METALİBU’L-ALİYE

İBN HACER el-Askalani

SİYER VE GAZVELER

 

40- Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'İn Vefatı

 

4381. İkrime anlatıyor: Abbas: "Elbette ben, Resuhıllah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızda ne kadar kalacağını öğreneceğim" dedi ve Resul-i Ekrem'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ya Resulallah! Keşke üzerinde oturacağın bir şey yapsan; üzerinden tozları defetse, seni düşmanlarından korusa!" diye bir teklifte bulundu. ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a yemin olsun ki onları öylece bırakacağım; benim ridamı çeksinler, boynuma bassınlar, tozları beni kaplasın. Allah Teala beni onlardan rahata kavuşturana kadar bu böyle devam edecek" buyurdu. Abbas: "Anladım ki Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızda kalışı pek azdır" dedi.

 

Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince Ömer şöyle dedi: "Allah'a yemin olsun ki Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayatta olup da Muhammed Öldü diyen münafıkların ellerini, ayaklarını ve dillerini kesmesini ne kadar isterdim" dedi. Abbas: "Ey insanlar! Sizden birinizin Resulullah'tan aldığı bir ahit ve akit var mıdır?" dedi. Onlar: "Hayır" dediler. Abbas da şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ipleri koparıp bağlayıncaya, savaşıp barış yapıncaya, kadınlarla evlenip boşayıncaya kadar ölmedi. Sizi açık bir yol üzere bıraktı. Eğer Ömer'in dediği gibi olsaydı, onu tekrar diriltmek Allah'a zor gelmezdi ve onu bize çıkarırdı. Ancak bizimle onun arasına girmeyin. Çünkü insanların değişip öldüğü gibi o da değişip vefat etti. Onu götürelim."

 

Tahric bilgisi: (İshak)

 

 

 

4382. Ebu Hureyre ve İbn Abbas bildiriyorlar: ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından önce bize bir hutbe irad etti. Bu hutbe Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'de okuduğu son hutbe idi... Hutbesinde şunları söyledi: "Ey insanlar! Yaşım ilerledi, kemiklerim zayıfladı, bedenim ağırlaştı, nefsim yoruldu, ecelim yaklaştı, Rabbime olan özlemim arttı. Şunu iyi bilin ki bu anlar, aranızdaki son anlarımdır. Hayatta olduğum sürece beni göreceksiniz. Ben öldükten sonra da Allah Teala her müslümanın üzerinde benim vekilimdir. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. " Bunları söyledi ve indi.

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

---Busiri der ki: "Bu, Davud b. el-Muhabber'in Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adına uydurduğu bir hutbedir"

 

 

 

4383. Aişe şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zatülcenp hastalığından vefat etti."

 

Tahric bilgisi: (Ebü Ya'la) Bu hadis, İbn Lehia'nın münkeratmdandır.

 

 

 

4384. Fadl b. Abbas anlatıyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığı zamanında yanına girdim. Yanında kırmızı veya sarı bir sargı bezi vardı. Bana: "Ey amca oğlu, şunu al ve başımı bağla" dedi. Ben de Resuhıllah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını bana verdiği bezle sardım. Sonra bana yaslandı, Mescid'e girdik. Şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Ben de sizin gibi bir beşerim. Umarım ki aranızdan göçmem yakındır. Ben kimin namusuna veya cildine veya saçına zarar vermişsem veya malından haksız olarak bir şey almışsam, işte Muhammed'in ırzı, saçı, cildi ve malı buradadır. Kalksın ve hakkını benden alsın. Kesinlikle Ben Muhammed'in bana kin ve düşmanlık beslemesinden korkarım demesin. Şunu iyi biliniz ki düşmanlık ve kin, ne benim tabiatımda vardır; ne de huyumda vardır.." Sonra evine döndü. Ertesi gün ben, tekrar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim. Bana: "Ey amca oğlu, dünkü yaptıklarının bana yeterli geldiğini zannetmiyorum. Yine bu bezi al ve başımı bağla" dedi. Fadl: "Ben tekrar o bezi aldım ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını bağladım. Sonra da tekrar bana yaslanarak Mescid'e girdi ve dün söylediği sözlerin aynısını tekrarladı. Ardından şöyle dedi: "Bana en sevimli olanınız, benden hakkını alamnızdir." Bunun üzerine bir adam kalktı ve: "Ya Resulallah! Hatırlıyor musun; sana bir ihtiyaç sahibi gelmişti de senden ihtiyacını gidermeni istemişti. Sen: Kim bize borç bir şey verir? dedin. İşte o zaman ben sana üç dirhem borç vermiştim" dedi. Resulullah: "Kalk ey Fadl, ona borcumu ver" dedi. Adamın alacağını verdim. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bir şeye mağlup olmuşsa bizden istesin, ona dua edelim" dedi. Bir adam kalktı ve: "Ya Resulallah! Ben korkak bir insanım ve çok uyurum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun bu huylarının geçmesi için dua etti. Fadl der ki: "Ben o adamı daha sonra gördüm; aramızda en cesur ve uykusu en az olan kimse idi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Aişe'nin evine döndü ve erkeklere söylediği şeylerin aynısını kadınlara da söyledi."

 

Tahric bilgisi: (Ebü Ya'la)

 

 

 

4385. Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Benden sonra insanlar, benim taziyem için birbirlerine başsağlığı dileyecekler. "

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Şeybe) İsnadı hasendir.

 

 

 

4386. İbn Abbas şöyle dedi: "Nasr suresi nazil olduğu zaman Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi ölüm haberi verilmiş oldu. İşte bundan sonra ahiret işine daha çok çalıştı."

 

Tahric bilgisi: (Abdullah b. Ahmed, Ziyadatü'z-Zühd'de)

 

 

 

4387. Cabir anlatıyor: "Ebu Bekir, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğini öğrenince gelip içeri girdi ve onu alnından öptü."

 

Tahric bilgisi: (Ebu Davud et-Tayalisi)

 

 

 

4388. Said b. el-Müseyyib şöyle dedi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) defin işini insanlardan dört kişi üstlendi: Ali, Abbas, Fadl ve Salih. Ona bir kabir kazıldı, üzerine de bir taş kondu."

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

4389. Hz. Ali'nin yanına Kureyş'ten bir grup girdi. Hz. Ali onlara: "Size Ebu'l-Kasım (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bahsedeyim mi?" dedi. Gelenler: "Olur" dediler. Hz. Ali şöyle anlattı: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından üç gün önce Allah, ona Cebrail'i indirdi ve: "Ey Ahmed! Allah Teala beni sana ikram ve lütuf olarak gönderdi. Özellikle senden daha iyi bildiğim bir şeyi sana soruyorum: Kendini nasıl hissediyorsun?" dedi. Resulullah: "Ey Cebrail! Ben kendimi sıkıntılı hissediyorum" dedi. Sonra Cebrail ikinci gün tekrar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi, aynı sözleri tekrarladı. Üçüncü gün de Cebrail, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi, aynı şeyleri sordu, Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de aynı cevabı verdi. Ancak şunu ekledi: "Ey Cebrail! Kendimi kederli görüyorum" buyurdu. Bunun üzerine Cebrail'le birlikte kendisine İsmail adlı bir melek gökten geldi. Beraberinde yetmiş bin melek vardı. Cebrail: "Ey Muhammed, şu ölüm meleği, yanına girmek için izin istiyor. Bunlar senden önce hiç kimseden izin istemediler ve senden sonra da kimseden izin istemeyecekler" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlara izin ver" dedi. Cebrail gelen meleklere izin verdi. Ölüm meleği ona: "Ey Ahmed! Allah Teala beni sana gönderdi ve sana itaat etmemi emretti. Eğer ruhunu almamı emredersen, alırım. Eğer istemezsen, öylece bırakırım" dedi. Cebrail: "Ey Ahmed! Allah seninle karşılaşmayı Özledi" dedi. Resulullah: "Ey ölüm meleği, sana emredileni yap!" dedi. Ölüm meleği: "Ey Ahmed! Sana selam olsun! Bu yeryüzüne son inişimdir. Benim dünyaya inmemdeki hacetim sen idin" dedi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ruhu kabz edilince taziyeler geldi. İşte bu esnada şahsını görmedikleri fakat varlığını hissettikleri birisi geldi ve şöyle dedi: "Ey Resulullah'ın ehl-i beyti! Allah'ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun. Her musibetten sonra Allah Teala muhakkak kuluna taziyede bulunur ve her helaktan sonra onun yerine başkasını getirir. Her kaçan fırsata yetişme imkanı verir. Allah'a güvenin ve umudunuzu ona bağlayın. Çünkü mahrum bırakılan kişi, sevaptan mahrum bırakılandır. Kendisine musibet ulaşan kişi, kendisine sevap verilmeyendir. Allah'ın selamı üzerinize olsun" dedi. Hz. Ali: "Bunun kim olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu. Kendisi cevaplayarak: "Bu Hızır'dır" dedi.

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Ömer)

 

 

 

4390. Ali b. el-Hüseyİn der ki: "Size Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bahsedeyim mi?" dedi Oradakiler: "Olur" dediler ve anlatmaya başladı: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalanınca yanına Cebrail geldi diyerek aynı hadisi zikretti. Ancak kendisine İsmail denilen ve Cebrail'le birlikte inen meleğin yanında yüz bin melek vardı ve her meleğin yanında da yüz bin melek vardı. Hadisin sonunda Ali: "Gelenin kim olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu. İşte o Hızır'dı (aleyhisselam)" dedi.

 

Tahric bilgisi: (eş-Şafi, Sünen'inde)

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

41- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'İn Yıkanması