METALİBU’L-ALİYE İBN HACER el-Askalani |
MENKIBELER |
39- Sahabeden Bir Grubun Ortak Faziletleri |
4022. Zazan anlatıyor:
insanlar bir gün Hz. Ali'nin yanında iken onun mutlu olduğunu gördüler. Ona:
"Ey Emirü'l-mü'minin! Bize arkadaşlarından bahsetsen" dediler. Hz.
Ali: "Hangi arkadaşlarımdan?" dedi. Onlar: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in ashabından" dediler. Hz. Ali: "Resulullah'ın
bütün sahabeleri arkadaşlarımdır. Siz hangisini istiyorsunuz?" diye sordu.
Onlar: "Senin
kendilerine ikram ettiğin, hayır dua ile andığın kimseler" dediler. Hz.
Ali: "Hangisi?" diye sordu. Onlar: "Abdullah b. Mes'ud"
dediler. Hz. Ali: "O, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
sünnetini bildi ve Kur'an'ı okudu. Bu, ilim olarak yeter" dedi.
Konuşmasını bu İfadeyle bitirdi. "Bu, ilim olarak yeter" ifadesiyle
neyi kastettiğini anlamadılar. Bu söz, Abdullah'a ilim olarak bu yeter şeklinde
mi, yoksa Kur'an ilim olarak ona yeter> şeklinde mi anlayacaklarını kestiremediler.
Bunun üzerine: "Peki Huzeyfe?" diye sordular. Hz. Ali: "Ona
münafıkların ismi öğretildi -veya öğrendi-. Eğer ona zor meseleleri sorarsanız,
o bunları anlar ve size cevabını verebilir" dedi. Peki: "Ebu
Zer?" diye sordular. Hz. Ali: "İlimle dolu bir kaptır. O, dinine ve
İlmine karşı hırslı ve istekli idi. Çok soru sorar, kimi sorularına cevap
verilir, kimilerine de verilmezdi. Ancak kabı doluncaya kadar o hep
öğrendi" dedi. Oradakiler: "Peki Selman?" dediler. Hz. Ali:
"O bizdendir ve Ehl-i beyt'tendir. Sizden kim Lokman Hekim gibi eskilerin
ilmini bilir ve sizden kim sonrakilerin ilmine ulaşabilir? Kim ilk kitabı ve
son kitabı okuyabilir? O, bitmeyen bir deniz gibiydi" dedi. Oradakiler:
"Peki Ammar b. Yasir'i nasıl bilirsin?" dediler. Hz. Ali: "O, Allah'ın
imanını etine, kanına, kemiklerine, kıllarına ve cildine işlediği bir kimsedir.
Bir an bile haktan ayrılmaz. Hak nerede kaybolursa o da oradan kaybolur. Ateşin
ondan bir şey yemesi yakışmaz" dedi. Oradakiler: "Ey
Emirü'l-mü'minin! Biraz da kendinden bize bahset" dediler. Hz. Ali:
"Durun! Allah, kişinin kendini arındırmasını ve tezkiye etmesini
yasaklamıştır" dedi. Bunun üzerine biri kalkıp: "Ya Emirü'l-mü'minin!
Allah Teala şöyle buyuruyor: "Rabbinin sana verdiği nimeti anlat dedi.
Bunun üzerine Ali: "Size rabbimin bana verdiği nimeti anlatayım; ben soru
sorduğum zaman cevabı verilirdi, sustuğum zaman benimle söze başlanırdı ve
benim azalarımın arası tıka basa bütün ilimlerle doldurulmuştur" dedi.
Tahric bilgisi: (Ahmed
b. Meni')
4023. Enes şöyle dedi:
"Ensar'dan iki kol, Evs ve Hazrec kabileleri birbiriyle övündü. Evs'liler:
"Bizden meleklerin yıkadığı Hanzale er-Rahib vardır, bizden Rahman'ın
Arşı'nın uğruna sallandığı Sa'd b. Muaz vardır bizden arıların cesedini himaye
ettiği Asim b. Sabit b. Ebi'l-Aklah vardır, bizden şahitliği iki kişinin
şahitliğine denk olan Huzeyme b. Sabit vardır" dediler. Hazrecliler ise
şöyle dedi: "Bizden Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in döneminde
Kur'an'ı toplayan dört kişi vardır. Kur'an'ı onlardan başkası toplamamıştır:
Zeyd b. Sabit, Ebu Zeyd, Ubey b. Kab ve Muaz b. Cebel" dediler.
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
4024. Abdullah b. Ömer
der ki: Hz. Ömer sabah namazında yaralanınca sahabelerden bir şura oluşturdu.
Bu arada kızı Hafsa yanına girdi ve: "Ey babacığım! insanlar bu altı
kişilik şuraya razı değiller" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Beni
oturtun!" dedi ve devam etti: "Acaba Ali b. Ebi Talib hakkında ne
diyorlar? Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun hakkında şöyle buyurdu:
"Ey Ali! Senin elin benim elimdedir. Kıyamet günü girdiğim yere sen de
gireceksin" buyurdu. Acaba insanlar Osman b. Affan hakkında ne diyorlar?
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun hakkında şöyle buyurmuştur:
"Osman Öldüğü gün gökteki melekler de onun cenaze namazını kılarlar."
Ben: "Ya Resulallah! Bu durum Osman'a mı has, yoksa bütün insanlar İçin
mi?" dedim. Resulullah: "Bu Osman'a hastır" buyurdu. Acaba Talha
b. Ubeydullah hakkında ne diyorlar? Bir gece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in devesinin semeri düşmüş ve: "Kim semerimi düzeltirse o benimle
cennette beraberdir" demişti. Bunun üzerine Talha hemen atılarak Allah'ın
Resulü'nün bineğinin semerini düzeltmiş ve o da binmişti. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ey Talha! Cebrail sana selam söylüyor
ve şöyle diyor: Kıyamet günü seni korkulardan kurtarıncaya kadar yanındayım
diyor." dedi. Acaba insanlar Zübeyr b. el-Avvam hakkında ne diyorlar? O
Zübeyr ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyuduğunda başucunda oturdu
ve uyanıncaya kadar onun yüzünü korudu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kalktığında: "Ey Ebu Abdullah! Daha bekliyor musun?" dedi.
Zübeyr: "Annem babam sana feda olsun ya Resulallah, evet!" dedi.
Resulullah "İşte Cebrail sana selam söylüyor ve şöyle diyor: Kıyamet günü
cehennemin alevlerini senin yüzünden savıncaya kadar seninle beraberim>
" dedi. Acaba insanlar Sa'd b. Ebi Vakkas hakkında ne diyorlar ki
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bedir günü on dört defa okunu ona
vermiş ve: "At ey Sa'd, at ey Sa'd! Anam babam sana feda olsun"
demişti. Acaba insanlar Abdurrahman b. Avf hakkında ne diyebilirler ki?
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Fatıma'nın evindeyken Hasan ve Hüseyin
açlıktan ağlıyor ve kıvranıyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bize
kim bir şey getirir?" dediğinde Abdurrahman b. Avf çıkıp bir kap un-buğday
ve hurmadan yapılmış yemekle arasına katı yağ konmuş iki ekmek getirmişti. O
zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona şöyle demişti: "Dünya
İşinde yardımcı olarak Allah sana yeter. Ahirette ise ben sana kefilim. "
Tahric bilgisi: (Muaz b.
el-Müsenna, Ziyadatu Müsnedi Müsedded'de)
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
40- Sahabeden Bir
Grubun Ortak Faziletleri