MECMAU ZEVAİD |
NİKAH |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Evliliği Emretmek ve
Buna Yardımcı Olmak
7333. Ebu Hureyre
anlatıyor: Bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: "Ya
Resülallah! Ben kızımı evlendirdim. Bu hususta bana biraz yardımcı olmanı
arzuluyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Yanımda bir şey yok; ama yann olduğunda bana geniş ağızlı bir
şişe ile ağaç dalı getir ... " Hadis, devam ediyor.
*Hadisi Ebu Ya'la rivayet etmiş olup, ravilerden Halbes b.
Galib metruk biridir.
7334. Rebta el- Esleml
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hizmet ediyordum. Bana:
"Ey Rebia! Evlenmiyor musun?" diye sorunca, "Hayır, vallahi ya
Resulallah! Evlenmek istemiyorum, üstelik kadım geçindirecek kadar param da
yok. Hiçbir şeyin beni, sana hizmet etmekten alıkoymasını arzulamıyorum"
dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), benden yüz çevirdi. Yaptığım
hizmete devam ettim. İkinci defa da bana: "Ey Rebta! Evlenmiyor
musun?" diye tekrar sordu. Ben:
"Evlenmek
istemiyorum, üstelik kadım geçindirecek kadar param da yok ve hiçbir şeyin
beni, sana hizmet etmekten alıkoymasını arzulamıyorum" diyerek cevabımı
yineledim. Yine benden yüz çevirdi. Sonra kendi kendime dedim ki: "Vallahi
Resulullah dünyam ve ahiretim için bana uygun olam hiç şüphesiz benden daha iyi
bilir. Vallahi bana bir daha evlen derse mutlaka ‘‘Evet, Ya Resulallah! Emret,
dilediğinle evleneyim’‘ diyeceğim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), bana: "Ey Rebta! Evlenmiyor musun?" diye sorunca,
"Evet, emret dilediğinle evleneyim" dedim. Bana: "falan aileye
git" buyurdu. Bu, Ensar'dan bir kabile idi. Kendilerinde, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e karşı bir aldırmamazlık vardı. "Onlara de
ki: Resulullah, beni size gönderdi. Size, beni falan kızla evlendirmenizi
emrediyor" buyurdu. Bu onların bir kızı idi. Gidip onlara:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), beni size gönderdi. Size, beni
falan kızla evlendirmenizi emrediyor" dedim. Onlar da:
"Allah'ın elçisine
ve Allah'ın elçisinin elçisine merhaba! Vallahi, Allah'ın elçisinin elçisi
ihtiyacım gidermeden asla buradan ayrılmaz" dediler. Beni evlendirdiler ve
ihsanda bulundular. Benden mehir istemediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e üzgün bir şekilde geri göndüm. Bana: "Ey Rebta! Neyin var?"
diye sorunca, ben: "Ya Resulallah! Çok cömert bir topluma gittim. Beni
evlendirdiler ve bana ihsanda bulundular. Benden mehir istemediler, yanımda
mehir (olarak verecek hiçbir şey) yoktu." deyince, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ey Eslem !! Büreyde! Bunun için, bir çekirdek ağırlığı
altın toplayın" buyurdu. Benim için bir çekirdek ağırlığında altın
topladılar. Topladıkları altım alıp, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
götürdüm. "Bunu onlara götür ve: ‘‘Bu onun mehridir’‘ de" buyurdu.
Ben de onlara gidip: "Bu onun mehridir" dedim. Kabul edip rıza
gösterdiler. "Bu çok ve hoştur'' dediler. Sonra, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e üzgün bir şekilde gittim. Bana: "Ey Rebta! Neyin var,
üzgünsün?" diye sorunca, şöyle dedim: "Ya Resulallah! Ben onlardan
daha cömert toplum görmedim. Onlara verdiğim mehre razı oldular ve bana ihsanda
bulunarak ‘‘Bu, hem çok, hem de hoş bir şey’‘ dediler. Yanımda düğün yemeği
verecek kadar param yoktur." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ey Büreyde! Bunun için koyun parası toplayın" buyurdu. Benim için
para toplayıp semiz ve büyük bir koç aldılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), bana:
"Aişe'ye git ve ona
de ki: İçinde yiyecek bulunan küfeyi göndersin" buyurdu. Hemen Aişe'ye
gittim ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in söylememi emrettiği şeyi
ona söyledim. Bunun üzerine Aişe, bana şöyle dedi: "Bu küfenin içinde
dokuz sa' arpa var. Vallahi bizim bundan başka yiyeceğimiz yok, al
(öyleyse)." Ben küfeyi alıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
getirdim. Aişe'nin dediklerini ona haber verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Bunu onlara götür ve:’‘ Bu, yanınızda ekmek olsun'' de"
buyurunca, küfeyi alıp onlara gittim. Koçu da alıp götürdüm. Benimle beraber
Eslem'den bir grup insan vardı. Onlara: "Bu yanınızda ekmek olsun, şu
(koyun) da pişirilsin" dedim. Onlar da: "Ekmek konusunda biz size
yeteriz (onu biz hallederiz), ama koç konusunda siz, bize yetin (onu siz
halledin)" dediler. Biz de yani biz ve Eslem'li insanlar koçu alıh kestik.
Derisini yüzdük, etini pişirdik. Böylelikle yanımızda ekmek ve et bulunmuş
oldu. Düğün yemeğini hazırladım ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i çağırdım.
Ravi sonra şöyle
anlattı: Bundan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana bir arazi
tahsis etti. Ebu Bekr'e de bir arazi verdi. Dünya peşimden geldi. Sonra Ebu
Bekr'le, bir hurma salkımı konusunda bir anlaşmazlığa düştük. Ben: "Salkım
benim hududumda" dedim. Ebu Bekr: "Benim hududumda" dedi. Ebu
Bekr'le aramızda bir konuşma geçti. Ebu Bekr bana hoşlanmadığım bir söz
söyledi. Ama sonradan pişman olup şöyle dedi: "Ey Rebia! Sana söylediğim
sözün aynısını bana söyle kısas olsun." Ben: "Yapamam" dedim.
Ebu Bekr: "Ya o sözü söyleyeceksin, ya da sana karşı Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), den yardım isteyeceğim" dedi. Ben yine:
"Bunu yapacak değilim" dedim. Ebu Bekr araziyi terk edip, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e gitti. Ben de onun peşinden gittim. Eslem'den bir grup
insan da geldi. Bana:
"Allah, Ebu Bekr'e
rahmet etsin, hangi konuda sana karşı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
den yardım istiyor, o sana dediğini demiştir'' dediler. Ben şöyle dedim:
"Bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Bu kişi Ebu Bekr'dir. Bu, (mağarada
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber kalan) iki kişiden
ikincisidir. Bu, müslümanların yaşlısı, büyüğüdür. Onun iltifat etmemesinden
sakının. Sizin kendinize karşı bana yardımda bulunduğunuzu görür ve kızar.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelir Ebü Bekr kızgın olduğu için o
da kızar. İkisi kızdığı için yüce Allah ta kızar ve böylelikle Rebİa helak
olur." Oradakiler:
"Bize ne
emrediyorsun" diye sorunca ben: "Geri dönün!" dedim. Ebü Bekr,
-Allah ona rahmet etsin- Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına
gitti. Ben de tek başıma Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
varıncaya kadar peşinden gittim. Ebu Bekr, Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
olayı olduğu gibi anlattı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), başım
bana doğru kaldırıp baktı ve bana şöyle buyurdu: "Ey Rebta! Sana ve Ebu
Bekr'e ne oldu?" Ben: "Ya Resulallah! Böyle böyle oldu, Ebü Bekr bana
hoşuma gitmeyen bir söz söyledi" dedim. Ebu Bekr:
"Dediğim gibi söyle
ki kısas olsun" dedi. Ben kabul etmedim. Bunun üzerine Resülullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Evet, ona sözünün aynısını
söyleme ama şöyle de; Allah seni bağışlasın ey Ebu Bekr!" Ben de: "Ey
Ebü Bekr! Allah seni bağışlasın" dedim. Hasan der ki: "Bunun üzerine
Ebu Bekr ağlayarak geri döndü."
*Hadisi Ahmed ve Taberani rivayet etmiş olup, ravilerden
Mübarek b. Fadale'nin hadisi hasen derecesindedir. Ahmed'in geri kalan ravileri
Sahih'in ravilerdir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Allah'ın Evlenene
Yardımcı Olması