MECMAU ZEVAİD |
HAC |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Terviyeden Önce Hutbe
5535. Muhammed b.
Abdillah es-Sekafi anlatıyor: Hac mevsiminde İbnü'z-Zübeyr'in hutbesine tanık
oldum. Terviye gününden bir gün önceki gündü. Beklenmedik bir anda ihramlı
olarak orta yaşlarda çok şık görünümlü bir adam ilerleyince: "Bu odur
-müminlerin emiridir-" dediler. Üzerinde iki beyaz elbise olan bu kişi
minbere çıktı ve insanlara selam verdi. İnsanlar da onun selamını aldılar. Daha
sonra hayatımda duyduğum en güzel telbiyeyi okudu. Daha sonra da hamd ve senada
bulunarak şöyle dedi:
"Sizler çok uzak ve
değişik yerlerden Yüce Allah'ın misafirleri olarak gelmiş bulunmaktasınız. Yüce
Allah da misafirlerine mutlaka ikramda bulunur. Allah teala'dan bir takım
şeyler istemeye gelmiş olan kişi, eli boş dönmez. Sözlerinizi işlerinizle
doğrulayıp pekiştirin. Bu özel günlerinizde sizlere Yüce Allah'ı anınanızı
tavsiye ediyorum. Bunlar öyle kutsal günlerdir ki, bu günlerde günahlar
affedilir. Ticaret, mal veya dünyalık bir gelir umut ve düşüncesi olmaksızın
buralara geldiniz ... "
Daha sonra telbiye
getirdi ve insanlar da telbiye getirdiler. Akabinde bir süre konuştuktan sonra
şöyle dedi: O halde şunları iyi biliniz ki Yüce Allah Kitab'ında şöyle buyurdu:
"Hac bilinen aylardadır."[Bakara, 197] Bunlar da şu üç aydır: Şevva!,
Zilkade ve Zilhicce ayının ilk on günü. "O aylarda Hacca girişen kimse
bilmelidir ki, hacda kadına yaklaşmak, sövüşmek, dövüşmek yoktur. Ne iyilik
yaparsanız Allah onu bilir. Kendinize azık edinin, şüphe yok ki azığın en iyisi
Allah korkusudur. Eyakıl sahipleri! Benden korkun."[Bakara, 197] Yüce
Allah, "Rabbinizden refah istemenizde bir engel yoktur"[Bakara, 198]
ayetiyle onlara ticareti helal kılmıştır. Bu ayetin devamı olan ''Arafat'tan
indiğinizde" ifadesiyle ise Güneş'in batıncaya kadar kendisinde beklenilen
ve daha sonra da konaklanan yer kastedilmektedir. "Allah'ı Meş'ar-i
Haram'da anın" denilen yer ise Müzdelife'nin sonlarında bir yerdir.
"O'nu, size gösterdiği şekilde zikredin." Bundan sonra gelen ayette
ise normal insanlar Arafat'ta beklerlerken kendileri bunu şanlarına
yakıştıramayıp Müzdelife'de vakfe yapan kibirli Kureyşlilere hitaben inmiş ve
onların bu davranışının kabul edilemez olduğunu belirtmiştir: "Sonra,
insanların toplu olarak akın ettiği yerden, siz de akın edin. Allah'tan
mağfiret dileyin. Allah bağışlar ve merhamet eder."[Bakara, 199] Onlar hac
vazifelerini yerine getirdikten sonra babalarıyla övünüp caka satarlardI. Bunun
üzerine Yüce Allah genelolarak şu ayeti indirdi: "Hac ibadetinizi bitirdiğinizde,
babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir anışla Allah'ı anın.
‘‘Rabbimiz! Bize sadece dünyada ver’‘ diyen insanlar vardır, öylesine ahirette
bir pay yoktur. ‘‘Rabbimiz! Bize dünyada bir hasene, ahirette de bir hasene
ver, bizi ateşin azabından koru’‘ diyenler vardır."[Bakara, 200, 201]
Okuduğum bu ayetlerde ise Yüce Allah, sadece dünyası için istekte bulunup
ahiretini düşünmeyen kişileri kınamaktadır."
Hatip daha sonra ise şu
ayetleri okudu: "Allah'ı sayılı günlerde anın. Günahtan sakınan kimseye
acele edip, Mina'daki ibadeti iki günde bitirirse günah yoktur, geri kalsa da
günah yoktur. Allah'tan sakının. Onun katında toplanacağınızı bilin." Bu
günler Teşrik günleridir. Yüce Allah'ın bu günlerde anılması ise onun, tesbih,
tahmid, tehlil, tekbir ve temcid edilmesi demektir.
Hatip daha sonra ise
insanların mikat yerlerini, ihrama girme yer ve sınırlarım bildirdi:
"Medine'nin sınırı Zülhuleyfe'dir. Irak halkının ihrama girme sınırı Atik
denilen yerdir. Necd ve Taif halkının sımrı Karn denilen yerdir. Yemen halkının
sınırı ise Yelemlem denilen yerdir."
Hatip daha sonra ise
Ehl-i kitabın kafirlerine şöyle beddua etti: "Ey Allahım! Sana gelenlerin
yolunu kesen, senin elçilerini yalanlayan, senin ayetlerini inkar eden kitap
ehlinin kafirlerine azap ver. Ey Allahım! Onlara azap edip onların kalplerini
facir kadınların kalplerine dönüştür." Bu şekilde uzunca beddua ettikten
sonra şöyle dedi:
"Burada, maalesef
Yüce Allah'ın gözlerini körelttiği gibi kalplerini de körelttiği bir takım
insanlar vardır ki bunlar, ta Horasan'dan buralara hac niyetiyle gelen
insanlara: ‘‘Hac niyetini umreye çevirmek suretiyle ihramdan çıkabilir ve daha
sonra tekrar hac için ihrama girebilirsin’‘ şeklinde temettüye fetva
vermektedirler. Yüce Allah'a yeminler olsun ki temettü sadece bir devre
içindi." Hatip daha sonra ise telbiye getirince halk ta telbiye
getirdiler. O gün gördüğümden daha fazla ağlayan görmedim.
*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında
yer alan Said b. el-Merzuban çok şaibeli olmakla birlikte güvenilirdir.
isnadında bunun dışında tanımadığım bir ravi vardır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: