METALİBU’L-ALİYE İBN HACER el-Askalani |
SİYER VE GAZVELER |
8- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'İn Sıfatı |
4269. Ebu Hureyre
anlatıyor: ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in omuzları geniş, kolları uzundu.
Kirpikleri de uzundu. Çarşılarda yüksek sesle konuşan biri değildi. Kötü söz
söylemez, kötü işler yapmazdı. Birini dinlediğinde bütünüyle ona yönelir,
birinden döndüğünde bütün vücuduyla ondan dönerdi.
Tahric bilgisi: (Ebu
Davud et-Tayalisi)
4270. Harb b. Süreye,
Bel'adeviyye'ye mensup biri kanalıyla onun dedesinden naklediyor: Medine'ye
gittim ve vadinin yanına konakladım. Orada iki adama rastladım. Aralarında
pazarlık yaptıkları bir keçi vardı. Müşteri satıcıya: "Benimle olan
alışverişinde iyilik yap" dedi. Çok geçmeden müşteri birisini çağırarak
ona: "Ya Resulallah! Şu adama söyle benimle olan alışverişinde ikram
etsin" dedi. ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini uzatarak:
"Mal kendi malınızdır. Kıyamet günü kimse malı, kanı ve İffeti hakkındaki
zulmümden dolayı benden bir şey isteyecek durumda olmasın. Allah, alışveriş
yaptığında, aldığında ve sattığında kolaylık gösteren kimseye rahmet etsin!
Verdiğinde, hükmettiğinde ve davalı olduğunda kolaylık gösterene Allah merhamet
etsin!" dedi. Sonra da geçip gitti. Ben kendi kendime: "Bu, insanları
saptıran Haşimi'dir. Elbette o, odur" dedim ve ona iyice baktım. Güzel
yapılı, alnı geniş, burnu ve kaşları ince, saçı siyah idi. Boğaz çukurundan
göbeğine kadar siyah bir çizgi gibi İz vardı. Üzerinde iki parça eski elbise
vardı. Bize doğru yaklaştı ve: "esSelamü aleyküm" dedi. Biz de ona
mukabelede bulunduk. Çok geçmeden ben: "Allah'a yemin olsun ki onu
izleyeceğim; çünkü o güzel sözlü birisidir" dedim ve onu izlemeye devam ettim.
Sonra: "Ey Muhammed!" dedim, bana bütünüyle döndü. "Ne
istiyorsun?" diye sordu. Ben: "İnsanları saptıran, onları mahveden ve
babalarının taptıklarından onları döndüren sen misin?" dedim. O:
"Allah cezanı versin" dedi. Ben: 'Neye çağırıyorsun?' dedim. O:
"Allah'ın kullarını Allah'a çağırıyorum" dedi. Ben: "Ne
diyorsun?" dedim. O: "Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına ve
Muhammed'in onun Resulü olduğuna şehadet etmeni, bana indirilene inanmanı, lat
ve Uzza'yı inkar etmeni, namaz kılmanı ve zekat
vermeni söylüyorum" dedi. Ben: "Zekat
nedir?" diye sordum. O: "Zenginimizin fakirimize verdiği şeydir"
dedi. Ben: "Bu çağırdığın şeyler ne güzeldir!" dedim. O ana kadar
yeryüzünde en çok buğzettiğim kimse o idi; fakat bu konuşmadan sonra bana
yeryüzünde çocuklarımdan, ana-babamdan ve bütün insanlardan en sevimli kişi o
oldu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İşte artık öğrendin"
dedi. Ben: "Evet" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in onun Resulü olduğuna
şehadet edip bana indirilene inanıyor musun?" dedi. Ben: "Evet, ya
Resulallah" diye tasdik ettim ve: "Ben, insanların uğrak yeri olan ve
su aldıkları bir kuyuya gidiyorum. Beni çağırdığın şeylere onları da
çağıracağım; sana tabi olmalarını umuyorum" dedim. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Evet git, onları Allah'a davet et" buyurdu. Ben o
kuyu ahalisinin yanına gittim; bütün erkekleri ve kadınları müslüman oldu. Daha
sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle onun başını okşadı.
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
4271. Ebu Said eş-Şami
anlatıyor: Efendimle birlikte Resulullah'ın hanımlarının birinin yanına girdim,
bize kızıl bir saç çıkarttı ve: "İşte bu, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) saçıdır" dedi.
Tahric bilgisi:
(Müsedded)
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
9- Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Peygamberlik Verilmesi