MECMAU

ZEVAİD

NAMAZ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Namazın Fazileti

 

3498. Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Allah buyurur ki: Kim benim bir dostuma eziyet ederse, bana savaş açmış demektir. Kulum bana farz namazlarla yaklıştığı gibi başka hiç bir şeyle yakın olmaz. Kul nafile ibadetlerle bana yaklaşmaya devam eder, sonunda kendisini severim. Artık ondan sonra benden bir şey dilerse, dileğini karşılarım. Bana dua ederse, kabul ederim. Onun ruhunu alırken gösterdiğim tereddüt gibi yapmak istediğim başka hiçbir şeyde tereddüt göstermem. Çünkü o ölmek istemez, ben de onu üzmek istemem."

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravilerinden Urve'nin azatlısı Abdülvahid b. Kays'ı Ebu Zür'a, İcli ve iki rivayetten birine göre ibn Main güvenilir olarak değerlendirirlerken, diğer rivayete göre ibn Main ve daha başkaları zayıf görmüşlerdir. Kalan raviler ise Sahih'in ravileridirler.

Taberani ise aynı hadisi el-Mu'cemu'l-evsat'ta şu ilaveyle rivayet etmiştir: "Kendisini bir kere sevdim mı; onun gören gözü, işiten kulağı, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. " Metnin kalanı ise aynıdır. Hocası Harun b. Kamil müstesna Taberani'nin ravileri Sahih'in ravileridirler. Bezzar da aynı hadisin benzerini rivayet etmiştir.

Ben derim ki: Hadisi diğer tarikleri Zühd bölümünün "Bir Veliye Eziyet Etmek" bölümünde gelecektir.

 

 

 

3499. Ebu Umame'nin naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kuşkusuz Allah Teala buyurur ki: Kulum nafile ibadetlerle bana yaklaşmaya devam eder, öyle ki sonunda onu severim. Ondan sonra onun işiten kulağı, gören gözü, konuşan dili, akleden kalbi olurum. Bana dua ederse, kabul ederim. Benden bir şey dilerse, dileğini karşılarım. Benden yardım isterse, kendisine yardım ederim. Kulumun bana ibadet duygusunu en güzel ifade ettiği amel, benim için nasihat etmesidir. "

 

*Bunu Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiştir.

 

 

 

3500. Yine Taberani'nin Ebu Umame'den naklettiği bir diğer rivayete göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: (Allah buyurur ki:) "Kim benim bir dostumu küçük düşürürse, bana düşmanlığını ilan etmiş olur. Ey Ademoğlu! Benim katımdaki dereceye ancak sana farz kıldığım ibadetleri yerine getirmekle ulaşabilirsin. Kulum nafile ibadetlerle kendini bana sevdirmeye devam eder, nihayet onu severim ..... "

 

*İki tarikte de zayıf biri olan Ali b. Yezid yer almıştır.

 

 

 

3501. Ebü Zer bildiriyor: Bir gün Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kış mevsiminde yaprakların dökülmeye başladığı bir zamanda dışarı çıktı ve bir ağaçtan bir dal kopardı. Daldaki yapraklar dökülmeye başladı. "Ebu Zer!" dedi. "Buyur, ya Resülallah!" dedim.

"Müslüman bir kul Allah'ın rızasına ermek için namaz kılar da şu yaprakların şu ağaçtan döküldüğü gibi günahları kendisinden dökülür" buyurdu.

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri güvenilir kimselerdirI

 

 

 

3502. Mutarrif bildiriyor: Kureyş'ten bir grubun yanına oturdum. Derken bir adam gelip namaz kılmaya, rükü ve secde etmeye başladı. Sonra kalktı ve yine rüku ve secde etti. Fakat bir türlü oturmuyordu. Dedim ki: "Vallahi, bence bu adam iki rekatta mı, tek rekatta mı namazı keseceğini bilmiyor?" "Yanına gidip bunu ona söylesen ya?" dediler. Bunun üzerine kalkıp yanına gittim ve "Ey Allah'ın kulu! Bence sen iki rekatta mı, tek rekatta mı namazı keseceğini bilmiyorsun?" dedim. "Ama Allah biliyor" dedi ve ekledi: "Ben Allah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ‘‘Kim Allah için bir secde ederse, Allah ona karşılık kendisine bir sevap yazar, bir günahı siler ve bir kat derecesini artırır’‘ buyururken işittim." "Sen kimsin?" diye sordum. "Ebu Zer" dedi. Hemen geriye arkadaşlarımın yanına döndüm ve "Allah sizin gibi kötü arkadaşların cezasını versin. Siz benden, Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir zata ilim öğretmemi istediniz" dedim.

 

Diğer bir rivayet ise şöyledir: Kıyamı uzattığını, çokça rüku ve secde ettiğini gördüm. Bunu (niçin yaplığını) kendisine söylediğimde "Namazımı hep güzel eda etmeye çalışınm. Çünkü Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ‘‘Kim bir rüku veya bir secde ederse, ona karşılık mertebesi bir derece artırılır ve ondan bir günah silinir’‘ buyururken işittim" dedi.

 

*Rivayetlerin hepsini farklı senetlerle Ahmed b. Hanbel ve benzerini Bezdır rivayet etmiş olup bunlardan bir kısmının ravileri Sahih'in ravileridirler. Aynı hadisi Taberani de el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiştir.

 

 

 

3503. Mahzum oğullarının azatlısı Ziyad b. Ebi Ziyad'ın Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmetçisi olan bir erkek veya kadından naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmetçisine sürekli "Bir ihtiyacın var mı?" diye sorarmış. Bir gün hizmetçisi: "Ya Resulallah! Bir ihtiyacım var" demiş. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Nedir ihtiyacın?" diye sorunca "Kıyamet günü bana şefaat etmene ihtiyacım var" demiş. 'Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sana bunu kim öğretti?" diye sormuş. "Aziz ve celil olan Rabbim" demiş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer şefaatimi istemekten vazgeçmeyeceksen, o zaman çokça secde ederek bu hususta bana yardımcı ol" buyurmuş.

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridirler.

 

 

 

3504. Ebu Fatıma el-Ezdı veya el-Esedı demiştir ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Ebu Fatıma! Eğer bana kavuşmak istersen, çokça secde et" buyurdu.

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş olup ravilerinden ibn Lehl'a hakkında tenkit vardır.

 

 

 

3505. Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Namaz ortaya konmuş bir berekettir. Ondan çokça istifade edebilen etsin" buyurmuştur.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravilerinden Abdülmun'im b. Beşır zayıftır.

 

 

 

3506. Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kabre uğrar ve: "Bu kabirde yatan kimdir?" diye sorar. "Falan kimse" derler. "İki rekat namaz, onun için geri kalan dünya hayatından daha lüzumludur / sevimlidir" buyurur.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

3507. Cabir b. Semure'nin anlattığına göre Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmetini gören bir genç varmış ve pek ihtiyaç dile getirmezmiş. Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana ihtiyacını söyle?" demiş. Genç de: "Beni cennete koyması için Yüce Allah'a dua et" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını kaldırarak derin bir nefes almış ve "Tamam; ama sen de çokça secde ederek bu hususta bana yardımcı ol" buyurmuş.

 

*Hadisi Taberanl, el-Mu'cemu'l-kebır ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup senedinde ismi geçen Salih b. Abdillah et-Temımı son derece zayıf biridir.

 

 

 

3508. Rabia b. Ka'b anlatıyor: Ben gündüzleri Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmetini görürdüm. Gece olunca Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapısında durur, geceyi orada geçirirdim. Onu hep şöyle söylerken işitirdim:

"Sübhanallah, Sübhanallah, Sübhane Rabbi" Nihayet yorulur ya da gözlerime uyku basar da o zaman uyurdum. Bir gün Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rabia! İste benden ne istersen, sana vereyim" buyurdu. "Müsaade et de bir düşüneyim" dedim. Sonra düşündüm ki dünya hayatı fani ve geçicidir. Bu sebeple "Ya Resulallah! Senden beni cehennemden kurtarması ve cennete koyması için Allah'a dua etmeni diliyorum" dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sustu. Sonra "Sana bunu kim söyledi?" diye sordu. "Bana onu kimse söylemedi. Fakat anladım ki dünya hayatı geçici ve fanidir. Sen Allah nezdinde sahip olduğun yere sahipsin. Bu yüzden Allah'a dua etmeni istedim" dedim. "Bunu yapacağım; ama sen de çokça secde ederek bu hususta bana yardımcı ol" buyurdu.

 

*Ben derim ki: Hadisin bir kısmı Sahih'de geçmiştir.

Bu şekliyle ise onu Taberanl, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup senedinde yer alan ibn ishak güvenilir olmakla beraber müdellistir.

 

 

 

3509. Ebu'd-Derda'nın naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Mahşerde) başını kaldırmasına ilk izin verilen, ben olacağım ve başımı kaldırdığım zaman sağ ve solumda duran ümmetimi tanırım" buyurdu. "Onları nasıl tamrsın ya Resulallah?" diye sorulduğunda ise: "Secde izinden alınları, el ve ayakları parıldar. Yetiştirdikleri nesilleri de önlerinde bir ışık gibi durur" buyurdu.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup senedinde ismi geçen ibn lehl'a'nın hadisi hasendir. Kalan ravileri ise güvenilir kimselerdir. Hadisi Ahmed b. Hanbel tarafından rivayet edilmiş daha başka tarikleri de vardır ki ben onları Yeniden Dirilme bahsinde zikrettim.

 

 

 

3510. Abdullah -b. Mes'ud- demiştir ki: "Allah'ın kulu görmek istediği en güzel hal, onu, yüzünü toprağa sürerken bulduğu (secde) halidir."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiş olup senedinde ismi geçen Asım b. Ebi'n-Nücud hakkında tenkit vardır.

 

 

 

3511. Ebu Reyhane anlatıyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) giderek ona Kur'an'ın hafızamdan çarçabuk çıkıp gittiğinden ve onu muhafaza etmenin benim için zorluğundan yakındım. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Gücün yetmeyecek şeyleri kendine yük etme. Secde etmeyi de bırakma" buyurdu.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de hocası ibrahım b. Muhammed b. Irk b. elHımsı'den rivayet etmiştir ki Zehebı bu kişinin güvenilmez olduğunu belirtmiştir.

 

 

 

3512. Cübeyr b. Nüfeyr'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah bir kul'a iki veya daha fazla rekat namaz kılmaktan daha faziletli bir şey için müsaade etmemiştir. Kul namazda olduğu sürece iyilikler başından aşağı saçılır. Kul -aziz ve celil olan- Allah'a, hafızasından silinen -yani Kur'an'dan- daha üstün bir şeyle yaklaşamaz."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup ravilerinden Leys b. Ebi Süleym hakkında tenkit vardır.

 

 

 

3513. Seleme b. el-Ekva'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İstikamet üzere devam edin. Ne var ki istikametin ruhuna asla eremezsiniz. Ancak unutmayın ki amellerinizin en üstünü namazdır ve namaza da sadece mümin olan devam eder."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de rivayet etmiş olup ravilerinden Vakıdı zayıftır.

 

 

 

3514. Ubade b. es-Samit'den nakledildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İstikamet üzere devam edin, istikamet üzere olursanız ne iyi. (Bilin ki) amellerinizin en hayırlısı namazdır."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebır'de Muhammed b. Ubade kanalıyla babasından rivayet etmiştir. Ancak bu kişinin biyografisini yazana rastlamadım.

 

 

 

3515. Malik b. Kays anlatmaktadır: Ukbe b. Amir, İliya'da Muaviye'nin yanına girdi. Çok geçmedi, çıktı. Sonra arandıysa da bulunamadı. -veya ravi: "Kendisini aradık, ama bulamadık" dedi- Daha sonra kendisini açık bir alanda namaz kılarken bulduk. Bize: "Niçin geldiniz?" diye sordu. Biz de: "Seninle görüşmek istedik veya hakkını ödeyelim dedik, onun için geldik" dedik. Bunun üzerine dedi ki: "Sizin aradığınız bende var. Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber bir yolculukta idik. Her birimizin develeri bir gün otlatması gerekiyordu. Develeri otlatma günü benim günümdü. Sabah develeri otlatmaları için salıverdim. Sonra doğruca Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim. Etrafında halka kurmuş ashabına konuşuyordu. Ben de develeri bırakıp yanına gittim. Yanına vardığımda şöyle diyordu:

"Kim abdest alır, abdestini eksiksiz yapar, sonra Allah'ın rızasını kazanmak için iki rekat namaz kılarsa, Allah o kimsenin daha önceki günahlarını bağışlar." Bunu duyunca "Allahü ekber" dedim. Hemen bir adam omzuma vurdu. Dönüp baktım ki Ebu Bekir. "Ey Amir'in oğlu! Bundan önce söylediği daha iyiydi" dedi. "Ondan önceki söylediği neydi?" diye sordum. Dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Kim Allah'tan başka tanrı bulunmadığına şahadet eder, bu hususta kalbi de lisanını tasdik ederse, cennetin dilediği kapısından içeri girerli buyurdu.

 

*Ben derim ki: Ukbe'nin konuyla ilgili bundan başka Sahih'de bir hadisi daha vardır.

Hadisi Ebu Ya'la rivayet etmiş olup ravilerinden Malik b. Kays'ı zikredeni görmedim.

Yine Abdurrahman b. Ziyad b. En'um hakkında da birçok tenkit bulunmakla beraber bazı kimselerce güvenilir kabul edilmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Namazların Günahlara Kefaret Oluşu