MECMAU

ZEVAİD

İMAN

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Kişinin Canını ve Malını Dokunulmaz Kılan Hususlar

 

44. Cabir bildiriyor: Bir adam Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek: "Benim münafık bir komşum var. Şöyle şöyle yapıyor" diye şikayet etti. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'tan başka ilah yoktur sözünü (La ilahe illallah'ı), kabul ediyor mu?" diye sordu. "Evet" deyince, "Benim onlara ilişmem yasaklandı" buyurdu.

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup senedinde mestur (durumu bilinmeyen) raviler bulunduğu gibi, Muhammed b, Ebi Leyla'nın da hafızası zayıftır.

 

 

 

45. Abdullah b. Adi b. el-Hiyar'ın bildirdiğine göre Ensarlı bir adam kendisine şöyle anlatmış: Bu zat bir mecliste Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelerek sessizce kendisinden münafıklardan bir adamı öldürmek için izin istemiş. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüksek sesle: "Allah'tan başka ilah bulunmadığına şahadet etmiyor mu?" diye sormuş. Ensarlı zat: "Aksine şahadet ediyor, ey Allah'ın Resulü, ama onun şahadeti geçerli değildir" diye karşılık vermiş. "Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şahadet etmiyor mu?" diye sormuş. "Aksine, şahadet ediyor, ya Resulallah! Ama onun şahadeti makbul değildir" diye karşılık vermiş. "Peki, namaz kılmıyor mu?" diye sorunca: "Bilakis kılıyor, ya Resulallah! Ama onun namazı makbul değildir" diye karşılık vermiş. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah, benim onlara ilişmemi bana yasakladı" buyurmuş.

 

*Hadisi Ahmed b. Hanbel Sahih'in ravilerinden oluşan bir senetle rivayet etmiş ve başka yerde Ubeydullah b. Adi b. el-Hiyar'ın Abdullah b, Adiy el-Ensari'den rivayeti olarak tekrarlayarak manaca benzerini nakletmiştir.

 

 

 

46. Cerır'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana insanlar La ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmak emredildi. Eğer bunu söylerlerse, canlarını ve mallarını bana karşı korumuş (emniyet altına almış) olurlar. Ancak bu sözÜn hakkı (samimi olup olmadıkları) konusunda kendilerini aziz ve celi! olan Allah hesaba çekecektir"

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup senedinde yer alan ibrahım b. Uyeyne'yi ekseri ulema zayıf görmüştür. ibn Main ise onun hakkında: "Saduk bir müslümandır" açıklamasını yapmıştır.

 

 

 

47. Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana, insanlar La ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmak emredildi.

Eğer La ilahe illallah derlerse, canlarını ve mallarını bana karşı korumuş (emniyet altına almış) olurlar. Ancak bu sözün hakkı (samimi olup olmadıkları) konusunda kendilerini Allah hesaba çekecektir"

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup senedinde yer alan Mus'ab b. Sabit'i ibn Hibban güvenilir kabul ederken çoğunluk zayıf görmüştür.

 

 

 

48. İbn Abbas'dan nakledildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana, insanlar La ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmak emredildi.

Eğer bunu söylerlerse, canlarını ve mallarını bana karşı korumuş (emniyet altına almış) olurlar. Ancak bu sözÜn hakkı (samimi olup olmadıkları) konusunda kendilerini aziz ve celil olan Allah hesaba çekecektir.''

 

*Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravileri güvenilir kimselerdir. Ne var ki, senedinde yer alan ishak b. Yezıd el-Hattabı'yi tanımıyorum.

 

 

 

49. Ebu Bekir es-Sıddik'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana, insanlar La ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmak emredildi.

Eğer bunu söylerlerse, canlarını ve mallarını bana karşı korumuş (emniyet altına almış) olurlar. Ancak bu sözÜn hakkı (samimi olup olmadıkları) konusunda hesapları Allah'a kalmıştır"1

 

*Hadisi rivayet eden Bezzar peşinden şu açıklamayı yapmıştır: Bu hadisin Enes ve Ebu Bekir'den yalnız bu yolla rivayet edildiğini bilmekteyiz. imran'ın bunun senedinde hata yaptığını sanıyorum.

 

 

 

50. Abdullah b. Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Sizden biriniz mızrağını bir adama doğrultup ucunu gırtlağına dayadığında bile adam La ilahe illallah derse, hemen mızyağını ondan çeksin" buyurmuştur.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup senedinde yer alan Salt b. Abdurrahman ez-Zübeydı hüccet olmaya layık değildir.

 

 

 

51. Ebu Malik el-Eşcai'nin babasından naklettiğine göre Resulullah. (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana, insanlar La ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmak emredildi.

Eğer bunu söylerlerse, canlarını ve mallarını bana karşı korumuş (emniyet altına almış) olurlar. Ancak bu sözÜn hakkı (samimi olup olmadıkları) konusunda kendilerini aziz ve celil olan Allah hesaba çekecektir."

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup ravileri güvenilir ki mselerdir.

 

 

 

52. Ebu Bekre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana, insanlar La ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmak emredildi.

Eğer bunu söylerlerse, canlarını ve mallarını bana karşı korumuş (emniyet altına almış) olurlar. Ancak bu sözÜn hakkı (samimi olup olmadıkları) konusunda kendilerini aziz ve celil olan Allah hesaba çekecektir"

 

*Hadisi Taberani. el-Mu'cemu'l-kebir ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup senedinde yer alan Abdullah b. isa el-Hazzaz zayıftır ve ihticaca elverişli değildir.

 

 

 

53. Semure b. Cundub'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana, insanlar La ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmak emredildi.

Eğer bunu söylerlerse, canlarını ve mallarını bana karşı korumuş (emniyet altına almış) olurlar. Ancak bu sözÜn hakkı (samimi olup olmadıkları) konusunda hesapları Allah'a kalmıştır"

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup senedinde yer alan Mubarek b. Fadale'nın ihticaca elverişli olup olmadığı konusunda farklı görüşler beyan edilmiştir.

 

 

      

54. Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana, insanlar La ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmak emredildi.

Eğer bu sözÜ söylerlerse, canlarını ve mallarını bana karşı korumuş olurlar. Ancak bu sözün hakkı mÜstesna." "Onun hakkı nedir?" diye soruldu. "Evlendikten sonra zina etmek veya MÜslÜman olduktan sonra hifre girmek veya'nd bir cana kıymak ki bu durumda yaptığına karşılık öldürülür" buyurdu.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup senedinde yer alan Amr b. Haşim el-Beyruti'yi ekseriyet güvenilir olarak değerlendirmiştir.

 

 

 

55. Iyaz el-Ensari merfu olarak şöyle nakletmiştir: "Muhakkak ki La ilahe illallah öyle bir kelimedir ki, Allah nezdinde pek değerlidir. Allah katında belli bir yere sahiptir. O öyle bir kelimedir ki, kim onu samimiyetle / ihlasla söylerse Allah buna karşılık onu cennete koyar. Kim de onu, sahtekarca söylerse, (dÜnyada) canını ve malını korusa bile yarın Allah'ın huzuruna çıktığında (Allah) onu hesaba çeker."

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup, eğer tabiin neslinden olan ravi Abdurrahman b, Abdullah b. Mes'ud ise, ravileri güvenilir görülmüştür.

 

 

 

56. Humeyd b. Hilal anlatmaktadır: Umare b. Kurs el-Leysi bir gazveye çıktı ve gazvede Allah'ın dilediği kadar kaldı. Sonra döndü. Ahvaz yakınına geldiğinde ezan sesi duydu ve: ''Vallahi üç (gündür) Müslüman bir cemaatle namaz kılmadım'' deyip namaz kılmak için ezanın okunduğu yere doğru yöneldi. Derken Ezarika fırkasıyla karşılaştı. Kendisine: ''Ey Allah'ın düşmanı buraya gelmenin sebebi nedir?'' dediler. ''Siz kardeşim değil misiniz?'' dedi. Onlar da: ''Sen şeytanın kardeşisin. Seni öldüreceğiz'' dediler. Humeyd: ''Resulullah'ın benden duyup razı olduğuna siz razı olmaz mısınız?'' dedi. ''Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) senden duyup razı olduğu şey nedir?'' diye sordular. Şöyle anlattı: ''Ben kafir olarak onun yanına gittim. Sonra Allah'tan başka ilah bulunmadığına ve onun Allah'ın elçisi olduğuna şahadet getirdim. O da beni serbest bıraktı'' dedi. Fakat onlar yine de onu yakalayıp öldürdüler.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

57. Nu'man b. Beşir'in bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bana, insanlar La ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmak emredildi.

Eğer bu sözü söylerlerse, canlarını ve mallarını bana karşı korumuş (emniyet altına almış) olurlar. Ancak bu sözün hakkı müstesna" buyurmuştur.

 

*Hadisi Bezzar rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridir.

 

 

 

58. Müslim et-Temimi anlatmaktadır: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi bir müfreze içinde gönderdi. Düşman topluluğu üzerine saldırıya geçtiğimizde ben bir at üzerinde arkadaşlarımın önüne geçtim. Bizleri kadınlar ve çocuklar çığlıklarla karşıladılar. Onlara: "Siz canınızı kurtarmak mı istiyorsunuz?" dedim. "Evet" dediler. Ben de: :'Öyleyse Allah'tan başka ilah olmadığına, O'nun tek olduğuna ve ortağı bulunmadığına, Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet edin" dedim. Bunu söylediler. Sonra arkadaşlarım geldiklerinde beni kınayarak: "Biz tam ganimetleri elde etmişken sen bizi bundan mahrum ettin" dediler. Sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna vardık ve (durumu kendisine arzetmemizden sonra):

''Siz biliyor musunuz o ne, yaptı? Onlardan her bir ferde karşılık olarak Allah ona şöyle şöyle sevap yazdı" buyurdu. Sonra beni yanına yaklaştırdı.

 

*Hadisi Taberanl, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup senedinde yer alan Haris b. Müslim meçhuldür.

 

 

 

59. Ukbe b. Malik el-Leysi anlatmaktadır: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir seriye (askeri birlik) gönderdi. Birlik bir topluluk üzerine saldırıya geçti. Derken topluluktan bir adam tek başına kaldı. Seriyeden bir er kılıcını çekip onun peşine düştü. Sonra topluluktan ayrı düşenkişi "Ben Müslüman'rm" dediyse de diğeri onun söylediğini nazarı dikkate almadı ve kılıcını vurup onu öldürdü. Mesele hemen Allah Resulü'ne iletildi ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu hususta çok sert konuştu. Onun dedikleri katilin kulağına gitti. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe irat ederken birden katil: "Vallahi ey Allah'ın Resulü o sözü sadece öldürülmekten kurtulmak için söyledi" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ondan ve onun tarafında bulunan insanlardan yönünü çevirerek hutbesine devam etti. Sonra ikinci defa: "Vallahi o sözü sadece öldürülmekten kurtulmak için söyledi" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine yüz çevirdi ve hutbesine devam etti. Fakat adam sabredemeyip üçüncü kez: "Vallahi o bu sözü sırf öldürülmekten kurtulmak için söyledi" deyince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona doğru döndü. Memnuniyetsizliği yüzünden okunuyordu. Sonra: "Allah benim mümin birini öldürenle ilişki kurmamı kesin olarak yasaldadı" buyurdu ve bunu üç kere yineledi.

 

*Hadisi el-Mu'cemu'l-kebir'de Taberanl, ayrıca Ahmed b. Hanbel ve Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ancak (Ebu Ya'la) Ukbe b. Malik yerine Ukbe b. Halid demiştir. Bütün kaynakların ravileri güvenilir kimselerdir.

 

 

 

60. Cündüb b. Süfyan -Bedle'den bir kişidir- anlatmaktadır: Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdiği müfrezenin müjdecisi geldiğinde ben Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındaydım. Kendisine Allah'ın, gönderdiği seriye'ye nasip ettiği zafer ve fethin haberlerini iletti. Dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bizler düşman topluluğunu takip ederken yüce Allah onları hezimete uğrattı. Hemen kılıcımla bir adamın peşine düştüm ve kaçarken ona yetiştim. ''Ben Müslüman'ım, ben Müslüman'ım'' diyordu." (Resulullah) "Fakat sen onu öldürdün?" buyurdu. Adam: "Ama ey Allah'ın Resulü! O böyle söylemekle sadece ölümdenkurtulmak istedi" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Peki kalbini yarıp baktın da mı? Onun doğru mu, yoksa yalan mı söylediğini bildin" diye azarladı. Adam: "Ben onun kalbini yarıp baksaydım bile bunu bilemezdim. çünkü kalbi ancak bir et parçasından ibarettir?" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne adamın kalbinde olanı biliyorsun, ne de dilini tasdik ettin!" buyurdu. Sonra adam: "Ey Allah'ın Resulü! Benim için bağışlanmak dile" dediyse de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben sana bağışlanmak dilemem" dedi. Sonra adam ölüp de kendisini gömdüklerinde yer onu dışarı attı. Tekrar gömdüklerinde, yine yer dışarı attı. Bunu üç kere tekrarladılar. Sonunda adamın başına gelenlerden dolayı utandılar, rezil oldular ve sonra onu sırtlayıp şu vadilerinden bir vadiye atıverdiler.

 

*Ben derim ki: Hadis Sahih'te muhtasar olarak geçmiştir.

Hadisi el-Mu'cemu'l-kebir'de Taberani ve Ebu Ya'la rivayet etmiş olup senedinde yer alan Abdülhamıd b. Behram ve Şehr b. Havşeb'in ihticaca elverişli olup olmadıkları konusunda faklı görüşler beyan edilmiştir.

 

 

 

61. İmran b. Husayn'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Bana, insanlarla yalnız İslam davası uğruna savaşmak emredildi. Bu yÜzden senin için bağışlanmak dilemeyeceğim" buyurmuştur ....

 

*Ben derim ki: Bu kısım, ibn Mace'nin Fiten bölümünde naklettiği uzunca bir hadis içerisinde zikredilmiş olup senedinde yer alan bir ravi meçhuldür. Hadisi ayrıca Taberani el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiştir.

 

 

 

62. Kutbe b. Katade es-Sedusi anlatmaktadır: Dedim ki: "Ya Resulallah! Elini uzat da sana kendim ve kızım Huvaysıle adına biat edeyim. Eğer Allah adına yalan söylersem seni aldatmış olurum." Sonra bir gün Halid b. el-Velid süvari birliğiyle üzerimize saldırdı. "Biz Müslüman'ız" dedik de bizi bıraktı. Sonra onunla birlikte Übülle savaşına katıldık ve arasını fethetti. Böylece ellerimizi (ganimetle) doldurduk.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup senedinde meçhul bir ravi geçmiştir. Meçhul ravi hadisi Kutbe'den rivayet eden Katade'dir ki, kendisini zikredene rastlamadım.

 

 

 

63. Sa'd b. Ebi Zübab bildiriyor: Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına vararak Müslüman oldum ve: "Ya Resulallah! Kavmim Müslüman olduklarında ellerindeki malları kendilerine ver" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de öyle yaptı ve beni onlara emir tayin etti. Ondan sonra Ebu Bekir beni emir tayin etti. Ondan sonra Ömer de beni emir tayin etti.

 

*Hadisi imam Ahmed rivayet etmiş olup bir başka yerde senetteki sahabınin ismini Said diye vermiş ve senediyle beraber kendisinden bu hadisi nakletmiştir. -Doğrusunu Allah bilir-.

Hadisin senedinde yer alan Münir b. Abdullah meçhuldür. Ezdı ise onu zayıf

görmüştür.

 

 

 

*****************

Bir Bölüm

*****************

 

64. Abdullah -İbn Mes'ud- bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Münzir b. Sava'ye şöyle yazdı: "Kim bizim namazımız gibi namaz kılar ve bizim kestiklerimİzden yerse, o kimse Müslüman olup Allah ve Resulü'nün güvencesi altındadır."    .

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup senedinde yer alan Hasan b. İdris el-Hulvani'yi zikredene rastlamadım. Hadis ayrıca Ebu Ubeyde'nin babasından rivayeti olarak da nakledilmiştir. Ne var ki, Ebu Ubeyde babasından hadis işitmemiştir.

 

 

 

65. Cündüb'ün bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bizim namazımız gibi namaz kılar, bizim kıblemize yönelir ve bizim kestiklerimizden yerse, o kimse Müslüman'dır ve Allah ve Resulü'nün güvencesi altındadır" buyurmuştur.

 

*Hadisi Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup senedinde zikri geçen Ubeyd b. Ubeyde et-Temmar'ın biyografisine rastlamadım.

 

 

 

66. Abdurrahman b. Mihz'den nakledildiğine göre Maiz, biat etmek üzere Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitti ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Maiz kendi kavminin en son ferdi olarak Müslüman olmuştur; onun işleyeceği suça ilişkin kararı kendi eline verilmiştir" şeklinde bir yazı yazdı. Abdurrahman der ki: O da bu şartla biat etti.

 

*Hadisi Taberanl, el-Mu'cemu'l-kebir'de rivayet etmiş olup senedinde yer alan Hüneyd b. el-Kasım meçhuldür.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Eman / Güvence Yazmaya Dair