MECMAU

ZEVAİD

BUYU (TİCARET)

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Lukata (Buluntu)

 

6837. Carud anlatıyor: Ben -veya bir adam dedi ki-: "Ya Resulallah!

Buluntu bana helal midir?" diye sordu(m). Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Onu soruştur, gizleyip saklı tutma. Sahibini bulursan buluntuyu ona ver. Yoksa Allah, mallarını dilediği kişilere verir. "

 

 

 

6838. Carud anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber yolculuklarından birinde idik. Mallar (yiyecek) azalmıştı. Hal böyle iken cemaat, malların durumu hakkında görüştüler. Ben, Resulullah (-savf-)'e dedim ki: "Malın bize yetecek olan mikdarını. biliyorsun.'' Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Bize yetecek olan(miktan) nedir?" diye sorunca şöyle dedim: "Uçurumda bulduğumuz 10-15 deve var. Onların etinden sütünden istifade ederiz." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hayır, Müslümanın yitiği cehennemin alevidir. Müslümanlar asla onlara yaklaşmasınlar, müslümanın yitiği cehennemin alevidir. Müslümanlar asla onlara yaklaşmasınlar. " Ravi devamla yukarıdaki hadisi zikretti.

 

*Hadisi Ahmed ve el-Mu'cemu'l-kebir'de Taberani farklı senedlerle rivayet etmiştir. Senedlerinden birinin ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

6839. Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e yitikten sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: "Onu ilan et, gizleyip saklı tutma. Sahibi gelirse (ona verirsin). Yoksa o, Allah'ın malıdır. Allah, malını dilediğine verir. "

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

6840. İsmet'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç kez şöyle buyurdu: "Müslümanın yitiği, cehennemin alevidir."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup ravilerden Ahmed b. Raşid zayıftır.

 

 

 

6841. Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e kayıp koyunun durumu sorulduğunda şöyle buyurmuştur: "O, ya senin, ya kardeşinin, ya da kurdundur." Kayıp olan devenin durumu sorulduğunda ise: "Üzerinde içeceği (hörgücü); ayağında ise ayakkabısı olduğu haldeyken ondan sana ne!? Sahibi onu buluncaya kadar onu (kendi haline) bırak" buyurmuştur.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani rivayet etmiş olup ravileri Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

6842. Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Buluntu(yu sahiplenmek) helal değildir. Her kim bir şey bulsa, onu, ilan etsin. Sahibi gelirse buluntuyu ona -ersin. Eğer gelmezse onu tasadduk etsin. Bundan sonra sahibi gelirse onu elinde kaldığı haliyle ücretini verme arasında muhayyer bıraksın."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu's-sağır'de rivayet etmiş olup ravilerden Yusuf b. Halid es-Semti hadis uyduran biridir.

 

 

 

6843. Ebu Vail Şakık b. Seleme anlatıyor: Abdullah b. Mes'ud, bir adamdan altı yüz veya yedi yüz dirheme cariye satın almıştı. (Parayı vermek için) adamı bir sene soruşturdu, ama bulamadı. Daha sonra gümüş paralar ile kapıya çıktı. Paraları sahibi adına birer ikişer tasadduk etti. Eğer sahibi gelirse onu muhayyer bırakacaktı. Ücretini isterse ona verecekti. Malını isterse (cariye tekrar) onun olacaktı. İbn Mes'ud daha sonra: "İşte buluntuya siz de böyle yapın" dedi.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiş olup ravilerden Amir b. Şekık'i ibn Hibban ve Nesai güvenilir kabul ederken ibn Main ve başkaları zayıf kabul etmiştir.

 

 

 

6844. Ukbe b. Süveyd, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e (buluntu) koyunun durumunu sordum. Şöyle buyurdu: "O, ya senin, ya (Müslüman) kardeşinin, ya da kurdundur." (Sahipsiz) devenin durumunu sordum. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kızdığı zaman bu, yanaklarının kırmızılığından bilinirdi. Şöyle buyurdu: "Deveden sana ne, içeceği (hörgücü) ve ayakkabısı (toynaklan) yanında?! Suya gider, otlağa varır. Sahibi ona kavuşuncaya kadar onu serbest bırak. "

 

Buluntu (para ya da değerli eşya hakkında) sorunca şöyle buyurdu:

"Onu ilan et, daha sonra kesenin ağzını sıkıca bağla. Sahibi gelirse ona verirsin. Yok, eğer gelmezse o zaman ona yapacağın şeyler hususunda serbestsin."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiş olup ravilerden Ukbe b.

Süveyd mesturdur. Hiç kimse onu zayıf görmemiştir. Diğer ravileri, Sahıh'in ravileridir.

 

 

 

6845. Urve b. Ruveym der ki: Karşılaşıp konuştuğum Ebu Sa'lebe anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın yanına gittim. Ona (bana helal ve haram olan şeyleri) sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Nuveybite (yavrulamak suretiyle sayılan çoğalan davar, senin için helaldir)" buyurdu. Ben "Hayırlı nuveybite mi, yoksa şerli nüveybite mi?" diye tekrar sordum. "Hayır, bilakis hayırlı nuveybite" cevabını verdi. Sonra şöyle dedim: "Ya Resulallah! Amcalarımdan biriyle beraber bir yolculuğa çıktım. (Çok yürümekten ayakkabısı yırtıldı) Yalın ayak yürümeye başladı. Bana "Ayakkabım ödünç ver" dedi. Ben: "Beni kızınla evlendirinceye kadar ayakkabımı sana vermiyorum" dedim. Amcam: "O halde seni kızımla evlendiretim" dedi.

Daha sonra ailesinin yanına gittiğimizde ayakkabımı bana gönderip ve: "Senin için o kızda hayır yoktur" dedi. Bunun üzerine ben: "Ey Allah'ın Peygamberi! Cahiliye putlarından bir put için bir deve topluluğunu kurban etmeyi adamıştım" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Adağını yerine getir. Rabbine karşı günah işleme" buyurdu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha sonra şöyle buyurdu: "(Yüce Allah'a) isyanda, sıla-i rahmi kesmede ve sahip olunmayan şeylerde adak yerine getirme söz konusu değildir." Ben dedim ki: "Ya Resulallah! Kasabada veya uğrak yolda bulunan para(nın hükmü nedir?)" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Onu bir sene ilan et, eğer sahibi gelirse parayı ona ver. Yok, eğer gelmezse ipini, kesesini ve adetlerini iyice aklında tuttuktan sonra onlardan istifade et."

Ben: "Ey Allah'ın Peygamberi! Boş bir arazide duran, üzerinde tulumu ve suyu bulunan (sahipsiz) dişi veya erkek deve'nin hükmü nedir?)" diye sordum. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu serbest bırak, ondan ne istiyorsun ki?" karşılığını verdi.

Ravi, yukarıdaki hadisin devamını zikretti. Hadisin bir bölümü Sünen kitaplarında geçmektedir.

 

*Hadisi Taberani. el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup ravilerden Ebu Ferve Yezıd b. Sinan'ı Ebu Hatim ve başkaları güvenilir kabul ederken, bir grup alim ise zayıf görmüştür. 

 

 

 

6846. Hz. Ali b. Ebi Talib'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Fesada uğramış, ihmal edilmiş bir yerde bulunan yazılı bir kağıt parçasına yüce Allah mutlaka onu kanatlanyla kuşatan melekler gönderir. Onu takdis ederler. Nihayet Allah, ona velilerinden birini gönderir. O da onu yerden kaldırır. Her kim içinde Allah'ın isimlerinden bir isminin yazılı olduğu bir kağıdı yerden kaldırırsa, Allah o kişinin ismini İlliyyun'a yükseltir. Kafir bile olsalar anne- babasının azabını hafiftetir .. "

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu's-sağır'de rivayet etmiş olup ravilerden Hüseyn b.

Abdilgaffar metruk biridir.

 

 

 

6847. Ya'la b. Murre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim az bir dirhem veya ip veya buna benzer bir şey bulursa onu üç gün ilan etsin. Eğer bulduğu şey bunların üstünde değerli bir şey ise onu altı gün ilan etsin. "

 

*Hadisi Ahmed, Amr b. Abdillah b. Ya'la kanalıyla rivayet etmiştir. Eğer bu kişi, Amr ise onu tanımıyorum. Ömer ise o zayıf biridir.

 

 

 

6848. Ya'la b. Murre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim elbise veya benzeri az bir şey bulsa, bunu üç gün ilan etsin. Her kim, bunun üstünde bir şey bulursa onu altı gün ilan etsin. Sahibi gelirse ona versin. Yok, eğer gelmezse onu tasadduk etsin. Daha sonra sahibi gelirse onu muhayyer bıraksın."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiş olup ravilerden Ömer b.

Abdillah b. Ya'la zayıftır.

 

 

 

6849. Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Ali b. Ebi Talib pazarda bir dinar (altın para) buldu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gitti. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hz. Ali'ye: "Onu üç gün ilan et!" buyurdu. Hz. Ali, dinarı üç gün boyunca ilan etti. Dinarı tanıyan kimseye rastlamadı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geri dönüp olanları anlattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nasıl istersen. (Parayı kullanmak hususunda serbestsin)" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ali dinarı harcadı. Şöyle ki onunla üç dirheme arpa, üç dirheme hurma aldı, üç dirhemle borcunu ödedi. Bir dirhemle et, bir dirhemle de zeytinyağı satın aldı. Bir dinar, 11 dirhem (gümüş para) idi. Bu olanlardan sonra dinarın sahibi geldi. Dinarın özelliğini bildirdi. Hz. Ali ona: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana emretti(ği için böyle yaptım)" dedi. Dinarın sahibi Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına giderek olanları anlatınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ali'ye "Dinan geri ver!" diye emir buyurdu. Hz. Ali "Ben dinarı harcadım" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama: "Bize bir şey geldiğinde dinan sana öderiz" buyurdu

 

*Hadisi Bezzar ve buna benzer bir şekilde Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ebu Davud farklı kısa bir metinle rivayet etmiştir. Ravilerden Ebu Bekr b. Ebi Sebre hadis uyduran biridir.

 

 

 

6850. Sa'd b. Ebi Vakkas anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le beraber dışarı çıkmıştık. (Yerde) iki hurma buldu. Hurmanın birini aldı, diğerini bana verdi.

 

*Hadisi Bezzar, Taberani ve Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ebu Ya'la'nın metni şöyledir:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le beraber yürüyordum. Üzerinde iki hurmanın bulunduğu hurma salkımı buldu. Hurmanın birini aldı, diğerini bana verdi." Senedinde geçen Osman b. Abdirrahman et-Taraifi güvenilir biridir. Bununla beraber zayıflık da mevcuttur.

 

 

 

6851. Abdurrahman b. Avf'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ben yere düşmüş bir hurma bulurum, onu alıp yerim. "

 

*Hadisi el-Mu'cemu'l-evsat'ta Taberani ve buna benzer bir metinle Bezzar rivayet etmiştir. Taberani der ki: "Muhammed b. el-Ala es-Sekafi, bu hadisi Velid b. ibrahim b. Abdirrahman b. Avf'dan rivayet hususunda tek kalmıştır. ikisinin de biyografisini yazana rastlamadım. "

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Yitiği Mescidde Ilan Eden Hakkında