veya yüz yirmi koyun
verilmesi gerekir" buyurdu. İmran: "Ya Resulallah! Kadının iki oğlu
var ve kabilenin efendileri sayılırlar. Dolayısıyla anneleri yerine
kendilerinin ödeme yapmaları gerekir" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bilakis kardeşinin yerine, çocukları değil de senin
diyeti ödemen gerekir" buyurdu. İmran: "Diyeti ödeyeceğim bir şeyim
yoktur!" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Hamel
b. Malik -ki o zamanlar Hamel, iki kadının da kocası, ceninin de babasıydı.
Bununla birlikte Hüzeyl kabilesinin zekat memuru idi- elinin altında bulunan
Hüzeyl kabilesinin zekatından yüz yirmi koyun al" buyurdu. Nihayet Hamel
öyle yaptı.
*Hadisi Taberani ve çok özetleyerek Bezzar rivayet ettiler.
Senedinde bulunan Minhal b. Halife'yi Ebu Hatim güvenilir sayarken bir topluluk
zayıf saymıştır. Diğer ravileri, güvenilir kimselerdir.
10789. Ebu'l-Melih'in
bildirdiğine babası -Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından
idi- şöyle demiştir: Aramızda iki kadın vardı. Biri diğerini bir direkle vurup hem
onu, hem de karnında bulunan cenini öldürdü. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) kadın için diyet, cenin için de "ğurre": bir köle veya
cariye veya at veya iki deve veya şu şu sayıda koyun ödenmesine hükmetti. Katil
kadının akrabalarından bir adam:
"Ya Resulallah!
Yemeyen, içmeyen ve doğarken ağlayıp ses çıkarmayan ceninin diyetini nasıl
ödeyelim? Bunun gibisi heder edilir (diyeti ödenmez)" deyince Allah'ın
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen seciyeli (kafiyeli söz) mü
söylüyorsun?" dedi ve ölen kadının mirasını kocasına ve çocuklarına
düşürdü. Diyetinin de katil kadının baba yönünden akrabaları tarafından
ödenmesine hükmetti.
*Hadisi Taberanı, hocası Mikdam b. Davud'dan rivayet
etmiştir. Bu ravi zayıftır.
10790. Arın b. Temim b.
Uveym, babasından, o da dedesinden nakletmiştir: Kız kardeşim Melike ve Ümmü
Afif binti Mesruh adlı bizden bir kadın, Hamel b. en-Nabiğa ile evliydi. Ümmü
Afif, evinin (çadırının) direğiyle, o anda hamile bulunan Melike'ye vurup onu
ve karnındaki çocuğunu öldürdü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kız
kardeşim için diyet ödenmesine, cenin için de "ğurre": bir köle veya
cariye verilmesine hükmetti. Katil kadının kardeşi Ala b. Mesruh ise:
"Ya Resulallah!
Yemeyen, içmeyen, (dünyayı) görmemiş ve doğarken ağlayıp ses çıkarmamış ceninin
tazminatını mı vereceğiz? Böylesi he der edilir (diyeti ödenmez)" deyince
Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Cahiliye seciyesi
(kafiyeli sözü) mü söylüyorsun?" diyerek azarladı.
*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup senedinde zayıf sayılan
Muhammed b. Süleyman b. Mesmul bulunmaktadır.ı
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Akile (Kişinin ırkı,
Baba Tarafından Akrabaları) Hakkında