METALİBU’L-ALİYE

İBN HACER el-Askalani

MENKIBELER

 

81- Ebu Zer'in Menkıbeleri

 

4109. el-Kurazi anlatıyor: Ebu Zer çıkıp Rebeze'ye gitti. Ecelinin geldiğini anlayınca onlara şöyle vasiyet etti: "Beni yıkayınız ve kefenleyiniz. Sonra beni yola koyunuz. Yanınızdan geçen ilk kervana: "Bu Ebu Zer'dir, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sahabisidir. Bunun yıkanması ve defnedilmesinde bize yardımcı olun!" deyiniz. Onlar da dediğini yaptılar, vefat edince onu yolun ortasına koydular. Bu sırada Abdullah b. Mes'ud da Irak'tan yola çıkmış, Medine'ye geliyordu. Cenaze yola konmuştu. Oradan geçerken bir genç kalkıp şöyle dedi: "Bu ölen, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sahabelerinden Ebu Zer'dir" dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ud ve şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ona şöyle dediğini işittim: "Yalnız yürüyesin, yalnız ölesin ve yalnız olarak diriltilesin."

 

Tahric bilgisi: (ishak) el-Kurazi'yi tanımıyorum, şayet Muhammed b. Ka'b ise bu durumda hadiste kopukluk söz konusu olur. Fakat bunu İmam Ahmed, İbrahim b. el-Eşter an ebihi an Ümmü Zer' an Ebi Zer' tarikiyle rivayet etmiştir.

 

 

 

4110. Seleme b. Nubate anlatıyor: Umre için yola çıkmıştık, Ebu Zer'in evine yöneldik. Ebu Zer büyük bir deve ile geldi, beraberinde de bir deve kemiği taşıyordu. İçeri girip selam verdi... ve şöyle dedi: "Şu kadar günde bir deve kesip pişirip yiyordular, bana da kestikleri her devede bir kemik var." Bir adam: "Ey Ebu Zer, neyin var?" dedi, Ebu Zer: "Benim develerden ve koyunlardan sürülerim vardır. Birine çocuğum bakıyor, diğerine de satın aldığım siyah bir köle bakıyor. Ancak bir yıl bana hizmet ettikten sonra köleyi azat edeceğim" dedi. Bir adam: "Ey Ebu Zer! Allah'a yemin olsun ki aramızda senin arkadaşlarının malı kadar malı olan kimse yoktur" dedi. Ebu Zer: "Allah'a yemin olsun ki onların maldaki hakları kadar benim de hakkım vardır" dedi. Bundan sonra ondan fetva sorduk. Bir adam: "Ey Ebu Zer! Sadece Ramazan ve Kurban bayramında oruç tutmayan, geri kalan vakti oruç tutan bir kişi var, ne dersin?" diye sordu. Ebu Zer: "O kişi ne oruç tutmuştur, ne de tutmamıştır" dedi. Adam: "Bu, onun kendi görüşüdür" deyince Ebu Zer yine aynı cevabını tekrarladı...

 

Tahric bilgisi: (İshak)

 

 

 

4111. Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ebu Zer kadar doğru konuşan birini ne gökyüzü gölgelemiş, ne de yeryüzü taşımıştır. Kim İsa b. Meryem'e bakmak istiyorsa Ebu Zer'e baksın. "

 

Tahric bilgisi: (İbn Ebi Şeybe ve Ahmed b. Meni')

 

 

 

4112. İrak b. Malik'ten: Ebu Zer şöyle dedi: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en yakın oturanınız ben olacağım. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle dediğini işittim: Kıyamet günü bana en yakın olanınız, benim bıraktığım gündeki gibi kalandır. Allah'a yemin olsun ki aranızda benden başka dünyadan kendisine bir şey yapışmamış kimse yoktur."

 

Tahric bilgisi: (İmam Ahmed, Kitabu'z-Zühd'de)

 

 

 

4113. Ebu'l-Müsenna el-Müleyki anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabelerinin yanına çıktığında şöyle derdi: "Uveymir (Ebu'd-Derda) ümmetimin hikmet sahibi kişisi, Cündeb (Ebu Zer) ümmetimin kovulanı ve sürgüne gönderilenidir. Yalnız yaşar ve yalnız Ölür, Yalnız Allah ona yeter. "

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

 

 

4114. Ebu Zer şöyle dedi: "Keşke ben kesilen bir ağaç olsaydım!"

 

Tahric bilgisi: (Müsedded)

 

 

 

4115. Ebu Zer şöyle dedi: "Ben İslam'a girenlerin dördüncüsüyüm. Benden önce üç kişi İslam'a girdi, ben de dördüncüleriyim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldim ve ona: "Sana selam olsun ey Allah'ın Resulü! Şahitlik ederim ki Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur, o tektir ve ortağı yoktur. Yine şahitlik ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve resulüdür" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yüzünde sevinç belirtileri gördüm. Bana: "Sen kimsin?" diye sordu, ben de: "Ben, Gıfar'dan bir adamım. Adım Cündeb'dir" dedim.

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

 

 

4116. Yine ondan nakledilmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dedi ki: "Ey Ebu Zer! Senin de aralarında bulunduğun kırk kişi ile tartıldığıtn ve hepinizden ağır geldiğim bana gösterildi." Bunun üzerine karısı Ebu Zer'e: "Sanki seni kaygılandırdı" dedi. Ebu Zer: "Sus, Allah ağzını toprakla doldursun" dedi.

 

Tahric bilgisi: (el-Haris)

 

 

 

4117. Malik b. Evs der ki: Ebu Zer'i işitiyordum; onu görmeyi ve onunla karşılaşmayı kimsenin istemediği kadar istiyordum. Osman ona "Yanıma gel!" diye bir mektup yazdı. Muaviye de ona şu mektubu gönderdi: "Eğer Şam ve taraflarına bir ihtiyacın olursa çık gel!" Ebu Zer Medine'ye gelince insanlar bağrışıp: "İşte Ebu Zer, işte Ebu Zer!" dediler. İşte ben de dışarı çık­tım ve ona bakanlar arasında bakmaya başladım. Ebu Zer Mescid'e girdi, bir direğin yanına gidip iki rekat namaz kıldı, sonra da Osman'ın yanına gidip selam verdi. Osman ona ne sövdü, ne de onu kınadı. Ancak: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in süt develerine saldırıldığı gün sen neredeydin?" dedi. Ebu Zer: "Ben kuyunun başında su çekiyordum" dedi. Sonra Ebu Zer sesini şiddetlice yükseltti ve Tevbe suresi 35 ve 36. ayeti okudu: (Altını ve gümüşü biriktirenler var ya...) Osman bunun üzerine onun dışarı çıkarılmasını emretti ve onu Rebeze'ye sürgüne gönderdi.

 

Tahric bilgisi: {Ahmed b. Meni' ve İbn Ebi Ömer)

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

82- Sabit b. Kays b. Şemmas'ın Menkıbeleri