MECMAU

ZEVAİD

ZEKAT

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Zekattan Sayılan (Zekatı Hesaplanan) Şeyler / Kalemler

 

4382. Behz b. Hakim babasından, o da dedesinden Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) , den şöyle rivayet etmiştir: ''Dışarda otlatılan her beş deve için zekat vardır.''2

 

*Derim ki: Bu ravinin, Ebu Davud'un rivayet ettiği başka bir hadisi vardır.

Hadisi Taberanl, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. Taberani'nin kendisini tanımadığım hocası olan / kendisinden rivayet ettiği, Muhammed b. Cafer b. Sam dışındaki ricali güvenilir kimselerdir.

 

 

 

4383. Enes b. Malik dedi ki: Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Müslümanların her kırk dirhemde bir dirhemi zekat olarak farz kıldı. Müslüman olmayıp onların güvencesi ve gölgesinde hayat sürenlerin mallarının her yirmi dirhemde bir dirhemi vergi olarak farz kıldı. Bunların da dışında kalan kişilerin her on altını için bir altını farz kıldı.

 

*Hadisi Tab'eranı, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir; ancak o, şöyle demiştir: "Bunu bu şekliyle sadece Zuneye isimli ravi rivayet etmiştir. Güvenilir bir grup ise bunu Ömer b. el-Hattab'ın uygulaması olarak rivayet etmişlerdir.

 

 

 

4384. Arın b. Hazm'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yemen halkına içeriği farzlar, sünnetler ve diyetler olan, Arın b. Hazm'la bir çağrı mektubu yolladı. İşte ben, bir nüshası da bu olan mektubu Yemen halkına okudum:

"Rahman ve Rahim olan yüce Allah'ın adıyla. Bu mektup, elçi olan Muhammed'den Ruayn, Meğafir ve Hamdan'ın lideri olan Şurahbil b. Abdi Kelal ve Haris b. Abdi Kelal ve Nuaym b. Abdi Kelal'e yollanmıştır.

 

Elçiniz, vermiş olduğunuz ganimetlerin humusu / beşte birini getirmiştir.

Yüce Allah, mümin kullarına hurmalık gibi yerlerde onda biri farz kılmıştır. Yağmur suyu, pınarlar ve kaynak sularıyla sulanan arazilerin mahsulü de beş vasak miktarına ulaşırsa bunların da onda biri verilir. Dışarıda otlatılan her beş deve için bir koyun verilir. Bu develerin sayıları yirmi dörde ulaşıncaya kadar bu şekilde devam eder. Develerin sayıları yirmi dörtten bir tane dahi fazla olursa o halde otuz beş oluncaya kadar bu miktarın zekatı, bir yaşını doldurmuş, ikinci yaşına basmış bir adet dişi devedir. Eğer böyle bir deve yoksa o takdirde iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan erkek bir deve verilir.

Şayet otuz beşin üzerine bir tane dahi olsa çıkacak olursa (otuz altı olursa) Sayı kırk beşi buluncaya kadar zekat iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi bir deve verilir. Bu miktarı bir deve aşacak olursa yani sayı asgari kırk altı olursa, deve sayısı altmış oluncaya kadar, bunun için zekat olarak üç yaşını doldurup dörde basan ve çoğaltılma aşamasına ulaşan dişi deve verilir.

Altmış deveyı aşınca yetmiş beş oluncaya kadar bir tane dört yaşını doldurup beşinciye giren dişi bir deve gerekir. Bu miktarı bir deve aşınca doksan deveye kadar iki tane iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi deve verilir. Bu miktarı bir deve aşınca (doksan bir olunca) üç yaşını doldurup dörde basan ve çoğaltılma aşamasına ulaşan iki adet dişi deve verilir ve bu, yüzyirmiye kadar böyledir. Sayı yüz yirminin de üzerine çıkacak olursa, bundan sonra her kırk için iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi bir deve verilir. Her elli deve içinde üç yaşını doldurup dörde basan ve çoğaltılma aşamasına ulaşan, bir adet dişi deve (zekat) gerekir.''

 

''Otuz sığır veya manda için bir yaşını tamamlamış bir erkek veya dişi manda veya sığır yavrusu zekat olarak verilir. Kırk sığır veya manda için yaşını tamamlamış bir dişi manda veya sığır yavrusu. Bundan sonra her otuz için bir yaşını tamamlamış her kırk sığır veya manda için yaşını tamamlamış bir dişi manda zekat olarak verilir.

Otlaklarda otlayan koyun sürüleri kırka ulaşırsa kırktan yüz yirmiye kadar zekat olarak bir koyun verilir. Yüz yirmiden itibaren iki yüze kadar olan miktar için iki koyun zekat verilir.

İkiyüzden üçyüze kadar olanlar için üç koyun zekat verilir. Bundan sonra her yüz koyun için bir tane koyun zekat olarak verilir.

Sütü sağılmayıp biriktirilen / özel olarak bakılan hayvan ve yaşlı, kulağı kesik, boynuzu kırık, bir gözü kör hayvanlar ve koçlar alınmazlar. Ayrı cinsler toplanmamalı, aynı cinsler de ayrılmamalıdır. Hayvanlarını karıştıran iki ortak, toplam hayvanlardan zekat alındıktan sonra malları oranında ödeşirler.

Gümüşün miktarı beş ukiyye (ikiyüz dirheme ulaşınca kırkta bir üzerinden zekatı alınmak suretiyle ikiyüz dirhem) için beş dirhem zekat verilir. Bunun üzerine eklenen her kırk dirhem için bir dirhem verilir. İkiyüz dirhemin altında bir miktar için bir şey alınmaz. Her kırk dinar (altın para) için bir dinar verilir.

Muhammed ve onun ailesine sadaka / zekat almak caiz değildir. Bu, ancak kendilerini onunla temizleyebilecekleri bir şeydir. Bu, mümin olan fakirlere, yolda parasız kalanlara verilir. Kölelere veya tarlaya veya orada çalışıp ta sadakaları tarlanın onda birinden karşılanan işçilere sadaka verilmez. Sahip olunan Müslüman bir köle veya at için zekat / sadaka gerekmez. "

 

Mektupta ayrıca şunlar da yazılıydı: "Kıyamet günü günahların en büyüklerinin Allah'a şirk koşmak, haksız yere mümin bir cana kıyıp / öldürmek, iffetli bir kadına zina yaptı şeklinde iftira etmek, sihir öğrenmek, faiz ve yetim malı yemek oldukları görülecektir. Şüphesiz ki umre, küçük hacdır. Temiz olmadan Kur'an'a dokunmayın. Evlenmeden boşama söz konusu değildir. Bir köleyi satın almadan azat edemezsiniz. Bedeni gösterecek şekilde arkası yırtık elbiseyle veya (örülüp) topuz yapılmış saçlarınızIa sakın namaz kılmayın."

Derim ki: Geri kalanını Nesai rivayet etmiştir.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Süleyman b. Davud el-Harasi isimli kişi, imam Ahmed'e göre güvenilirdir. ibn Main ise bu kişiyi eleştirmiştir. Ahmed'in dediğine göre bu hadis sahihtir.

Derim ki: Bu ravinin dışındaki kişiler güvenilir kimselerdir.

 

 

 

4385. Malik b. Evs b. el-Hadesan anlatıyor: Mescid'deydim. Ebu Zer Mescid'e girip direğin yanında iki rekat namaz kıldı. Hz. Osman: "Nasılsın?'' şeklinde hal hatırını sorduktan sonra gitti. O da: "Çoklukla övünmeniz sizi helak etti" (Tekilsür, 1) ayetini okumaya başladı. Kendisi tok bir sese sahipti. Sesini yükseltince mescit yankılandı. Daha sonra insanlara yöneldi. Kendisine dedim ki (veya insanlar kendisine dedi ki): "Ey Ebu Zer! Bizlere, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den duyduğun bir hadis anlatıver." Bunun üzerine şöyle anlattı: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim:

"Devenin sadakasılzekatı vardır. Koyunun sadakasılzekatı vardır." Ravi Ebu Asım ekledi: Sanıyorum "Sığırın da sadakasılzekatı vardır" buyurdu. (Hadis şöyle devam ediyor:) "Buğdayın zekatı vardır. İşlenmiş ve işlenmemiş altın ve gümüşün zekatı vardır. Kim mal biriktirir de bunun zekatını Allah yolundakilere, borçlulara, yolda kalanlara vermezse kıyamet günü o kişi o malla dağlamr. "

 

Dedim ki: "Ey Ebu Zer! Allah'dan kork! Söylediklerini kulağın işitsin. Baksana insanların ellerindeki mal mülk servet çoğalmış durumda."

"Hey gidi yeğenim! Bana nesebini-soyunu say bakalım" karşılığını verip te ben de ona soyu mu sayınca: "Senin büyüklerini bilirim. Kur'an okur musun?" diye sordu.

Ben; "Evet" diye cevap verince: "Şu ayeti oku bakalım" dedi ve şu ayeti okudu: ''Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda sarf etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele."[Tevbe, 34] "O halde iyi düşünüp taşın" diye ekledi.

 

*Hadisi Bezzar uzun uzadıya rivayet etmiştir. imam Ahmed ise bir bölümünü rivayet etmiştir. isnadında yer alan Musa b. Ubeyde er-Rebezi zayıftır.

 

 

 

4386. Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) pınar ve yağmur sularıyla sulanan mahsullerin onda birinin zekat olarak verilmesini, buna karşılık taşıma suyuyla sulanarak elde edilen mahsullerin ise yirmide birinin zekatının verilmesini uygulamıştır. 

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

4387. Kaza'a anlatıyor: Ebu Said'in yanına gitmiştim. İnsanlar başına toplanmışlardı. Onlar dağılınca: "Ben sana o insanların sorduklarını sormayacağım" dedim ve kendisine zekatla ilgili soru sordum. Bana verdiği cevap kendi sözü müydü, yoksa Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e dayandırdı mı bilemiyorum; ama cevabı şöyleydi:

"İkiyüz dirhem için beş dirhem zekat verilir. Kırk koyun için bir koyun verir.

Bu sayı yüz yirmiye kadar değişmez, Bunu bir sayı geçer, yani adedi yüz yirmi bir olursa o takdirde bu miktar için iki yüze ulaşıncaya kadar iki koyun verir. İki yüz ile üçyüz arasındaki miktar için ise üç koyun verir. Üçyüzden itibaren her yüz için bir koyun zekat olarak verilir.

Devede ise sayı beş olursa bir koyun verilir. On olursa iki koyun verilir.

Develerin sayısı on beş olunca üç koyun verilir. Develerin sayısı yirmi olursa dört koyun verilir. Yirmi dörde kadar bu sayı aynıdır. Develerin sayısı yirmi beş olursa otuz beş oluncaya kadar bu miktarın zekatı, bir yaşını doldurmuş, ikinci yaşına basmış bir adet dişi devedir. Şayet otuz beşin üzerine bir tane dahi olsa çıkacak olursa (otuzaltı olursa) sayı kırk beşi buluncaya kadar zekat olarak, iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi bir deve verilir. Bu miktarı bir deve aşacak olursa, yani sayı asgari kırk altı olursa, deve sayısı altmış oluncaya kadar, bunun için zekat olarak üç yaşını doldurup dörde basan bir dişi deve verilir. Altmış deveyi aşınca yetmiş beş oluncaya kadar bir tane dört yaşını doldurup beşinciye giren dişi bir deve gerekir. Bu miktarı bir deve aşınca doksan deveye kadar iki tane iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi deve verilir. Bu miktarı bir deve aşınca (doksan bir olunca) üç yaşını doldurup dörde basan ve çoğaltılma aşamasına ulaşan iki adet dişi deve verilir ki bu, yüz yirmiye kadar böyledir. Sayı yüz yirminin de üzerine çıkacak olursa, bundan sonra her elli deve için üç yaşını doldurup dörde basan bir adet dişi deve (verilir), Her kırk için iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi bir deve (zekat olarak verilir), "ı

 

*Hadisi, imam Ahmed rivayet etmiştir, Ridıli Sahih ricalidir.

 

 

 

4388. Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), zekat toplama görevlilerine bunun uygulamasını içeren şöyle bir mektup yazdı:

"Kırk koyundan yüz yirmi koyuna kadar bir koyun alınız. Bunun üzerine bir sayı çıkacak olursa, adet iki yüze ulaşıncaya kadar iki koyun alınır. İkiyüzbirden üçyüze kadar olan koyun miktarı için üç koyun alınır, Bundan itibaren her yüz koyun için bir koyun alınır. "

Sığırların zekatı konusunda ise şunu yazdı:

"Otuz sığır (veya manda için) bir yaşını tamamlamış bir (erkek veya dişi manda veya) sığır yavrusu zekat olarak verilir. Kırk sığır (veya manda) için iki yaşını tamamlamış bir (dişi manda veya) sığır yavrusu zekat olarak verilir."

 

Develerin zekatı konusunda ise şunu yazdı: "Beş deve olursa bir koyun verilir. On olursa iki koyun verilir. Develerin sayısı on beş ise üç koyun verilir. Develerin sayısı yirmi olursa dört koyun verilir. Develerin sayısı yirmi beş olursa otuz beş oluncaya kadar bu miktarın zekatı, bir yaşını doldurmuş, ikinci yaşına basmış bir adet dişi devedir. Şayet otuz beşin üzerine bir tane dahi olsa çıkacak olursa (otuz altı olursa) sayı kırk beşi buluncaya kadar zekat iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi bir deve verilir. Bu miktarı bir deve aşacak olursa yani sayı asgari kırk altı olursa, deve sayısı altmış oluncaya kadar, bunun için zekat olarak üç yaşını doldurup dörde basan ve çoğaltılma aşamasına ulaşan dişi deve verilir. Altmış deveyi aşınca yetmiş beş oluncaya kadar bir tane dört yaşını doldurup beşinciye giren dişi bir deve gerekir. Bu miktarı bir deve aşınca doksan deveye kadar iki tane iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi deve verilir. Bu miktarı bir deve aşınca (doksan bir olunca) üç yaşını doldurup dörde basan ve çoğaltılma aşamasına ulaşan iki adet dişi deve verilir ki bu, yüz yirmiye kadar böyledir. Sayı yüz yirminin de üzerine çıkacak olursa, bundan sonra her elli deve için üç yaşını doldurup dörde basan, bir adet dişi deve verilir. Her kırk için iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi bir deve (zekat olarak verilir)."

 

*Hadisi Taberanl, el-Mu'cemu'l-evsat'ta Muhammed b. ismail b. Abdillah'dan, o da, babasından rivayet etmiştir ki bu ikisini tanımıyorum. Bunun dışındaki kişiler güvenilir kimselerdir.

 

 

 

4389. Muaz b. Cebel dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sığırlarm zekatıyla ilgili olarak" evkas" (aradaki rakamlar, yani otuzIa kırk, kırkla altmış arası sığır miktarı) konusunda bana bir şeyemretmedi."

 

*Hadisi, imam Ahmed rivayet etmiştir. Ricali Sahih ricalidir.

Derim ki: Ancak bu mürrseldir; çünkü Tavus, Muaz'dan rivayet etmiştir. Halbu ki Tavus hadis dinlememiştir.

 

 

 

4390. İbn Abbas anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaz'ı Yemen'e yolladığında her otuz sığır veya manda için bir yaşını tamamlamış bir erkek veya dişi manda veya sığır yavrusu zekat olarak almasını; her kırk sığır veya manda için iki yaşını tamamlamış bir dişi manda veya sığır yavrusu zekat olarak almasını emretti. Yemen halkı, Muaz'a "evkas"ı sorunca şu karşılığı verdi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda bana bir şey emretmedi. Döndüğüm zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e soracağım." Muaz daha sonra döndüğünde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bunu sorunca o da cevaben: "Onlar için bir şey gerekmiyor" buyurdu.

Mes'udi ekledi: "Evkas, sözcüğü sığırlar için otuzIa kırk, kırkla altmış arası sığır miktarıdır."

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bunu merfu olarak rivayet hususunda Bakiyye isimli raviye mütaba'at eden kimse olmamıştır ki ancak Hasan b. Umara da zayıftır. Bu hadis, ayrıca Tavus'dan mürselolarak rivayet olunmuştur.

 

 

 

4391. Nafi, Hz. Ömer'in şu mektubunu okudu: Beşten az olan develer için zekat söz konusu değildir. Beşten dokuza kadar sahip olunan deve için bir koyun verilir. Ondan on dörde kadar sahip olunan develer için iki koyun verilir. On beş ila on dokuz arasındaki develer için üç koyun zekat olarak verilir. Develerin sayısı yirmi ila yirmi dört arasında bir miktar olursa dört tane koyun verilir. Develerin sayısı yirmi beş olursa, otuz beş oluncaya kadar bu miktarın zekatı, bir yaşını doldurmuş, ikinci yaşına basmış bir adet dişi devedir. Şayet otuz beşin üzerine çıkacak olursa (otuz altı olursa) sayı kırk beşi buluncaya kadar zekat olarak, iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi bir deve verilir. Bu miktarı aşacak olursa (yani sayı kırk altı olursa), deve sayısı altmış oluncaya kadar, bunun için zekat olarak üç yaşını doldurup dörde basan bir dişi deve verilir. Altmış deveyi aşınca yetmiş beş oluncaya kadar bir tane dört yaşını doldurup beşinciye giren dişi bir deve gerekir. Bu miktarı bir deve aşınca, doksan deveye kadar iki tane iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi deve verilir. Bu miktarı aşınca (doksan bir olunca) sayıları yüz yirmi oluncaya kadar üç yaşını doldurup dörde basan iki adet dişi deve verilir. Sayı yüz yirminin de üzerine çıkacak olursa, bundan sonra her elli deve içinde üç yaşını doldurup dörde basan, bir adet dişi deve verilir. Her kırk için iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan dişi bir deve (zekat olarak verilir). Kırkın altındaki koyunlar için hiçbir zekat yoktur. Kırka ulaştığında yüz yirmi oluncaya kadar bir koyun verilir. Bunu geçince iki yüz oluncaya kadar iki koyun verilir. İki yüzü geçince üçyüze ulaşıncaya kadar üç koyun verilir. Üçyüzden sonra her yüz koyun için bir koyun zekat olarak verilir.

 

*Hadisi, Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

4392. Muğıre b. Şu'be bildiriyor: Osman b. Ebi'ı-As gençken başından geçen olayı şöyle anlattı: Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i (kavmimden bir heyet içinde) ziyarete gitmiştik. Kendisi Bakara süresinde, birlikte olduğum heyetteki kişilerden daha iyi olduğum için, benim Kur'an öğrenmeye en yatkın kişi olduğumu anlayınca buyurdu ki:

"Yaş olarak arkadaşlarından en küçüğü olduğun halde seni onlara imam tayin ediyorum. Bir topluluğa imamlık yaptığında onların en zayıflarını göz önünde bulundur. Şunu unutma ki arkanda yaşlı ve zayıf kimseler olabilir. Şayet sadaka (zekat) görevlisi olursan sakın hamile, doğumu yaklaşmış, damızlık koç ve kişinin süt için beslediği hayvanları almayasın. O malların sahipleri bunlara senden daha layıktırlar. Temiz (abdestli) olmadan Kur'an'a sakın dokunma. Şunu iyi bil ki umre, küçük hac demektir. Ayrıca bir umre yapmak, dünya ve içindeki bütün şeylerden daha hayırlıdır. Hac ise umreden daha hayırlıdır. "ı

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Hişam b.

Süleyman bir grup imam tarafından zayıf olduğu belirtilmiştir. imam Buhari ise güvenilir olduğunu söylemiştir.

 

 

 

4393. Seleme b. el-Ekva, Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle nakletmiştir: "Otuz deveye sahip olmak ne güzeldir. Kişi otuzdan biriyle zekatını da verebilir, otuzdan biriyle birini cihada da gönderir, otuzdan biriyle başkasına bağışta da bulunabilir. Bu (sayı, zekat verilmeyen ve dolayısıyla başkalarına faydası olmayan) kırk, elli, atmış, seksen, doksan, yüz deveden daha hayırlıdır. "1

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir. isnadında yer alan ibn Lehia şaibelidir.

 

 

 

4394. Ya'la b. el-Eşdak dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından doğru sözlü pek çok kişiye yetiştim. Onlardan biri de Rukad b. Rabia idi. İşte bu sahabi bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizden yüz koyun için bir koyun (zekat) aldı. Bunun üzerine çıkınca iki koyun aldı.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Ahmed b. Kesır el-Becli'den bahseden kimseye rastlayamadım. Ya'la ise metruktur.

 

 

 

4395. Süfyan b. Abdillah bildiriyor: Hz. Ömer b. el-Hattab bir zekat görevlisini gönderirken: "Hayvanları sayarken yeni doğmuş olan yavruları da hesaba kat" dedi. (Adam Hz. Ömer'in emirleri doğrultusunda hareket edince) halk kendisine: "Bu nasılolur? Zekat alırkan o küçükleri almıyorsun, ama hesaplarken onları da hesaplıyorsun?!" şeklinde sitem ettiler. Görevli adam, Hz. Ömer'in yanına döndüğünde bu olayı ona anlatınca, Ömer b. el-Hattab dedi ki:

"Evet, çobanın taşıdığı yavru dahi sayılır; ancak alınmaz. Ayrıca çok yiyen, evde süt içerek beslenen, doğumu yaklaşan ve koç olanlar da alınmazlar. Hayvanlardan genç ve yetişkin alanını alabilirsin. İşte bu uygulama malın en küçük / kötüsü ve en iyisi arasındaki malların alınması suretiyle uygulanan adaletli bir sistemdir."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. Senette ismi belirtilmeyen bir kişi vardır. Bunun dışındaki kişiler güvenilir kimselerdir.

 

 

 

4396. İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Tarlada su taşınmasında çalıştırılan sığırlar için zekat gerekmez. Ancak sayı otuz olursa bir adet bir yaşını tamamlamış bir sığır yavrusu zekat olarak verilir. Kırk sığır için iki yaşını tamamlamış bir dişi veya erkek sığır yavrusu zekat olarak verilir. "2

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. isnadında yer alan Leys b.

Ebı Süleym güvenilir, ancak müdellistir.

 

 

 

4397. Abdullah b. Mes'üd dedi ki: "Deve sayısı yimi beş olursa, zekat olarak bir yaşım doldurmuş, ikinci yaşına basınış bir adet dişi deve verilir. Eğer böyle bir deve yoksa o takdirde iki yaşını doldurup üçüncü yaşına basan erkek bir deve verilir.''l

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiştir. Ebu Ubeyde, babasından hadis dinlememiştir.

 

 

 

4398. Dahhak b. en-Nu'man b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Mesruk b. Vail, Medine'deki Akik'te Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelerek İslam'a girdi ve güzel bir Müslümanlık sergiledi. Dedi ki: "Ya Resulallah! Halkıma onları İslam'a davet eden birini yollamanı çok istiyorum. Benim kendilerine ulaştıracağım bir yazı yazsanız çok memnun olurum. Belki de Allah, bu sayede onları hidayete ulaştırır. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Muaviye'ye şu mektubu yazmasını emretti.

 

"Hadramevt bölgesinin liderlerine! Yüce Allah, namazı farz kılmıştır.

Sadaka ve zekatı da (belirli bir miktara ulaşması halinde ki bu miktar şudur) farz kılmıştır: Kırk koyun ve kırk koyundan fazlası için Cahiliye zamanında gömülmüş olan hazine malının beşte birini zekat olarak farz kılmıştır. Yağmur suyuyla sulanan arazinin ürününden onda biri zekat verilir. Hilat, virat, şifar, şinak ve icba; bunların hiçbiri uygun şeyler değildir / yapılmamalıdır. Bir ipe iki deve bağlanmaz (bir koltuğa iki karpuz sığmaz), ekin olmadan onu satan faiz yiyen gibidir.''

 

Bunu ulaştırması için onlara Ziyad b. Lebid el-Ensari'yi gönderdi. Yukarıda geçen sözcüklere gelince: Hilat: Bir takım hile amacıyla kişinin kendi devesini veya sürüsünü başkasının devesiyle / sürüsüyle karıştırmasıdır.

Virat: Zekatın, var olanın cinsinden değil de kıymetiyle hesaplanmasıdır. Şiğar: Evlendiği kadının mehrini vermek yerine bunun karşılığında kadının velisini başka bir kadınla evlendirmektir.

Şinak: Develerin ağıllarında bağlanmaları / saklanmalarıdır.

Ceneb: Zekat görevlisinin uzak bir yerde duruphayvanların kendisine getirilmesini şart koşmasıdır.

Celeb: Sağlam olup olmadığı kesinleşmeden ekinin satılmasıdır.

 

*Hadisi Taberanl, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiştir. Senette güvenilir, ancak aynı zamanda müdellis olan Bakiyye vardır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Hububatın Zekatı