MECMAU

ZEVAİD

MEĞAZİ VE SİYER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

ibnu'l-Mulevvah'ın Üzerine Gönderilen Müfreze

 

10343. Cundub b. Mekıs el-Cühenı bildiriyor: ResülulIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Galib b. Abdillah el-Kelbıyi -Kelb-i Leys- Kudeyd'de bulunan Benü Mulevvah üzerine gönderdi ve onların üzerine saldırmasını emretti. Yola çıktığı zaman onun müfrezesinde bulunuyordum. Yola çıkıp Kudeyd'de gelince -el-Bersa'nın oğlu olan- Haris b. Malik el-Leysı ile karşılaştık ve onu tutukladık. Haris: "Ben Müslüman olmak için geliyordum!" deyince Galib b. Abdillah: "Gerçekten Müslüman olmak için gelmişsen bir gün bir gece bağlı kalmak sana zarar vermez! Başka bir niyetle gelmişsen de emniyette kalmış oluruz!" dedi. Ravi dedi ki:

Galib onu iyice bağlayıp üzerine bizimle beraber bulunan bir zenciyi nöbetçi olarak bıraktı ve: "Biz yanına gelinceye kadar onunla beraber kal! Sana karşı çıkıp kaçmaya kalkışırsa başını kes!" diye emretti. Sonra yola çıkıp Kedıd'in içine / ortasına ulaşıncaya kadar yürüdük. Oraya ikindiden sonra akşama doğru ulaşıp konakladık. Arkadaşlarım beni etrafı gözetlemek için gönderdiler. Ben de akşam vakti evlerini görebileceğim bir tepeye gelip siper aldım! Onlardan bir adam evinden çıkıp tepeye doğru bakınca beni gördü ve eşine: "Ben bu tepede günün başında görmediğim bir karaltı görüyorum! Bak, köpekler eşyalarından birini çekip oraya götürmüş olmasın!" dedi. Kadın etrafına bakınıp:

"Hayır, vallahi eşyalarımdan hiçbir şey noksan olmamış!" deyince: "O zaman bana yayımı ver ve ok çantamdan iki ok uzat!" dedi. Kadın ona yayını verince bana doğru bir ok attı, ok böğrüme saplandı; oku çıkarıp yanıma koydum ve hareket etmedim. Sonra ikinci oku attı, bu ok ta omzuma saplandı; oku çıkarıp yanıma koydum ve hareket etmedim. Bunun üzerine eşine: "Allah'a yemin olsun ki, iki okum da ona saplandı, hayvan olsaydı hareket ederdi! Sabah olunca o iki okumu getir! Köpekler oklarımı yalamasın!" dedi. Onlardan bir yere gidecek olanlara gidinceye kadar mühlet verdik."

Develerini sağdıktan sonra dinlenmeye bırakınca -veya ortalık sakinleşince- gecenin bir bölümü de geçip ortalık kararınca üzerlerine saldırdık. Onların adamlarının bir kısmını öldürdükten sonra develeri sürüp dönmek üzere yola çıktık. Bu arada insanlar imdat diye bağırmaya başladılar ve kabilelerinin kendilerine yardım etmesi için seslenmeye başladılar, Biz de alelacele yola çıkıp Hıris b, el-Barsa ve arkadaşının yanına vardık. Onu beraberimize alıp yolumuza devam ettik. Bu arada insanların bağrışmaları kulaklarımıza gelmeye başladı ve gücümüzün yetmeyeceği kadar bir kalabalık peşimize düştü, Aramızda sadece vadi kalnuştı ki; bir sel gelip aramızı ayırdı ve onların bize ulaşmalarına mani oldu. Bu seli Yüce Allah dilediği yerden göndermiş olmalıydı. Çünkü daha önce biz ne yağmur yağdığını, ne de yağmur alameti olarak bir bulut görmüştük. Onlardan hiç kimsenin bu selden geçmesine imkan yoktu! Onlar bize bakıp duruyorlar, hiç kimse bizim tarafınuza geçmek için yaklaşamıyordu. Biz ise hızla develeri sürüp Müşellel tepesine çıkardık! Sonra oradan inip sahip olduğumuz imkanlarla onları aciz bıraktık. 

 

*Derim ki: Hadisin baş kısmından bir bölümü Ebu Davud'da geçmektedir.

*Hadisi Ahmed ve Taberanı rivayet etmiş olup ravileri, güvenilir kimselerdir. ibn ishak, Taberanı'nin rivayetinde açıkça hocasından işittiğini bildirmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Halid b. Süfyan el-Hüzeli'nin Öldürülmesi