MECMAU ZEVAİD |
AHKAM |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Sulh Hakkında
7068. Amr b. Şuayb'ın
babası kanalıyla dedesi (Abdullah b. Amrr dan bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muhacirler ve Ensar arasında bir ferman yazmış
(bu emirnamede): ''Aralarında tahakkuk eden diyetlerini vermelerini, esirlerini
iyilikle serbest bırakmalarını ve Müslümanların aralarını düzeltmeleriniN emir
buyurmuştur.
*Hadisi, Ahmed rivayet etmiş olup ravilerden Haccac b. Ertat
tedlis yapan biridir.
Ancak güvenilir bir
kimsedir.
7069. Muhavvel el-Behzi
anlatıyor: Ebva'da (hayvan avlamak için kurduğum) ağları atmıştım. Ağa bir
ceylan takıldı. Ceylan kaçtı. Ceylanı bir adam yakalayıp Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e getirdi. Ben de O'nun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
vardım gittim. Ceylan tek birimizin eline geçmedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ceylanı ikimiz arasında (ortak) kıldı.
*Hadisi, Bezzar rivayet etmiş olup ravilerden Muhammed b.
Süleyman b. Mesmul zayıftır)
7070. -Meşhur Abdullah
b. Abbas'ın kardeşi olan- Ubeydullah b. Abbas b. Abdilmuttalib anlatıyor: Ömer
b. el-Hattab'ın yolu üzerinde (babam) Abbas'a ait bir oluk vardı. Hz. Ömer, cuma
günü elbiselerini giydi. Abbas için iki tane yavru hayvan kesilmişti. Hz. Ömer
tam oluğun altına gelince hayvanların kanı üzerine oluğu temizlemek için su
döküldü. Bunun üzerine Ömer'e kan bulaştı. (Kanı görünce) oluğun sökülmesini
emretti. Daha sonra geri döndü. Elbiselerini çıkarıp başka bir elbise giydi.
Sonra gelerek insanlara cuma namazını kıldırdı. Abbas, Hz. Ömer'in yanına gidip
ona: "Vallahi orası, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (bizzat
kendisinin) oluğu yerleştirdiği yerdi" dedi. Bunun üzerine Ömer, Abbas'a:
"Senden isteğim; ben çıktıktan sonra oluğu yeniden Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in koyduğu yere yerleştirmendir" dedi. Abbas da: Ömer'in
dediğini yaptı.
*Hadisi, Ahmed rivayetetmiş olup ravileri güvenilir kimselerdir.
Ancak Hişam b. Sa'd, Ubeydullah b. Abbas'tan hadis işitmemiştir. Allah en
doğrusunu bilir.
7071. İbn Abbas
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), vefat edip Ebu Bekr halife
seçilince Abbas, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bıraktığı bazı
şeyler (mirası) hususunda Hz. Ali'yle münakaşa etti. Ebu Bekr: "Şayet
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bırakıp ta yerinden kımıldatmadıysa
ben de onu kımıldatmam'' deyip kenara çekildi. Hz. Ömer halife seçilince ikisi
anlaşmazlıklarını çözmesi için Ömer'e çıktılar. Hz. Ömer şöyle dedi: "Ebu
Bekr'in kımıldatmadığı şeyi ben de kımıldatacak değilim." Hz. Osman halife
seçilince onun huzuruna çıktılar. Osman susup konuşmadı ve başını öne eğdi.
İbn Abbas ekledi: Bunun
üzerine ben, eşyaları Abbas'ın almasından korktum. Elimle Abbas'ın iki kürek
kemiği arasına vurarak: "Babacığım! Senin üzerine yemin ederim ki,
eşyaları mutlaka Ali'ye teslim etmelisin" dedim." Sonunda (babam)
Abbas eşyaları Ali'ye teslim etti.
*Hadisi, Ahmed rivayet etmiş olup ravileri güvenilir
kimselerdir.
7072. Ben-i Temim
kabilesinden Kureyşli bir zat anlatıyor: Bana falan falan, falan kişiler şöyle
haber verdi -ravi altı veya yedi kişi saydı. Hepsi Kureyş'tendir. Onlardan biri
olan Abdullah b. ez-Zübeyr anlatıyor-:
Ömer'in yanında
oturuyorken Ali ve Abbas içeri girdiler. Sesleri yüksek geliyordu. Ömer dedi
ki: Bırak ey Abbas! Tamam, ben senin ne diyeceğini biliyorum. Diyorsun ki:
"Malın yarısı benim ve yeğenim (Ali)'nindir." Ey Ali! Seninde ne
diyeceğini biliyorum. Diyeceksin ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in kızı benim nikahım altındadır. Malın yarısı onundur." İşte
bunlar, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'inelinde olanlar. Onlara
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ne yaptığını gördük. Ondan sonra
Ebu Bekr idareyi ele aldı. O da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yaptığını yaptı. Ebu Bekr'den idareyi ben ele aldım. Allah'a yemin ederim ki o
şeylerde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ve Ebu Bekr'in yaptığını
yapmaya son derece gayret edeceğim.
Bana Ebu Bekr'in
bildirdiğine göre -ki doğru söylediğine dair Allah'a yemin etti- o, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işitmiştir: "Peygamber
asla miras bırakmaz. Onun mirası, sadece Müslüman fakirlerde ve miskinlerdedir.
"
Ebu Bekr'in bana
bildirdiğine göre -ki doğru söylediğine dair yemin etti- o, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu bildirdi. "Peygamber,
yerine ümmetinden biri geçip imam oluncaya kadar ölmez." İşte bunlar
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elinde olanlar. Biz de
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in neler yaptığını gördük. Eğer dilerseniz bana verir,
böylece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ve Ebu Bekr'in yaptığı gibi
yaparsınız. Nihayet ben de bunu (ölünce) size veririm.
Abbas ve Ali tenha bir
yere gidip baş başa görüştüler ve bir süre sonra geri geldiler. Abbas şöyle
dedi: "Bunları Ali'ye ver. Benim gönlüm bunların Ali'de olmasından yana
son derece rahattır."
*Hadisi, Ahmed rivayet etmiş olup ravilerden birinin ismi
belirtilmemiştir. Diğer ravileri, Sahıh'in ravileridir.
7073. İbn Sirin'in
bildirdiğine göre Hasan b. Ali şöyle demiştir: "Şayet Cabers ve Cabelk
arasına baksanız benden ve kardeşimden başka dedesi peygamber olan hiç kimse
göremezsiniz. Ben, sizin Muaviye üzerinde ittifak etmeniz görüşündeyim;
"Bilmiyorum belki de o (azabın ertelenmesi) sizi denemek ve bir zaman
kadar sizi (imkanlardan) faydalandırma içindir."[Enbiya, 111]
(Ravi) Ma'mer der ki: Cabers
ve Cabelk, doğu ile batı demektir.
*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup
ravileri Sahih'in ravileridir."
7074. Şa'bi anlatıyor:
Hasan b. Ali'yi, Muaviye'yle sulh yaparken Nuhayle'de gördüm. Muaviye ona:
"Böyle olduğuna göre o halde kalk ve konuş, insanlara senin bu işi
(halifeliği) bana teslim ettiğini bildir" dedi. Muhtemelen Süfyan şöyle
dedi: "İnsanlara bu işi bana bıraktığım haber ver." Bunun üzerine
Hasan kalktı ve minber üzerinde bir hutbe irad etti. Allah'a hamdü senada
bulundu. Şa'bi der ki: Ben, Hasan'ın dediklerini duyuyordum. Sonra şöyle dedi:
"Ağırbaşlılığın en iyisi takvadıro Ahmaklığın en kötüsü ise facidiktir.
Muaviye ile benim münakaşa ettiğimiz bu iş (yani halifelik) ya benim için
haktır ki ben, bu hakkı Muaviye'ye bıraktım. çünkü artık bu ümmetin iyiliğini
istiyorum, kanlarının akmasını istemiyorum. Ya da bu iş benden daha ziyade hak
sahibi olan biri için haktır. Ben bunu yaptım." "Bilmiyorum belki de
o (azabın ertelenmesi) sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkanlardan)
faydalandırmak içindir."[Enbiya, 111]
*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup
ravilerden Mücahid b. Said hakkında bazı tenkitler yapılmıştır. Güvenilir kabul
edenler de vardır. Geri kalan ravileri, Sahih'in ravileridir.
7075. İbn Ömer
anlatıyor: Muaviye ve Hz. Ali'nin Devmetu'l-Cendel denilen yerde toplandığı gün
gelince (kız kardeşim) Hafsa bana şöyle dedi: "Ümmet-i Muhammed arasını
sayesinde Yüce Allah'ın barış sağladığı bir sulhtan geri kalmak sana yakışmıyor.
Üstelik sen, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yakını
(kayınbiraderi), Ömer b. el-Hattab'ın da oğlusun." Muaviye o gün büyük bir
korku içerisinde yönelerek: "Bu işe (hilafete) tamah eden, bu işi ümit
eden ya da boynunu bu işe uzatacak olan kimdir?" diye sordu. İbn Ömer dedi
ki: "Ben o güne kadar dünyada kendi kendime hiç konuşmamıştım ki şöyle
demeye başladım: "Seni ve babanı İslam'a götürüp sonunda da sizi İslam'a
sokan tamah eder." Devamla cenneti ve nimetlerini hatırlayıp Muaviye'den
yüz çevirdim.
*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup
ravileri güvenilir kimselerdir. Açık olan (tarihi gerçekler) şudur ki ibn Ömer,
Hasan b. Ali'nin (Muaviye ile) sulh yapmasını irade etmiş; ama ravi burada hata
etmiştir.
7076. Abbas'ın azatlısı
Suheyb anlatıyor: Abbas beni, kendisini çağırmam için Osman'a gönderdi. Yanına
yardık. Bir de baktık ki insanlara yemek veriyor. Onu davet ettim. Abbas'ın
yanına gitti. Osman, Abbas'a: "Yüzün felah olsun ey Ebu'l-Fadl!"
dedi. Abbas da ona mukabelede bulundu: "Senin yüzün de felah bulsun, ey
Müminlerin emiri!" Osman şöyle dedi: "Elçin bana geldiğinde insanlara
yemek vermek üzerine hiçbir şey yapamadım. İnsanlara yemek yedirdikten sonra
sana geldim." Abbas, Osman'a: "Sana Ali'yi hatırlatmak istiyorum.
Zira o, senin amcanın oğludur. Dinde senin kardeşindir. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'le beraber senin arkadaşındır, senin msmındır. Bana ulaşan
bilgilere göre Ali ve arkadaşlarına karşı kıyama geçmek istiyormuşsun. Bundan
dolayı beni affet ey Müminlerin emiri!" dedi. Osman da cevaben Abbas'a
şöyle dedi: "Sana icabet edeceğim ilk husus şudur: Senin Ali hakkındaki
yardımını kabul ettim. Şayet Ali dilese hiç kimse onun önünde duramaz. Ancak
Ali kendi görüşünü kabul etmekten başka hiçbir şeye yanaşmadı"
Daha sonra Abbas, Ali'ye
bir adam göndererek ona şöyle dedi: "Sana amcanın oğlunu, halanın oğlunu,
din kardeşini, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le beraber arkadaşını
ve sana biat etmeyi kabul edeni hatırlatıyorum." Bunun üzerine Hz. Ali:
"Vallahi, Osman evimden çıkmamı bana emretse hemen çıkardım" dedi.
*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup
ravileri güvenilir kimselerdir.
7077. Ümmü Hani
anlatıyor: (Mekke'nin) Fetih günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanıma geldi. Ona: "(Erkek kardeşim) Ali'den dolayı beni mazur görmez
misin?" dedim. Bana: "Ne yaptı ki?'' buyurunca şöyle anlattım:
"Bana bir adam ziyaret için geldi. Ali bana: ''O adamdan uzaklaş, yoksa
okumla sana vururum’‘ dedi ve okuyla başımın ön tarafına dürtm. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ali (okuyla) sana dürtecek biri
değildir" buyurdu.
*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup
ravileri güvenilir kimselerdir.
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan: