MECMAU ZEVAİD |
BUYU (TİCARET) |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Ölünün Borcunun
Ödenmesi ve Babasının Borcunun Ödenmesine Dair Cabir'in Hadisi
Bu konunun bir kısmına
dair hadisler, bundan önceki "Borç Hakkında Uyarılar" bölümünde
geçmiştir.
6679. Cabir b. Abdillah
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), müşriklerle savaşmak için
onlara karşı sefer düzenlemek üzere Medine'den yola çıktı. Babam bana: HEy
Cabir! Medine ahalisinin gözcüleri arasında olman konusunda senin için bir
sakınca görmüyorum. Ta ki bizim durumumuzun ne olacağını bilinceye kadar. çünkü
ben -vallahi- kızlarımı benden sonra geriye bırakmamış olsa idim, elbette senin
gözümün önünde öldürülmeni isterdim" dedi. Ben gözcülerin arasındayken
halam, babam ile dayımı(n naaşlarım) bir hayvanın üzerine bindirerek getirdi.
Onları kabristanımıza defnetmemiz için Medine'ye getirmişti. O esnada bir adam
peşi sıra geldi. Şöyle sesleniyordu: "Dikkat edin! Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) size, Ölüleri geri getirip çarpıştıkları yerde, nerede
öldüler ise oraya defnetmenizi emretti." Bunun üzerine biz de ikisini
(dayım ve babamı) geri götürüp öldürüldükleri noktaya onları defnettik
(Daha sonraları) Muaviye
b. Ebi Süfyan'ın halifeliği döneminde yanıma bir adam gelerek: "Ey
Abdullah'in oğlu Cabir! Muaviye'nin işçileri yeri kazarken babanı ortaya
çıkardılar. Bedeninden bir bölüm meydana çıktı" dedi. Mezarın yanına
gittiğimde onu, ölüden ayrılmayan bazı şeyler, (ölü de görülebilecek bazı
değişiklikler) dışında, değişmemiş bir halde, gömdüğüm gibi buldum. Hemen
üzerini örttüm.
Babam geriye bir miktar
hurma borcu bırakmıştı. Alacaklılardan birisi, borcunu alma konusunda bana çok
katı davrandı. Bunun üzerine ben de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yanına varıp dedim ki: "Ya Resulallah! Babam falan falan günde şehit
düştü. O (geriye) bir miktar hurma borcu bırakmıştı. Borçlu olduğu kimselerden
biri (borcunu) isteme hususunda bana güçlük çıkardı. Bu sebeple bana, bu şahıs
nezdinde yardım etmeni arzu ediyorum. Belki şu önümüzdeki hurma hasadına kadar
(alacaklı olduğu) hurmasının bir kısmında bana mühlet verir!"
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Olur, inşallah gündüz ortasına yakın
sana uğrayacağım." Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındaki
yardımcılarıyla beraber geldi. İçeri girmek için izin istedi. Zevceme
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bugün bize geldi. Seni karşımda
görmeyeyim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e evimde hiçbir konuda
eziyet verme ve onunla konuşma" dedim. Ardından Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) içeri girdi. Onun için yatak serdim. Bir de yastık koydum.
Başını yastığa yasladı ve uyudu. Bir köleme "Şu dişi oğlağı kes. Oğlak,
evde beslendiğinden eti semizdir. Çabuk 01. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) uyanmadan önce kesim işini bitir. Ben de senle beraber (sana yardım
edeceğ)im" dedim. İşi bitirinceye kadar oğlakla uğraşmaya devam etti. Bu
esnada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uykudaydı. Ona:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uykudan uyanınca (abdest için)
su ister. Abdest almayı bitirdiğinde kalkıp gitmesinden korkuyorum. Abdest
almayı bitirdiğinde oğlak (hazırlanmış yemek olarak) mutlaka önünde hazır
olsun" dedim.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kalkınca: "Ey Cabir! Bana abdest suyu getir"
buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) abdestini bitirmeden oğlağı
önüne koymuştum. Bana baktı ve: "Eti sevdiğimizi sanki bilmişsin gibi,
bana Ebu Bekr'i çağır" diye emir buyurdu. Daha sonra Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile beraber olan yardımcıları geldi. İçeri girdiler.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle yemeğe dokundu ve
"Bismillah! Yiyin!" buyurdu. Doyuncaya kadar yediler. Yemeğin çoğu
arttı.
Vallahi Selime oğulları
oturdukları yerden O'na öyle bakıyorlar ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), kendilerine gözlerinden bile daha sevgiliydi. Onlardan hiç kimse,
eziyet veririm korkusuyla Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına
yaklaşmazdı. Yemekten ellerini çektikten sonra o ve arkadaşları kalktılar.
Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünden çıkıp gittiler. Resülullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Arkamı melekler
için boş bırakın." Ben de onların peşinden gittim. Nihayet kapının eşiğine
ulaştılar Ben zevcemi eşiğin önüne çıkarmıştım. Evde hurma IHinden örülmüş
elbise ile örtünmüştü. Şöyle dedi: "Ya Resülallah! Bana ve kocama salat et
(dua et) Allah sana salat etsin." Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bunu üzerine zevceme şöyle buyurdu:
"Allah sana ve kocana
salat (rahmet) etsin." Daha sonra "Bana falanı çağırın" diye
emir buyurdu. Bu kişi borcumu isteme hususunda bana karşı çok katı davranan
alacaklım idi. Adam geldi. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama:
"Cabir b. Abdillah'a babasına ait olan borcunun bir kısmı hususunda
önümüzdeki hurma toplama zamanına -Yani elinin bollaştığı vakte - kadar
kolaylık tanı" buyurunca adam: "Ben bunu yapamam" dedi ve bir
bahane öne sürdü. Şöyle dedi: "Bu, yetimlerin malıdır." Bunun üzerine
Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Cabir nerede?" diye sordu.
Ben "Buradayım, ya Resülallah!" diye cevap verdim. Resülullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun için sende bulunan hurmaları borcunu
vermek üzere ölç. Çünkü Allah borcunu çok yakında tam olarak ödeyecek" buyurdu.
Gökyüzüne baktım. Güneş batıya yönelmişti. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) "Namaza ey Ebu Bekrf" buyurdular ve sonrasında Mescid'e
gitmek üzere yola koyuldular. "Kaplarını getir" dedim (alacaklıma).
Hurmaları tarttım. Allah, ona olan borcumu (gerçekten) tamamen ödedi. Üstelik
şu kadar ölçek de hurma arttı. Koşarak Resülullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in yanına, Mescid'e gittim. Fişek gibiydim. Resülullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i bulup ona şöyle dedim: "Ya Resülallah! Gördün mü? Alacaklıma
vereceğim hurmaları tarttım. Allah, ona (olan borcumu tam olarak) ödedi.
Üstelik şu kadar ölçek de hurma arttı." Resülullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bunun üzerine: "Ömer b. el-Hattab nerede?" diye sordu. Ömer
salına salına geldi. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cabir b.
Abdillah'a alacaklısının ve hurmalarının durumunu sor" diye emir buyurdu.
Ömer:
"Ben bunu soracak
değilim. çünkü sen ‘‘Allah ona olan borcunu tam olarak ödeyecek’‘ dediğinde ben
Allah'ın, Cabir'in borcunu tam olarak ödeyeceğini bilmiş idim" dedi.
Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa sözünü tekrar etti. Her
defasında Ömer "Ben bunu soracak değilim" diyordu. Resülullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) üçüncü defadan sonra dediğini bir defa daha
söylemezdi. Ömer bana dönerek: "Ey Capir! Borçlun ve hurmaların ne
durumda?" diye sual etti. Ben: "Allah onu tam olarak ödedi, üstelik
bize şu kadar ölçek de hurma arttı" dedim.
Ravi der ki: Cabir,
zevcesine dönerek ona: "Ben senin Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile konuşmam yasaklamış mıydım?" diye çıkışınca zevcesi ona şöyle cevap
verdi: "Allah evime peygamberini getirecek ve ben de, evden çıkmadan önce,
kendim için ve kocam için ondan dua etmesini istemeyeceğim, öyle mi
zannediyordun?"
*Ben derim ki: Hadis Sahih'te ve başka kitaplarda kısa
metniyle yer almıştır.
*Hadisi Ahmed rivayet
etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridir. Bundan Nubayh el-Anezi müstesnadır.
Kendisi güvenilir biridir.
6680. Cabir b. Abdillah
anlatıyor: Uhud Savaşı gelip çatmıştı. Babam beni çağırıp: "Cabir! Ben
kendimi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı içerisinde yarınki
savaşta ilk öldürülecek olan kişi olarak görüyorum. Geriye Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den başka benim için daha sevgili olan hiç kimse
bırakmıyorum. Borcum da var. Kız kardeşlerin hayatta. Onların iyiliği için
gayret et. Borcumu öde!" dedi. Babam (dediği gibi) Muhammed (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in ashabı içerisinde ilk öldürülen olmuştu. Onu bir mezara,
daha sonra başka bir mezara defnettim. Önceden defnedildiği yerden dolayı
gönlümde bir sıkıntı vardı. Altı ay sonra oradan çıkardık. Çıkardığımızda,
kulağındaki bir yeri müstesna, bedeni defnettiğim gündeki gibiydi. Medine'ye
dönünce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e "Abdullah'ın
alacaklısı, oğlu Cabir'den ısrarla alacağım istiyor" denildi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ömer ve Ebu Bekr'in arasında yürüyerek geldi.
Alacaklıya: "Borcunun bir kısmını al, diğer kısmını ise gelecek seneki
hurma zamanına kadar ertele" buyurdu. Adam buna yanaşmadı. Hz. Ömer adama
karşı sert bir şekilde çıkışarak şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) sana ‘‘bir kısmım al, bir kısmım ertele!’‘ diyor. Ben senin buna
yanaşmadığım görüyorum." Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bırak ey Ömer! Hak sahibinin söz söyleme hakkı vardır"
buyurdu.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) hurma ağaçları arasında dolaştıktan sonra şöyle buyurdu:
"Alacaklına, borcunu tam olarak öde. Hurmaları topladığında ise bana haber
ver." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ya Resulallah!
Günün geri kalanında öğle uykusunun seni yakaladığım görüyorum" dedim ve
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için bir çardağımıza döşek serdim. Bir
oğlağımıza yönelip onu kestim. Ömer ve Ebu Bekr, Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in yanından insanları uzaklaştırarak gittiler. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkınca yemeği ona takdim ettim. Yemekten biraz
yedi. Çıkmak için (kapıya) yaklaşınca hammım örtüsü altından başını ve yüzünü
çıkarıp, "Ya Resulallah! Bize dua etmeden mi çıkacaksın? Bize dua
etmeyecek misin?" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) "Zevcenin zeki olduğunu veya senden daha zeki olduğunu görüyorum"
buyurdu ve bize dua etti, sonra da çıkıp gitti.
Kesim zamanı hurmaları
toplayınca borcumu tam olarak ödedim.
Üstelik yedi vesk hurma
da bize kaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gidip olan
biteni anlattım. "Bana Ömer b. el-Hatttiblı çağır!" buyurdu. Ömer
hemen geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: Cabir'e sor!"
buyurunca Ömer şöyle dedi:
"Vallahi ya
Resulallah! Siz bana ‘‘Ona sor!’‘ demeseydiniz de ben sormuş olsaydım,
kesinlikle bilirdim ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in duaları
mübarek ve makbuldür." Daha sonra Ömer bana doğru dönüp sordu ve ben de
olan biteni ona anlattım.
Daha sonraları Hz. Ömer,
halifeliğe getirildiğinde, payları takdir edip, maliye defterlerini yazdırıp,
uzman kişilere görevlerini öğretince beni arkadaşlarıma idareci kıldı. (Borçlu
olduğum) o adam, payını istemek üzere geldi. Ömer, arkadaşlarına takdir ettiği
payı ona vermedi. Bunun üzerine Ömer'le konuştum. Şu karşılığı verdi:
"(Baban) Abdullah'ın borcuna ne yapıldığını hatırlıyor musun?" O kişiye
de diğer arkadaşlarıyla aynı muameleyi yapana dek Ömer ile konuşmaya devam
ettim.
*Ben derim ki: Hadis Sahih'te ve başka kitaplarda kısa
metinle yer almıştır.
*Hadisi Taberani,
el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiş olup ravileri güvenilir kimselerdir. Başka
bir tarik ile de geride geçen Ahmed'in rivayetine benzer şekilde rivayette
bulunmuştur.
6681. Taberani, Sahihlin
ravileri kanalıyla Cabirlin şöyle anlattığını nakletmiştir: Bir adama acve
hurması borcum vardı. Hurma ağaçlarında borcumu karşılayacak kadar hurma yoktu.
Adama gidip onunla konuştum. Borcumu ertelemeye ya da olanları hesaplayarak
almaya yanaşmadı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gidip bunu
ona anlattım. Adamla konuşmak için o ve Ömer geldiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)
"Ey falan!
Cabir'den (olanı) al ve (geri kalan borcunu) ertele" diye adama buyurdu.
Adam buna yanaşmadı. Hz. Ömer adamı sert bir şekilde tutmak üzereydi ki
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Bırak ey Ömer! Bu, onun
hakkıdır" buyurdu. Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bana: "Ey Cabir! Bizi hurma ağaçlarına götür" buyurdu. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i hemen hurma ağaçlarının yanına götürdüm.
Nihayet ağaçların arasına girdi ve dallarına bakmaya başladı. Ardından da şöyle
buyurdu: "Ey Cabir! Hurma ağaçlarından hurmalan topladığında bana haber
ver." Nihayet ağaçlarımdan hurmaları topladım. Borcum olan hurmayı tam
olarak karşıladı. Üstelik geriye bana 10 vesk ya da 15 vesk hurma bile kalmıştı.
Ravi devamla yukarıdaki
hadisin devamını zikretti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Insanlara
Kendinden Daha Çok Adaletli Olan Kimse