METALİBU’L-ALİYE İBN HACER el-Askalani |
TIB |
12- Hastalığın Kefareti, Hastanın Sevabı ve Mü'minin
Hastalığa Yakalanmasının Ecrinin Artması Anlamına Geldiği |
2413. Abdullah b. Mes'ud
naklediyor: Resululİah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında oturuyordum,
tebessüm etti. Biz: "Ya Resulallah! Niçin tebessüm ettin?" diye
sorduk, şöyle buyurdu: "Müslümanın hastalıktan feryad etmesine
şaşırıyorum. Hastalıkta aldığı sevabı bilseydi Rabbine kavuşuncaya kadar hasta
kalmayı dilerdi." Daha sonra tekrar tebessüm etti ve başını semaya dikti /
Oradakiler: "Ya Resulallah! Niçin tebessüm ettin?" diye sorunca şöyle
buyurdu: "Semadan inen iki meleğe şaşırdım: Onlar her zaman namaz kıldığı
yerde bir müminin yanına geldiler ama onu bulamadılar. Allah Teala'ya yükselip:
Ya Rabbİ! Falanca kuluna günlük şu kadar, şu kadar sevap yazıyorduk, ancak şu
an verdiğin bir hastalığa yakalandı" dediler. Bunun üzerine Allah Teala
onlara: O kuluma gece ve gündüz yaptığı amellerin sevabının aynısını yazın ve
ondan en ufak bir şey eksiltmeyin. Sağlıklı iken yaptığı amelden aldığı sevabın
aynısını onun hastalığı için de yazın buyurdu.
Tahric bilgisi: (İshak
ve et-Tayalisi)
2414. Abdullah b.
Mes'ud, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu nakleder:
"Kişi için Allah katında öyle bir derece vardır ki, bu dereceye sağlığıyla
imtihan olmadıkça nail olamaz, ona sadece o musibetle / hastalıkla
ulaşır."
Tahric bilgisi: (İshak
ve Ebu Bekr b. Ebi Şeybe)
2416. Ebu Burde,
Mü'minlerin annelerinden / Peygamber hanımlarından birisinden naklediyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rahatsızlandı ve rahatsızlığı çok
arttı (bundan dolayı bayıldı), ayılınca şöyle dedim: "İçimizden /
Peygamber hanımlarından birisi böyle bir şey yapsaydı, ona öfkelenmenden
endişelenirdim." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Bilmiyor musunuz? Mü'minin rahatsızlığı, işlediği hatalar
üzerinden düşsün diye arttırılır."
Tahric bilgisi: (Müsedded)
2417. Raşid b. Davud
bildiriyor: Ebu'l-Eş'as es-San'ani sabah erkenden Dimaşk (Şam) mescidine doğru
yola çıktı ve öğle sıcağında yürürken Şeddad b. Evs ve başka birisiyle buluştu.
Onlara: "Allah size merhamet etsin, nereye gidiyorsunuz?" diye sordu.
Onlar da: "Şurada hasta bir kardeşimizi ziyarete gidiyoruz" dediler:
el-Eş'as onlarla beraber gitti. Anılan hastanın yanına girdiklerinde iki zat
hastaya: "Nasıl oldun?" diye sordular. O da: "Allah'ın nimeti ve
ihsanı üzerimde olduğu halde sabahladım" dedi. Bunun üzerine Şeddad o zata
şöyle dedi: Seni küçük günahları örten ve normal günahları üzerinden atan şeyi
müjdelemek istiyorum. Zira ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
şöyle buyurduğunu işittim: "Allah Teala şöyle buyurur: Ben kullarımdan
mü'min bir kulu bir hastalık ile imtihan eder de, kulum bu imtihandan dolayı
bana hamd ederse, yatağından annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından
arınmış olarak kalkar. Yine Allah Teala şöyle buyurur: Ben kulumu bu şeyle
hapsedip onu imtihan ettim, (ey melekler) o sağlıklı iken onun için
kaydettiğiniz sevapların aynısını ona kaydedin."
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
2418. Enes b. Malik
naklediyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ağaca geldi ve Allah Teala'nın
dilediği sayıda yaprakları düşünceye kadar salladı. Ardından şöyle buyurdu:
"Ağrı ve musibetlerin, insanoğlunun günahlarını dökmesi, benim bu ağacı
sallayıp yapraklarını dökmemden çok daha hızlıdır."
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
2419. Enes naklediyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Mü'minin durumu
tıpkı başak gibidir; bazen sağa-sola eğilir, bazen de dik durur."
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
2420. Ebu Hureyre
naklediyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Kişi,
Allah katında öyle bir derece elde eder ki, bu dereceyi herhangi bir amelle
elde etmesi mümkün değildir. İşte Allah Teala kulunu, nefsinin sevmediği
şeylerle imtihan ede ede onu o mertebeye erdirir. "
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
2421. Said b.
el-Müseyyib naklediyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
"Herhangi bir musibete maruz kalıp da, bunu kırk yıl sonra hatırlayan ve
bundan dolayı tekrar Allah'a bağlılığını ve samimiyetini dile getiren
müslümana, Allah Teala mübtela olduğu gün verilen ecrin aynısını yazar."
Tahric bilgisi:
(el-Haris)
2422. Zuraki'lerin
azadlı kölesi Müslim b. Akil naklediyor: Abdullah b. iyas b. Ebi Fatıma'nın
huzuruna girdim. Bana dedi ki: Ey Ebu Akil! Bana babam, babasından şunları nakletti:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün ıtururken ashabına:
"Sizden kim hastalanmamayı sever?" diye sordu. Hepimiz atılıp:
"Biz ya Resulallah!" diye cevap verdik. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yolunu şaşırmış merkepler gibi olmayı
istermisiniz'!"' diye sordu ve bizim farkedeceğimiz şekilde yüzünün rengi
değişti.
Arkasından Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Musibet ve kefaret sahibi
olmak istemez misiniz?" Biz de: "Elbette isteriz" dedik. Bunun
üzerine şöyle buyurdu: "Canımı elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, mü'min
mutlaka musibete maruz kalacaktır, bu da Allah katındaki değerinden dolayıdır.
Onun için mü'min, o musibete maruz kalmadan elde edeceği mertebeyi Allah
katında elde edinceye kadar belaya duçar olacak ve sonuçta Allah Teala ona o
dereceyi nasib edecektir."
Tahric bilgisi: (İshak
ve İbn Ebi Şeybe)
2423. İbn Aclan der ki:
Babamın şöyle dediğini işittim: Ben, hasta ve perişan bir vaziyette iken Ebu
Hureyre yanıma geldi ve: "Dostunuz namaz kıldı mı?" diye sordu.
Etraftakiler: "Evet" dediler. Bunun üzerine şöyle dedi: "Bana
rivayet edildiğine göre hastalığa yakalanan hiçbir kul yoktur ki, Allah Teala
ruhunu teslim alıncaya kadar, o kulun sağlıklı iken yaptığı amellerin aynısı kendisine
yazılmasın."
Tahric bilgisi:
(Müsedded)
2424. Ebu Hureyre,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu nakleder:
"Hastalığa maruz kalan hiçbir kul yoktur ki, Allah Teala meleklerine şunu
emretmesin: Onun işlediği küçük günahları yazmayın, işlediği iyilikleri ise on
katıyla kaydedin ve yapmasa da sağlıklı iken işlediği amellerin sevabının
aynısını onun için yazın. "
Tahric bilgisi: (Ebu
Ya'la)
2424M. Enes naklediyor:
Bir kadın Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: "Ya Resulallah!
Şöyle şöyle bir kızım var" deyip onun güzellik ve endamını dile getirdi
ve: "Onu sana layık görüyorum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) de: "Kabul ettim" buyurdu. Kadın, yine kızını methetmeye ve
onun ne baş ağrısı, ne de herhangi bir rahatsızlık duymadığını dile getirmeye
başlayınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim senin kızına
ihtiyacım yok!" buyurdu.
Tahric bilgisi: (Ebu
Bekir b. Ebi Şeybe ve Ebu Ya'la)
2425. Ebu Osman
naklediyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna cüsseli, iri
yarı bir adam girdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hiç yüksek
ateşe yakalandın mı ?" diye sordu, adam: "Hayır, hiç tanımam"
dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Peki baş ağrısına yakalandın
mı?" diye sordu, O: "Hayır, onun da ne olduğunu bilmem"
karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Malınla İmtihan oldun mu?" diye sordu. Adam: "Hayır" dedi.
Bu defa Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Peki evladın ile
imtihana tabi tutuldun mu?" diye sordu. Adam yine: "Hayır"
cevabını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Allah Teala, ne evladıyla, ne de malıyla imtihana maruz kalmayan
kötü ve habis kimseleri sevmez."
Tahric bilgisi:
(el-Haris)
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: