MECMAU

ZEVAİD

CİHAD

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Arazi (Taksimi) Hakkında

 

9768. Süfyan b. Vehb el-Havlani anlatıyor: Biz emansız (güvencesiz) olarak Mısır'ı fethedince, Zübeyr b. el-Avvam kalkarak: "Ey Amr b. elAs! Burasını (Mısır'ı) paylaştır!" dedi. Amr: "Paylaştırmam" deyince, Zübeyr: "Vallahi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'i paylaştırdığı gibi Mısır'ı paylaştıracaksın" karşılığını verdi. Bunun üzerine Amr: " ValI ahi, müminlerin emirine mektup yazmadan paylaştırmam" dedi. Hz. Ömer'e mektup yazdı. Ömer, mektubunda şu cevabı verdi: "Orada hamilelerin karnındaki bebekler (doğup büyüdükten sonra yeni gelecek nesil) orada savaşıncaya kadar oraya yerleşin."

 

*Hadisi imam Ahmed rivayet etmiş olup, ravilerden biri isimsiz, biri ibn Lehia'dır.

 

 

 

9769. Zeyd b. Eslem, babasından naklediyor: Hz. Ömer'in: "Gelecek seneye kadar yaşarsam, insanların fethettiği her kasabayı, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayber'i paylaştırdığı gibi insanlar arasında paylaştıracağım" dediğini işittim.

 

*Hadisi imam Ahmed rivayet etmiş olup, ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

9770. Kabisa b. Cabir el-Esedi anlatıyor: Hz. Ömer b. el- Hattab, Sa'd b. Ebi Vakkas'a mektup yazdı. Mektubunda şöyle diyordu: "Küfe'nin büyük çoğunluğunu, galibiyette payı olan Müslümanlara paylaştırmak istiyorum." Sa'd, ona cevaben şöyle yazdı: Ey müminlerin emiril Biz Allah'ın yarattıkları içerisinde en yumuşak kalpli, en cömert olan, bereketi en çok olan, eli en açık olan bir topluluğa galip geldik. Onların elleri yiyecek, dilleri ise selamettir. Ey müminlerin emiri! Eğer Küfe'yi dağıtmamayı, taksim etmemeyi, Allah'ın bize fethini müyesser kıldığı yerlerin bizden yüz çevirmemesini uygun görürsen (Kufe'yi paylaştırma. Çünkü) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Arab'ın izzeti mızraklarının keskin uçlarında ve atlarının toyraklarındadır. "

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup, ravilerden Salih b. Musa et-Talhı metruk biridir.

Arazilerin ikta' ile taksim edilmesi konusu az sonra gelecek.

 

 

 

********************

Ulufe Dağıtılacakların Kaydını Tutmak

********************

 

9771. Naşire b. Sümeyy el-Yezeni anlatıyor: Hz. Ömer b. el- Hattab'ın Cabiye gününde insanlara şöyle bir konuşma yaptığını işittim: "Yüce Allah, beni şu malın bekçisi ve dağıtıcısı yaptı. Bilakis, Allah onu dağıtıyor. Ben, önce Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesinden başlayacağım, sonra insanların en şereflilerine dağıtacağım."

 

Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarına on bin dirhem takdir etti. Cüveyriye, Safiyye ve Meymune bundan hariç tutuldu. Bunun üzerine Hz. Aişe: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bizlere adaletli davranıyordu" dedikten sonra, Hz. Ömer, aralarında eşitlik yaptı. Daha sonra Hz. Ömer: "Ben (dağıtmaya), ilk hicret eden sahabilerden başlıyorum. Çünkü biz, zulümle ve düşmanlıkla yurtlarımızdan çıkarıldık. Daha sonra onların en şereflilerine dağıtacağım" dedi.

Hz. Ömer, Bedir savaşına iştirak edenlere beş bin dirhem takdir etti.

Bedr'e iştirak eden Ensar'a dört bin dirhem, Uhud'a iştirak edenlere üç bin dirhem takdir ettikten sonra: "Hicrette acele edene, ulufe de acele ulaşır. Hicrette ağır hareket edene, ulufe de ağır hareket eder. Hiç kimse bineğinin konakladığı yerden başka bir şeyi kınamasın. Ben, sizden Halid b. el-Velid adına özür diliyorum. Çünkü ben, ona bu malı Muhacirlerin zayıflarına vakfetmesini emrettim. O ise bunu, durumu iyi olanlara, şerefli ve ağzı laf yapan insanlara verdi. Ben de onu azlettirip yerine Ebu Ubeyde b. el-Cemlh'ı emir tayin ettim."

Bunun üzerine Ebu Amr b. Hafs b. el-Muğire: "Vallahi, ey Ömer b. el-Hattab! Mazeretin kabul edilmedi. Sen, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tayin ettiği bir görevliyi azlettin. Peygamber Efendimiz'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çektiği kılıcı kınına soktun, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diktiği sancağı yere indirdin. Akrabadan ilgi ve alakayı kestin. Amca oğlunu kıskandın" deyince, Hz. Ömer: "Sen akrabalığı yakın olansın. Yaşın henüz küçük ve amca oğlunun tarafını tutuyorsun" karşılığını verdi.

 

*Hadisi imam Ahmed rivayet etmiş olup, ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

9772. Gufre'nin azatlısı olan Amr b. Abdillah ve Ebu Eslem anlatıyor:

Hz. Ebu Bekr'in yanına Bahreyn'den mal gelince: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisine söz verdiği kişiler gelip bunları alsınlar" dedi. Cabir b. Abdillah gelerek şöyle dedi: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana vaatte bulunmuş ve: ‘‘Bahreyn'den bana mal geldiğinde sana şu kadar, şu kadar, şu kadar mal vereceğim’‘ buyurmuştu." Derken üç defa avuçlarını doldurdu. Hz. Ebu Bekr ona: "Ellerinle al öyleyse" dedi. Ellerini doldurarak aldığında aldıklarının beşyüz dirhem olduğunu gördü. Hz. Ebu Bekr: "Tekrar al!" dedi. Sonra bir o kadar daha verdi. Daha sonra kalanı insanlar arasında paylaştırdı. Her birine on dirhem düştü.

 

Bir sonraki yıl gelince öncekinden daha çok mal geldi. Onları da insanlar arasında paylaştırdı. Her insana yirmi dirhem düştü. Maldan geriye fazlalık kalınca insanlara: "Ey insanlar! Maldan geriye fazlalık kaldı. Sizin hizmetçileriniz vardır. Sizi tedavi ederler, sizin için çalışırlar. Dilerseniz biraz da onlara verelim" dedi. Hz. Ebu Bekr, kalan malı beşer dirhem olarak dağıttı. Bunun üzerine insanlar: "Ey Resulullah'ın halifesi! Muhacirleri üstün tutsan" deyince, Hz. Ebu Bekr: "Onların ücreti Allah'a aittir. Bunlar sadece maaşlardır. Maaşta örnek almak bencilolmaktan daha hayırlıdır" karşılığını verdi.

 

Hz. Ebu Bekr ölünce, Hz. Ömer halife tayin edildi. Allah ona birçok fetihler kazandırdı. Ona, öncekinden daha çok mal geldi. Hz. Ömer:

"Ebu Bekr'in bu mal hakkında bir görüşü vardı. Benimse başka bir görüşüm var. Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı savaşmış olanları Onunla beraber (aynı safta) savaşanlar ile bir tutamam" dedi. Muhacirler ile Ensar'ı (diğerlerine) üstün tuttu. Bunlardan Bedir'e iştirak edenlere beş biner dirhem; Müslümanlığı Bedir ahalisinden önce olanlara dört biner dirhem; Allah Resu]ü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarından, Cüveyriye ve Safiyye hariç her birine on iki bin dirhem takdir etti. Cüveyriye ile Safiyye'nin her birine altı biner dirhem verdi.

 

Onlar bunu kabul etmediler. Hz. Ömer bunun üzerine: "Bu pay (on iki bin dirhem) onlara hicret sebebiyle verildi" deyince, Cüveyriye ve Safiyye: "Onlara hicretten dolayı hiçbir şeyin takdir edilmediğini, takdir edilen Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan yakınlıklarından dolayıdır. Bizim de onların yakınlıkları gibi bir yakınlığımız vardır" karşılığını verdiler.

 

Hz. Ömer, mala baktı ve sonra Ezvac-ı Mutahharat arasında eşit bir şekilde paylaştırıldı. Abbas b. Abdilmuttalib'e Peygamber Efendimiz'le (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan akrabalığından dolayı on iki bin dirhem takdir etti. Usame b. Zeyd'e dört bin dirhem, Hz. Hasan ve Hüseyn'e beşer bin dirhem takdir etti. İkisini, Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan akrabalığından dolayı babalarına kattı. Abdullah b. Ömer'e üç bin dirhem takdir edince, İbn Ömer: "Ey babacığım! Usame'ye dört bin dirhem takdir ettin, bana (yani oğluna) ise üç bin dirhem? Onun babasında bulunan üstünlük sende yok mu? Onda bulunan üstünlük bende yok mu?" diye sorunca, Hz. Ömer: "Onun babası, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) senin babandan daha sevimliydi. O da Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) senden daha sevimliydi" cevabını verdi.

 

Hz. Ömer, Bedir'e katılan Muhacir ve Ensar'ın oğullarına ikişer bin dirhem, takdir etti. Oradan Ömer b. Ebi Seleme geçince: "Buna bin daha arttırın" ya da "Buna bin daha arttır ey çocuk!" dedi. Bunun üzerine Muhammed b. Abdillah b. Cahş: "Niçin buna bizden fazla ziyade ediyorsun? Babasında bulunan fazilet bizim babalarımızda yok mu?" diye sorunca, Hz. Ömer: "Onun için, Ebu Seleme'ye iki bin dirhem takdir edip Ümmü Seleme'nin payını bin dirhem arttırdım. Senin anan da Ümmü Seleme gibi olsaydı senin payını da bin dirhem arttırırdım" karşılığını verdi.

Mekke halkına sekiz yüzer dirhem, Talha b. Ubeydillah'ın kardeşinin oğlu Osman b. Abdillah b. Osman'a sekiz yüz dirhem takdir etti. İbn Nadr b. Enes'e iki bin dirhem takdir etti. Talha b. Ubeydillah ona: "Sana onun gibi İbn Osman geldi. Ona sekiz yüz bin dirhem takdir ettin. Sana Ensar'dan bir çocuk geliyor ona iki bin dirhem takdir ediyorsun." deyince, Hz. Ömer: "Ben, bunun babasıyla -Enes b. Nadr ile- Uhud savaşında karşılaştım. Bana, Hz. Peygamber'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sordu. Ben: ‘‘Onu görmüyorum, herhalde olsa olsa öldürülmüştür’‘ deyince, kılıcını kınından çıkardı ve dövüşmek için hazırlanarak şöyle dedi: ‘‘Eğer Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldürüldüyse, Allah diridir asla ölmez.’‘ Böylece şehit düşene kadar savaştı. Öbürü ise koyun güder. İkisini eşit mi tutmamı istiyorsunuz?" karşılığını verdi.

 

Hz. Ömer ömrü boyunca böyle uyguladı. Öleceği ve kendisinde hac yaptığı son senesinde insanların bir kısmı: "Emirü'l-müminin ölseydi falanı yerine geçirirdik" dediler. Bu sözle Talha b. Ubeydillah'ı kastediyorlardı. Hz. Ömer, insanların: "Ebu Bekr'in biatı oldubittiye getirildi" sözünü duyunca, Mina'da teşrik günlerinin ortasında konuşmak istedi. Bunun üzerine Abdurrahman b. Avf ona şöyle dedi:

"Ey Müminlerin emiri! Bu meclis insanların kargaşasının çok olduğu bir meclistir. Senin sözünü kaldıramazlar. Acele etme, ya da hicret yurduna gidinceye kadar ertele. Orası arkadaşlarının yeri, iman yurdu, Muhacir ve Ensar'ın yurdu. Orada konuşacağını konuşursun ya da söyleyeceğin sözlere tahammül edilebilir."

Hz. Ömer hızlı bir şekilde yürüyerek Medine'ye vardı. Cuma günü hutbe okumak üzere minbere çıktı. Allah'a hamdü senada bulunduktan sonra şöyle dedi: "Bana birinizin ‘‘Ömer ya da Müminlerin emiri ölseydi falanı yerine geçirip ona biat ederdik. Ebu Bekr'in halifeliği oldubittiye getirilirdi’‘ dediği haberi ulaştı. Evet; vallahi oldubittiye getirilirdi. Bizim, Ebu Bekr gibi boyunlarımızı kendisine (itaatle) uzatacağımız (başka) bir Ebu Bekr'imiz daha var mı? Ebu Bekr'in bir görüşü olur, benim farklı bir görüşüm olur. Ebu Bekr ulufelerin eşit bir şekilde paylaştırılmasını uygun gördü. Ben üstünlük esasına göre paylaştırmayı uygun gördüm. Eğer bu seneye kadar yaşarsam Ebu Bekr'in görüşüne döneceğim. Onun görüşü, benim görüşümden daha hayırlıdır. Ben bir rüya gördüm. Bunu ancak ecelim yaklaştığında görürüm. Kırmızı bir horozun beni üç defa gagaladığını gördüm. Esma, bu rüyamı tabir etti. Dedi ki: ‘‘Acem bir köle seni öldürecek.’‘ Eğer ölürsem işiniz (idareniz); Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde kendilerinden razı olduğu şu altı kişiden birindedir: Osman b. Affan, Ali b. Ebi Talib, Abdurrahman b. Avf, Zübeyr b. el-Avvam, Talha b. Ubeydillah, Sa'd b. Malik. Eğer yaşarsam size bir veliaht tayin ederim, helak olmazsınız. Dikkat edin! Sonra recm meselesine gelince; hiç şüphesiz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), recm cezasını uygulamıştır. Ondan sonra biz de recm cezasını uyguladık. Şayet: ‘‘Ömer, Allah'ın Kitab'ında olmayan bir şeyi Kur'an'a yazmış’‘ demeniz olmasaydı hiç şüphesiz onu Kur'an'a yazardım. Kur'an'da biz şu ayeti de okuduk: "Yaşlı kadın ve erkek, zina ettiklerinde onları elbette recm edin. Bu, Allah tarafından bir cezadır. Hiç şüphesiz Allah, Azız'dir, Hakım'dir."

Daha sonra halaya ve erkek kardeşin kızının durumuna baktım.

Onları mirasçı kılmadım. Onlar varis olamazlar. Eğer yaşarsam size bildiğiniz bir yol açacağım. Eğer ölürsem, Allah benim halifemdir. Tercihinizi yaparsınız. Ben (ilk kez askerlerin ve devletten maaş alanların adları yazılan defteri) divanı tuttum ve şehirler kurdum. Sizin başınaza şu iki adamdan birinin geçmesinden korkuyorum: Biri, Kur'an'ı farklı bir yorumla kendi kafasına göre yorumlayan adam. Onunla bu tutumu nedeniyle savaşılır. Diğeri de, kendisini idareciliğe, buna ehil olandan daha layık gören kimse. Onunla da savaşılır."

Hz. Ömer bu sözleri cuma günü konuşmuş, Çarşamba günü de ölmüştür. Allah ondan razı olsun.

 

*Ben derim ki: Hadisin bir kısmı Sahih'te geçmektedir.

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup, ravilerden Ebu Ma'şer Nuceyh zayıftır. Hadisine itibar edilir.

 

 

 

9773. İbn Abbas anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bize Hayber'den hisse (hurma bahçeleri) vermişti. Bu payları (hurma gelirlerini) Hz. Ebu Bekr de bize verdi. Hz. Ömer zamanında insanlar çoğalınca bizlere haber salıp: "İnsanlar çoğaldı. Dilerseniz Hayber'deki payınızın yerine, size mal versem olur mu?" diye sorunca, bizler birbirimize bakarak: "Olur" dedik. Hz. Ömer, bir süre sonra suikasde uğradı. Biz hiçbir şey alamadık. Hz. Osman ise bu arazileri aldı ve bize vermeyi kabul etmeyerek: "Ömer, bunları sizden almıştı" dedi.

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup, ravilerden Hakım b. Cübeyr metruk biridir.

 

 

 

9774. Hz. Aişe'den rivayet edildiğine göre Hz. Ömer b. el- HattaYa küçük bir çeyiz sandığı geldi. Arkadaşları baktılar ama kıymetinin ne olduğunu bilemediler. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Bunu, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisini sevdiği için Aişe'ye göndermeme izin verir misiniz?" diye sorunca, arkadaşları: "Evet" cevabını verdiler. Sandığı Hz. Aişe'ye getirdiklerinde, sandığı açıp baktı. Hz. Aişe'ye: "Bunu Ömer b. el-Hattab sana gönderdi" denilince, Hz. Aişe: "Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra Ömer b. el- Hattab'a nice fetihler nasib oldu. Allahım! Gelecek yıl beni onun ulufesine muhtaç etme" karşılığını verdi.

 

*Hadisi Ebu Ya'la, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup, ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

9775. Mahled el-Gıfari'den rivayet edildiğine göre Beni Gıfar'ın üç kölesi Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beraber Bedir savaşında bulundu. Hz. Ömer onlardan her birine (hediye olarak) bin dirhem verdi.

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup, ravilerden Ya'kab b. Humeyd'i çoğunluk alimler zayıf görmüş, ibn Hibban ve diğerleri ise güvenilir kabul etmiştir.

 

 

 

9776. Mus'ab b. Sa'd'dan rivayet edildiğine göre Hz. Ömer, muhacir kadınlara bin dirhem takdir etti. Bunlardan biri de Ümmü Abd'dır.

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup, ravileri Sahih'in ravileridir. Ancak Mus'ab b.

Sa'd zannettiğim kadarıyla Ömer'den hadis işitmemiştir.

 

 

 

9777. İbn Ömer anlatıyor: Babam, beni Uhud savaşlfun yapıldığı günde Resülullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürdü. Ben o zamanlar on dört yaşındaydım. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), savaşmam için bana izin vermedi. Sonra (babam) beni Hendek savaşına götürdü. O savaşta on beş yaşındaydım. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana (ganimetten) pay takdir etti.

(Ravi) Nafi' ekledi: "Bunu Ömer b. Abdilazız'e haber verdiler." Ömer b. Abdilazız de, pay verilmesinin on beş yaşında olması gerektiği yönünde emir vermiştir.

İbn Ömer'den (gelen diğer bir rivayette) şöyle anlatmıştır: On dört yaşındayken (cihada katılmam için) Allah Resülü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arz edildim. Ravi devamla İbn Ömer'in yukarıdaki rivayetin benzerini aktarmıştır. Ancak ravi bu rivayette şöyle demiştir: Ömer b. Abdilazız ergenlik çağına ulaşmadıkça -yüz dirhemin dışında- hiç kimseye pay vermezdi. Sütten kesilmedikçe hiçbir çocuğa hisse vermezdi. Bir gece namazgahta dolaşırken bir çocuk ağladı. Annesine: "Onu emzir" dedi. Kadın: "Müminlerin emiri sütten kesilmedikçe çocuklara hisse (ulufe) vermiyor. Bende onu sütten kestim" deyince Ömer: "Neredeyse onu öldürecektin. Hemen onu emzir. Çünkü müminlerin emiri bundan sonra doğduğu günden itibaren çocuk için hisse takdir edecek" karşılığını verdi.

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup, ravileri Sahih'in ravileridir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Kadınlara (Ulufeden) Az Pay Verilmesi