METALİBU’L-ALİYE İBN HACER el-Askalani |
MENKIBELER |
1- Peygamberlik Alametleri (Mucizeler) |
3821. Urve şöyle dedi:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) döneminde Araplar arasında ilk riddet
(dinden dönme) olayı, Yemame'de ortaya çıkan yalancı peygamber Müseylime b.
Habib ile Yemen'deki Esved b. Ka'b el-Ansi olayıdır. Her ikisi de Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) döneminde peygamberlik iddia ettiler. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlar hakkında şöyle buyurdu: "Rüyamda iki
kolumda altından iki bilezik gördüm. Onlara üfledim; uçup gittiler. Bunları
Yemame'nin yalancısıyla, San'a'nın yalancısına yordum."
Tahric bilgisi: Bu
hadisin senedinde kopukluk vardır.
(İshak)
3822. Abdülmüheymin b.
Abbas b. Sehl b. Sa'd rivayet ediyor: Babam bana dedemin şöyle dediğini rivayet
etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'i yapmadan önce bir odun
kütüğünün üzerinde hutbe okuyordu. Mescid yapılınca ona bir de mihrab yapıldı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun üzerine çıkmaya yöneldiğinde odun
kütüğü devenin yavrusuna hasretle inlediği gibi inledi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini odun kütüğünün üzerine koydu;
böylece kütük sakinleşti.
Tahric bilgisi: (İshak)
3823. Ebu Hureyre ve İbn
Abbas anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından önce bize
bir hutbe okudu... Hutbesinde şunu da söyledi: "Ey insanlar! Şüphesiz bu
ümmet içinde peygamberlik iddia eden otuz. yalancı çıkacaktır. Onların ilki
Yemame'dekİ ile San'a'dakidir,
Tahric bilgisi: (İshak)
3824. Ebu Musa'dan:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bana, söze en
güzel şekilde başlama, özlü bir şekilde söyleme ve en güzel şekilde bitirme kabiliyeti
ihsan edildi'' Biz: "Ya Resulallah! Yüce Allah'ın sana öğrettiğinden bize
de öğret!" dedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize namazda
okunan teşehhüd duasını öğretti.
Tahric bilgisi: (Ebu
Bekir b. Ebi Şeybe)
3825. Cabir anlatıyor:
Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikte bir yolculuğa çıktım.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çölde (abdest bozma) ihtiyacını
gidermek istediği zaman gözden kayboluncaya dek uzaklaşırdı. Nihayet biz bir
yere geldik, orada ne bir ağaç, ne de bir göze çarpan tabii yapı vardı. Bana:
"Ey Cabir! Git şu kırbayı su ile doldur ve bana getir!" dedi.
Sonra benimle birlikte
görünmeyene kadar yürüdü. Derken aralarında birkaç arşın bulunan iki ağaca
rastladık. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Cabir! Git
şu iki ağaca söyle; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkanızda oturmak
için bir araya gelin! diye emrediyor, de!" buyurdu. Ben gittim, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bana söylediklerini aynen söyledim; bunun
üzerine iki ağaç yerinden çıkıp bir araya geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) de arkalarına oturdu. Sonra ağaçlar tekrar yerlerine döndüler.
Cabir anlatmaya şöyle
devam etti: Bizler, Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikte
başımızda kuşlar varmış gibi (dikkatli) otururken bir kadın çocuğuyla
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi ve: Ya Resulallah!
Şeytan bu çocuğu her gün üç defa yakalıyor!" dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) önce durdu, sonra çocuğu aldı ve kendisiyle eyer başının
arasında bir yere koyarak: "Ey Allah'ın düşmanı kaybol! Ben Allah'ın
Resulüyüm!" dedi. Sonra çocuğu annesine iade etti. Bizler yolculuğumuzdan
dönerken tekrar aynı yerden geçtik. Aynı kadın çocuğuyla birlikte Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi, iki tane de koç getirmişti.
Şöyle dedi: "Ya Resulallah! Bu hediyeleri benden kabul et. Seni hak üzere
gönderen Allah'a yemin olsun ki, senden sonra eski durum bunun başına gelmedi!"
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise: "Bu koçlardan birisini alın,
diğerini iade edin!" buyurdu.
Ravi anlatmaya devam
ediyor: Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yoluna devam etti. Biz
de onunla birlikte yürüyorduk. Öyle ki başımızın üzerine kuşlar konmuş gibi
sessizdik. Birden azgın ve sahibinden kaçmış bir deve geldi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek secdeye kapandı. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) biraz durup: "Bu devenin sahibi
kimdir?" diye oradakilere sordu. Ensar'dan bir takım gençler: "Bu
bizim devemizdir, ya Resulullah!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bunun durumu nedir?" diye sordu. Gençler: "Yirmi
seneden beridir bu deveyle su taşıyoruz; ancak şimdi yaşlandığından yağ bağladı
ve iş yapamaz oldu. Onu boğazlayıp çocuklarımız arasında dağıtmak istedik"
dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu bana
satınız!" dedi. Gençler: "Hayır, o senin olsun ya Resulullah!"
dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır, bu olmaz! O
halde eceli gelinceye kadar ona iyilikle muamele edin!" dedi. Gençler:
"Ya Resulallah! Biz hayvanlardan daha çok sana secde etmeye layığız!"
dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise: "Bir insanın
diğerine secde etmesi yakışsaydı, kadınların kocalarına secde etmeleri uygun
olurdu" dedi.
Tahric bilgisi: (İshak)
3826. Hz. Peygamberin
ashabından Habban b. Buhh es-Sudai anlatıyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) benim kavmimin inkarcı bir kavim olduğu söylenmiş, bunu takiben kavmimin
üzerine gönderilmek maksadıyla bir ordu hazırlandığını duydum. Ben hemen onun
yanına gidip: "Doğrusu benim kavmim İslam üzeredir" dedim; Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyle mi?" diye sordu. Ben:
"Evet!" dedim. O gece sabaha kadar onunla kaldım. Sabah olunca namaz
için ezan okudum. Bana bir kap verdi, onun içinde abdest aldım. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini kaba koydu; parmaklarından pınar gibi sular
akmaya başladı. Sonra da: "Sizden kim abdest almak istiyorsa, gelsin abdest
alsın!" buyurdu. Ben de abdest aldım, namaz kıldım ve Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni kavmimin başına emir (komutan) tayin etti.
Onların zekatlarını toplamamı söyledi. Bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in huzuruna gelerek: "Ya Resulallah! Filan adam bana
zulmetti!" diye şikayet etti. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): -Müslüman kişi için emirlikte (komutanlıkta) hayır yoktur!" dedi.
Sonra bir başka adam geldi ve kendisine sadaka vermesini istedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sadaka, başta ağrıya, karında da yanmaya
ve hastalığa sebeptir!" buyurdu. Ben, bunları işitince Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek ona emirlik ve sadaka toplama
emri yazılı olan iki sayfamı iade ettim Bana: "Ne oldu?" diye sordu.
Ben: "Ya Resulallah! Senden işittiklerimden sonra daha ben nasıl bunu
kabul ederim!" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Mesele işittiğin gibidir!" buyurdu.
{Bu iki hadisi İshak
rivayet etmiştir).
Tahric bilgisi: (el-Haris)
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
2- Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Cömertliği ve Keremi